Giriş

Enerji politik açıdan 2023 yılına bakıldığında, küresel bağlamda yoğun olayların yaşandığı bir yıl olduğu hemen anlaşılmaktadır. Dünyanın farklı yerlerinde farklı enerji politik olaylar yaşanmış olmakla beraber “savaş” olarak nitelenen iki bölgedeki gelişmeler hemen tüm ülkeleri etkilediği söylenebilir. Söz konusu bu olaylar; bilindiği üzere Ukrayna’da yaşanan sıcak çatışmalar ve Gazze’de yaşanan vahim olaylardır. Yakın coğrafyasında bir başka deyişle, biri Türkiye’nin kuzeyinde, diğeri güneyinde cereyan eden bu sıcak çatışmalı olaylar, doğal olarak Türkiye’yi de yakından ilgilendirmiş ve enerji politik yansımaları da görülmüştür.

Öte yandan Türkiye’nin iç politikaları bağlamında da enerji konularında çeşitli gelişmeler yaşanmış bulunmaktadır. Bir başka deyişle, dünyadaki olumsuz olaylara karşın Türkiye’de ülke içinde olumlu olarak nitelenebilecek enerji politik yatırımlar hayata geçirilebilmiştir.

Bu bağlamda, burada 2023 yılında yaşanan enerji politik olaylar dünyadan yansımalar ve ülke içi gelişmeler olmak üzere iki başlık altında incelenmesi benimsenmiştir.

Enerji Politik Dünya Olaylarının Türkiye’ye Yansımaları

Bir önceki yıldan 2023 yılına devreden Ukrayna savaşı, 2023 yılında da 2022 yılında olduğu gibi enerji politikaları ve enerji ekonomisi üzerinde etkili olmaya devam etmiştir. Siyasi olarak bakıldığında; Ukrayna topraklarında yaşanan savaşta, Rusya’nın Kasım 2022’ye kadar işgal ettiği topraklar kapsamında Dinyeper nehrinin güneyine çekilmesiyle çatışma bölgeleri coğrafi bir ayırıma kavuşmuş görünmektedir. Bununla beraber enerji politik açıdan (savaş öncesinde) Rusya’dan AB (Avrupa Birliği)’ne, Ukrayna üzerinden yapılan petrol ve doğal gaz akışı yıl boyunca kısıtlı kalmıştır. Bu durum başta Avrupa ülkeleri olmak üzere birçok ülkeyi etkilemiştir. Bu arada ABD (Amerika Birleşik Devletleri)’nin AB’ye LNG formunda doğal gaz ihracatı artarak devam ede gitmiştir.

Ukrayna savaşında 2023 yılında enerji politik karşılıklı hamleler yapıldığı gözlenmiştir. Haziran 2023 başında Avrupa’nın en büyük nükleer güç santralı olan Zaporijya Nükleer güç santraline hayli yakın olan Kahovka Barajı sabote edilmiş ve Ukrayna bir hidroelektrik santralını kaybetmiş, ilaveten   Zaporijya santralı için yeterli su temini sorunu da söz konusu olmuştur. Ayrıca Rusya’nın yıl boyunca Ukrayna’ya ait (trafo ve iletim ağları vb gibi) enerji alt yapısını hedef alarak vurduğu haberleri de alınmıştır.

Ukrayna ise (Rusya’nın Tahıl Anlaşmasından çekilmesini takiben) Ağustos 2023’te Rusya’nın bir enerji terminal bölgesi olan, doğal gaz ve petrol ihracatında önemli bir odak bölge durumunda bulunan Karadeniz’in kuzeydoğusundaki Novorossiysk limanının hemen yakınındaki, limanı koruyan Novorossisysk Askeri Üssünü hedef almış ve enerji ticaret yolu riski gündeme gelmiştir. Burada şunu da belirtmek gerekir ki; Yunanistan gemileri (AB’nin uyguladığı yaptırımları delerek) Rusya’nın enerji ithalatında en çok rol alanlar arasında yer almıştır.

Ukrayna Savaşı’nın Türkiye’ye etkisi bağlamında Türkiye’nin enerji merkezi olma yolunda gelişme kaydetmesinde etkin olmaya devam etmiştir denebilir. Bu bağlamda Modern İpek Yolu konusunda Türkiye’den geçen “Orta Koridor”un gün geçtikçe önem kazanmaya devam ettiği de söylenebilir.

