Türkiye 20 yıldır doğalgaz kullanıyor.Fakat ,bunca yıldır bu yaşamsal enerji sorununa çıkarlarına uygun bir çözüm bulabilmiş değildir.Yaptığı tartışmalı doğalgaz bağlantıları nedeniyle Rusya ve İran'a bağımlı hale gelmiştir.Anap'lı enerji bakanı Cumhur Ersümer kendi zamanında yapılan uygulamalardan dolayı Yüce Divan'da hesap vermektedir.  

   500 milyarlık bir pazarın Orta Asya'dan İtalya'ya uzanan coğrafyada pek çok ilgilisi var.Bu nedenle, perde gerisindeki çıkar çatışmaları ile ilgili dedikoduların,söylentilerin sonu gelmiyor,gelmeyecektir.                                              

 

Türkiye'nin doğalgaz sağlayıcısı konumundaki Botaş'ın Enerji Piyasası Denetleme Kurulu'na(EPDK) verdiği rapora göre ,Türkiye'nin 2010-2020 arasında çok ciddi doğalgaz açığı yaşayacağı belirtiliyor.  

   Geçtiğimiz hafta Rusya'dan ve İran'dan gelen doğalgazın aşırı soğuklar bahane edilerek azaltılıverilmesi endişe yarattı.Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı'nın ve Ukrayna'da bulunan Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen'in kişisel girişimleriyle, krize dönüşmeden,şimdilik önlendi.Tüzmen,Ukrayna 1. Başkan Yardımcısı Stanislav Staskovsky'nin verdiği söze dayanarak ,Türkiye'nin Rusya'dan aldığı doğalgaz konusunda garanti verildiğini söylüyor.  

    Doğalgaz konusunun hangi sayfasını açarsanız açın,yolsuzluk,ihanet olarak nitelenebilecek olaylarla karşılaşıyorsunuz.Düne kadar Rusya'nın Türkiye'ye doğalgazı diğer ülkelerden ucuza verdiği söyleniyordu. Rusya ile Ukrayna arasında patlak veren doğalgaz krizi nedeniyle öğrendik ki, Rus doğalgazına pek çok Avrupa ülkesinden daha fazla para ödüyoruz.  

    Bakan Güler, geçmişte doğalgaz anlaşmalarında üç büyük hata yapıldığını ,Rusya ile yapılan görüşmeler sonrasında hatanın düzeltildiğini ve ülkenin kara geçirildiğini savunuyor.Çıkar gruplarının arı kovanlarını baş aşağı çevirdiklerini,bakanlığı aleyhindeki tepkilerin de bundan kaynaklandığını söyleyen Bakan Güler,''Bu 500 milyar dolarlık bir piyasadır.Belli aralıklarla fiat ayarlamaları yapılacaktır'' diyor.  

    Bakan Güler'e göre geçmişte yapılan hatalar şunlar:  

     1)Anlaşma ''ya al ya öde'' yöntemine göre yapıldığından,anlaşmada yazılı olan miktarda gaz almasak da parasını ödeyeceğiz.Fakat,anlaşmada yazılı olandan daha az gaz gönderilirse,bizim söz söyleme hakkımız yok;bu konuya değinilmemiş.  

     2)Rusya'dan alınan gazın parası eskiden tarım ürünleriyle de ödenebiliyordu;yeni anlaşmaya göre nakit ödeyeceğiz.  

     3)Doğalgaz depolama hazırlıkları yapılmamış.(Tuz Gölü'nde ve Silivri'de gaz depoları yapılacak.Aliağa'da 10 milyar metreküplük sıvı gaz depoları var.)  

     BAKAN GÜLER FİYATI DÜŞÜRDÜK DİYOR AMA...  

     Bakan Güler,''Mavi Akım'da tahkimden vazgeçerek  hatların hepsinde fiyatı düşürdük, ülkemizi kara geçirdik''diyor.Fakat, Başbakanlık Yüksek Denetleme Kurulu(YDK),''Yapılan düzenleme ile batı hattındaki fiyatlar düştü,ama Mavi Akım fiyatları arttı'' diyor.  

