TRUMP’IN “LİMİTLERİ”

“Bir gece ansızın gelebiliriz” demiştik, dün 16.00’da “Ya Bismillah” diyerek Cumhuriyet tarihinin en büyük sınırötesi harekatı olan “Barış Pınarı” operasyonunu başlattık. Allah yardımcımız olsun. Allah askerlerimizi korusun.

Ortadoğu, Doğu Akdeniz enerji kaynaklarını kontrol altına alma hedefinden vazgeçmeyecek olan ABD, 13 Kasım’a kadar, Türk askerinin Tel Abyad-Resulayn arasından M4 Karayolu’na uzanan 120 km genişliğinde 32 km derinliğindeki bir alanda neler yapabileceğini gözleyecektir. 

Türkiye, 13 Kasım’da Washington’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasında yapılacak görüşmede, “Barış Pınarı” operasyonunun ilk aşamasında göstereceği başarı oranında güçlü olacaktır. 

“Büyük ve emsalsiz bilge” kusura bakmasın, ama Türkiye “Barış Pınarı” operasyonunda, Başkan Trump’ın limitlerini değil, kendi ulusal çıkarlarını dikkate alacaktır.

M. KEMAL SALLI

“Bir gece ansızın gelebiliriz” demiştik, dün 16.00’da güpegündüz Ya Bismillah diyerek, Cumhuriyet tarihinin en büyük sınırötesi harekatı olan “Barış Pınarı” operasyonunu başlattık. Allah yardımcımız olsun. Allah askerlerimizi korusun..

ABD Başkanı Donald J. Trump, düne kadar, Türkiye'nin Suriye'nin kuzeyini hedef alan “Barış Pınarı” operasyonlarına ilişkin attığı Twitter mesajlarında, diplomatik nezaket konusunda tarihe geçecek örnekler sunmaya devam ediyordu. “Barış Pınarı” operasyonunun başladığı haberini aldıktan sonra atacağı mesajları merakla bekliyoruz.  

Yaklaşan başkanlık seçimleri arefesinde azil işlemlerini başlatmamaları için, iyiden iyiye Pentagon’un yörüngesine giren ve tam bir “Pentagon bülbülü”ne dönüşen Trump,  ABD derin devleti şahinleri kulağına ne fısıldarlarsa onu şakıyor. Bugüne kadar “Türkiye’nin sınır güvenliği konusundaki kaygılarını anlıyorum ve hak veriyorum” diyen Trump gitti, yerine kendini Suriye’nin sahibi zanneden ne dediğini bilmez biri geldi. 

ABD Başkanı Donald J. Trump imzalı şu ego patlaması, diplomatik nezaket şaheseri mesajı bir kez daha hatırlayalım: "Türkiye, benim büyük ve emsalsiz bilgeliğimle  ‘limitleri aşmak’ olarak değerlendirdiğim bir şey yaparsa, Türk ekonomisini yıkıp ve yokedeceğim (daha önce yaptım). Avrupalılarla ve diğerleriyle icabına bakmalılar.” 

Kendisini “Büyük ve emsalsiz bilge” ilan eden Trump hazretleri, Türkiye, “limitleri aşmak” olarak değerlendireceği bir şey yaparsa, ekonomisini yıkıp yokedecekmiş. Bu söylemin diplomatik nezaket kuralları çerçevesinde bir karşılığı yoktur. Türkiye ile ABD’nin dost ve müttefik oldukları dikkate alındığında, ABD Başkanı Donald J. Trump’ın bu söylemi düpedüz bir küstahlıktır. 

“Büyük ve emsalsiz bilge” Türk askerinin Fırat’ın doğusuna hangi amaçla girdiğini, “Barış Pınarı” operasyonun hedeflerini bilmiyor mu? 

Türkiye’nin, bunca risk göze alarak başlattığı “Barış Pınarları” operasyon dizisinin hedefi, “Suriye’nin kuzey bölgesine turistik bir gezi” değil, bunu herkes biliyor. Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarını başlatırken de bütün dünyanın duyacağı, anlayacağı bir netlikte haykırmıştık; “Büyük ve emsalsiz bilge”nin de anlaması ve idrak edebilmesi için bir kez daha yineleyelim: Güney sınırlarımız boyunca bir terör kuşağı ile kuşatılmayı asla kabul edemeyiz! Ya Bismillah diyerek başlattığımız “Barış Pınarı” operasyonuyla kararlılığımızı ortaya koymuş olduk.  

Bugüne kadar Suriye’deki varlık nedenini DEAŞ’la mücadele” gerekçesine bağlayan ABD, bölgede daha uzun soluklu kalabilmek için, kontrolü altındaki bölgede, binlerce TIR dolusu ağır silahla donattığı ve eğittiği PKK uzantısı YPG yönetiminde bağımsız bir devlet oluşturmaya çalışıyor; Türkiye de, Astana Süreci ortaklarıyla birlikte, bu oluşuma kesinlikle karşı çıkıyor. Yani, Suriye’nin geleceği konusunda ABD’nin hedefleri ile Türkiye’nin kaygıları çatışıyor. Başkan Trump’ın, Pentagon’un bastırmasıyla attığı mesajların arka planındaki gerçek budur. 

PKK, YPG YETMEZMİŞ GİBİ, ŞİMDİ DE DEAŞ BELASI

Başkanlık seçimleri yaklaştıkça, Washington’da, Beyaz Saray ile Pentagon arasındaki egemenlik mücadelesi giderek derinleşerek sürüyor. Başkan Trump, seçimler öncesinde ABD’nin herhangi bir çatışmaya taraf olmasını istemiyor. 

