YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR!.. (4/35) 

Aczimin Giryesi – 04.06.2018 – 22:06

Muhterem hocam, teşekkürler. Selam ve hürmet.... 

Ertuğrul – 04.06.2018 – 23:59

Hocam iltifatınıza ziyade teşekkür ederim. Bilmenizi isterim ki her zaman yorum yazmasam da, yazılarınızı azim bir iştiyak ihtiras ve sabırsızlıkla bekliyor vakit geçirmeden okuyorum. 

Osman Karaman – 05.06.2018 – 11:52

"Şimdiye kadar hep milletin yanında yer aldıkları için bu seçimde ‘millet ittifakına destek olacaklarını” beyan edenler -eğer bu haberler doğruysa- kendilerine yazık ederler. Sözde cemaat ama gerçekte holding haline gelen bugünkü yapının da izmihlali çok yakındır. Çünkü bu tavır dürüst bir tavır değildir. Soruyorum; 16 yıldır girdiği her seçimi kazanan Tayyip Erdoğan'ı başka bir millet mi seçmişti? 15 Temmuz'da millet sokaklara çıktığında "milletten yana olduklarını” söyleyenler neredeydiler?! Niye yalan söyleniyor? Niye sahtekarlığa tevessül ediliyor? Din düşmanı CHP ile, FETÖ projesi İP ile, terörist HDP ile aynı safta yer alanlar hiç Allah'tan korkmaz, kuldan utanmazlar mı? Bu nasıl bir basiret bağlanmasıdır. Yarın ne yüzle Müslümanlardan yardım isteyecekler? İnşAllah Erdoğan'a bitmez tükenmez kin ve nefret duyanlar, bir gün Erdoğan'ı aramazlar!..

Aczimin Giryesi – 05.06.2018 – 19:38

Hay ağzınıza sağlık! Allah razı olsun Osman kardeşim. Biz elimiz kulağımızda, artık bu defa yanlıştan dönülecek haberini beklerken işaretler hiç de öyle göstermiyor maalesef. Hayırlısı olsun. "İşte kim zerre ağırlığınca (iman ve ihlâsla) bir hayır işlerse, onu(n karşılığını) görecek. Kim de zerre ağırlığınca bir şer işlerse onu görecektir." (Zilzal, 7-8)

HARAMEYN-İ ŞERÎFEYN – MEKKE-MEDİNE HAREMİ!... (2) 

Seçici – 08.06.2018 – 00:34

Sayın Akkoca, uzunca bir tahlil derin bir tetkikle ilmi Makaleler kaleme alıyorsunuz gayet güzel ama, okuyucularınız hepsini okuyamayabilirler daha kısa ve öz olursa okuyucunun hafızasında yer tutar diye düşünüyorum.

Ama, ben yazar değilim doğrusunu yine siz bilirsiniz.

Azîz Kardeşim. Bendeniz, çok kısa nükteler, fıkra’lar yazan birisi değilim. Dikkat buyurursanız, yazılar, tedkîk, inceleme ve araştırma mahsûlüdür. 

EDİTÖR KARDEŞ... ŞİKAYET ETTİĞİMİZ HUSUSLARDA HİÇBİR GELİŞME OLMADI. Yine belli bir müddet geçince yazdığımız yorum siliniyor. Yine yazıyı buradan kopyalayıp başka bir yere yapıştırınca paragraflar ortadan kalkıyor, bütün yazı tek paragraf haline geliyor. BİR ÇARE LÜTFEN.

Teknik servislerdeki arkadaşlarım alakadar olacak gereğini yapacaktır. 

Selamun Aleyküm – 08.06.2018 – 09:56

Hocam Mekke ve Medine’de sahipleri Yahudi Siyonist olan uluslar arası otel zincirleri var. sizin yazılarınıza göre bunlar nasıl girmişler oraya, girememeleri gerekmez miydi? o zaman bu hadisleri nasıl anlamak lazım. İşari yorumları olabilir mi bu hadislerin. mesela Mekke ve Medine’den kastedilen kalp ve ruh olabilir mi?

İsmini, remzini bildirmeden, “Selâmünaleyküm” diyerek, 08.06.2018, saat 09:56 saati i’tibariyle yorum yapan Değer’li Kardeşim. Ve aleykümü’s-Selâm ve rahmetü’llâhı ve berekatühû, diyerek Selamınızı mukabele ederim. 

Aziz Kardeşim. Mekke-Medine Harami içerisinde bulunan oteller her ne kadar Milletlerarası oteller zincirinin markaların taşısalar da zâhirdeki sahipleri ve burada çalışanlar Müslüman pasaportu taşıyanlardır. 

