BÜYÜK  ÇAMLICA,  TAKSİM   VE  BARBAROS   HAYREDDİN  PAŞA  CAMİ’İ’LERİ!... ( 3 )

İstanbul’da,  ezansız,  ma’betsiz  şehir’lerden, Pera- Beyoğlu,Beşiktaş  ve  Şişli..  1970’li  yıllara  kadar, bu  üç  İlçe’de  çok  az sayıda  cami  bulunuyordu. Muhitte  yeni  yeni,  oluşan  Gecekondu  Mahallelerinin  herbirine,  mahalle  sakinleri  tarafından  yaptırılan  cami’i’lerle  bu  sayı  her  geçen  yıl  artış  göstermiştir.Kadîm, Beyoğlu, Beşiktaş  ve  Şişli’de  bulunan  cami’i’ler: Beyoğlu’nda, Ağa  Cami’i, Şişli’de, Nişantaşı- Teşvîkiye’de  bulunan Teşvikiye  Cami’i’dir.

Denilebilinirki, İdarî   olarak,  Beyoğlu  Sınırları  içerisinde, vezir, Paşa, pâdişah   validesultan’lar  tarafından  yaptırılmış  cami’i’ler  var!  Doğrudur, Kasımpaşa’da, Büyük  Piyâle  Paşa  Cami’i’, Cami-İ  Kebîr, Galata’nın  Haliç ile  buluştuğu ,  Azapkapı’da, Sokullu  Mehmed  Paşa  Cami’i, 1577-1578  tarihi  ile  tarihlenen  bu  Muhteşem  Cami, Koca  Sinan  eseridir, Sokullu  Mehmed  Paşa’nın, kendi  unvanını  taşıyan  bir  Külliyesi  de, Kırklareli, Lüleburgaz’dadır. Yine  kendi  adını  ve  unvanın  taşıyan,  bir  başka,  Mi’mar  Koca  Sinan  Eseri  de, İstanbul  Kadırga   yokuşunun  başında, Zevcesi, İsmihan  Sultan  adına  yaptırdığı, 1579 tarihi  ile  tarihlenen, Muhteşem  Cami...

Arap Cami’i, Galata’da, Günümüz  Karaköy’de  bulunan, Arap Cami’i  ismine  izafeten, her  ne  kadar, Emevî  Kumandanı, Mesleme  bin Abdülmelik’in, İstanbul’u  Muhasarası  sırasında,  inşa  ettirdiği  rivayet  edilmişse  de,  doğru  değildir. İstanbul’un  Fethinden  sonra,  diğr  büyük  kiliseler  nasıl Camiye  tahvil  edilmişse, Galata’da, Cenevizli’lerin  en  büyük  kilisesi  Camiye  tahvil  edilmiş,  daha  sonraki  asırlarda  yapılan  ilavelerle  günümüzdeki  vazi’yyete  getirilmiştir. İspanya’da, Bin  Ahmer,  Bin  Nasr, İslâm  Devleti  münkarız  olduktan  sonra, İstanbul’a  hicret  eden  müslümanlar bu  Semt’e  Bu Cami’i’in  etrafına  iskan  edildikleri  için, Halk  Bu  Camiye, Arap  Cami’i  unvanını  vermiştir ve o  tarihten  beridir d bu  unvan  ile  anılmaktadır.

Karaköy’de  pek  bilinmeyen  bir  cami  vardır, “ Yeraltı   Cami’i, başka  maksadla  yapılmış  çok  büyük  bir  bina’nın  bodrum  katında, keşfen, Yezid  bin  Muaviuye  kumandası  altında, İstanbul’un  Medar-ı  İftiharı, Eba  Eyyûb  el-  Ensarî,   radiya’llâhu  anhü’l- Bârî,  Hazret’leriyle  birlikte, İstanbul’un  Fethi  için, muhasara  eden  ve  İstanbul  Surlarının  dibinde  şehid  düşen, Sahâbî’den  üçü’nün  kabirleri,  bu  binanın  bodrumunda  tespit  edildiği  için, Bina’nın  Bodrum  katı, Cami  olarak  tanzim  ve  tertip  edilmiş  olup, “ Yeraltı  Cami’i  “ olarak  bilinmektedir.   Merhum,  Meşhûr,  Reisü’l- Kurrâ,  Hacı,  Hafız, Ali  Üsküdarlı, Yeraltı  Cami’i’nin  imamıydı. Ramazan  aylarında   Mukabelesi, İstanbul’un  uzak  semt’lerinden  gelen  cemaat  tarafından  ta’kip  edilir, Cami  tamamen  dolardı.