2023 yılında başlayan savaşcıl ve vahim bir olay, şüphesiz Gazze olayları olmuştur. Ortaya çıkan bu elim olaylar 7 Ekim 2023’te çok boyutlu olarak gündemde yerini almış olmakla beraber olayların enerji politik yönü de yadsınamayacak nitelikte olduğu düşünülmektedir. İsrail’in Gazze’yi işgal etmekteki en önemli enerji politik nedeni; Gazze Şeridinin MEB (Münhasır Ekonomik Bölgesi)’nde var olan (ve halen bilinenden daha fazla doğal gaz olduğu düşünülen) rezervlerin varlığıdır denebilir. İlaveten İsrail’in Gazze MEB’ine bitişik kendi bölgesindeki potansiyel doğal gaz rezervinin kendince risksiz kullanımı ve bölgeden geçmesi mümkün olan boru hatlarının olabilme potansiyeli de İsrail yönetiminde Gazze’nin boşaltılması isteğini oluşturmuştur.

Ayrıca İsrail, Süveyş Kanalı’na alternatif olarak (Akdeniz Kıyısı ile Akabe Körfezi arasında) yıllardır yapmayı planladığı “Ben Gurion” kanalı için topoğrafik olarak uygun bir başlangıç coğrafyasının Gazze vadisinin olduğunu düşündüğü izlenimi de edinilmektedir.

Bir başka husus ise 9-10 Eylül 2023 tarihlerinde Hindistan’da yapılan G20 Zirvesinde IMEC olarak (India-MiddleEast-Europe Corridor) adlandırılan ve ABD tarafından önerilen Hindistan, Orta Doğu ve Avrupa'yı birbirine bağlayacak demiryolu ve limanlar üzerinden oluşacak yeni bir ekonomik bağlantı koridorunun oluşturulması olmuştur. Yeni bir enerji transfer yolu da olabilecek söz konusu bu koridorun önemli bir geçiş yeri İsrail olup, (İsrail’in Hayfa’yı Çin’e kiralamış olduğu da düşünülürse) Gazze bölgesinin iyi bir geçiş limanı bölgesi olabileceği ve/veya İsrail açısından bölgenin güvenliğinin sağlanması için Gazze’nin boşaltılmasının istendiği söylenebilir.

Türkiye’de Yaşanan Enerji Politik Gelişmeler

Türkiye’de ülke faaliyetleri çerçevesinde, 2023 yılı boyunca (Avrupa, Balkanlar, Afrika, Orta Doğu ve Hazar bölgesinde) farklı ülkelerle enerji konusunda ve/veya enerji konularını da kapsayan mutabakat ve anlaşmalar imzalanması mümkün olmuştur. Bunlardan önemli biri; Suudi Arabistan ile Temmuz 2023’te imzalanan mutabakattır denebilir. Mutabakatın Aralık 2023’te taraflarca onaylanmasıyla iki ülke arasında geniş bir yelpazede işbirliğinin hayata geçirilmesi mümkün olabilecektir.

2023 yılında Türkiye’de enerji politik yaşananları, rasyonel bağlamda incelemek için öncelikle temel enerji kaynaklarındaki duruma bakmak yerinde olacaktır. İlk olarak, fosil yakıtlara bakıldığında petrolde, dikkate değer bir gelişme üzerinde durmak gerekmektedir. Bu bağlamda, 2023 yılında enerjide önemli bir olay; Gabar bölgesinde petrol çıkarımında gelinen aşama olarak kendini göstermektedir (Şekil 1). Bölgede 23 kuyu üretim yapmış olup yeni kuyuların açılması ve günlük ham petrol üretiminin zaman içinde 3 mislini aşması planlanmış bulunmaktadır. Halen 30.000 varil/gün mertebesinde ham petrol çıkarımı yapılabilmektedir. Daha önceleri Türkiye’nin öz petrol çıkarımının 35.000 varil/gün olduğu düşünülürse, Gabar petrol rezervinin önemi daha iyi anlaşılabilmektedir. 2023 yılı içinde (dağ yollarının yapımında aşama kaydedilmesiyle) günde 150 tanker ile kuyu bölgesinden Batman rafinerisine taşıma yapılabilmiştir. Bu bağlamda Batman Rafinerisinin öneminin de arttığı ifade edilebilir. Konuyla ilgili istihdam ise 1200’e kadar çıkmış bulunmaktadır.

