"TÜRK BAYRAĞI BİZİM İÇİN AZİZDİR"
M. Kemal SALLI
BURSA’DA OYNANAN TÜRKİYE-ERMENİSTAN MAÇINDA AZERBAYCAN BAYRAKLARININ STADA SOKULMAMASI İLE TIRMANAN BAYRAK KRİZİ, İKİ KARDEŞ ÜLKE ARASINDA HİÇ DE ARZU EDİLMEYEN SIKINTILARIN YAŞANMASINA NEDEN OLDU.
İKİ KARDEŞ ÜLKE ARASINDAKİ ÖRNEK DOSTLUK VE DAYANIŞMAYI ÇIKARLARINA ENGEL GÖRENLERİN ORGANİZE ETTİKLERİNDEN KUŞKU DUYULAN GELİŞMELERİN CAN SIKICI BOYUTA TIRMANMASI ÜZERİNE, İKİ ÜLKENİN SAYGIN, AKİL KİŞİLERİ GEREKSİZ OLUŞAN GERİLİMİ ORTADAN KALDIRMAK İÇİN KOLLARI SIVADILAR.
AZERBAYCAN CUMHURBAŞKANI YARDIMCISI, DEVLET BAŞKANI İLHAM ALİYEV’İN SİYASİ İŞLERDEN SORUMLU MÜŞAVİRİ PROF. DR. ALİ HASANOV, İKİ KARDEŞ ÜLKE İNSANLARININ BAYRAK KONUSUNDA ÇOK DUYARLI OLDUKLARINI BELİRTEREK, "EN ÇETİN GÜNLERDE BİLE TÜRKİYE'NİN BAYRAĞINI BAŞIMIZIN ÜSTÜNDE TUTMAYA HAZIRIZ. AZERBAYCAN BAYRAĞI DA TÜRK BAYRAĞI DA BİZİM İÇİN AZİZDİR" DİYOR.
AZERBAYCAN İSTANBUL BAŞONKONSOLOSU DOÇ. DR. SAYYAD ADİLOĞLU SALAHLI: “TÜRK BAYRAKLARI YENİDEN DİKİLECEK. TÜRKİYE İLE AZERBAYCAN ARASINDAKİ KARDEŞLİK BAĞLARI ASLA BOZULMAYACAKTIR. UFAK PROBLEMLER İKİ TARAFIN ÇABALARIYLA MUTLAKA ÇÖZÜLECEKTİR.”
Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan maçında Azerbaycan bayraklarının stada sokulmaması ile tırmanan bayrak krizi, iki kardeş ülke arasında hiç de arzu edilmeyen sıkıntıların yaşanmasına neden oldu. Olay iki kardeş ülkenin birbirlerine nota vermesine kadar büyüdü, büyütüldü.
İki kardeş ülke arasındaki örnek dostluk ve dayanışmayı çıkarlarına engel görenlerin organize ettikleri sanılan gelişmelerin can sıkıcı boyuta tırmanması üzerine, iki ülkenin saygın, akil kişileri gereksiz oluşan gerilimi ortadan kaldırmak için kolları sıvadılar. Verdikleri beyanatlarla ortak kültüre, ortak tarihe ve ortak değerlere sahip iki kardeş ülkenin bayrak gibi çok kutsal saydıkları bir simge nedeniyle asla karşı karşıya gelmemeleri gerektiğini vurguladılar.
