Batılı ülkelerin uyguladıkları ekonomik yaptırımlar nedeniyle zorda olan Rusya,  jeostratejik konumu ve sahip olduğu nükleer silah stoklarıyla küresel bir aktördür. Rusya Devlet Başkanı Putin’in hedefi/hayali, Çarlık Rusyası’nı ve Sovyetler Birliği’ni yeniden hayata geçiren bir lider olarak tarihe geçmektir. Putin’in bu hedefi Türkistan coğrafyasını da kapsamaktadır. Bu nedenle kalkıştığı isyan nedeniyle kendisini ve ülkesini imaj erozyonuna uğratan eski dostu ve Wagner’in kurucusu Yergeniy Prigojin’i mutlaka cezalandıracaktır.

Bütün bunlar dikkate alındığında, Cuma ve Cumartesi günleri Rusya’da yaşananlar, paralı asker kuruluşu olan Wagner’in kurucusu Prigojin’in kendisini dev aynasında görerek Moskova’ya yürümesiyle sınırlı kalacak gelişmeler değildir. Gelişmeler, küresel güçler arasında Ukrayna sahasında yaşanmakta olan savaşın boyut değiştirdiğini haber veren bir işaret fişeğidir.

Hem NATO üyesi hem de Rusya ile çok yakın ilişkileri olan bir ülke olarak, bizi de yakından ilgilendirdiği için, gelişmeleri dikkatle takip etmek durumundayız.

M. KEMAL SALLI

Rus paralı asker grubu Wagner’ın kurucusu Yergeniv Prigojin’in Rusya Savunma Bakanı Şorgu’yu suçlayarak isyan başlattığı ve Rostov’u ele geçirerek Moskova’ya yürümekte olduğu ilk duyulduğunda, 3 partili Duma’da bu, dış destekli bir hareketlenme olarak değerlendirildiğinden, Putin ve Şorgu aleyhine herhangi bir söylem duyulmamıştı. Putin’de, Cumartesi sabahına kadar sessizliğini korumuş, perde gerisindeki dinamikleri görmeye çalışmıştı. “Köpeğiniz size havlamaya başladıysa, onu bir başkası beslemeye başlamıştır” özdeyişinin bu olayla ilişkili olup olmadığı sorgulanmaya başlanmıştı.

“KOSOVA’YA DİKAT!” başlıklı yazımızda, CIA Başkanı’nın, Yunan istihbaratına bile haber verme gereği duymadan, Dedeağaç’a yaptığı esrarengiz ziyaretten söz ederek, bölgede Ukrayna merkezli yaşanmakta olan olağanüstü hareketlenmeye dikkat çekmek istemiştik. Bu yazımızda, özetle, “Küresel güçler arasında Kuşak ve Yol Projesi merkezli amansız bir mücadelenin yaşandığı, yeni dengelerin, yeni cephelerin oluştuğu bir süreçte, 1’inci ve 2’inci dünya savaşlarının tetiklendiği, dün kadar yakın bir zamanda Müslümanlara yönelik acımasız katliamların yaşandığı bir coğrafyada oluşan/oluşturulan gerginliğin hiç beklenmedik bir anda küresel barışı tehdit eden bir sonuç üretmesinden kaygı duyuluyor” demiştik.

Wagner’in kurucusu, Putin’in kadim dostu Prigojin’in başlattığı isyanın gerçek nedenleri elbette açığa çıkacaktır. Olağanüstü her hareketlenmede Putin’e destek çıkan Çeçen Lider Kadirov, Prigojnin, “Başarısız iş anlaşmaları ve St. Petersburg’da kızı için istediği arsanın verilmemesi nedeniyle” isyan ettiğini söylüyor.

ABD’NİN PARALI ASKERLERİ VAR, AMA...

Prigojin’in isyan denemesinin nedeni ne olursa olsun, bu olaydan her devletin çıkarması gereken dersler vardır. Devletler, yönetim konusunda herhangi bir yapılanma ile yetki paylaşımı yaptıklarında büyük bir risk almış olduklarını Prigojin isyanında bir kez daha yaşayarak görmüşlerdir.

