HASAN ARIKAN HOCA’MIZ DA HAKK’A YÜRÜDÜ!...

Hasan Arıkan Hoca’mız 40 günden ziyade,Grona- Govit  19  Virüsü,  beliyyesi 

 sebebiyle,hastahane’de, entübe edilmiş bir vaz’iyyete , koma’da, Reanimasyon Servisinde tedavi edildikten sonra,ma’alesef,06. Kasım 2021,Çarşamba günü,saat,21,45’de Hakk’ın rahmetine kavuşmuş, 007. Kasım 2021 Perşembe günü İstanbul’da, Karaca Ahmed  Kabristanlığında bulunan, Hazreti Üstaz’ımızın civarındaki Makber-i Mahsusuna defn’edilmiştir.

Hasan Arıkan kimdi? Vefaetı üzerine, Timsah gözyaşı  dökerek ba’zılarının anlattığı masallar bir tarafa, Hazreti Üstaz’ımıza ilk intisap edenlerden,H azreti Üstaz’ımızın ilk talebesinden, Merhum, Mustafa Çırpanlı Hoca’mızın ilk talebesinden, Kıvrasıllı Mustafa Efendi, Mustafa Arıkan’ın kendisinden, 37 gün önce ebediyyete intikal edenKardeşi Mehmed Arıkan ile birlikte Allah yoluna adadığı kimsedir.Yöremizde,umûmiyyetle, Tarım ve Hayvancılıkla iştigal edildiği için, çocukların, hususiyle erkek çocukların bir şekilde işgücüne, çalışma hayatına katılmaları 5 yaşından i’tibarenbaşlar. Kıvrasıllı, Mustafa Efendi’nin, Mustafa Arıkan  Ailesi’nin,  Alanya- Oba’da,  Dim  Çayı’nın suladığı ve ortasından geçtiği,  uçsuz  budaksız, Narenciye ve muz bahçeleri vardır.Dışardan onlarca insan istihdam etmektedir, ama, işin başında yaşları küçük de olsa Aile’den birilerininbulunması ve işe nazeret etmesi zaruridir. 11 yaşında Mehmed Arıkan ve iki yaşbüyüğü, 13 yaşında  Hasan Arıkan bu işler için bulunmaz kaftandırlar. Ama, hayır! Kıvrasıllı Mustafa Arıkan, oğullarını önce 1950 yılında Alanya- Oba’da, Merhum, Çırpanlı Mustaf Hoca’mıza teslim eder, bilahere, 1953 yılında, nevm- yakaza arasında, Hazreti Üstazımızdan aldığı,” Kıvrasıllı! Mehmed’leri bana getir!, ihtar ve ikazı üzerine, İstanbul’ a götürür,Hazreti Üstazımıza bizzat teslim eder. Eski devirlerde babalar evladını, hoca’ya veyaustaya teslim ederken,” Hocam- Ustam,eti senin kemiği benim,” diye teslim ederlerdi. Kıvrasıllı, oğullarını Hazreti Üstaz’ımıza teslim ederken,” Efendim, eti de sizin kemiği de sizin, oğullarım hayatları boyunca, Allahyoluna adanmışlardır,” diye teslim etmişti.

Bu bakımdan, Merhumlar, Hasan Arıkan, Mehmed Arıkan Kardeşler, Hazreti Üstaz’ımızın, ihda,irşad ve tecdid   mücadeilesinin müşahhas eserleriydiler.82,84 yıllık hayatları ibret alınacak nice faaliyetlerle doludur. Bir nev’î, Hazreti Üstaz’ımızın mücahde ve mücadele tarihini oluşturuyorlar.Hasan Arıkan Hoca’mızı, 1959 yılında tanımıştım.16 Eylül 1959  Çarşamba  günü,  Merhum, Hacı İsmail Yakutlu’nun, Hazreti Üstazı’mızın İrtihal haberini verdiğinde Konya’da Topraklık Kursumuzda beraberdik, Aldığımız haber üzerine, nasıl kahrolduğun,nasıl perişan bir halde ağladığına şahid’lik edenlerden birisiyim.Daha sonraki yıllarda, yakın çalışma imkanımız olmadı, ama,gerek Aileye yakınlığım, gerekse Mehmed Arıkan Hoca’mızla  60 yıllık çok yakın mesaimiz dolaysıyla, Hasan Arıkan Hoca(mızı da yakından ta’kip ettim. Çatalca’da Tekâmül okuttugum yıllarda, Tarsus’tan,Kahramanmaraş’tan ve Kilis’ten Tekâmüle göönderdiği, hakikaten çok iyi yetiştirilmiş talebesini okuttum,tanıdım.Her Tekamül devresinde, Kendisini Çatalca’ya da’vet ettim, sohbetlerde bulundu, hususiyle Hazreti Üstazımızla alakalı, hatıratını anlatmıştı,