Galata  Köprüsü’nün, Karaköy, Deniz  tarafı  ayağında, halen,  bir  bankanın  binasının  tam  arkasında, çok  zarif, Biblo  gibi Ahşap  bir  Mescid  vardı. 1957  yılında  yıktırılmış, Merhum, Mi’mar, Dr.  Kadir  Topbaş,  son  Belediye  Seçim’leri  propagandası  sırasında, “ Plân- Projesini  bizzat  kendim  çizecek  ve  bu  Mescidi  ihya  edeceğim,”  demişti. Fakat, Görev  müddetini  tamamlayamadan,  istifa  ettirildi,  bi’lahere  de,  ebediyyete  intikal  etti.Bu  Mescid,  ihya  edilmeyi  bekliyor.

Tophane’de,Tophane  Koyun’da, Denizden  Beyoğlu’na  çıkış  İskelesi  yanında, Deniz  doldurularak, Koca  Mi’mar  Sinan  tarafından  inşa  edilen, Muhteşem, Kılıç  Ali  Paşa  Cami’i  ve  Külliyesi. Bu  Muhteşem  Eser, 1578  Tarihiyle  tarihlenmiştir.

Cihangir  Cami’i, Fındıklı  Yokuşunda, Boğaza,  Marmara’ya, Tarihî  Yarımada’ya  hakim  bir  Tepe  üzeruinde, Mi’MAR  Koca  Sinan’a  yaptırılan  bu  Muhteşem  Cami, Kanûnî’nin, Hürrem  Sultandan  doğan, henüz,  22  yaşında  iken  vefat  eden, Ağabey’i  Şehzâde, Mustafa’nın Şehzâdebaşı  Cami’i  Haziresindeki  Türbesine  defn’edilen Şehzâde  Cihangir  adına  yaptırılmıştır.İnşa  Tarihi, 1559-1560’dır.

Nusretiye  Cami’i, Galata  Rıhtımında, Deniz’e  sıfır  noktada, Sultan 2 Mahmud  tarafından Ermeni  Blyan’lara  inşa  attirilen Nusretiye  Cami’i, 1823- 1826  yılları  arasında  inşa  ettirilmiştir.

Kabataş  Cami’i, 1957   yılında, Karaköy’den- Dolmabahçe’ye  kadar  uzanan  bu  geniş  caddeler  açılırken, CAMİ’İN  Deniz  tarafındaki  meşrutası, Kara  tarafındaki, şadırvan  ve  sebilleri  yıkılmış,  ba’zı  parçalar, Sed  üstü  duvarlarına  bitiştirilmiştir.   Ma’alesef  son  cemaat  yeri  bile  yola  katılmış  olduğundan,   otomobiller Cami’in  son  cemaat  mahallinden   geçmektedir.

Halkımızın Dolmabahçe    Cami’i  olarak  bildiği, Bezmiâlem, Valide  Sultan  Cami’i, Dolmabahçe  Sarayı’nın  önünde  bulunan  bu  Muhteşem  Cami,  ma’alesef, bir  zamanlar, Deniz  Kuvvetleri  Deposu  olarak,  bir  müddet  de, 27  Mayıs  1960  Darbe-i  Hükûmetinden  sonra, Yassıada’da  kurulan  uydurma  mahkeme’lerin  devam  ettiği  sürede, Yassıada  İrtibat  Bürosu  olarak  kullanılmıştır. Bezmiâlem, Valide  Sultan’ın  bu  Cami’i’den  başka  birde, Fatih  Vatan  Caddesi  üzerindeki Bezmiâlem  Vakıf  Üniversitesinin  hemen  yanında,  aynı  ismi  taşıyan  bir  Cami’ i  daha  vardır.

İstanbul’da, Kaptan-ı  Derya,( Osmanlı  Devleti  Aliyye’miz’de  Deniz  Kuvvetleri  Komutanı), Paşa’ların  inşa  ettirdiği,  iki  Külliye, Mi’mar  Koca  Sinan  tarafından  inşa  edilmiş,  iki  Muhteşem  Cami  vardır; birisi, Tophane’de, Galata  Rıhtımındaki, Kılıç  Ali  Paşa  Külliyesi  ve  Cami’i,  diğeri, Beşiktaş Koyun’daki, Sinan  Paşa  Külliyesi  ve  Cami’i’dir. Her  ikisinin  müşterek  husûsiyyeti, deniz  doldurularak,  deniz’den  kazanılan  arazi   üzerine  inşa  ettirilmeleridir.