Büyük devletler, hedeflerine kısa yolan ulaşmak için gerçekleştirdikleri “kirli işleri” çeşitli adlarla kurguladıkları bu vekalet savaşçıları eliyle gerçekleştiriyorlar. Bu gayrı resmi silahlı yapılanmalar gereğinden fazla güçlendiklerinde ya da güçlendirildiklerinde devletlerin başına dert açtıkları bir gerçektir. Ne yazık ki, vekalet savaşlarının giderek yaygınlaştıkları bir süreçte gayri resmi silahlı güçlerin sayıları giderek artmakta küresel barışı tehdit edecek şekilde büyümektedirler.

ABD’nin de yurtdışı operasyonlarda kullandığı çeşitli adlarla oluşturduğu pek çok paralı asker oluşumları vardır, ama bunların hiçbirini ülke içinde barındırmaz. 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler’in El Kaide militanları tarafından vurulması, ABD’li ideologlar tarafından kurgulanan Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) başlama vuruşu olan Irak’ın işgaline bir gerekçe oluşturmak amacıyla gerçekleştirilen bir algı operasyonuydu. İki El Kaide militanının güpegündüz, canlı yayınlar eşliğinde İkiz Kuleler’i nasıl vurabildikleri ve iki uçağın çarpması sonucunda 102 katlı bu binaların nasıl çevreye zarar vermeden dikey olarak çöküverdikleri bugün dahi açıklanamamıştır.

ABD Başkanı Biden’ın 2022  Ocak ayı boyunca yaptığı, “Rusya Ukrayna’yı işgal edecek” duyurularının hemen ardından, 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgal etmeye başlayan Rusya’nın 1 hafta-10 gün içinde Kiev’i teslim alacağı konuşuluyordu, fakat aradan 1.5 yıl geçmesine ve Ukrayna harabeye dönüşmesine rağmen Rusya Ukrayna’da hedeflediği başarıyı elde edememiştir. Bu durum, Rus ordusunun ve istihbaratının zafiyetini ortaya koymuştur. Şimdilerde, “Putin de, I. Körfez Savaşı öncesinde gaza getirilerek Küveyt’e sokulan ve Batılı koalisyon güçleri tarafından tepelenerek ülkesi 36. Paralel boyunca bölünen Saddam gibi oyuna getirildi” yorumları yapılıyor.

Putin, Prigojin isyanının üretebileceği sonuçları görebilmiş ve ülkesini bir iç savaşa sürüklenmekten koruyabilmek için, “hain” olarak nitelediği ve en ağır şekilde cezalandırılacağını söylediği eski dostunu affederek, barış imzalama yolunu seçmiştir.

Böylece, Wagner’in kurucusu Yevgeniy Prigojin’in Cuma gecesi başlattığı “Adalet Yürüyüşü” kamuflajlı isyan hareketi Cumartesi akşam saatlerinde sonlandırılmış oldu.

DEVLETLER HER ALANDA TEK YETKİLİ OLMAK ZORUNDADIRLAR

Devletler her alanda üstün ve tek yetkili konumda olmak zorundadırlar. Yönetimde alternatif bir yapılanma söz sahibi olduğunda, tehlike baş göstermektedir.

25-30 bin (ABD’ye göre 50-50 bin) kişilik paralı askerlerden oluşan bir vurucu güce sahip olan Prigojin gibi hırsızlıktan sabıkalı bir maceraperestin 17 milyon kilometrekarelik 143 milyon nüfusa sahip bir ülkeye kafa tutabilmesi elbette mümkün değildir. Fakat Prigojin’in, başıbozuklardan oluşan ordusuyla, nükleer da sahip olan bir ülkeyi bir gün boyunca meşgul edebilmesi, Rusya’nın bazı konularda elinin çok da sağlam olmadığını göstermiştir.

Wagner kuruluşu, para gücüyle taraf değiştirebilecek durumda olan ve sonuçta Rus ordusunun yurtiçinde ve dışında ülke çıkarlarını savunmak amacıyla kullandığı bir silahlı güç. Putin, Moskova’ya yürüme cesaretini gösterdiği bu başıbozuklar sürüsünü hava kuvvetlerini kullanarak kolayca vurabilirdi.

