YAMAN TAKİYYECİ VE HAS MÜNAFIK!...
“ Yaman Takiyyeci,” 2005 yılı, Kasım ayında, bu köşe’de, birer hafta ara ile yazdığım, iki yazı’nın decacilerinin en şerlisi,Haç aşıkı,din-ü Devlet, Ordu-yu Millet düşmanı, emperyalist’lerin maşası-kuklası, Manastırdan ve kilise’den gelmediği halde, Papa seçiminde rey hakkı olan, dünyaa’daki iki kardinalden birisi olan, ( diğeri Güney Kore Mon Tarikatinin lideri olan zattır), mel’un, “La’neatü’llâhi aleyhi) F.E.T.Ö, fethullah Gülen idi.O devirde, bu mel’un, başta Hükumet çevreleri Serlevhası idi.Kasd’edilen, bugün, artık, bütün veçheleriiyle ortaya çıkmış olan, ahir zaman olmak üzere,tüm siyasî’lerin “ Hocaâefendisiydi.” Devrin Başbakanı ve Diyanet İşleri Reisi,bizzat veya bilvasıta beni arayarak,” Dünya çapında İslâm’a ve Türk Milleti’ne hizmet etmekte olan, Hocaâefendi için bunları nasıl yazarsın,” demişlerdi.Neyse ki, zaman, beni ve benim gibi düşünenleri haklı çıkardı, 15 Temmuz 1916 hain darbe teşebbüsü ile her şey ortaya çıktı...
2023’ün ilkbahar’ına geldiğimizde, önümüzde çok kısa bir zaman sonra, Aziz Milletimiz için bir dönüm noktası teşkil edecek, çok mühim bir seçim var.Bu seçimlerin arafesinde, meyranlarda dolaşan, “ Yaman Takiyyeci ve Has Münafık ,” birisi var. Bu zat, oruç tutmadığı, hatta oruca inanmadığı halde müslümanları aldatmak için iftar sofralarına oturuyor. Ramazan günü gündüz vakti, ziyaret kendi tandansında( oruç tutmayan. Oruca inanmayan) bir başka partinin liderini ziyaret ettiğinde, çay servisi yapıldığı ve nelerin yenildiği Matbuata deklera edilmiştir.Yine bu zat, Ekürisinden( Koşu Tavşanı) Ekremos’un rehberliğinde,Mevlâna Türbesini ziyaret ediyor, İstanbul’da, Hırka-i Şerif’i ziyaret ettiriliyor.Sadece merakımdan soruyorum, Hırka-i Şerif ziyaretinde hazır bulunan gazetecilerden birisie sorsaydı, “ Bu Hırka kime aid? Son Konya ziyaretinde bile, “ Konya, Hollanda’dan daha büyük bir Ülke’dir,” diyen bu zat,” Bu Hırka, Mustafa Kemal Paşa’nın Trablusgarb harbinde giydiğ urbadır, ya da Fevzi Çakmak Paşa’nın Sakarya Savaşında giydiği elbisesidir,” diye cevap verirdi .Çünkü, Türk-İslâm Medeniyyetine ve Kültürüne çok uzak bir yerde duruyor.Yine bu zat, Siyâsî hayatı boyunca, müslüman kadınların başörtüsüne karşı çıkmış,” Bez parçasıdır,” demiş. Def’alarca tekrar tekrar, yasaklanması için, Anayasa Mahkemesi’ne verilen i’tiraz dilekçelerine imza koymuş birisi olduğu halde, şimdilerde, etraftan devşirilen gigüran başörtülü kadınlarla resimler veriyor, onları Partisinea üye olarak kaydettiğini söyliyor. Sırf Milletimize şirin görünmek için arkasında durduğu, sırtlarını sıvazladığı, P.K.K.’lı teröristlerin şehid ettiği Kahraman Mehmetciklerimizin cenaze namazlarına iştirak