Arşivimi yeniden tarayıp, Hasan Arıkan ve Mehmed Arıkan  hakkında   tarihe kayd düşülmesi gereken ne varsa aktarmay gayret edeceğim. Aslında bu çalışma bir nev’î, Yolumuzun tarihini gelecek nesillere aktarmak vazifesini de yerine getirmek olacaktır.  30 Eylül,2021,gece yarısı, Mehmed Arkan Hoca’mız, aynı gün, kendisinden dört saat önce damadı, Tevfik Rauf Baysal, 03. Ekim 2021 Pazar günü, Hasan Arıkan Hoca’mızın, Muhtereme Zevcesi, Esma Hanım,11 Ekim Pazartesi günü,Mehmed Arıkan Hoca’mızın zevceleri, Muhtereme, Ayşenur Hanım, nihayet 06 Kasım 2021, Pazarı Pazartesiye bağlayan geice, 21,45’de Hasan Arıkan Hoca’mız vefet etmiştir. 37 gün içinde aynı aileden, hem de ailelerin direği babalar, analar, ağabeyler,yengeler... Arıkan Ailesi’nin geride kalanları için dayanılır gibi bir acı değil... Hem babalarını hem annelerini  ebediyyete uğurlayan, Hasan Arıkan Hoca’mızın oğulları, Esa’d Arıkan, M.Cemal Arıkan ve Tunahan Arıkan Kardeşlerime, babaları ve annelerini ebediyyete ugurlayah Faruk Arıkan, Kamil Arıkan ve Handan Arıkan Baysal ma’nevî  yeğenlerime, ayrıca, iki-üç aylık bebeğiyle, babasından.annesinden ve zevcinden mahrum, yapayalnız kalan, Handan Arıkan Baysal’a, Ağabeyleri ve yengelerini ahirete uğurlayan, Hüseyin Arıkan, Latif Arıkan, S. Hilmi Arıkan, Safiye Temizerler ve Bedia  Kardeşlerime, ta’ziyetlerimi sunar, Rabbimden Sabr-u Cemîl, Ecr-ü Cezîl niyaz ederim.

                     “ Kadrini seng-i musallâ’da bilüp ey Bâkî!

                      Durup el bağlayalar  karşında  yarân  saf saf...”

Divan Edebiyatımızın   en Meşhur şâir’lerinden, Merhum, Bâkî’nin bu beyti sanki Hasan Arıkan Hoca’mız için söylenmişti, Hasan Arıkan Hoca’mız,  ömürboyu yaptığı irşad,ihda ve tecdid hizmetlerini adeta taçlandırdığı Rusya Federasyonu hizmetinden İstanbul’a avdet ettiğinde, Hizmetlerimizde “I’ğrab’tan mahalli olmayan, hiçbir müktezebatı olmayan kimi kalpazanların  hakaretlerine, yalan,iftira ve buhtanlarına ma’ruz kalmıştı-bırakılmıştı. Hazindir, hatim gecelerinde ,toplantılarda,kendisi için, münafıktır,münafığın başıdır,” diyecek kadar alçalanlardan ba’zıları da 20 bin kişiyle birlikte  ahirete teşyî  merasimine katılmışlar, timsah gözyaşı dökmüşlerdir.

Talip,hoca,  idareci,bölge idarecisi, vaiz olarak 70 yıl hizmet etmiş ve bu 70 yılın 12 yılı, Hicrette,Rusya Federe Cumhuriyet’lerinde,Ehl-i Sünnet Akidesini tebliğ için geçmiş birisi, Hizmetlerini muvaffakıyetle tamamlamkış, verilecek emirlere muntazır olarak İstanbul’a dönünce, ilminden,ma’neviyyatından ahlakından ve tecrübesinden a’zamî istifade etmeleri için, İstanbul’daki en büyük Tekâmül Kursunun başına geçirilmek yerine, Tali kurslardan birisinin torunu yaşındaki idarecisine,” Hasan Arıkan Hoca’yı, hatim  cemaatinden birisi olarak sana emanet ediyorum,” diyen bir İdarecinin,( Büyüğün(!)ferasetine ne diyeceksiniz?  ” Hasan Arıkan Ağabey, benim Hatim Cemaatimdendi,” diye böbürlenen  yeni yetme  sözde idareciye ne diyeceksiniz?... Haydi diyelim, size  böyle bir  şey  söylendi, “ Ef1endim, Hasan Arıkan kim! Bendeniz kimim! Onun bulunduğu yerde te’eddüben ben nasıl hatim yaptırırım? Demesi lazım gelmez miydi?

Hasan Arıkan Hoca’mız, 15 yaşından i’tibaren, ömrünün tamamını, Memleketi Alanya’nın dışında geçirmişti. Buna rağmen, Alanya ağzını, mahallî  şive’den hiç vazgeçmemişti, İleri zamanlarda, müşterek hatıratımızda bunlardan tafsilatıyla bahsederim.Bizim Yöremizde,Vefat eden, meyyit defnedildikten sonra, Muisallâ Meydanında, meyyit’in yakığnları yakınlık derecesine göre sıra olurlar, teşyî  merasimine katılanlar, “ Emir Allah’ın! Höküm Allah’ın! “ diyerek ta’ziyede bulunurlar. Aslında, “El-Emr-u Li’llâh,  El-Hükm-ü Li’llâh ,” terkiplerinin yöreye uyarlaması, Hasan Arıkan Hoca’mız, hayatta iken, ihvanımızdan birisinin yakını vefat ettiğinde, ta’ziye dilerken,” Emir Allah’ın, Höküm Allah’ın,” diye yöre ta’birlerini kullanırdı. Ruhu şad,Mekânı Cennet, Makamı Âlî olsun...