2. Meclis’in 1. Devre çalışmaları 11.08.1923 tarihinde başladığında, artık, T.B.M.M.’ si’nde, Yerli, Millî, hiç bir me’bus kalmamıştı. Zira,Gazî Meclis’te vazife yapan, İslâm alimlerinden, şeyh,Aşiret Lideri, Kanaat önderi, Medrese me’zunlarından heç birisi ikinci Meclis’e da’vet edilmemişlerdi. Onlara denildi ki,” Sizi, biz asıl gaye ve maksudumuzu gerçekleştirebilmek için Senaryo gereği, figüranlar olarak kullanmıştık. Artık Rolünüz tamamlandı, biz bundan sonra, Yolumuza, yola beraber çıktıklarımızla değil, yolda bulduklarımızla devam edeceğiz.1. Meclis’te vazife yapan figüranlar, “ Biz, Gazî Meclisiz, Millî Mücadeleyi ve İstiklal savaşını icra ediyor, idere eoiyoruz,” diye avutuldular, uyutuldular. B u arada, Saltanat Kaldırıldı, son Padişah, Sultan Vahidüddin, ailesi ve maiyyetiyle birlikte sürgüne gönderildi.Dünya müslümanlarını darıltmamak ve İslam aleminden gelecek yardımları aksatmamak için Saltanat’la Hilafet biribirinden ayrıld. Saltanat kaldırılırken o an için hilafet ibka edilmişti. Hindistan Müslümanlarının gönderdiği önemli miktardaki yardımdan Millî Mücadele için tek bir kuruş harcanmaycak, bu para ile Mustafa Kemal Paşa’nın, İsmet İnönü’nün, Celal Bayar’ın en büyük hissedarları olduğu Türkiye İş Bankası kurulacaktı.Mustafa Kemal Paşa vıasiyetinde, İş Bankasındaki hisselerini, C.H.P.’ye, bıraktığı için, Günümüzde İş Bankası’nın takriben % 35’i C.h.P.’nindir.
Yahûdî, Ermeni, Rum ve Gayr-i Millî unsur’lar tarafından Selanik’te te’sis edilen, İttihad ve Terakkî Cemiyeti, bilahere, Anadolu ve Rumeli Müdafaây-i Hukuk ile birleşereke, Cumhuriiyet Halk Fırkası olarak partileşerek, bugünkü C.H.P., Cumhuriyet Halk Partisi olarak evrilecekti. İttihad ve Terakkî Cemiyeti, Devlet-i Aliyye’mizi, Osmanlı Devletimizi yıkmakla kalmamış, Devletin devamı olan, yeni Rejmi Cumhuriyeti de dizayn etmiştir.
Rivayet odur ki,Saltanat kaldırılıp, Cumhuriyet Kurulurken, İttihad ve Terakkî Cemiyeti, 800 civarında, gayr-i Müslim ve Gayr-i Türk’e, Müslüman ve Türk isimleri verilerek, yeni kurulan Devletin, Cumhuriyetin en önemli Müessese’lerine,Devletin kilit noktalarına ta’yin edildiler1.T.B.M.M.’si’ne da’vet edildiler meb’us yapıldılar, İcra Vekilleri Hey’etlerinde vekil oldular. Şurâ-İ Devlet,( Danıştay), Mahkeme-i Temyîz,( Yargıtay), Divan-ı Muhasesât( Sayıştay’a) reis veya aza oldular.
Birinci Meclis’e, İsimleri Türkleştirilmiş,İslâmlaştırılmış, gayr-i Müslimlerin yanında, yerli ve Millî, din alimleri, müftüler, şeyh’ler, aşiret reisleri,kanaat önderleri ve medrese me’zunları da da’vet edilmişlerdi.Fakat, 2. T.B.M.M.’ si’ne bunlardan hiçbirisi, ama hiçbirisi da’vet edilmediler. Da’vet edilmeyenler arasında, Bütün varlığı ile, Millî Mücadele’ye,dolaysiyle yeni Rejime olanca gayretiyle destek vermiş, Millî Şair, İstiklal Marşı Şairi, Mehmed Akif Bey ve onun yakın arkadaşı,Karesi(Balıkesir), Kuvvâ-i Milliye’nin Kurcusu, İslâm alimi, Müfessir Hasan Basri Çantay da vardı.Buna mukabil,İsimleri Türkleştirilim veya İslâmlaştırılmış olanların tamamı eksiksiz olarak da’vet edilmişlerdi.Bu arada,rollerini tamamlayarak kendi köşelerine çekilerek ebedî Nisyana mahkum olanların yerine de yeni Avdetî’ler da’vet edilmiş olup, Meclis’te ve vekaletlerde yerlerini aldılar.
