BİZ KİMİZ, “FE EYNE TEZHEBÛN,” (SİZ NEREYE GİDİYORSUNUZ?... (3)

Kağıthane Kaymakamlığı, Kağıthane İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü, Kağıthane İlçe Mahallî İdareler Şefliği’nin, 22.01.2017 tarih ve 88202120-492-E 2947 sayılı yazısı, İsmail Koyunusta’nın 20.11.2017 tarihli dilekçesi, Kağıthane Belediyesi İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün, 10.01.2018 tarih ve 2210263 sayılı yazısı, İstanbul İl Millî Eğitim Müdürlüğü’nün, 26.01.2018 tarih ve 1999530 sayılı yazısı üzerine, ilgili yazılara ve dilekçe’ye verdiği cevapta, “Özel Sadabad ortaöğretim erkek öğrenci yurt binasının riskli yapı tespitine ve tahliyesine ilişkin adlî sürecin ba’zı da’va’larda tamamlanmış, ba’zı da’va’larda devam ettiği, hali hazırdaki adlî süreç sonuçlanıncaya kadar boş tutulması, yurt’da kalmakta olan öğrencilerle ilgili olarak İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü’nce gerekli tedbirlerin alınması, yurt binasının yıkılması ve ruhsatının iptali ile ilgili olarak, adlî süreç sonucuna göre işlem te’sis edilmesinin uygun olacağını teklif etmiştir.

Sadabad öğrenci yurdu ve Lojmanı, riskli yapı ilan edildikten sonra, 6306 sayılı kanun gereğince, Tapu kayıd’larına Kağıthane Belediye Başkanlığınca, 06.01.2017 tarihinde “Satılamaz ve başka maksadlarla kullanılamaz,” şerhi konulmuştur. 28.02.2017 tarihinde, İstanbul 13. Asliye Hukuk, 07.04.2017 tarihinde, 6306 sayılı kanun gereği, 19.01.2017 tarihinde, İstanbul 11. Asliye Hukuk Mahkemesi, 12.10.2017 tarihinde yine, 11.Asliye Hukuk Mahkemesi kararlarıyla İhtiyat-ı Tedbir kararları Tapu kaydına şerh edilmiştir.

Dernek, Yapı Kayıd Belgesini ibraz ile, Belediye’ye yıkımın durdurulması talebini iletmiş, buna karşı, Belediye, Bina’nın arsasının Hazine’ye aid oluşu, Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkındaki kanun gereği riskli yapı olarak kabul edilmiş yapıların, Yapı Kayıd Belgesi almasının yıkım sürecini etkilemeyeceğine dair cevabî yazıyı göndermiştir.

Bütün İdarî İ’tiraz yolları tükenince bu kerre, Dernek, yürütmenin durdurulması talebini de ihtiva eden bir da’va dilekçesiyle, İstanbul İdare Mahkemelerinde da’va ikame etmiştir.

İstanbul 13.İdare Mahkemesi, 25.10.2017 tarih ve 2017/1464 sayılı kararı ile yürütme’nin durdurulmasına karar vermiş, Mahallî İdare’nin, Müdürlüğün, (İlçe Millî Eğitim Müdürlüğü’nün) bütün icraatı durdurulmuştur.

Yürütmeyi Durdurma Kararı, esas da’va sonuçlanıncaya kadar İdare’nin işlemleri dolayısiyle da’va’cının telafisi imkansız zarar ve ziyana uğramaması için, evveliyetle verilen bir tedbir kararıdır.

Bu kerre, İstanbul 13. İdare Mahkemesi, “Da’va konusu Sadabad talebe yurdu ve Sadabad Lojman binasının 6306 sayılı Afet riski altındaki alanların dönüştürülmesi hakkında kanun kapsamında riskli yapı olduğuna dair tespite karşı da’va’cı dernek tarafından yapılmış olan i’tirazın reddine ilişkin İstanbul Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’nün, 17.07.2017 tarih ve E 24046 sayılı işleminde ve söz konusu 60 gün içerisinde yıktırılması ve tahliyesine ilişkin, Kağıthane Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğü’nün 21.07.2017 tarih ve E 11440/2162880 sayılı işleminde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır, özetiyle, Esas No: 2017/1464 Karar No: 2017/1754 dosyasında, 09.09.2019 tarihinde, istinaf yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verilmiştir.

Artık, bütün İdârî itrazlar neticelenmiş, mahkeme’ler kararlarını vermişler, yıkımın önünde hiç bir mani kalmamıştı. Bütün taraflar, yıkım için tam bir kanaate sahip olmuşlardı. Aslında, aynı ada ve bitişik parsel’deki, depreme dayanaksız, riskli yapı, cami ve müştemilatının, 2016 yılında yıktırılması, aynı ada’da bulunan bir başka bitişik parsel’e, arsası Hazine’den alınıp, zemine uygun, fora kazık temel ve deprem yönetmeliğine mutabık inşa ettirilen, Ortaöğretim erkek öğrenci yurdunun, eski yurt ve Lojman bina’larının bitişinde inşa edilip açılması, -ki bu yeni yurt binasının yerinin Hazine’den satın alınması, inşaatın ruhsatlandırılması, tamamlanması ve iskan sürecinde, Mülkî İdarî Amirliğin ve Mahallî İdare’nin büyük katkısı ve yardımları olmuştur.- bütün taraflarca, zımnen eski yurt ve Lojman bina’larının yıkılmasının bütün taraflarca kabulü demekti.