Doğal gaz konusunda; Karadeniz’de Sakarya Gaz Sahası’nda keşfedilen doğal gaz rezervi, gazı karaya taşıyacak boruların deniz tabanına yerleştirme işleminin tamamlanmasıyla (Nisan 2023’te yapılan “Devreye Alma Töreni” ile resmen) doğal gazın karaya ulaşması sağlanmış ve Karadeniz doğal gazı karada tutuşturulmuş bulunmaktadır (Şekil 1). Yıl içinde günlük 2,2 milyon m3 doğal gazın devreye verilmesinin gerçekleştirildiği ifade edilmektedir.

Türkiye’nin 2023 yılında doğal gaz tüketimi 50 Milyar m3 mertebesinde olmuştur. Ülke çapında 81 il ve 850’ye yakın yerleşim yerine doğal gaz götürülürken doğal gaz abone sayısının 20 milyonu aştığı belirtilmektedir. Böylelikle, doğal gaza erişebilme imkânı olan nüfus                        70 Milyonu aşmış olmaktadır.

Ayrıca, Türkiye’nin 3. Yüzer LNG Depolama ve Gazlaştırma Ünitesi (FSRU) olarak kullanılacak ve Saros FSRU Terminali’nde hizmet verecek özel gemi, ülkeye gelmiş bulunmaktadır. Burada şunu da belirtmek gerekir ki; ilk FSRU gemisi Ertuğrul Gazi, 6 Şubat 2023’te güneydoğu Anadolu bölgesinde meydana gelen ve 11 ili etkileyen depremler nedeniyle hasar gören doğal gaz hatlarının yeniden devreye alınması sürecinde, bölgenin doğal gaz gereksinimini karşılamak üzere tam kapasitede çalışmış ve ihtiyacı önemli ölçüde karşılayabilmiştir.

Öte yandan, Iğdır-Nahçıvan Doğal Gaz Boru Hattı’nın temeli Eylül 2023’te atılmıştır. Boru hattının tamamlanmasıyla (daha önce İran’dan Doğal gaz ihtiyacını karşılayan Nahçıvan artık) bağlı olduğu Azerbaycan’ın kendi doğal gazını (Türkiye ve Gürcistan üzerinden) alabilecektir.

Ayrıca, Türkiye ile Bulgaristan arasında yılda yaklaşık 1,5 milyar metreküplük doğal gaz transferi anlaşması da imzalanmıştır. Bir farklı gelişme de, Türkiye ile Bulgaristan arasında imzalanan 13 yıllık anlaşma kapsamında Marmara Ereğlisi LNG Terminali’nden Bulgaristan’a ilk gaz sevkiyatının yapılmış olmasıdır.

Türkiye’nin ilk Nükleer Güç Santralı olan Akkuyu Nükleer Güç Santralı (NGS)’de ilk üniteye ilişkin son olarak önemli bir aşama daha kaydedilmiş ve bu üniteye ilişkin olarak ilk parti nükleer yakıt Nisan 2023’te sahaya gelmiştir. Nükleer Yakıtın Teslimi Töreni ise 27 Nisan 2023 tarihinde Akkuyu sahasında yapılmış ve böylelikle resmi teslim gerçekleştirilmiştir. Teslime ilişkin (Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı Genel Direktörü’nün şahitliğinde gerçekleşen tören ile) verilen sertifika plaket, Akkuyu sahasının resmen “Nükleer Tesis” niteliği kazanmış olduğunu tescillemektedir.

Dört Üniteli Akkuyu NGS’de, tüm üniteler inşaat lisansı almış olup, 1. Üniteye ilişkin İşletme Lisansı da 2023 yılı içinde verilmiş bulunmaktadır. Böylelikle ilk ünitenin devreye alınmasına hayli yaklaşılmıştır denebilir (Şekil 1).