İzmir’den Selanik’e. Selanik’ten İstanbul’a ve Ankara’ya sürekli hicret halindeki Sabetayist’ler, İstanbul’a, Ankara’ya, hatta tekrar İzmir’e avdet ettiklerinde, isimlerini müslüman ve Türk isimleriyle değiştirdiler. Bunları yakından ta’kip edenler ve Devletin hakîkî, sahipleri bunları bilirler ve bunlara, “Avdetî,” denilirdi.Zaman içinde, suyun öbür tarafından gelenlerle yerli’ler öylesine karıştılar ki, “Avdetî,”Kelimesi de unutulup gitti.- Merhum, Üstad, Necip Fazıl Bey, “ Avdetî,”ler, döndüler ama, küfürden imana değil,360 derece döndükleri için, aynı noktaya, daha azımli ve anûd bir küfre döndüler,” derdi.Biz, yerli ve Millî olanlar her şeyi unuttuk ama, Sabetayist’ler, ne ırklarını, ne milliyyetlerini ne inançlarını asla unutmadılar. İstanbul, Üsküdar’daki Bülbül Deresi Mezarlığına gitseniz, bu Mezarlık, Daha ziyade Sabetayist, Avdetî ve diğer, Yahûdî gruplarına aittir.Yakînen, Türk ve müslüman sandığınız, nice kemselerin, meşhur gazetecilerin ve siyaset adamlarının dedeleri, babaları ve yakınları bu Avdetî’ler Mezarlığında medfundur
Ba’zı kaynaklarda, Türkiye’deki Meşhur Sabetayist eşhas ve aile’lerin listeleri neşr’edildi. Listelerde ba’zı hatalar olsada, ekserisinin doğru olduğu kabul edilebilir. Bu da gösterir ki, Sabetayist’ler, Cumhuriyet döneminde sadece, Devlet İdaresinde, Meclis’te, Hukûmette ve Amme İdaresinde değil,Sanayi’de, Ticarette, ithalat ve ihracaatta da hakim duruma gelmişlerdir. Günümüzde Sanayi ve Ticarette, hizmet Sektöründe, müteahhidlikte en büyük firmalar Sabetayist’lerindir. Politikada, bilhassa, C.H.P.’ de siyaset yapanların, İsmail Cem İpekçi, Sina Gürel gibiler, Matbuatta, Ahmet Emin Yalman, Alp Yalman, Abdi İpekçi gibiler bilinen Sabetayist’ler, Avdetî(lerdi.
Dördüncü İcra Vekilleri Hey’etinde(12.07.1922-04.08.1923) İktisad, Beşinci İcra Vekilleri zHey’etinde( 14.08.1923-27.10.1923) İktisad,Üçüncü İcra Vekilleri Hey’etinde( 22 Kasım 1924-02. Mart 1925) Ali Fethi Okyar Hükûmetinde,Adliye,Dördüncü İcra Vekilleri Hey’etinde(04 Mart 1925-01 Kasım 1927) Üçüncü İnönü Hükûmetinde, Adliye,Beşinci İcra Vekilleri Hey’etinde,( 02 Kasım 1927-25 Eylül 1930) Dördüncü İnönü Hükûmeti’nde Adliye Vekili olarak vazife tevdî edilen ,Mahmud Esad Bozkurt, dede’leri, Balkanların İslâmlaşması ve Türkleşmesi çalışmaları dolaysiyle, Karaman’dan Mora Yarımadasına gönderilmiş bir aile’nin çocuğudur. Dedesine devrin Padişah’ı tarafından “Paşa,”’ lık unvanı verilmişti Mora ısyanı sonrası, İzmir Kuşadası civarına tersine hicretle geri dönmüşlerdi.Mahmud Esad Bozkurt, yahûdî-Sabetiyist, Avdetî, Ermeni ve Rum olmamasına rağmen, onlara taş çıkartacak kadar azılı bir İslâm düşmanıydı, 1920- 1923- 1927’de olmak üzere üç dönem, İzmir Meb’usu olarak seçilmişti.Tam bir Kemalist idi, gerçekten Sabetayist- yahûdî olahlar’dan daha bir İslâm düşmanıydı. 1923’de,İzmir Milletvekili ve aynı zamanda İktisad vekili olduğu bir dönemde , “İslâm İlerlemeye Manî’dir. Bu dirle yürünmez. Mahvoluruz. Ve Bize de kimse ehemmiyyet vermez. Anayasa’dan İslâm’ı silip Hıristiyanlığı yazmalıyız.” 18 Temmuz 1923 Mahmud Esat Bozkurt, C.H.P., İzmir Milletvekili. Partisini tasrih etmeye gerek yok,zâten, devir tek parti devridir...
1921 Teşkilat-ı Esâsiyye Kanunu’nun8 Anayasası’nın) ikinci Maddesi “ Devletin Dini, Din-i İslâm’dır,” şeklindeydi.Mel’un, Mahmud Esad Bozkurt gibilerin görüşlerine uygun olarak, bu Madde, 1927 yılında Teşkilat-ı Esâsiyye Kanunundan( 1921 Anayasası’ndan çıkarılmıştır. Artık, Devletin Dini yoktur. Bu Maddenin Anayasa’dan çıkarılmasıyla Millet DİNSİZ KALMAMIŞTI, Milletin dini yine Din-i İslamdı. Fakat Devleti İdare edenler yalnız, dinsiz değil, aynı zamanda, din düşmanıydılar, - Pardon, mutlak ma’nada din düşmanı değiller, hasseten İslâm Dini’nin düşmanıydılar, Kemalizm, onlar için, makbul ve mu’teber bir din idi.