Fakat böyle bir  hamle, Rus ordusunun Ukrayna sahasında büyük bir darbe yemesine neden olacağından, KGB kökenli Putin böyle hata yapmadı. Çünkü Rusya, Wagner savaşçılarını yalnızca Ukrayna’da değil, Suriye’de ve Afrika’nın bazı ülkelerinde hem Rus iş insanlarının çıkarlarını hem de Rus yanlısı yönetimleri koruyorlardı. 

LUKAŞENKO DEVREDE

Cuma günü sabahı Rusya Güney Orduları Komutanlığı binasında Prigojin ile Rusya Savunma Bakan Yardımcısı Yunus bey Yerkurov ve Rusya Genelkurmay Başkan Yardımcısı Vladimir Alekseyev biraraya gelerek örüşmüşler, fakat Prigojin’in, “Bizim koşullarımız belli; ya Şoygu ile Gerasmov’u buraya getirirsiniz ya da askerlerim Moskova’ya yürümeye devam eder” çıkışı bir anlaşmaya varılmasını engellemişti.

 Bunun üzerine, iki tarafın da güvendiği bir isim olan Belarus Devlet Başkanı Aleksander Lukaşenko devreye girdi; arabulucu olarak Prigojin ile yaptığı bir dizi görüşme sonucunda Wagner Lideri Moskova’ya yürümekten vazgeçti.

Prigojin’in Moskova’ya yürümesi, ne kadar önemsenmemiş gibi görünse de, Rusya yönetiminde ciddi bir kaygı yaşanmasına neden olmuştu. Moskova’yı çeşitli bölgelere bağlayan M-4 Rostov, M5 Ural, M-2 Kırım yönündeki otobanların, kent merkezine 100 km kala kurulan barikatlarla kapatılması ve Moskova’nın anti-terör bölgesi ilan edilmesi Putin yönetiminin Wagner isyanını ne kadar önemsediğini göstermektedir.

Kremlin Sözcüsü Dmitriy Peskov’un yaptığı açıklamaya göre Prigojin hakkındaki vatan ihanet suçlaması düşürülecek, Wagner savaşçıları hakkında bir soruşturma yapılmayacak, isteyen savaşçı Rus ordusuna katılabilecek ve Wagner Lideri Prigojin Belarus’a yerleşecekti.

Putin’in kinci ve hatayı affetmeyen bir kişiliğe sahip olduğu biliniyor. Ukrayna savaşı öncesinde bu operasyona karşı çıkan ve maddi destek vermek istemeyen 20 kadar oligark peşpeşe “intihar etmişti”. Putin sayesinde büyük servet sahibi olan bu oligarkların bazıları, yurtdışına kaçmış olsalar da, erken yaşta hayata veda etmek zorunda kalmışlardı.

Putin’i tanıyanlar, Prigojin ile yoksulluk günlerini paylaşmış olsa da, kendisini ve ülkesini büyük bir imaj erozyonuna uğratan eski dostunu cezasız bırakmayacağını tahmin edebiliyorlar. Ukrayna savaşının derinleşerek devam ettiği bir süreçte Wagner Lideri Belarus’ta rahat bir yaşam sürdürse de, paralı askerlerini kontrol konusunda eskisi kadar etkili olamayacaktır. Putin ilk fırsatta Wagner’i tek liderli bir yapı olmaktan çıkaracak ve çeşitli görev alanları oluşturarak parçalı bir yapıya büründürecektir.

PRİGOJİN İSYANININ TÜRKİYE VE TÜRK DÜNYASI’NA YANSIMALARI

23-24 Haziran’da Rusya’da Wagner’in kurucusu Prigojin’in isyanı bağlamında yaşananların Türkiye ve Türk Dünyası’na yansımaları olacaktır.

Rusya, mümkün olan en kısa sürede Ukrayna’da sürdürdüğü savaşını çıkarlarına uygun olarak sonlandırabilmek için, Suriye ve Kafkasya’daki vekalet savaşçılarını Ukrayna cephesine taşımıştı. Putin, Rusya’nın Afrika’daki çıkarlarını da önemsediğinden, kara kıtanın çeşitli ülkelerinde görev yapan Wagner güçlerini henüz Ukrayna sahasına taşımamıştı.

