Yazı ve fotoğraflar: M. KEMAL SALLI

Bu yılki ETNOSPOR etkinlikleri, 'Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın' mottosuyla Atatürk Havalimanı'nda gerçekleştirildi.

ETNOSPOR, yalnızca sportif etkinliklerin yapıldığı bir festival değildir. ETNOSPOR etkinlikleri, binlerce yıllık bir geçmişi, engin ve çok zengin birikimi olan bir kültürel mirası yaşatmak ve gelecek kuşaklara taşıma misyonu olan bir organizasyondur. Yabancı kaynaklı iletişim ağları bizleri öylesine sağırlaştırmış ki, bizim olan, kendimizin olan kültürel zenginliklerimizi, anacak Batı’nın onayından geçtikten sonra benimser duruma gelmişiz. 

Patrick Starr gibi namuslu Batılı aydınlar, “Batı medeniyeti aydınlanmasını Orta Asya coğrafyasının kültürel birikimine borçludur” derken, bizler Batı’yı aydınlatan kültürel mirasımıza giderek yabancılaşmışız. ETNOSPOR festival alanındaki çadırların içinde sergilenen mirasımızı, kültürümüzün zenginliklerini yansıtan sportif yarışmaları kendimizi tanımak bilinciyle izlememiz gerekir. ETNOSPOR ruhuyla buluştuğumuzda, çokşey kazanmış olacağız. 

Bu yılki etkinliklerde Brezilyalı pato sporcularıyla Ulupamir gökbörü ekibinin ortaklaşa  sergiledikleri gösteriler bize çok anlatıyordu. Atayurdumuzda yüzlerce yıldır büyük bir heyecanla oynadığımız gökbörü oyunumuz, okyanus ötesinde pato adıyla oynanıyordu. (Gökbörü/buzkaşi oyunumuzun Avrupa ve Amerika’ya kimler tarafından taşındığını ve patoya, poloya, çim hokeyine, buz hokeyine nasıl dönüştüğünü bir başka yazımızda anlatacağız.) 

Bu yılki ETNOSPOR etkiliğinde geleneksel okçuluk, yağlı güreş, şalvar güreşi, kuşak güreşi, aba güreşi, mas güreşi, mangala, aşık atma, atlı cirit, kökbörü, atlı okçuluk ve pato olmak üzere 12 geleneksel spor dalında yarışmalar yapıldı. 

Festivale gelen çocuklar burada topaç, çember, tiktak, kale, menekşe, aşık, sıçratan top, bezirgan başı, üç taş, beş taş, dokuz taş, misket, ip atlama, salıncak, çuval yarışı, yumurta taşıma yarışı, kaşık kukla, masal, bilmece-mani küpleri, köy seyirlik oyunları, koz oyunu, halat çekme, seksek, çocuk tiyatrosu, mendil kapmaca ve birdirbir gibi oyunları oynama şansı buldular

Düzenlenen festivalde 4 gün boyunca Afganistan, Arnavutluk, Azerbaycan, Filistin, Gürcistan, Kosova, Moldova, Moğolistan, Özbekistan, Pakistan, Senegal, Sudan, Tanzanya, Tunus, Ukrayna ve Yemen'den oluşan 16 ülkenin geleneksel lezzetlerini yansıtan ürünler, festivalin “Evrensel Tatlar” alanında ziyaretçilerin beğenisine sunuldu. 

 "KENDİ KÜLTÜRÜMÜZE SAHİP ÇIKMAK ZORUNDAYIZ"

Dünya Etnospor Konferasyonu Başkanı Bilal Erdoğan, ETNOSPOR’un amacını ve misyonunu şöyle özetledi:

 "Pilavdan dönenin kaşığı kırılsın dedik. Çünkü bize ait olana, bizim olana sahip çıkmadığımız takdirde kolumuz kanadımız kırılır. Üzerinde durduğumuz zemin, üzerinde yükselmek istediğimiz temeller yıkılır. 

Kendi kültürümüze, kendi gelenek göreneklerimize, kendi estetik anlayışlarımıza sahip çıkmak, sahip olmak zorundayız ki, biz gelecekte de biz olamaya devam edebilelim. Aksi takdirde başka kültürlerin parçası haline gelmek durumunda kalırız. 

Kendi kimliğimizi, kendi binlerce yıldan getirdiğimiz özelliklerimizi, güçlü taraflarımızı kaybetmek ile karşı karşıya kalırız. Tarih bize şunu gösteriyor, bizim ecdadımız, teknolojide, bilimde, sanatta, edebiyatta dünyaya öncülük ederken, bizim kültürümüz yücelterek bunları yaptılar. 

O zaman bizim de, millet olarak, ‘Artık biz yapamayız, biz bu halimizle kaybetmeye mahkumuz, biz artık filancaları geçemeyiz diye düşünmeyeceğiz. Kendi kimliğimizi, kendi kültürümüzü kuşanacağız. Öncelikle biz, biz olacağız. Bunun için bize ait olana sahip çıkacağız. 

Yine o zaman, bizim bir kültürel kodumuz olan iddiamıza kavuşacağız. Özgüvenimize kavuşacağız. Onun için, çocuklar gençler, ne oluşunuz bize ait olana sahip çıkın. 

Bizim müziğimizi dinleyin, bizim halk oyunlarımızı oynayın, geleneksel spor ve oyunlarımızı unutmayın. Kendi yemeklerimizi unutmayın. El sanatlarımızı unutmayın. Bizi biz yapan geçmişimize yaslanmazsak, kültürümüzü yaşatmazsak, soysuz kalırız. (…) Onun için, biz Dünya Etnospor Konfederasyonu olarak, sadece Türkiye için değil, sadece güzel Anadolu’nun güzel insanları için değil, bütün dünya kültürlerinin yaşatılması, yüceltilmesi gerektiğini ve genç nesillere aktarılması gerektiğini düşünüyoruz. Çocuklarımıza, gençlerimize kendi kültürümüzü, geleneksel sporlarımızı tanıtmak ve sevdirmek için bu festivalleri yapıyoruz. . Türkiye'nin her bölgesinden yurdumuzun her kesiminden bütün vatandaşlarımızı kendi kültürü ve kimliği ile keyifli bir şekilde buluşturmak istiyoruz.”