Her zamankinden fazla dikkatli ve soğukkanlı olmamız gereken bir tarihi süreci yaşamaktayız. Türkistan coğrafyasını, tarihi İpek Yolu üzerinden Akdeniz coğrafyasına, Batı’ya bağlayan İki kardeş ülkenin imrenilecek bir işbirliği içinde olmaları, Ortadoğu’da, Kafkaslarda, Türkistan coğrafyasında yüzyıllar öncesine dayanan hesapları olanlar tarafından hiç de hoş karşılanmıyordu. İki kan kardeş, iki can kardeş ülkenin aralarını açmak için fırsat kollanıyordu. Bursa’da oynanan Türkiye-Ermenistan maçı öncesinde yaşanan Azerbaycan bayraklarının toplanması gibi kahredici olaylar, düşmanlarımızın ekmeğine yağ sürdü. Hiç de istenmeyen bir şekilde gelişen olaylar Hem Anadolu, hem de Azerbaycan coğrafyasında yaşayan kardeş insanların dayanılmaz üzüntüler, acılar yaşamalarına neden oldu. Bursa’daki maça can Azerbaycan bayraklarının sokulmaması ayıbını, Bakü şehitliğindeki Türk bayrağının indirilmesi ayıbı izledi.
Kim, nasıl organize ettiyse etti, iki kardeş ülke insanlarını en duyarlı oldukları bir konuda yaralamayı başardı.
Şimdi, her iki ülkede de akil insanlar, kardeş kavgasını körükleyebilecek bu gibi oyunlarrı boşa çıkarmak için ellerinden geleni yapıyorlar. Yakaladıkları her fırsatta bu tür oyunlar karşısında dikkatli olmamız gerektiğini belirtiyorlar, “Aman Dikkat!” diyorlar..
İki kardeş ülke arasında bayrak krizi nedeniyle tırmandırılan gerilimi düşürmek amacıyla beyanat veren Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Devlet Başkanı İlham Aliyev’in Siyasi İşlerden Sorumlu Müşaviri Prof.Dr. Ali Hasanov, İki kardeş ülke insanlarının bayrak konusunda çok duyarlı olduklarını, bu nedenle, Şehitlikteki Türk bayrağının indirilmesine gösterilen tepkileri anlayışla karşıladıklarını belirterek, "En çetin günlerde bile Türkiye'nin bayrağını başımızın üstünde tutmaya hazırız" diyor.
“BU BAYRAK DOĞUDAKİ MÜSLÜMAN ÜLKELER İÇİNDEKİ İLK BAYRAKTIR”
Şehitlikteki bayrak indirme hadisesinin Bursa'da Azerbaycan bayrağına yapılan muameleye karşı kısas şeklinde algılanmaması gerektiğini özellikle vurgulayan Prof. Dr. Ali Hasanov, bayraklarımızın kutsal değerlerimiz olduğunu belirterek şöyle diyor:
“Türkiye'nin bayrağını kendi bayrağımızdan ayrı görmedik. Her ikisi de bizim için azizdir. Aynı şekilde Türkiye de bizim bayrağımıza saygılı olsun. Bu bayrak, doğudaki Müslüman ülkelerin içindeki ilk bayraktır. Demokratik bayraktır. Bu bayrağın isminde Türklüğün de, İslam'ın da remizleri var. Bursa'da bayrağımıza yapılan muamele karşısında Türk yetkililer, konuya müdahale edip bu yanlışlığı kaldırmalıydı. Bu öyle bir meseledir ki, değil Azerbaycan halkını, Türkiye'deki insanları da incittiğini düşünüyorum.” Bakü’deki Şehitlik’teki Türk bayraklarının indirilmesinin Bursa'da Azerbaycan bayraklarının stada sokulmamasına karşı bir misilleme olarak algılanmaması gerektiğini belirten Prof. Dr. Ali Hasanov’un şu sözleri, herhangi bir yanlış anlamayı önlemeye yönelik bir açıklamadır:
“Hiçbir zaman Türkiye bayrağına saygısızlık etmedik. Sadece yasanın gereğini yapıyoruz. Bana göre, bu ve benzeri konular, yasa ve dostluk çerçevesinde çözüme kavuşmalıdır. Bakü’deki Şehitlik’teki Türk bayrağı da bu yasa çerçevesinde indirildi. Bundan böyle yabancı ülkelerin bayrakları Azerbaycan'da söz konusu yasaya uygun yerlerde asılacak. Bütün dünyada yabancı bayrakların asılmasıyla ilgili yasalar var. Bizde ise böyle bir yasa olmadığından ‘bayraklar rastgele yerlere asılabilir’ anlayışı vardı. Şimdi çıkardığımız yasayı yerine getiriyoruz. Türkiye'de bayrakların indirilmesinden duyulan rahatsızlıkları ve tepkileri anlayışla karşılıyoruz. Dışarıdan çok gergin gibi gözüken bu durumdan çıkış yollarının en kısa zamanda bulunacağını düşünüyorum. Türkiye ile Azerbaycan arasındaki dostluk ve müttefiklik anlayışı bundan sonra da devam edecektir.”
