Sanal alemde yine şu mübarek Ramazan'ın ilk gününde Atatürk'e bir sataşma var hem de bir ilçe eğitim müdürlüğünden; paylaşılan saçmalıkta O'nun cehennemde olduğu ima edilmekte!
İnanın bu deli saçmalıkları bizi Atatürk sevdasından bırakın soğutmayı, daha da çok seviyoruz kendisini bu densiz kişileri gördükçe.. Bilmedikleri din adına zannedersin ki birkaç defa öbür tarafa gidip gelmişler; ölenlerden kimin nerede olduğunu bizzat görmüşler ve günaha girdiklerini bilir-bilmez fetva vermekteler. Fakat şurası bir hakikat ki 13 yıllık iktidar bu tip insanlara korkunç pirim vermiştir!
Bugün YSK, 25. dönem milletvekili resmi sonuçları açıkladı. Duvarında "Hakimiyet Kayıtsız Şartsız Milletindir." yazının bulunduğu TBMM yakın zamanda yeni vekillerine kavuşacak. Görkemli geniş salonunda yemin edecekler ve çalışmalara hızla başlayacaklar. İlk günden ta bugüne gelene kadar bu meclis, tüm modern yapısıyla ve geniş imkanlarına haiz olmasına karşın yoklukları da yaşamıştır vakti zamanında!
95. yıldönümünü kutladığımız TBMM, 23 Nisan 1920'de ilk açılışı Atatürk'ün olanaksızı gerçekleştiren inanç, irade ve dahi aklının eseridir. Bu yüzden dolayı dünya cumhuriyet ve demokrasi tarihinde mazlum ulusların bağımsızlık hareketlerinin öncüsüdür aynı zamanda.
Ulu Önderin bizlere bıraktığı AOÇ de hoyratça yapılan 1150 odalı kaçak saraya bakınca, insan ister istemez "neydik, ne olduk, ne olacağız" diye hayıflanmaktan kendini alamıyor!
Geçmişimizi gözardı edip, bu denli şatafata ne gerek var. Halbuki 95 yıl önceki Ankara'nın hali ise 20 bin nüfuslu, fakir bir kasaba görünümündeydi. Ekonomik hayatı harap, tarihi bir kalenin eteklerinde, asırlardır geri kalmışlığının bezgin izlerini taşıyordu.
İşte ilk meclis, böyle bir Ankara'da toplanacaktı. Yeni gelen konuklarını barındırma ve ağırlama olanaklarından yoksundu. Yurdun dört bir tarafından gelenler buraya yerleşmek zorundaydılar. Yeni gelenlerden ilk Ankaralı olan Atatürk idi. 27 Aralık 1919 gününden beri Mustafa Kemal'i Ziraat Mektebinde misafir ediyordu Ankara. İki katlı binanın üst katında kalıyordu. Büyücek odanın dizaynı şöyleydi: Sac bir soba, bir iki kanepe ve koltuk, üç-dört sandalye ve bir çalışma masası. Atatürk, Heyet-i Temsiliye Reisi makamı, karargah, kabul salonu, görüşme, toplantı salonu ve çalışma odası olmak üzere hep o tek odayı kullanıyordu.
İlk Meclis'in açılış hazırlıkları, bütün ülkeye yayılan tebliğler, ordu kurulması ve savaşla ilgili konular oradan yürütülmüştü. Daha sonra yine üst katta küçük bir odaya Anadolu Ajansı yerleştirildi. Başka bir oda telgraf merkezi yapılmıştı. Atatürk, daha sonra Ankara Garı binasında üç odalı bir daireye yerleşmiş, oradan da Çankaya'ya (halen Çankaya Köşkü bahçesi içinde müze olan) iki katlı küçük bir bağ evine taşınmıştı.
İlk Meclis, 23 Nisan 1920 günü Ankara Ulus Meydanındaki tek katlı büyükçe bir salon ve birkaç küçük odadan ibaret taş bir yapıya haiz binada toplandı. Milletvekillerinin oturacağı sıralar Ankara Muallim Mektebinden getirildi. Şehirde elektrik yoktu. Kahveden alınan iki büyük gaz lambası ile aydınlatma sağlandı.
Bugün ile mukayese asla söz konusu olamayacak, o günün şartlarında giyimleri farklı bu insanların ortak niteliği, yurdu düşman işgalinden kurtarmak ve bağımsızlığına kavuşturmaktı.