KUR’ÂN OKUNDUĞUNDA, DİNLEYİNİZ, SUSUNUZ!...
“Kur’ân okunduğu zaman onu dinleyin ve susun ki, size merhamet olunsun.” (A’raf / 7/204)
(Gerek namaz içinde geremse namaz dışında Kur’ân okunurken, onun ma’na’larını iyice anlamak, öğütlerinden faydalanmak ve davranışları ona göre ayarlamak için, bütün dikkatleri ona vermek ve sükût etmek gerekir.)
Ba’zı müfessirler,Namaz kılınırken, susmak ve dünya kelâmı konuşmamak olarak tefsir etmişlerdir; Zira, bidayeti İslâm’da insanlar bilmedikleri için namaz kılarmen dünya kelâmiyle konuşuyordular. Cemaatle Nmaz kılınırken dışardan gelen, namaz kılanlardan birisine kaçıncı rek’atta olduklarını soruyor, o da “ ikinci rek’atta, üçüncü rek’atta gibi cevap veriyordu. Bu âyeti Kerime nazil olduktan sonra, namaz içinde dünya kelâmiyle konuşmak namazının fesadına sebeb sayılmıştır.
Ba’zı müfessirler, İmama uyan cemaatin, imam, dört rek’atlı, üç rek’atlı namazların ilk iki rek’atında cehrî, ( açıktan) okurken, son iki rek’at veya üçüncü rek’atta gizlice fatiha okurken sükût etmeleri olarak tefsir etmişler.
Diğer ba’zı müfessirler de,Cum’a ve bayram hutbeleri, Cum’a ve bayram namazlarının bir parçası olup, cemaat hutbeyi dinlerken, Amel-i Kesir, dünya kelâmı konuşmak gibi namazı ifsad eden hareketlerden kaçınmalarıdır. Buna Peygamber’imizin Has ismi zikredildiğinde, Salavat getirme, du’â’ya “ Amiiin) demek de dahildir.
Ehl-i Sünnet’in temel kaidelerinden birisi,” Biz, Nas’ların ( kat’î deliller, âyet ve hadis’lerin, zahir ve sarih’leriyle hükm’ederiz,” fahvasınca,bu âyeti Kerime’nin zahir ve sarîh’ine göre, Tefsir eden, müfessirlerimize uyarak, “ Her nerede ve ne zaman, Kur’ân okunduğunda, onu dinleyiniz, ve susunuz, ki, size merhamet olunsun.”
Son yıllarda, güya, İslâmî usulde düğün yapıyoruz, denilerek, insanlar, akraba ve tallukat, düğün salonlarına, lokantalara ya da konferans salonlarına da’vet ediliyor,yemek ikramı sırasında, da’vetli’ler çalakaşık, yemek yiyorken, her masa kendi arasında salonda oluşan uğultu sebebiyle yüksek sesle konuşuyorken, arkada, dijital sistemle veya canlı olarak Kur’ân-ı Kerim okunuyor, Kur’ân okunuyorken, dinlenmesi, dinlemek de yetmez, susulması, sükût edilmesi de gerekir. Ne dinleyen var, ne de susan, hâşâ! bu kargaşa ve gürültü ortamınrda, Kur’ân-ı Kerim, fon müziği olarak yansıtılmaktadır. Unutulmamalıdır ki, Kur’ân’ı okumak sünnet, dinlemek, dinlerken de susmak farz’dır. Hiç fark etmez, ister, canlı olarak, ister, radyo- televizyon kanallarından olsun veya herhangi bir dijital kanaldan olsun, Kur’ân işitildiğinde, hem dinlemek, hem susmak farz’dıor. Muhatabınızla konuşurken, susmadan da onu dinlersiniz, arada sırada, suallerine cevap verir, sböylediklerini lisanınızla veya, işaret dilinizle tasdîK edersiniz. Ama, Kur’ân öyle değil, Mütekellim, bizzat konuşan Allah’tır, kula düşen, dinlemek ve susmaktır.