“YAPILAN, TÜRKİYE HALKINI DA İNCİTMİŞTİR SANIYORUM”
İki kardeş ülke arasında bayrak kriziyle başlayan gerginliğin sürdürülmemesi gerektiğini belirten Prof Dr. Hasanov, bayrak konusundaki düşüncelerini şöyle özetledi:
“Bayrak çok ciddi bir meseledir. Bayrak bir devletin, bir milletin remzidir. Bursa'da Azerbaycan bayrağı çöp kutusuna atılırken yetkililer hiç düşünmediler mi, Azerbaycan'da böyle bir tepkinin meydana geleceğini? Biz hiçbir zaman Türk bayrağını değil çöpe atmayı, böyle bir işe tevessül edenlere fırsat bile vermeyiz. Biz en zor anlarda Türkiye'nin bayrağını başımızın ve gözümün üstünde tutmaya hazırız.
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Ermenistan'ı ziyaret ettiğinde stadyumdaki sözde Karabağ Cumhuriyeti'ne ait bayraklar toplatıldı mı? Sayın Gül, bu bayraklara neden itiraz etmedi? Bu tür şeylere karşı rahatsızlığımızı ifade ediyoruz.
Türkiye'nin bayrağını kendi bayrağımızdan ayrı görmedik. Her ikisi de bizim için azizdir. Aynı şekilde Türkiye de bizim bayrağımıza saygılı olsun. Bu bayrak, doğudaki Müslüman ülkelerin içindeki ilk bayraktır. Demokratik bayraktır. Bu bayrakta Türklüğün de, İslam'ın da remizleri var. Bursa'da bayrağımıza yapılan muamele karşısında Türk yetkililer, konuya müdahale edip bu yanlışlığı kaldırmalıydı. Bu öyle bir meseledir ki, değil Azerbaycan halkını, Türkiye'deki insanları da incittiğini düşünüyorum.”
ZÜRİH PROTOKOLÜ KARABAĞ DAVAMIZI OLUMSUZ ETKİLEYECEKTİR
Zürih Protokolü’nün Azerbaycan’ın Karabağ davasını olumsuz etkileyeceğini belirten Prof. Dr. Hasanov, bu konudaki düşüncelerini de şöyle özetliyor:
“Konuyla ilgili olarak dışişleri bakanlığımız resmî bir açıklama yaptı. Orada ifade edildiği gibi Türkiye'nin iç işlerine karışmaya hakkımız da yok, niyetimiz de. Ama bu protokollerin Karabağ probleminin çözümüne menfi tesiri olacaktır. Çünkü Ermeniler bazı tavizler kopardığını düşünüyor. Sürecin onlardan yana çalıştığını düşünerek daha rahat hareket edecekler.” “Türkiye’nin hem Cumhurbaşkanı hem de Başbakan’ın ağzından garanti vermiş olmasına, bu konuda Azerbaycan'ı asla üzmeyeceğini belirtmesine rağmen, kardeş ülkenin endişelerini gideremedi mi?” sorusunu da şöyle yanıtlıyor, Prof. Dr. Ali Hasanov:
“Türkiye ile Azerbaycan'ın dostluğu bütün zorlukları aşarak günümüze kadar gelmiştir. Bu ilişkileri bozmak şimdiye kadar hiç kimseye nasip olmamıştır. Biz de bu güven ve inancın devamından yanayız. Değişik dönemlerde zaman zaman bazı problemler yaşandı. Mesela iki yıldır Azeri gazının aktarımıyla ilgili bazı problemler var. Ama ben bu problemlerin ortadan kaldırılacağına inanıyorum.”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı Yardımcısı, Devlet Başkanı İlham Aliyev’in Siyasi İşlerden Sorumlu Müşaviri Prof.Dr. Ali Hasanov’un bu samimi sözlerini tüm Azerbaycanlı kardeşlerimizin sözleri olarak değerlendirmeliyiz. Siyasi dengelerin ekonomik temeller üzerinde şekillendiği tarihin şu önemli dönemecinde, iki kardeş ülke insanı üzecek, birbirlerinden soğutacak oyunların özellikle tezgahlanacağının bilincinde olmalıyız.