Husûsiyle Medine Harami ile alakalı hadis’lerin zahirinden, sarihinren udûl edip, delâlet, işâret ve iktizasına gitmek için herhangi bir zarûret yoktur. Bu serî’nin gelecek makalelerinde izah edileceği gibi, Cenab-ı Hak Ashab-ı Fîlî helâk ederek, Mekke Haramini muhafaza buyurduğu gibi, tarihte defe’atle, Medine Haramine de gayrimüslimlerin ayak basmalarına izin vermemiştir; kâfirler Seniyyetü’l-Vedâ Tepelerinden öteye gidememişlerdir. 

YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR!... (4/35) 

Osman Karaman’a Cevap: 08.06.208 – 10:15

Osman Karaman bir yorum yazmış, Aciz Giryenin ağzı kulaklarına varmış. yazık size camiayı nereden eleştirip vuracağınızı şaşırıyorsunuz. camianın geçen seçimde olduğu gibi bu seçimde de henüz bir yönlendirmesi olmadı, ama maşAllah siz şimdiden fetvaları vermeye başlamışsınız. Müslümanlar zekat ve yardımlarını sizin gibi siyasi düşüncelerine göre veriyorlarsa vay halimize. her ne olursa olsun, cemaatin başındakiler ne derse desinler oy verirken yanınızda kimse yok. ayrıca cemaatin içindeki her fert de en az sizin kadar zekalıdırlar. ne yapacaklarını bilirler.

Yorumunuza asıl muhatapları gereken cevabı vereceklerdir. Ama, hiç kimsenin ağzı kulaklarında yorumlarda bulunduklarını sanmıyorum. İçleri kan ağlayarak Nezîh Câmia’nın istikbalinden endişe duydukları, çok dertli oldukları için bu yorumları yapıyorlar. Keşke her şey sizin hayâl ettiğiniz gibi olsaydı. Osmanlı’nın ınkıraz dönemi, Balkanlar gitmiş, Mısır gitmiş, 93 harbi olarak bilinen Rus Savaşı başlamış, Vezir-i Âzam çok endişeli, mahzun, Dâru’s-Sââde kapısında kendisini karşılayan Harem ağalarından birisi, Paşam-Vezirim, ne diye bu kadar endişelüsün? Asâkir-i Mansur-u Osmaniyeyi, Mansur-u Muhammedî’yi düşmanlarımızın üzerine salarsın, hepsini mağlûp ve perişan eder,” demiş... Paşar-Vezir ellerini kaldırmış, “Allah’ım! Bir günlüğüne olsun, bu ağa’nın aklını bana ver de, hiç değilse, bir gece rahat uyku uyuyayım!”

Aziz Kardeşim. Arzulanan, beklenen sizin hayal ettiğiniz gibidir. İnşâ Allah! Hiç değilse bu dönemde hayaliniz gerçekleşir. 

Aczimin Giryesi – 08.06.2018 – 23:17

OSMAN KARAMAN’A CEVAP rumuzlu kardeş Ağzım kulaklarımda hiç yorum yazmadım. Bu ifade pek hoş değil. Sadece Osman Karaman kardeşin yorumuna katıldım, o kadar. Geçen seçimde yönlendirme olmadı diyorsunuz, bunu derken kalbiniz rahat mı? Şu anda da yönlendirme yok, öyle mi? Yine soruyorum, kalbiniz rahat mı? Mekanizmayı bilseniz, yönlendirmenin çoktan yapıldığını anlardınız. İşaretler bazen yazılarla, bazen başka simalar üstünden gelir. Bakınız bir dua edeyim: Allah’ım, yönlendirme mevzuunda işaretlerden çıkan tahminlerimizi yanlış çıkart, amin. Yanılmayı samimiyetle diliyorum. Seçimden sonra da size bu suali soracağım. Müslümanlar yardımlarını siyasi düşünceye göre değil, din düşmanlarıyla aynı safta durup durmadığınıza bakarak yapar/yapmaz. Mazide yapılan o büyük yanlıştan sonra daha evvel büyük yardımlar yapan samimi Müslümanların nasıl tepkiler verdiğini duymamış olamazsınız. "Nasıl onların yanında durdunuz?” Sordukları bu. Haksızlar mı?

Aziz Kardeşim. Ağzına, diline kalemine sağlık. Câmia’mızın bir duruşu olmalı ve bu duruş, kimler çok yardım eder, kimler çok zekât verir, diye aslâ değişmemelidir. 

Bilgiç – 08.06.2018 – 20:35

Siyasi meselelerde tartışmaya gerek yok, dünyada her yerde secimler formaliteden ibarettir, kimin seçileceği aylar öncesinden bellidir, Trump, Putin, Macron, Tereza May vs., O yüzden seçimlerde propaganda yapıp, yırtınıp, tartışıp kavga gurultu etmeye hiç gerek yok. mesele secimler olunca kafanızı yastığa vurup yatın. Dediğim gibi netice aylar önceden bellidir.