KANDİL GECE’LERİ!... kmerî,( Ay) Takvimine göre, Rebîu’l-evvel ayı’nın 12. Gecesi, Velâdet,( Peygamber’imizin Dünya’yı teşrif ettikleri gece, Receb-i Şerif ayının kaçıncı güne rastlarsa rastlasın, ilk Cum’a gecesi, Reğâib gecesi, yine Receb-i Şerif ayı’nın 27. Gecesi Mi’rac gecesi, Şa’ban-ı Şerif ayının 15. Gecesi Berâet gecesi,nihayet, Ramazan-ı Şerif ayı’nın içerisinde gizlenmiş, Ramazan ayı’nın birinci gecesinden son gecesine kadar, her gece Kadir Gecesi olabilir, Peygamber’imizin, “ Kadir Gecesini, Ramazan ayı’nın son günlerinde tek gecelerde arayınız,” buyurması, Kadir Gecesi hakkında nazil olan, ( Kadr suresinde, 97) dokuz harf’ten ibaret, “Leyletü’l-Kadr,” Cümlesinin üç def’a tekrar buyrulması, 27. Geceye bir işaret ve delâlet kabul edilmiş,asırlardır, ehl-i Sünnet, Ramazan-ı Şerif ayı’nın 27. Gecesini, her ne kadar kat’î olmasa da Kadir gecesi olarak tebrik ve tes’îd ederek, ihya etmiştir.
Bu mübarek geceler, uzun bir müddet, yarısı, Arabî yarısı, Türkçe, Galat-i Meşhur bir ta’bir,terkib ile zikridiliyordu. “ Leyle-i Reğâib Gecesi, Leyle-i Mi’rac Gecesi, Leyle-i Berâet Gcesi, Leyle-i Kadir Gecesi ve Leyle-i Veladet Gecesi, gibi.Son yıllarda, daha da garib bir ilave yapılır oldu.Reğâib Kandili. Mi’rac Kandili, Berâet Kandili, Kadir Kandili, Mevlid Kandil, hepsine birden de Kandil Geceleri... Kandil, ışık veren, eski zamanlarda, Zeytinyağı ve gazyağı doldurulmuş,bir idare lambası, içine yerleştirilmiş bir bez fitil ateş le temas ettirildiğine yanıyor,bir fener-fanus içerisine konuluyor, az da olsa etrafına ışık veriyor, “ Kandil,” budur, ışık veren bir alet,Elektriğin icadından ve Türkiye’mize getirilmesinden sonra elektiğin aydınlattığı, lambalar, günümüzün fenerleri, kandilleridir. Ramazan aylarında,Salâtîn Camii’lerin minareleri arasına asılan mahya’lar, işte günümüzün kandilleridir.
Niçin Halkımız bu Mübarek gecelere,” Kandil Gecesi,”diyor. Milâdî, ( 1566- 1574) yılları arasında Hüküm süren, Sultan 2.Selim devrinde, Mübarek Gecelerde, İstanbul’daki Selâtîn Camii’lerin minarelerinin şerefiyyelerine Zeytinyağı ile, yanan etrafına ışık saçan fenerler, kandiller asılmaya başlanmış, bu gören halk,” A, kandiller yanmış, demek ki, bu gece mübarek gecelerden birisidir,”dermiş. Zaman içinde kandiller- Fenerler, mübarek gece’lerin bir işareti oylmaktan çıkarılmış, vasfı haline getirilmiş, “ Bu Gece Kandil, Kandil Gecesi, Kandiliniz Mübarek olsun,” denilmeye başlanmıştır. Bırakınız, Halkımızı,Diyanet İşleri Reisi, Diyanet mensubu imam- Hatip, müftü-vaiz’ler bile,”Kandil Gecesi diyor, Kandilimizi tebrik ediyorlar. Aslında tebrik edilen, ma’na’larla dolu Mübarek gecedir, zamandır, yoksa bu zamanı bildiren, alet, fener veya kandiller değildir. İsminin önünde Prf.Doc. Dr. Öğretim üyesi gibi titr’ler bulunan İlahiyatçı arkadaxlarımız bile, “Kandiliniz mübarek olsun,” diye Telefon ediyor, ya da kart gönderiyor...
Bu mübarek geceler nasıl tebrik ve tes’îd edilmelidir, veya nasıl tebrik ve tes’îd edilmemelidir? “ Kandil Özel Programı. Maddî ziyafetin , ma’nevî ziyafetle taçlandığı bu gece’de sizleri aramızda görmekten ziyade memnun olacağız. 1800, Kur’ân-ı Kerim tilveti, 18,49 iftar yemeği... Hanımlar için yerimiz mevcud’dur. Lütfen iştirak durumunuzu bildiriniz...Da’vetiyemiz tek kişiliktir. Yemek bedeli kişi başı 200 TL’dir. 17.02.23 Cum’a 8 Mi’rac Kandili) Lemar Düğün Salonu/ Kasımpaşa) Mübarek Geceleri biz, nasıl, tebrik, tes’îd ve ihya ederdik! “Öyle Hatırat vardır, ki, yadı, Cihane değer... Hafta’ya İnşa Allah!...