Can Azerbaycan’ın bayraklarının toplandığı o kutuyu oraya kim getirdi, o dinamitin fitili ateşleyen mizanseni kimler hazırladı? İki kardeş ülke arasına fitne sokmak kimin işiydi?
Kafkaslardan Çin Denizi’ne uzanan coğrafya, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle dünya ekonomisinin en çok ilgi duyduğu bir bölge. Türkistan olarak bilinen bu bölgede yaşayan ülkelerin elele vermeleri, kendi ekonomik değerlerini kendilerinin pazarlamaları yeni bir ekonomi gücün doğmasına neden olacağından sürekli engellenleniyor. Tarihi İpek Yolu’nun canlanması küresel ekonomik dengelerin yeniden gözden gözden geçrilmesine neden olabilir. Azerbaycan, Kazakistan ve Türkmenistan’ın petrol ve doğalgaz yatakları ve dağıtım yollarının güvenliği, hem Batı hem de Doğu ekonomisi açısından çok önemli. Bütün bu nedenlerle, Türkistan coğrafyasındaki kardeş devletlerin ekonomi konolarında attıkları her adım, küresel aktörler tarafından yakından izleniyor. Kurulan ortaklıkların çıkarlarına gölge düşürmemesi için karşı önlemler alınıyor.
Bursa maçında bu tür provakosyonlara karşı daha hazırlıklı olmalıydık. Olaylar iki kardeş ülke insanını da yaralamışken, medyamızın haber ve yorumlarında daha özenli olması gerekir. “Şehitlik diplomatik dokunulmazlık statüsünde olmadığı için hukuk ihlali değildir, gönül bağlarında bir kopma olarak kalacaktır belleklerde. Fakat, diplomatik dokunulmalık kapsamında olan Din Hizmetleri Müşavirliği’ndeki bayrağın indirilimesi bir devletler hukuku ihlalidir” diyerek birbirimizi üzmenin bir anlamı yoktur.
BAŞKONSOLOS DOÇ. DR. SALAHLI, “PROBLEM MUTLAKA ÇÖZÜLECEKTİR”
Azerbaycan İstanbul Başkonsolosu Doç. Dr. Sayyad Adiloğlu Salahlı’nın açıklamaları iki kardeş ülke arasındaki bütün üzüntüleri boşa çıkaracak samimi sözler olarak algılanmalıdır:
“Bakü’deki Şehitlik’teki Türk bayraklarının yanı sıra Azerbaycan bayrakları da temizlik amacıyla indirilmiştir. Bu bayraklar (6’sı Türk, 6’sı Azerbaycan bayrağı) tamir amacıyla indirildi. Hepsi de yeniden gönderlerine çekilecektir. (...) Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kardeşlik bağları asla bozulmayacaktır. Ufak problemler iki tarafın çabalarıyla mutlaka çözülecektir.” Hem Azerbaycan Cumhurbaşkanı Siyasi İşler Sorumlusu Hasanov, hem de Azerbaycan İstanbul Başkonsolosu Doç. Dr. Salahlı’nın açıklamaları, yaşanan üzücü olaylar konusundaki Azerbaycan’ın resmi bakış açısıdır. O nedenle, iki kardeş ülke her zamankinden daha çok yanyana, omuz omuza durmalı, fırsatları, birlikte bir güç oluşturacak şekilde değerlendirmeli, problemlerini elele vererek çözmelidirler. (Son gelen haberlere göre, ‘sorun’ Başkonsolos Doç. Dr. Salahlı’nın dediği şekilde çözülmüş, Bakü’de Şehitlik’te kardeş bayraklar eskiden olduğu gibi yanyana dalgalanmaya başlamış.)