Kağıthane Belediye’sinin, 21.07.2017 tarih ve E11440/2162880 sayılı 60 günlük müddet verilmesine dair, tebliğe yapılan i’tiraz reddedildiği için, artık yeni bir süre verme zarureti de kalmadığı için, Derneğe, Yurt ve Lojman bina’larının yıkılma zamanı için şifahî mutabakata varılmıştır. Rahat şartlarda Yurdu ve Lojman bina’larını boşatabilmeleri için, uzun zaman tanınmıştır. Yıkımda, can ve mal güvenliğini te’min zımnında, Emniyet Müdürlüğüne yazı yazılmış, Emniyet Müdürlüğü yetkilileri, yıkımdan iki gün önce, keşif yapmışlardır. İki gün öncesi son bir kez daha, dernek yetkilileri ile görüşülmüş tam bir mutabakat sağlanmıştı. Belediye yetkilileri, yıkımdan bir gece önce, gece yarısı, 01:30’da son bir kez daha, “Yıkımın akşam karanlığına uzamaması için çok erken saatlerde başlamak istiyoruz, lütfen hazırlıklı olalım,” diye ihtarda bulunuyorlar.

31 Ekim 2019 tarihinde Saat 08:40’da kepçe ilk darbesini vuruyor, her iki binanın da yıkımı akşam karanlığı çökmeden tamamlanıyor. Mahallî İdare’nin verdiği bilgiye göre, bölge’de, Öğrenci Yurdu ve Lojman bina’larından başka, amme’ye aid, bir cami, dört okul, eşhas’a aid, 123 bina riskli zeminde, riskli bina oldukları gerekçesiyle yıktırılmıştır.

Ne yapılmalıydı?! Yurdun ve Lojman bina’larının riskli olduğu ve yıkılması gerektiği tespit edilip, Derneğe tebliğ edildiği andan i’tibaren, Yurt ve Lojman derhal tahliye edilmeli, yıkım için Belediye’nin harekete geçmesi beklenilmemeli, hurda karşılığı yıkım işi yapanlara havale edilmeli, Hazine arsası tertemiz sahibine teslim edilmeliydi. Yaklaşık, üç yıllık i’tiraz ve muhakeme müddetinde, Allah Muhafaza buyurdu, Yurt ve Lojman bina’ları yıkılmış olsaydı da, talebe’den birisinin burnu bile kanasaydı, Mülkî İdarî, Mahallî İdarî ve Millî Eğitim salahiyetlileri, vazifeyi ihmal ve yetkilerini sû-i İsti’malde bulundukları için muhakeme edilir ve ağır cezalara çarptırılırlardı. Ya bizler?! Konya-Hadim, Adana-Aladağ Kız Yurdu yangınlarının yaftası hala boynumuzda asılı dururken, burada muhtemel bir kaza’nın hesabını, ne Allah’a (Celle Celaluhû), ne Resûlü’ne (salla’llahu aleyhi ve sellem) ne Hazretimize (Kuddise Sırrıhû) ve ne de insanlara veremezdik...

Yıkılacak Yurt ve Lojman binaları iki gün öncesinde tamamen boşaltıldığı halde, yıkım gecesi, talebe kardeşlerimiz, provoke edilerek, ellerine birer Kur’ân-ı Kerim verilerek yığılmaları, Sizin can ve mal emniyetiniz için orada bulunan, Emniyet ve Zabıta elemanlarına, taş atılması, daha da kötüsü, atılan taşlardan daha da acıtıcı, ilenilmesi, la’net edilmesi ve bed’du’a’da bulunulması, asla bizlere yakışmamıştır. “Talebe’nin eşyası’nın ve Kur’ân-ı Kerim’lerin enkaz altında kaldığı doğru değildir; yıkım sırasında emniyeti te’min için orada bulunan, Emniyet elemanları, en az, bizler kadar Kur’ân-ı Kerim’e hürmeti olan ve ekserisi beş vakit namaz kılan Kardeşlerimizdir. Bu nesil, Suriye’de, altına bomba tuzaklanmış, yere atılmış bir Kur’ân-ı Kerim’i hiç tereddüt etmeden, yerden alıp bağrına basıp şehid olan bir nesil. Operasyonlara çıkmadan evvel du’a ederek, Fetih Suresi okuyarak çıkan bir nesil...

Aslında ne oldu? İstanbul’un küçük bir İlçe’sinde, Kağıthane’de, Mail-i İnhidam, riskli zeminde, riskli, tehlike arz’eden bir Yurt ve bir Lojman binası, kontrollü olarak yıktırılmıştır. Türkiye genelindeki, İstanbul genelindeki, hatta, Kağıthane genelindeki kurslar-yurtlar’la alakalı hiç bir hareket söz konusu değildir. Farz-ı muhal, Kağıthane’deki, Mülkî ve Mahallî İdareler ve Millî Eğitim Müdürlüğü, bu binaları kasden ve Su-i niyetle yıktırdılar. Mantıken, bitişik parseldeki ve Kağıthane’deki diğer yurt ve kurs binalarını da yıkmaları gerekmez miydi?

Hem sonra, Kağıthane Sadabad Öğrenci Yurdunun yıkımın neresinde, Memleketimizin Sevad-ı A’zamı, yerli ve millî partiler vardır? Neresinde, Hükûmet ve Devlet’in başı vardır? Neresinde, Diyanet, mezhepsizler, refomistler, güncellemeciler vardır?

Toros’lar’da, sık tekrarlanan bir Atasözü vardır; “Ürmesini bilmeyen köpek sürüye kurt getirir.” Riskli, tehlikeli ve mail-i İnhidam bir yurt binasının kontrollü olarak yıktırılması vesiyle edilerek, Donkişot’un yel değirmenlerine saldırması gibi, hayâlî düşmanlar ittihaz ederek kendimizden başka, herkese Vâveylâ ile, Sosyal Medya vasıtasıyla nerede ise üçüncü Cihan Harbini başlattık, önümüze gelen herkese la’net otuduk. Bize, hiç mi hiç, yakışmadı...