2023 yılında yenilenebilir enerji konusunda da önemli gelişmeler yaşanmış bulunmaktadır. Bu bağlamda, Türkiye Avrupa’da rüzgâr enerjisi konusunda kurulu güç bağlamında 6. sıraya yükselmiştir. Hidrolik enerji konusunda, bir önceki yıl inşaatı tamamlanan Türkiye’nin 1. ve dünyanın 5. Yüksek duvarlı barajı olan Yusufeli Barajında su tutma konusunda önemli bir aşamaya gelinmiş ve ilk elektrik üretimi başlamış bulunmaktadır (Şekil 1).

Güneş Enerjisi konusunda ise, 1350 MW güce sahip Güneş Enerjisi Santrali (GES) Karapınar GES’in resmi açılışı Mayıs 2023’te yapılmıştır (Şekil 1). Söz konusu Güneş Enerji Santralı Avrupa’nın en büyük GES’i olma özelliğini taşımaktadır.

Jeotermal enerji konusunda ise, Türkiye jeotermalden elektrik enerjisi üretiminde dünyada ilk 5’te olmaya devam etmiş bulunmaktadır. Ayrıca jeotermal enerjinin seracılıkta kullanımında Türkiye Dünya Lideri olmaya devam etmiştir. Hidrojen konusunda da ilk pilot tesisin çalışmaya başladığı açıklanmıştır.

Yenilenebilir Enerjide 2023 yılında yaşanan gelişmelerle birlikte yenilenebilir enerjinin elektrik kurulu güç içindeki payı % 55 mertebesine yükselmiştir. Bu bağlamda Türkiye’nin imzaladığı Paris İklim Değişikliği Anlaşması kapsamında karbon salımını azaltma taahhütlerinin yerine getirilmesinde önemli bir aşama kaydedilmiş olduğu söylenebilir.

Bütün bu gelişmelerle birlikte Türkiye’de elektrikte kurulu güç, 106 bin MW’a ulaşmıştır. 2023 yılında gerçekleşen toplam elektrik tüketimi bir önceki yıla göre yüzde 0,03 artarak 324,96 TWh’e yükselmiş bulunmaktadır.

Önemli bir gelişme de Eskişehir-Beylikova’da, bulunan önemli bir “Nadir Toprak Element (NTE)” rezervi ile ilgili olarak “Florit, Barit ve Nadir Toprak Elementi Pilot Tesisi” kurulmuş olmasıdır (Şekil 1). Nisan 2023’te açılışı yapılan tesiste; enerji sistemleri, ileri teknoloji ve bataryalarda kullanılma potansiyeli bulunan malzemeler üretilebilecektir. Söz konusu rezervin17.600 dönümlük arazide 694 Milyon ton kadar olduğu ve Çin’den sonra dünyanın en büyük 2. Rezervi olduğu betimlenmektedir.

Sonuç

2023 yılı boyunca, Ukrayna’da devam eden savaş ve Gazze’deki vahim gelişmelerin etkileri ve enerji politik yansımalarından Türkiye de etkilenmiştir. Enerji ekonomisindeki gelişimler ve son olarak Kızıldeniz krizi ile ekonomik etkilenmenin devem edeceği öngörülebilir. Ancak Türkiye jeopolitiği nedeniyle olumsuzlukları yüksek mertebeden almadığı da söylenebilir. Bu bağlamda enerji politik konuları da içeren farklı ülkelerle yaptığı mutabakat ve/veya anlaşmalar kapsamında Türkiye’nin “Enerji Merkezi” olma yolunda 2023 yılında mesafe aldığı da ifade edilebilir.

Türkiye’de 2023 yılı boyunca, ülke içindeki enerji ile ilgili farklı konularda ilerleme ve gelişmelerin devam ettiği gözlenmiş bulunmaktadır. Yıl boyunca başat enerji kaynaklarının aranması ve bunların devreye alınması konusunda dikkate değer aşamalar kaydedildiği görülmektedir. Yeşil enerji konusunda, Akkuyu Nükleer Enerji Santralında gelinen aşama ve yenilenebilir enerjide ulaşılan seviye ile Türkiye’nin Yeşil Mutabakat inisiyatifine gösterdiği hassasiyetin de yadsınamaz olduğu yorumu yapılabilir.

Öz olarak belirtilmek istenirse; dünyada yaşanan sıcak çatışmalı olaylar ve yansımaları tüm dünyayı baskılarken Türkiye de gelişmelerden etkilenmiş olmakla beraber enerji politik gelişimini sürdürebildiği de görülmektedir.