DIŞİŞLERİ BAKANI DAVUTOĞLU: “HİÇBİR ŞEY AZERBAYCAN’IN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNDEN, İSTİKRARINDAN, REFAHINDAN ÖNEMLİ DEĞİLDİR”
Azerbaycan’ı ziyaret eden Türk Dışişleri bakanı Ahmat Davutoğlu da, Bakü’de yaptığı açıklamada, “Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü bize Türkiye’nin arazi bütünlüğü kadar azizdir. Hiçbir şey Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünden, istikrarından, refahından, Türkiye-Azerbaycan ilişkilerinden önemli değildir. Bölgedeki statüko ne Türkiye’nin, ne Azerbaycan’ın, ne de Ermenistan’ın çıkarına değildir. Ancak bu statükoyu değiştirmek istiyorsak, 17 yıllık işgali barış yoluyla nasıl ortadan kaldırabileceğimize bakmalıyız” demiştir. Bu sözler, Türkiye devletinin Dışişleri Bakanı ağzından Azerbaycanlı kardeşlerine tekrarladığı bir teminattır.
Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu, Türkiye’nin Zürih Protokülü’nü imzalamadan önceki ve sonraki tutumunda bir değişiklik olmadığını belirterek, “Türkiye ile Ermenistan arasındaki ilişkiler ancak işgal bölgeleri konusu barış yoluyla çözüm bulduğu takdirde normalleşebilir. Bunun için de, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sorunun da hallolması gerekir” diyerek Türkiye’nin Karabağ konusundaki duruşunda bir değişiklik olmadığını vurgulamıştır.
Davutoğlu, Türkiye’nin normalleşme sürecini başlatmasından sonra, Minsk Gurubu’nun harakete geçtiğini, uluslararası bir heyetin incelemelerde bulunmak üzere bölgeye gittiğini belirterek, bunun Türkiye’nin aktif Kafkasya siyasetinin sonucu olduğunu söylemiştir. Davutoğlu, ayrıca, “Türkiye bugün Dışişleri Bakanlığı Danışmanlarından Ünal Çeviköz başkanlığındaki bir heyetle Minsk Grubu’nun Viyana’daki toplantısına katılmaktadır. Dağlık Karabağ’daki işgalin bitirilmesi gereğini orada da vurgulayacağız. Karabağ Azerbaycan’ın gündeminde olmasa bile, her zaman Türkiye’nin gündeminde olacaktır” garantisini vermiştir. Davutoğlu, mevkidaşı Azerbaycan Dışişleri Bakanı Elmar Memmedyarov’la görüşmesinin bir kardeşlik havasında geçtiğini belirterek, “İki kardeş arasında bazen sorunlar yaşanabilir. Türkiye ile Azerbaycan masaya oturduklarında iki ayrı taraf olarak değil, bir hayet gibi otururlar. Ben sizin devlet başkanınıza Sayın Cumhurbaşkanım, derim. Çünkü biz öyle gördük, öyle biliriz” demiştir. İki kardeş ülke arasındaki bayrak krizine de değinen Dışişleri Bakanı Davutoğlu, göreve geldiktensonra 120’den çok elçiliğimize ve 180’den çok başkonsolosluğumuza mektup yazarak, Azerbaycan’ın temsilciğinin olmadığı yerlerde Azerbaycan Vatandaşlarına da Türkiye vatandaşları gibi davranın, sorunlarıyla ilgilenin, dediğini belirtmiştir.