Kaptan-ı    Derya,  Kılıç  Ali   Paşa,   devrin  Padişâh’ından,  cami  ve  külliye   yaptırmak   için, İstanbul’da,  kendisine   münasip   bir   arazî   tahsis  edilmesini  talep  eder. Devrin  Pâdişâh’ı  Kendisine, “ Bire  Paşa! Senin  ömrün  denizlerde  geçti, sen  bir  deniz  insanızın! Karada  senin  ne  işin  ola!Denizi  doldur, kazanılan  arazî   üzerine  külliyeni, Cami’i’ni  inşa  ettir,” fermanı  üzerine, DENİZİN Tophane  Koyunun  bir  bölümü  doldurulur ve Kılıç  Ali  Paşa  Külliyesi  ve  Cami’i  burada  inşa  ettirilir.

Kaptan-ı  Derya  Sinan  Paşa  da, devrin  Pâdişâh’ından, bir  Külliye  ve  Cami için  arazî  talep  eder. O  devrin  pâdişah’ ı  da, Sinan  Paşa’ya, “ Bire  Paşa! Sen  bir  deniz  adamısın! Halef’in  Kaptan-ı  Derya  Kılıç  Ali  Paşa  gibi, sen  de  denizi  dolduru,  burada  kazanılan  arazî  üzerine  Külliyeni  ve  Cami’i’ni  inşa  ettir,”  diye  ferman  buyurur.Bunun  üzerine, Kaptan-ı  Derya  Sinan  Paşa  Beşiktaş  Koyu’nun  bir  bölümünü  doldurtur  ve  buraya, Sinan  Paşa  Külliyesi  ve  Cami’i  inşa  ettirilir. Günümüzde,  Beşiktaş  ve  Barbaros  Cadde’lerini   kesiştiği  nokta’da  bulunan,   bu   Külliye   ve   Cami,  Mİ’mar,       Koca  Sinan’ın, Muhteşem  eserlerinden  birisidir.

Türk  Denizcilik  Tarih’inin  en  Büyük  Amiralı,  Şüphesiz, Kaptan-ı  Dery, Barbaros  Hayreddin  Paşa’dır.16. Yüz  Yılında, Akdenizi  bir  Türk  Gölü  haline  getiren,  Barbaros   Hayreddin  Paşa,1478’de  doğmuştur,  asıl  adı, Hızır’dır, ( Hızır  Reis) Ağabey’i  Meşhur  Denizci,  Oruç  Reis’in  saçı, sakalı  kızıl  olduğu  için, Batılı  Denizciler  kendisine, Barbarossa  lakabını  takmışlardı. Hızır  Reis’in  de  tıpkı,  Ağabeyi  Oruç  Reis  gibi, saçı,  sakalı,  bıyığı  kızıl  olduğundan, kendisine, 2 Barbaros,”  Lakabı  verilmiş, Sultan  Yavuz    Selim  Han  ise ,  “ Hayreddin,” Lakabını  vermişti. 1532’de  Kendisi,  Kaptan-ı  Derya’l k   ile  taltîf  edilmiş,  05  Temmuz, 1546’da  vefat  etmiştir.” Mâte  Reîsü’l- Bahr,”  cümlesiyle  Ebced  hesabıyla  vefat  tarihi  düşülmüştür.   Barbaros  Hayreddin  Paşa’nın  bizzat  yaptırdığı  veya  adına  yaptırılan  ve  günümüze  ulaşabilmiş  herhangi  bir  eseri  bulunmamatadır. Sağılığında,  Beşiktaş  Sahilinde   yaptırdığı,  Medrese’den   günümüzde,   herhangi  bir  eser,  iz,  kalmamıştır. Yine  sağlığında,  Medrese’nin   bitişiğinde,   inşa  ettirdiği, Türbeye   defn’edilmiş,  Türbe,  asırlar  içinde  def’alarca  restore  edilmiş,  halen,  sağlam  ve  mükemmel  bir  şekilyde  olup, Halkımız  tarafından  ziyaret  edilmektedir. Kaptan-ı  Derya, Barbaros  Hayreddin  Paşa   adına, Cumhurresimiz, Muhterem,  Recep  Tayyip  Erdoğan’ın  himmetleriyle,  İstanbul’da,  Barbaros  Hayreddin  Paşa’nın  Deniz  Nefer’leri,( Levend’leri ) eğittiği,  “ levend,” semtinde, Büyükdere  Caddesi  Üzerinde, Modern  Mi’mârî’de  her  köşesinde   Denizcilit  Teması   işlenmiş, Muhteşem  Cami, 2023  yılında  ibadete  açılmıştır...