     30 Temmuz 2003'de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nda Gasprom Başkan Yardımcısı Kamarov ile yapılan görüşmede tahkim sürecinin askıya alınmasına karar verildi.  

    YDK raporuna göre, tahkimden vazgeçilerek Mavi Akım formülünün değiştirilmesi sonucu, Botaş aleyhine fiyat farkının 1000 metreküpte 30 dolar olarak hesaplanmış , petrol fiyatının artmasıyla farkın daha da artacağı vurgulanmıştır.Rapora göre, 2004 yılı için formül değişikliği ile ortaya çıkan fark 103 milyon dolar oldu.  

    YDK raporunda, Mavi Akım'daki anlaşmazlığın, Rusya'nın anlaşma metnindeki formülde yer alan ağır Fuel-oil  fiyatı  (F01) yerine hafif fuel-oil  fiyatının  (FO0)  kullanılmasından kaynaklandığı vurgulanıyor.  

2003 yılında, FO1 değeri 105.665 dolar alınarak yapılan hesaplamada,Mavi Akım kontrat fiyatı FO0 formülüne göre 137.66 dolar, FO1 formülüne göre de 110.69 dolar.  

     Dünyadaki doğalgaz rezervlerine en iyimser öngörülerde bile 40 yıllık bir ömür biçildiğine göre, Türkiye'nin  doğalgaza bu derece bağımlı duruma getirilmesinin akla yakın bir açıklaması var mıdır?  

      Prof. Dr. Ergin Arıoğlu,'' Türkiye'nin ,sözde çevresel baskılarla 'daha ekonomik ve daha verimli' denilerek doğalgaza mahkum edildiğini,kömür sektörünün bilinçli olarak yok edildiğini'' savunurken haksız mı? Arıoğlu ,''Kyoto Protokolü'nü imzalamayan ABD ,çevreye zarar vermeyen temiz kömür kullanımı için 5-10 milyar dolarlık yatırım yapıyor.Kömür,temiz bir enerji yakıtı olarak kullanılabilir'' diyor.  

    Ulusal yargı yerine uluslararası tahkim söz   konusu olduğunda, ''uluslararası tahkim ulusal çıkarlara uygun sonuçlar vermez'' diyen aydınlarımızın uyarıları hiç dikkate alınmamıştı.Marmara depreminin kabus gibi üzerimize çöktüğü günlerde, DSP-ANAP-MHP koalisyonu, uluslararası tahkimi yasalaştıverdi.  

   Üretilen elektriğin 20 yıl boyunca devlet tarafından alınacağı garanti edilen ,yap-işlet-devret modeli doğalgaz çevrim santralleri 57. koalisyon hükümetinin armağanıdır.    

     58. ve 59. hükümetler zamanında da değişen bir şey olmadı. Doğalgaz konusunda Rusya ve İran'a daha fazla bağımlı duruma geldik.Doğalgaz dağıtımı bile Rus şirketi Gasprom'un denetiminde.Türkiye'de doğalgazı kimin dağıtacağına Gasprom karar veriyor!  

     Şu ilişkiler ağına bakın:  

     Seydişehir Alüminyum ihalesinde ,bir inşaat şirketi , Rusya gibi bir ülkede bu konunun alt yapısını oluşturmuş bir şirketi saf dışı bırakıyor!Bu kafa karıştıran ''başarı'', '' acaba, kapalı kapılar arkasında bir takım pazarlıklar mı yapıldı ?'' sorusunu gündeme getirdi; '' Bu ülkenin gaz dağıtımı Gasprom'a bırakıldı, Ruslar da Seydişehir'den çekildi '' yorumları yapıldı.  

     Mavi Akım yapımcısı Gasprom için özel yasa çıkarılıyor.  

