Demirel 55 yıllık siyasi hayatındaki olayların perde arkalarını ayrıntılarıyla anlatan bir kitap yazmadı, ama İslamköy’deki Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’nde, çeşitli konularda verilmiş mesajlar bulunduğuna eminim Müze 7 kubbeli. Bu 7 kubbe kurduğu kurduğu 7 hükümeti temsil ediyor. Büyük olanı da cumhurbaşkanlığının simgesiymiş. İslamköy’deki 7 kubbeli ve 6 milyon belge barındıran müzede, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin 55 yıllık tarihi ile ilgili çok ilginç ipuçları bulacağımıza inanıyorum.

1924 yılında Isparta’da, İslam Köy’de, bir kerpiç evde doğan Süleyman Demirel, Türk siyasetinin 50 yılına ve dünya demokrasi tarihine damgasını vurarak 17 Mayıs sabahı (02.15) aramızdan ayrıldı. Allah rahmet eylesin.

Ülkemiz siyasi hayatının 50 yılına damgasını vurmuş bir siyasetçiyi birkaç satırla anlatabilmek elbette mümkün değildir. Fakat, Türk siyasi hayatındaki ve dünya demokrasi tarihindeki önemini anlatmak açısından hemen altını çizmek isteriz; dünya tarihinde iki askeri darbe ile görevinden uzaklaştırılmasına rağmen, o meşhur şapkasıyla meydanlara çıkıp, “Nerede kalmıştık?” diyerek siyaset sahnesine yeniden dönebilmiş ve ülkesinin kaderinde önemli roller alabilmiş bir başka örnek yok. Demirel bu yönüyle, dünya tarihinde, “demokrasi havarisi” olarak anılan tek örnek.

1960’larda başlayan, 2015’te noktalanan ve “Morrison Süleyman”dan, “Çoban Sülü”den başlayıp “70 cent’e muhtaç” olduğumuz, “Benzin vaadı da biz mi içtik?”, “Yolar yürümekle aşınmaz” söylemlerine uzanan sıkıntılı günlere, askeri darbelerden, “Kurtar bizi Baba!” davetlerine uzanan Demirel’in siyasi hayatı, bir “Demokrasi Destanı”dır. “Siyasette ve ekonomide daha bağımsız politikalar tercih edebilirdi” konusu uzun yıllar elbette araştırılacak ve tartışılacaktır. Fakat, 60’lardan sonra 27 Mayıs’a, 17 Mart’a karşı verdiği siyasi mücadeleyle Türkiye’de demokrasinin önünü açan, demokrasi kurumlarının işlemesini, Meclis’in açık kalmasını sağlamaya çalışan Demirel, dünya demokrasi tarhinde de yerini alan bir lider oldu.

Bugünkü siyasetçiler siyasi hayatlarını, Demirel’in demokrasi konusunda verdiği mücadelelere borçludurlar.

Ayrıntılarını, perde arkalarını bilemediğimiz, fakat çoğumuzun içinde yaşadığı olaylarla Demirel, bugün dünya siyaset tarihinin, demokrasi tarihinin örnek simalarından biridir.

ANILARINI CESURCA YAZMIŞOLSAYDI..

Demirel’in kendi kaleme aldığı “Büyük Türkiye” gibi kitaplar var, ama bunlar çoğunlukla çeşitli konulardaki görüş ve düşünceleridir. Demirel’le yapılan söyleşilerden, nehir röportajlardan oluşmuş kitaplar da var. Hulusi Turgut’un “Demirel’in Dünyası” ile “Güniz Sokak”ında, Yavuz Donat’ın “Cumhuriyet’in Karakutusu Demirel Anlatıyor”unda, Ayşegül Komşuoğlu’nun “Siyasal Yaşamda Bir Lider”inde, Turgut Yılmaz Güven’in “Demokrasi Mahzeninden Atatürk’ün Mekanına”sında Demirel’in çeşitli konulardaki görüşlerini bulmak mümkündür.

Demirel keşke anılarını cesurca yazsaydı. Dünya çapında büyük yankılar uyandıracak bu anılar, Türk milletine bırakabileceği en büyük miras olurdu.