Bayrak konusuna da değinen Davutoğlu, “Bizim için Türk bayrağı neyse, Azerbaycan bayrağı da odur. Bizim de bayrak kanunumuz var, ama biz Azerbaycan bayrağını o kanunun dışında tutarız, o kanunu Azerbaycan bayrağına uygulamayız. Azerbaycan bayrağını bir başka ülkenin bayrağı olarak kabul etmedik, etmiyoruz. Bakü’de Şehitlik’te benim atalarım yatıyor. Maç günü Bursa’da evler, mağazalar Azerbaycan bayraklarıyla bezenmişti. O gün stadyumda 50’ye yakın Azerbaycan bayrağı vardı Biz FİFA’dan bu konuda birşey talep etmemiştik. FİFA yalnızca az sayıda bayrağa izin verdi. Kutulara atılan bayraklar beni çok rahatsız etti. Yalnız dikkatinizi çekerim, Türkiye’de kutuların üzerine WC yazılmaz. O görüntü, o fotograf bir tertiptir, bir tahribattır. BU bir memurun ihmali olabilir, cezasını da görecektir. Bu kesinlikle bir devlet politikası değildir” diyerek, Azerbaycanlı kardeşlerimizin akıllarına takılan olası soruları yanıtlamıştır.
Davutoğlu, Anadolu’nun birçok kentinde, kasabasında Azerbaycan’ın merhum Devlet Başkanı Haydar Aliyev adını taşıyan caddelerin, büstlerin, heykellerin bulunduğunu ve onların üzerinde Azerbaycan bayrağının dalgalandığını belirterek kardeşliğimizin ölmez olduğunu vurgulamıştır: “Gök yere inse de Türkiye’de Azerbaycan bayrakları dalgalanmaya devam edecektir. Biz Azerbaycan’da bayrağımıza harici ülke bayrağı olarak bakılmasını istemiyoruz. Şehitlikler bizim için mukaddestir. Anadolu tehdit altındayken onlar buraya gelip şehit oldular. Onlar artık sizin şehitlerinizdir, size emanettir.”
KARDEŞLER BİRBİRLERİNE KÜSMEZLER, KÜSMEMELİDİRLER
Azderbaycan ve Türkiye özüyle, sözüyle kardeş ülkelerdir. Kardeşler asla birbirlerine küsmezler, küsmemelidirler.
Bursa’da kutuya atılan bayrak görüntüleri de göstermiştir ki, Azerbaycan ile Türkiye’nin yanyana, elele durması birilerinin işine gelmiyor. Azerbaycan ve Türkiye’nin yıllar yılı elele vererek oluşturdukları güç birliği, Nahcıvan’da gerçekleştirilen Türk Dilli Ülkeler Konseyi’nin kurulmasından sonra, diğer kardeş devletlerin de katılmasıyla daha etkin bir duruma gelmekte olduğundan, bu gelişme, bölgede hesapları olanları rahatsız etmektedir. Böylesi provakatif olaylarla daha sık karşılaşabileceğimizin bilincinde olursak, birbirimizi üzmeden, aleyhimize tertip edilmek istenen oyunları boşa çıkarabiliriz. Dünyanın ekonomik geleceği açısından Türkistan Unutmayalım, “Güneş Doğu’dan yükselir”. Yakın bir zamanda, kardeş ülkelerin elele vermesiyle yine yükselecektir. Enerji yataklarıyla, yeraltı ve yerüstü zenginlikleriyle Türkistan coğrafyası yeni bir küresel güç olabilir. Türkistan coğrafyasındaki kardeş ülkeler elele tutuşmayı başarırlarsa, kendi kaderlerini kendileri yazabilir, kısa zamanda başarıyı ve mutluluğu yakalayabilirler.
Yorumlar