Bilgiç Kardeşim. Seçtiğiniz Remzinize pek uygun, komplo teorilerine biraz fazla kapılmış görünüyorsunuz. Gerçek olan, A.B.D.’nin, Avrupa Birliği’nin, İsrail’in, İran-Irak Şîa ekseninin, hattâ Suûdî Arabistan’ın, Vatikan’ın, Dünya Kiliseler Birliği’nin, Avangelist’lerin, Dünya Siyonizm Teşkilatının, Recep Tayyip Erdoğan ve partisini iktidar yapmamak üzere bütün güçleriyle çalışıyorlar, olmaladırı. 

Tabî ki, dâhilî şer ittifakı da. 

YORUMCU’LARA CEVAPLAR VE MUTALA’ALAR!.. (4/36) 

Seçici – 10.06.2018 – 05:07

Sayın Akkoca, sizlerin tasvip ettiğimiz yazılarınıza teşekkür ediyorum.

Beğenmediklerimizi de tenkid ediyorum.

Aziz Kardeşim. Her yazıyı, her yorumu illâ beğeneceksiniz, diye bir kural yok. Elbette tenkîd de en tabîî hakkınızdır. Yeter ki, tenkid, temiz bir dil ile, hakaret, küçümseme, sövme ihtiva etmesin. Siz de başkaları gibi vahim bir hataya düşmeyiniz. Bendeniz, ehl-i Sünnettenim. Bid’atlere karşı aşırı hassasiyetim vardır. Buradaki yazıların-yorum’ların muhatabı, aslâ, muayyen bir câmia ve cemaat değildir. Bütün Ümmet-i Muhammed’dir. Yazılanlara yorumlara bundan böyle bir de bu gözle bakınız. 

Aziz Kardeşim. Bu zemin bir fikirler bağçe’sidir (bahçe) kelime’nin doğrusunu yazdığım halde, parantez içerisinde, “Lügat-ı Meşhûr’undaki kelimeyi yazmak zorunda kaldım. 

Yorumunuzdaki “Dalkavuk” “Her yemeğe maydanoz” “Otlanmak” size yakışmamış... Biraz düşünme fırsatınız-şansınız olsaydı, hakaret ihtiva eden bu kelimeleri yorumunuzdan çıkarırdınız. Bundan eminim... 

Akif Güler – 10.06.2018 – 05:15

Arada sırada yazılarınızı okuyorum ama, diğer yazarlar gibi değilsiniz okuyucularınızı birbirine tutuşturmayı marifet sayıyorsunuz. Bilmiyorum ama sanki ilkokulu dışardan bitirmiş gibisiniz.

Aziz Kardeşim. Lütfen ve tenezzülen, arada-sırada yazılarımızı okuduğunuzu ifade buyurmuşsunuz. Fakat bu zeminin formatının farkına varamamışsınız. Bu zemin size bile açık olduğuna göre, herkese açıktır. Bu zeminde zaman zaman beni zaman zaman yorumcular birbirlerini muhatap alıp-yorum yaparlar cevap verirler. “Müsâdeme-i efkâr’dan Bârika-i Hakîkat çıkar”. Siz, lütfeder, bitirdiğiniz fakülte ve Yüksek Okul diploma, doktora, doçentlik, profesörlük titr sertifikalarını bana gönderirseniz, bendeniz de, Üniversitelerimizin Gazetecilik Enstitüsü, Yüksek Okulları ve Meslek Kuruluşlarımızın lütfedip yazılarıma verdikleri ödül belgelerini gönderirim. Kibir ve gurur İblis’e yakışır... 

ERTUĞRUL – 10.06.2018 – Saat 17.39

Seçici Remzini kullanan arkadaş, ben usulü ve üslûbu dairesinde dermeyan ettiğiniz efkârınıza bir şey demiş değilim. Edebi çerçevesinde önce de dediğim gibi tenkid de hakkınızdır. Tepe tepe kullanın. 

Fakat beni rahatsız eden ne? 

1) Mustafa Hocamıza yaptığınız ağır ithamlar ki, buraya yazmaya dahî teeddüp ederim. 

2) Hocamıza karşı saygı çizgisini aşan üslubunuz. 

3) Karşınızdakilere düşman gibi görmeniz ki, burada “Müsâdeme-i Efkâr’dan Bârika-i Hakîkat doğar,” fehvasınca medenice fikir teâtisinde bulunuyoruz. Binâen aleyh, ne bu şiddet ne bu celâl “Ruhamâ-ü Beynehüm,” ayeti hiç aklınıza gelmiyor mu? 

4) Neden burada bunları alâmelei’n-Nâs yazıp da vazifelilere söylemiyorsunuz?, diyorsunuz? Vallâ böyle bir imkân olsa kim değerlendirmez? Senden önceki bir-çok arkadaş bunu söyledi. Elini vicdanına koy, şu yazılanların binde birini, kim bir idareciye gidip söyleyebilir? Söylerse kim dinler? Anivâhid’de izole edilir. Bu, cümlenin ma’lumudur. Kabahat, “Samur Kürk olsa” kimse üzerine giymez, denilmiştir. 

Adam olmak, alim olmaktan öncedir...