ARMAGEDDON ÇAĞRISI!

Rus komutanlar, Ukrayna ordusunun ülkenin kuzey bölgelerindeki beklenmeyen direnişi karşısında, Putin’in ilhak ettiği kentlerden biri olan Herson’da kalmanın büyük zaiyat vermelerine neden olacağını, bu nedenle güneye çekilmeleri gerektiğini önerdiler. Komutanların bu önerilerini kabul etmeyen Putin, Ukrayna’nın kuzey bölgelerine Belarus üzerinden büyük bir askeri güç takviyesi yapmaya hazırlanıyor.

Belarus Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna büyükelçisine, “Belarus’a saldırmaya hazırlanıyorsunuz; buna en sert şekilde yanıt verilecektir” içerikli bir nota verdi. Bu gelişme, Kerç Köprüsü saldırısına karşılık vermesi beklenen Putin’in, Belarus’u da savaşa katma hazırlığı olarak değerlendiriliyor.

Belarus’un da katılmasıyla, Ukrayna merkezli savaşın tüm Avrupa’yı, dolayısıyla küresel barışı tehdit edecek şekilde büyümesinden kaygı duyuluyor. Biden’ın, “1962 Küba Küba Füze Krizi’nden bu yana ilk kez, nükleer silahların neden olabileceği kıyametin (Armageddon) yaşanma tehlikesi ortaya çıktı” söylemi de, bu kaygını ifadesi olarak değerlendiriliyor.

Sovyetler Birliği’nin dağılması sonrasında, ABD’li ideologların kurguladıkları Büyük Ortadoğu Projesi’ni (BOP) hayata geçirebilmek için bir gerekçe gerekiyordu. 11 Eylül 2001 günü, El Kaide’niniki militanının,ABD’nin ünlü ticaret merkezi İkiz Kuleler’iniuçaklarla vurmaları televizyonlardan canlı yayınlanarak,BOP’un başlama vuruşu için gereken gerekçe üretilmiş oldu. ABD ordusu, ”Demokrasi götürüyoruz”  duyurusuyla Afganistan ve Irak’ı işgal etmek üzere yola çıktığında, safkan bir Evangelist olan dönemin ABD Başkanı G. W. Bush’un attığı çığlıklar hala kulaklarımızda:“Haçlı Seferleri başladı!”

Küresel ısınmanın, kutuplardaki buzulların erimesinin ne gibi sonuçlar üreteceği, başta Kuzey Amerika olmak üzere hangi coğrafyaların yaşanamaz hale gelecekleri ayrıntılarıyla konuşulmadığı için, ABD’nin Ortadoğu’ya “demokrasi götürmek için” değil, yeni bir koloni oluşturmak için operasyon başlattığı pek dillendirilmedi. Afganistan’da, Irak’ta, Suriye’de ve Libya’da milyonlarca insan hayatını kaybetti ya da ülkesini terketmek zorunda kaldı.

Irak ve Suriye’de boşaltılan, demografik yapıları değiştirilen coğrafyaların, söylendiği gibi, “Büyük Kürdistan” kurmak için olmadığı kısa sürede anlaşıldı.

SURİYE’DEKİ SÜRTÜŞME NEDEN UKRAYNA’YA SIÇRADI?

2014’de, Başkan Obama döneminde, ABD ile Rusya arasında Suriye sahasında yaşanmakta olan sürtüşme aniden Rusya’nın arka bahçesi saydığı Ukrayna’ya sıçrayıvermişti. ABD’nin ünlü işadamı Soros’un kurguladığı Maidan ayaklanması sonucunda devlet başkanı Yanukoviç Moskova’ya sığınmak zorunda kalmış, ülkede ABD yanlısı bir yönetim kurulmuştu.

Rusya’nın Kırım’ı ilhak etmesiyle sonuçlanan bu hamlenin,ABD ile Rusya arasında yaşanan bir rekabet dalaşı olarak kalmayacağını, bugün Ukrayna sahasında yaşanmakta olan ve küresel barışı ciddi ölçüde tehdit eden çatışmaların başlangıcı olacağını öngöremedik. Öngöremezdik, çünkü Çin, üç kıta ve 65 ülkeyi birbirine bağlayacak olan ve 2023 yılında kendisini küresel ekonominin lideri yapabilecek olan “Bir Yol Bir Kuşak/Kuşak ve Yol” projesinde ısrarlı olduğunu ve kimseyi bu projeye ortak etmek niyetinde olmadığını henüz açıklamamıştı.

Dünyayı kuşatacak “Kuşak ve Yol” ikliminde, doların yanısıra, başta Euro olmak üzere, pekçok para birimi de yaygın olarak kullanılabilecekti. Bu durum, ABD’nin “Küresel Lider” sıfatının sonu demekti. ABD’nin böyle bir sonu kabullenmesi mümkün değildi.

“KUŞAK ve YOL”A DESTEK VERENLER BUDANIYOR

“Kuşak ve Yol”a, yani Yeni İpekyolu’na destek veren güçlerin teker teker etkisiz elemen durumuna getirilmesi gerekiyordu. Günümüzdeki yerel ve küresel gelişmelerin nedenlerini sorgularken, öncelikle, küresel ısınmanın küresel çapta neden olacağı enerji ve gıda krizlerinin yanısıra,  ABD ile Çin arasında “Kuşak ve Yol” bağlamında yaşanmakta olan rekabet penceresinden bakmak gerekiyor.