ediyor, cenaze namazında okunan du’a’ların hiçbirisini bilmediği gibi, namazda nasıl el bağlanacağını da bilmiyor.Rivayete göre, Ekremos’a, “ Ekrem Bey, Ramazan gecelerinde bir-kaç yerde Teravih, namazında da görünsek nasığl olur demiş, Ekremos, Efendim, Cum’a namazları, cenaze namazı daha kısa idare edebilirsiniz, ama, Teravih namazı kırk rek’at çok uzun,( Ekremos’un dînî bilgisi ve din kültürü bu kadar Teravih namazının 20 rek’at, Yatsı namazı ve vitirle birlikte 33 rek’ak olduğunu bilmiyor) hem sonra fatiha ve sureleri zaten bilmiyorsunuz, hiç değilse rüku’ ve secde tesbihleriyle her oturuşta okunan Salat-i Ümmiyeyi bilmeniz lazım, kaldıki bunlardan hiçbirisini de bilmiyorsunuz,” demiş ve Teravih’de görünmekten vazgeçmiş. Buna rağmen, Ramazan ayı sonuna kadar yine teravuih namazlarında da görünebilir.Ne de olsa, “Yaman Takiyyeci ve Has Münafık’dır.
Bu zat,Kimisinin eşi,oğlu,kızı, hıristiyan, damadı papaz,kimisinin dedesi, Devlet-i aliyye’ye ısyan ettiği için Selaneğe sürülmüş, Ermeni, kimisi, Kırım Yahudisi kimisi Selanek kökenli Sebatayist, bunların oluşturduğu bir şer ve zillet ittifakının adayı, bunun da ötesinde, ipleri, Okyanus ötesi, emperyalist’lerin, F.E.T.Ö. Terör örgütünün, H.D.P., P.K.K. ve Kandil Terör Baronlarının elinde, hangi tarafa çekilirse o tarafa dönen,yerli olmayan ve gayri Millî bir figür...
Bu “ Yaman Takiyyeci ve Has Münafık, Sülalesi’nin Horasa’dan geldiğini ve hâşâ! Evlad-ı Resûl’den olduğu iddia, yalan ve iftirasında bulunmuştur. İnsan’a sormazlar mı? Evlad-ı Resûl’den olanlar, aradan bunca zaman geçmiş olmasına rağmen,isimlerini en azından müslümanlara has, Aişe, Fatma, Amine,Zeynep gibi isimler koyarlardı. Bay,Baykemal’in annesinini ismi, nüfus kayıdlarına göre, “Yemuş,” Annenizin ismi Yemuş değil mi Bay,Baykemal Karabulut...
İşin aslı, dede’leri aslen,İranlı bir Ermeni ve Şi’î olup, Yavuz Sultan Selim ile, Safevî Hükümdarı, Şah İsmail arasındaki mücadele ve muharebelerde, Şahkulu ısyanında, Safevî taraftarı şi’î’lerin Anadolu içlerine kadar( Afyon- Akşehir) geldiklerinde bunun dedeleri Akşehir’e kadar gelmişler, Yavuz Selim Hanın kulmandasındaki Osmanlı- İslâm Ordusunun Şah İsmail’i, Safevî Ordusunu tepelemesi üzerine, Anadolu’da, Akşehir’de tutunamayarak Dersim’e,( Tunceli)’ ne çekilmek zorunda kalmışlardır.
Takiyyecilik, nifak bu zat’ın cibilliyyetinde ve damarlarındaki kanında vardır.Bilindiği gibi, Takiyye, bile bile, bildiğinin, hakikatin aksini söylemektir. Nifak ise, Halkımızın deyimiyle, “İçi başka, dışı başka,” olmaktır.” Müslüman, bir delikten iki def’a sokulmaz,” “ Yaman Takiyyeci ve Has Münafık bu zat’ın takiyye ve nifaklarına aldanıp da rey verecek müslümanların vay haline!...