Önceki gün bir davete icabet ettim. Davet sahibi, çok değer verdiğim kibar bir dosttu. Telefonda konuştuğumuzda başka kimleri çağırdığını sorup öğrenmiştim. Birkaç yıl önceki mesai arkadaşlarımdı. Her biriyle bazen barışık, bazen münakaşalı günlerimiz olmuştu. Bilinen iş ortamı durumları işte.
O akşam ise geçmişin yâdıyla tamamen neşeli bir sohbet oldu ama yemeğin benim hoşuma gitmeyen özelliği, içkili olmasıydı. Önceden bilseydim, doğrusu gitmezdim. Çünkü ben, ‘kesinlikle haram’ olduğu için içki içmem. Tabi ki düğün gibi, değişik kesimlerden insanların katıldığı toplantılar gibi, restoran gibi ortamlarda içki içenlerle içmeyenler bir arada bulunabiliyoruz. Ama o ortamlarda herkes kendi gönlünce davrandığı için pek problem olmuyor. Birkaç kişilik özel davetlerdeki psikolojik durum ise başka. İçmeyende bir günaha ortak olma endişesi, içenlerde ise ortama uymayan şahıstan dolayı rahatsızlık hissi doğabiliyor.
Arkadaşlarımı ayıplamam. Hangimiz günahtan uzağız ki? Bir günahı yaymaya çalışmayı ise kabullenemem. Arkadaşlarım o tıynette insanlar değildir. Neden içmediğimi sorup öğrenince, değil ısrar etmek, içmemi teklif bile etmediler. O tutumlarından dolayı kendilerine müteşekkirim. Üstelik bilmeden bana, kitabî olarak bildiğim bazı şeyleri, gözlemle teyit ettirmek gibi bir fırsat da verdiler.

İÇKİ SOFRASINDA KAVGA

Dostlarımdan üçünün, mesai arkadaşlığı hâlen devam ediyor. İkisinin arasında önceden beri süregelen bazı ciddi tartışma meselelerini orada da açtılar. Birbirlerine yönelik ithamlarını aynen tekrarladılar. “Bu konuyu değiştiriyorum” deyip esprili bir üslupla başka konular açtım. Bu durum, defalarca tekrarlandı. Gerçi gülerek yapıyorlardı ama o ithamlarının, kendilerini kavgaya götüreceği büyük ihtimaldi. İşte Maide Suresi’nin 90. ve 91. ayetleriyle içkinin ‘kesinlikle haram’ edilmesinin en önemli sebebi de budur.
İçki konusunda daha önce nazil olmuş başka ayetler de vardır. Onlar; Nahl Suresinin 67. ayeti, Bakara Suresi’nin 219. ayeti ve Nisa Suresi’nin 43. ayetidir. O ayetlerin ilkinde, içkinin pek tasvip edilmediği ima edilmiş; ikincisinde, faydaları da günahı da olduğu bildirilmiş; üçüncüsünde, sarhoşken namaz kılmamak emredilmiştir.
O ayetler, içkinin Allah (c.c) indinde sevimsiz bir şey olduğunun delili ise de hayatın her safhası için kesin bir hüküm belirtmedikleri için, içmeye devam eden Müslümanlar varmış. Fakat sahabeden iki zat, bir içki sofrasında yaralamayla neticelenen bir kavga ettikten sonra, Maide (Sofra)  Suresi’nin bahsettiğimiz ayetleri nazil olmuş. O ayetlerle, içki, hiçbir şüpheye mahal bırakmayacak kesinlikte yasaklanmış.

YASAK UMUMİDİR

Bazı şahıslar, “Sarhoş eden ölçüde olmazsa helaldir” iddiasında bulunuyor; bazıları ise “Ben sarhoş olmuyorum” diyerek içki içmek için kendilerine bir müsaade olduğunu zannediyorlar.
Sarhoş eden içkinin miktarı, şahıstan şahısa olduğu gibi, aynı şahsın farklı zamanlardaki psikolojik durumlarına göre de değişebilir. Fakat her insanı mutlaka az veya çok sarhoş eder. Bu itibarla, içki içme yasağı, şahsa ve zamana göre değişmeyip umumidir; her Müslüman’a, her zaman yasaktır.
Kaldı ki yasak konduktan sonra, artık sarhoşluk ölçüsünü de düşünmemek gerekir. Zaten Maide Suresi’nin bahsettiğimiz iki ayetinde sarhoşluktan bahsedilmemektedir. O ayetlerin mealini Elmalılı’nın tefsirinden aktarıyorum:
“Ey iman edenler! İçki, kumar, dikili taşlar (putlar) ve fal okları şeytan işi birer pisliktir. Bunlardan kaçının ki, kurtuluşa eresiniz. Şeytan, içki ve kumarla sizin aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık bunlardan vazgeçtiniz değil mi?”   
Şüphesiz ki Kur’an-ı Kerim’in her ayeti çok önemlidir. Fakat Peygamberimiz (s.a.v), bazı sure ve ayetlere özellikle dikkat çekmiştir. Maide Suresi de o surelerdendir. Son nazil olan surelerden biri olmakla nesh edilen bir hükmü de yoktur. Bu itibarla, Peygamberimiz o surenin önemini şöyle anlatmıştır:
 “Maide Suresi nüzul bakımından son inen surelerdendir. Şu halde helalini helal, haramını haram tutunuz.”
Tekrar yemek davetine dönelim:  
Her şeye rağmen o akşam bir araya gelmemiz, şahsım için güzel oldu. Davet sahibine de davetlilere de teşekkür ediyor, içkiyi terk etmeleri için Allah’a dua ediyorum. Onlar da benim sigarayı bırakmam için dua etsinler lütfen. Zaten hangimiz kusursuzuz ki? Böyle deyip kusurlarımıza devam etmek hakkına da sahip değiliz.