Çok geniş kütüphanesinde yer alan kitapların çoğunun sayfa kenarlarına düştüğü önemli notlar olduğunu biliyoruz, ama günlük tuttuğuna ilişkin bir bilgimiz yok. Not alma merakı olduğuna göre, ülkenin çıkmaza girdiği, çalkantılı dönemler yaşadığı günlerde umut kapısı olan Güniz Sokak’taki evin o ünlü “salonunda” konuşulanları mutlaka not etmiştir diye düşünüyoruz. Demirel’in günlükleri var mıydı, ilerde bir gün yayınlanmasına izin vermiş miydi, bilemiyoruz. Cumhurbaşkanlığı sonrasında kendilerini iki kez ziyaret ettiğimiz Güniz Sokak’taki evin o salonunda, aklımızda hep günlüklerle ilgili soru vardı, ama başka anlamda algılanabilir kaygısıyla soramamıştık.

7 KUBBELİ “SÜLEYMAN DEMİREL DEMOKRASİ ve KALKINMA MÜZESİ” 6 MİLYON BELGE İÇERİYOR

Ben bir kerpiç evde doğdum” diyen Demirel’in ekonomide ve siyasette daha cesur adımlar atması gerektiği hep konuşuldu, ama o dönemdeki ülke koşullarının ve küresel konjonktürün cesur adım atmaya ne ölçüde izin verebileceği ayrıntılı olarak tartışılmadı.

Bir ülkenin siyaset sahnesinde 55 yıl kalabilmiş ve ülkenin geleceğine ilişkin pek çok kararlar almış, yasalar çıkarılmasına öncülük etmiş bir siyasi liderin açıkça söyleyemediği konularda vermek istediği mesajlar elbette vardı. Bu mesajları Demirel’le yapılan röportajlarda, Demirel’le yapılan nehir söyleşilerden oluşan kitaplarda ve özellikle İslamköy’deki Süleymen Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’nde bulabileceğimizi sanıyorum. 1994 yılında yapımına başlanan 58 bin metrekarelik yedi kubbeli müzede, 120 bin fotoğraf, 32 bin gazete ve dergi, 15 bin kitap ve 500 elbise olmak üzere 6 milyon belge bulunuyor.

Bu belgelerin tasnifi ve müzedeki konumlandırılmalarıyla bizzat Demirel ilgilenmiştir. Güniz Sokak’taki bir görüşmemizde fotoğrafların tasnifi konusunda son aşamaya geldiğini ve çok çalıştığını söylemişti. Konuya o kadar konsantre olmuştu ki, Güniz Sokak’ta kendisini ziyarete gelenler karşısına ilk defa tişörtle çıkmak zorunda kaldığını söylemişti.

Demirel 55 yıllık siyasi hayatındaki olayların perde arkalarını ayrıntılarıyla anlatan bir kitap yazmadı, ama İslamköy’deki Süleyman Demirel Demokrasi ve Kalkınma Müzesi’nde, çeşitli konularda verilmiş mesajlar bulunduğuna eminim Müze 7 kubbeli. Bu 7 kubbe kurduğu kurduğu 7 hükümeti temsil ediyor. Büyük olanı da cumhurbaşkanlığının simgesiymiş. İslamköy’deki 7 kubbeli ve 6 milyon belge barındıran müzede, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin 55 yıllık tarihi ile ilgili çok ilginç ipuçları bulacağımıza inanıyorum.

Bugünkü yazımızı, Demirel’le yapılan nehir söyleşiden oluşan, Ayşegül Komşuoğlu’nun “Siyasal Yaşamda Bir Lider” adlı kitabından yaptığımız Demirel söylemleriyle noktalıyoruz:

"Siz gidin oralarda ortanın solunu anlatın, Türk köylüsü size çeşmeyi, buğdayı, yolu, mektebi gösterecektir."
"Çevreyolu ve Boğaziçi köprüsü lüks değildir. Bunu yapmayın. Peki Türkiye'yi nasıl büyüteceğiz? Artan nüfusa nasıl iş vereceğiz?"
"....sokaklarda bir fikrin müdafaası için gösteri yapılıyor diye, sabınız bozulmasın, Samsun'dan Ankara'ya vatandaşlar yürüyor diye asabınız bozulmasın, sokaklar eskimez. Takatı olan yürür."

"...ne isterseniz vereyim benden dört şey istemeyin; bir Dersim Kanunu istemeyin, Tehcir Kanunu istemeyin, yani ülkenin bir kısmındaki insanları bir kısmına göç ettirmeyi istemeyin, üç İstiklal Mahkemeleri istemeyin, dört Takrir-i Sükun kanunu istemeyin. Bunu dışında gelin, buyrun, ne isterseniz vereyim. Para isteyin vereyim, asker isteyin vereyim, silah isteyin vereyim ama durdurun."

Süleyman Demirel’e Allah’tan rahmet diliyoruz.