     İtalyan Avea ve Eni petrol doğalgal boru hatları yapımında ortaya çıktılar.Avea ileAycell'in birleşmesinden devlet 3 katrilyon zarar etti.  

    Çalık Grubu'nun hükümete yakın olduğu biliniyor;Baku-Ceyhan'da İtalyan Eni ile çalışmıştı.  

     Hükümete yakınlığı ile tanınan Kazancı Holding ,iller bazında doğalgaz dağıtımının önemli bir bölümünü üstlendi.  

     AKP sempatizanı Fatih Baltacı'nın enerji dağıtım şirketleri de Gasprom onaylı.  

     Boru hatları yapımında övünç kaynağımız Botaş tasfiye ediliyor...  

     Kuşku uyandıran, akıl karıştıran ilişkiler...  

     Bu hükümetin siyaset yapma anlayışı'' pazarlama '' ağırlıklı;komisyon alma şansı doğuran her özelleştirme fırsatı, siyasi ranta dönüştürülüyor.  

       

HEY MİLLET!  

     Sürekli okuyucularımız biliyorlar; ''Hey millet!'' diye feryat ettiğimizde, ortada hepimizin canını yakan bir aksaklık var demektir.  

     Aşağıda vereceğimiz rakamların sizin de yüreğinizi yakacağını biliyoruz.  

Botaş'ın tablosuna göre,2006 yılının birinci çeyreğinde Rusya'dan aldığımız doğalgazın bin metreküpüne 272 dolar,ikinci çeyreğinde 271 dolar,üçüncü çeyreğinde 248 dolar,son çeyreğinde ise 214 dolar ödeyeceğiz.  

     2006'nın son çeyreğinde Rus gazına 214 dolar öderken,İran'dan aldığımız gaza 241 dolar ödeyeceğiz.  

      Geçtiğimiz  hafta  yaşadığımız  acı  deneyimden  sonra deniyor ki ; ''Rusya ve Ukrayna arasındaki doğalgaz kriziyle Türkiye'nin ödediği faturanın gündeme gelmesiyle gözler Rusya dışındaki gaz tedarikçilerine çevrildi.AZERİ ve TÜRKMEN gazının Türkiye'ye getirilmesi yönünde çalışmalar sürüyor.     

      Botaş'ın verilerine göre Azeri gazı bugün geliyor olsaydı,bin metreküpüne 122 dolar ödenecekti.  

      Hey millet!Bağımsızlıklarını kazandıkları ilk günlerde Türkmenistan'ın büyük lideri TÜRKMENBAŞI,  

Anadolu'daki kardeşlerine, Orta Asya'nın kapılarını ardına kadar açacak bir altın anahtar sunmuştu ;  

''Türkmen doğalgazını  42 dolardan alın, ister kullanın ister satın ,gazımızı dünya pazarlarınıza ulaştırın''demişti.Politikacılarımız bu kardeş sesini duymazdan geldiler.  

(Buraya dikkat) Bugün Rusya ve İran'dan gelen ve altı kat fazla para ödediğimiz doğalgazın büyük bir bölümü Türkmen gazı!                                                                                                          

Azeri gazını Gürcistan üzerinden Erzurum'a ulaştıracak 225 kilometrelik iletim hattını tamamlamak için daha ne bekliyoruz?  

ABD ,BOP'u uygulamaya koyarak,enerji coğrafyasını denetimi altına almayı almayı dış politikasının ana konusu yaptı.  

   Uzmanlar,bilim adamları Türkiye'nin enerjideki dışa bağımlılığının ulusal güvenlik sorunu haline geldiğini,bu yaşamsal sorununu kendi kaynaklarını kullanarak çözmesi gerektiğini ısrarla vurguluyorlar.Doğalgaz kesintileri dolayısıyla oluşacak elektrik kesintilerinin telekom ve bilgisayar sistemlerinde krize neden olabileceği belirtiliyor.Hala uyuyacak mıyız?                                                                                                        

KÜPE:Umut gidince ,yaşama zevki de gider.(Emile Zola)