ABD derin devleti Pentagon şahinleri ise, dünyanın enerji kaynaklarının büyük ir bölümünü barındıran Ortadoğu coğrafyasında kalıcı bir üs edinebilmek amacıyla, Skykess-Picot Anlaşması’nı sahiplenerek, Irak ve Suriye’nin kuzey parsellerinden Akdeniz’e uzanan bir uydu devlet oluşturmakta ısrar ediyor. 

ABD bu hedefinin önünde en büyük engel olarak gördüğü Türkiye’yi zora sokmak ve etkisizleştirmek için de her yolu deniyor. Ağır silahlarla donatıp eğittiği, ordulaştırdığı PKK uzantısı YPG yetmiyormuş gibi, şimdi de İŞİD/DEAŞ’ı başımıza bela etmeye çalışıyor. Pentagon şahinlerinin Türkiye’nin başına sarmak istedikleri bu belaya karşı çok dikkatli olmamız gerekiyor. 

Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonlarında Türk askerinin terörle mücadelede ne kadar başarılı olduğu gören Pentagon şahinleri, Irak ve Suriye’de hedefleri devlet yapılanmasına uygun bir demografik yapı oluşturabilmek amacıyla, milyonlarca masum insanı katletmekte kullandıkları IŞİD/DEAŞ belasını, şimdi de Türkiye’yi zora sokmak için kullanmayı planlıyor. 

Suriye konusunda Türkiye’nin kaygılarını haklı bulduğunu söyleyen Trump’ın, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile 14 Aralık’tan bu yana yaptığı telefon görüşmelerinde sürekli olarak DEAŞ’ı, DEAŞ’la mücadeleyi öne çıkarması anlamlıdır. 

ABD, PKK uzantısı YPG’yi ordulaştırdıktan sonra, Irak ve Suriye’de milyonlarca masum insanları katletmekte kullandığı ve “radikal İslamcı terör örgütü” olarak tanımladığı DEAŞ maşasını, kullanım süresi dolduğu için, Türk askerlerinin önüne atmak istiyor. 

BÜTÜN DÜNYANIN GÖZÜ TÜRKİYE ÜZERİNDE

“Barış Pınarı” operasyonuyla birlikte Türkiye açısından çok önemli bir süreç başlamıştır. Türkiye dünya gündeminin merkezi konumuna yerleşmiştir. Türkiye, Ortadoğu’da kendisini dikkate almayan bir denklem kurulamayacağını bir kez daha ispat etmiştir. 

Türkiye, 7 Ağustos’ta yapılan anlaşmaya rağmen PKK uzantısı YPG’ye silah yardımına devam eden ABD’ye değil, kendi gücüne güvenerek, Cumhriyet tarihinin en büyük askeri operasyonunu başlatmıştır. “Barış Pınarı”, ABD’nin Türk askerinin gücünü, Türkiye’nin de, dostu ve müttefiki ABD’nin samimiyetini test ettiği bir operasyon olacaktır. Allah yardımcımız olsun. 

Ortadoğu, Doğu Akdeniz enerji kaynaklarını kontrol altına alma hedefinden vazgeçmeyecek olan ABD, 13 Kasım’a kadar, Türk askerinin Tel Abyad-Resulayn arasından M4 Karayolu’na uzanan 120 km genişliğinde 32 km derinliğindeki bir alanda neler yapabileceğini gözleyecektir. Türkiye, 13 Kasım’da Washington’da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Trump arasında yapılacak görüşmede, “Barış Pınarları” operasyonunun ilk aşamasında göstereceği başarı oranında güçlü olacaktır. 

OPERASYON ALANI GÜL BAHÇESİ DEĞİLDİR

ABD, Türkiye’nin “Barış Pınarları” operasyon alanından askerlerini çektiğini duyurdu, fakat operasyon 120X32 km’lik bir operasyon alanının dikensiz gül bahçesi olamayacağını unutmamak gerekir. 

YPG’nin de DEAŞ’ın da, Türk Silahlı Kuvvetleri gibi düzenli bir ordu karşısında bir varlık göstermeleri mümkün değildir. Bu nedenle, uzun zamandır terör örgütlerinin kontrolünde olan bir alanda, Türk Ordusu, kurulacak tuzaklarla zor duruma düşürülmek istenecektir. Nitekim, Türkiye'nin işini zorlaştırmaya çalışan Pentagon sözcüsü, “Türkiye, Suriye'de Hava Görev Emri'nden çıkarıldı” açıklamasıyla bunun ilk örneğini vermiştir. 

Türk askerinin gizlenen terör yuvalarına bitirici darbeler vurması engellenmek istenecektir. O nedenle, Türk Silahlı Kuvvetleri, yaptığı gözlemler ve topladığı istihbarat doğrultusunda temkinli davranacak, hedefe sabırlı bir yürüyüşle ulaşmayı tercih edecektir. 

Türkiye Cumhuriyeti, sınırları dışında çok geniş alanı kontrol altına alabilmek üzere, çok kapsamlı bir askeri bir operasyon yapmaya hazırlanmaktadır. 

“Büyük ve emsalsiz bilge” kusura bakmasın, ama Türkiye “Barış Pınarı” operasyonunda, Başkan Trump’ın limitlerini değil, kendi ulusal çıkarlarını dikkate alacaktır. 

Allah, ülkemizin sınır güvenliğini korumak amacıyla giriştiğimiz bu kapsamlı operasyonda yardımcımız olsun.