Türkiye, Astana Süreci ortağı olarak, İran ve Rusya ile birlikte Suriye sahasında ABD’nin karşısına dikilirken, hükümet karşıtı General Hafter’i desteklemelerinden dolayı, Libya’da, Wagner güçleriyle karşı karşıya gelmiştir.

Batılı ülkelere yanaşma girişiminden dolayı gözden çıkardığı Ermenistan’ın, Azerbaycan ve Türkiye tarafından Karabağ’dan çıkarılmasına göz yuman Rusya, Kafkasya ve Türkistan coğrafyasında bayrak göstermeye devam etmektedir. Rusya’nın bu bölgelerde bayrak gösterme çabasının bir önemli nedeni de, Çin’in hayata geçirmeye çalıştığı Tarhi İpek Yolu’nun güncel versiyonu olan Kuşak ve Yol Projesi’nin en önemli güzergahında söz sahibi olmak istemesidir.

...Batılı ülkelerin uyguladıkları ekonomik yaptırımlar nedeniyle zorda olan Rusya,  jeostratejik konumu ve sahip olduğu nükleer silah stoklarıyla küresel bir aktördür. Rusya Devlet Başkanı Putin’in hedefi/hayali, Çarlık Rusyası’nı ve Sovyetler Birliği’ni yeniden hayata geçiren bir lider olarak tarihe geçmektir. Putin’in bu hedefi Türkistan coğrafyasını da kapsamaktadır. Bu nedenle kalkıştığı isyan nedeniyle kendisini ve ülkesini imaj erozyonuna uğratan eski dostu ve Wagner’in kurucusu Yergeniy Prigojin’i mutlaka cezalandıracaktır.

Bütün bunlar dikkate alındığında, Cuma ve Cumartesi günleri Rusya’da yaşananlar, paralı asker kuruluşu olan Wagner’in kurucusu Prigojin’in kendisini dev aynasında görerek Moskova’ya yürümesiyle sınırlı kalacak gelişmeler değildir. Gelişmeler, küresel güçler arasında Ukrayna sahasında yaşanmakta olan savaşın boyut değiştirdiğini haber veren bir işaret fişeğidir.

Hem NATO üyesi hem de Rusya ile çok yakın ilişkileri olan bir ülke olarak, bizi de yakından ilgilendirdiği için, gelişmeleri dikkatle takip etmek durumundayız.

KİM KAZANDI?

“1 günlük isyan”ın kazananı kim?” sorgulaması yapılırken kimileri Putin’i kimileri de Batı istihbaratımı alkışlıyor. İki tarafın da haklı gibi görünen gerekçeleri var. Batılı dostlarımız güney sınırlarımızı zorlayan Patriotları söküp gittiklerinde hava savunma sistemimizde büyük bir boşluk oluşmuştu. Böylesi dar günümüzde bize elini uzatan Putin Rusya’sı olmuştu. Elbette bu konudaki vefa borcumuzu unutamayız.

Türkiye-Rusya ilişkilerini tarihi perspektifiyle değerlendirenlerin, Putin-Prigojin çatışmasında ABD ve İngiliz istihbaratının önemi rol oynadıklarına inanmalarından dolayı, Batıyı alkışlamaları normal bir davranıştır.

Devletlerarası ilişkilerde hiçbir zaman duygusallığa yer yoktur, bu konuda gerçekçi olmak zorundayız. Her devletin kendi çıkarlarını her şeyin üstünde tuttukları gerçeğini hiçbir zaman unutmamalıyız. Buna bağlı olarak unutmamamız gereken bir gerçek de, devletlerin savunma konusunda kendi gücü dışında hiçbir güce güvenmeme gerçeğidir. 2014 yılında, eski dostu Putin’in yol vermesiyle Wagner gibi bir Rus ordusuna paralel bir yapı oluşturan ve 3 milyar dolarlık bir servete ve yurtdışı uzantılarıyla birlikte 50-60 bin kişilik bir silahlı güce sahip olan Prigojin’in Rusya devletine isyan etmesi, vekalet savaşçıları kullanan devletler açısından çok önemli bir derstir.