Bu arada, ABD’nin, tam bir Makyavelist dış politika izlemekte olduğunu da gözden kaçırmayalım. Geçen gün, Rusya’yı Kırım’a bağlayan ve Ukrayna savaşında Rusya’nın en çok kullandığı Kerç Köprüsü’nün Putin’i doğum gününde yıkılıvermesinin nedenlerini sorgularken de konuya siyasi, ruhani ve ekonomik açılardan bakmak gerekiyor.

BIDEN NEDEN “ARMAGEDDON” DEDİ?

Şimdilerde de,Katolik olmasına rağmen ciddi bir Evanjelik desteğine sahip olan  ABD Başkanı Biden, “Putin nükleer silah kullanırsa Armageddon ile karşı karşıya kalır” deyiverdi.

ABD Başkanı Biden, seçim kampanyaları bağlamında yaptığı konuşmalarda, dünyanın 1962’deki Küba füze krizinden bu yana nükleer savaşa ençok yaklaştığı tehlikeli bir dönem yaşadığını iddia etti. Biden, Putin’in nükleer silah konusunda blöf yapmadığını düşündüğünü de belirtti.

Hayaletlerle el sıkışıyor diye dalga geçiyoruz, ama gelecekten haber verme konusunda Biden’ın Nostradamus kadar yetenekli olduğunu gözden kaçırmayalım. Hatırlayalım, Biden bu yılın Ocak ayı başlarında yaptığı açıklamalarda sürekli olarak Rusya’nın Ukrayna’nı bir bölümünü işgal edebileceğini söylemişti. Bu konudaki  öngörüleri çok geçmedengerçekleşti. O nedenle, tüylerimiz diken diken olsa da, Biden’ın nükleer savaş uyarısını dikkate almamız gerekiyor. Çünkü Rusya, bir nükleer savaşı göze aldığında, hedefi Amerika kıtası olmayacaktır.

PUTİN NÜKLEER SİLAH KULLANMAYA ZORLANABİLR Mİ?

Putin, 21 Eylül’de kısmi seferberlik kararını açıklarken yaptığı konuşmada, “Kendimizi savunmak için ne gerekiyorsa yapmaya hazırız. Bu bir blöf değil” demişti.

“Putin bir nükleer savaşı göze alabilir mi?” sorusunu daha doğru olarak şu şekilde de sorabiliriz: “Putin, nükleer silah kullanmaya zorlanabilir mi?

Bu soruyu sormamızın nedeni, Putin’in Kırım’ı ilhakı sonrasında yaptırdığı ve 2018 yılında hizmete açtığı 19 km. uzunluğundaki Kerç Köprüsü’nün Putin’in doğum günüde patlatılması. Ukrayna, bu saldırının yanıtsız bırakılmayacağını bildiğinden saldırıyı üstlenmedi, arkasında durduğunu ima etmekle yetindi.

Rusya, Ukrayna’nın Batı’dan, özellikle ABD’den bu kadar güçlü bir destek alabileceğini ve bu kadar güçlü bir direniş sergileyebileceğini beklemiyordu. O nedenle, silah altındaki kuvvetlerle Ukrayna’daki hedeflerine kısa zamanda ulaşacağına inanan Putin, Nisan ayı geldiğinde, Kiev çevresindeki güçlerini güneye çekmek ve orduya taze kuvvet kazandırmak için kısmi seferberlik ilan etmek zorunda kaldı. Uzmanlar, Ukrayna operasyonunun en fazla bir hafta süreceğini öngörerek yanılan ve Putin’in, Rusya’yı daha da zor duruma düşürecek bir çılgınlık yapmaya zorlandığı görüşünde.

Bu arada, ordusuna ve vatandaşlarına moral vermek için Ukrayna’nın dört kentinde referandum uygulayarak buraları ilhak ettiğini duyurdu, ancak Ukrayna, Rusya’nın ilhak ettiğini ilan ettiği Herson’da 1170 kilometrekarelik bir bölgeyi geri aldı. Ukrayna ordusunun başarılı gerilla taktikleri uyguladığı Harkiv bölgesinde de, 960 kilometrekarelik bir alan Rus askerlerinden temizlendi.

RUS KOMUTANLAR “ÇEKİLELİM” DERKEN PUTİN BELARUS’U SAVAŞA SOKMAYA HAZIRLANIYOR

Rus komutanlar, Ukrayna ordusunun ülkenin kuzey bölgelerindeki beklenmeyen direnişi karşısında, Putin’in ilhak ettiği kentlerden biri olan Herson’da kalmanın büyük zaiyat vermelerine neden olacağını, bu nedenle güneye çekilmeleri gerektiğini önerdiler. Komutanların bu önerilerini kabul etmeyen Putin, Ukrayna’nın kuzey bölgelerine Belarus üzerinden büyük bir askeri güç takviyesi yapmaya hazırlanıyor.

Belarus Dışişleri Bakanlığı, Ukrayna büyükelçisine, “Belarus’a saldırmaya hazırlanıyorsunuz; buna en sert şekilde yanıt verilecektir” içerikli bir nota verdi. Bu gelişme, Kerç Köprüsü saldırısına karşılık vermesi beklenen Putin’in, Belarus’u da savaşa katma hazırlığı olarak değerlendiriliyor.

Belarus’un da katılmasıyla, Ukrayna merkezli savaşın tüm Avrupa’yı, dolayısıyla küresel barışı tehdit edecek şekilde büyümesinden kaygı duyuluyor.Biden’ın, “1962 Küba Küba Füze Krizi’nden bu yana ilk kez, nükleer silahların neden olabileceği kıyametin (Armageddon) yaşanma tehlikesi ortaya çıktı” söylemi de, bu kaygını ifadesi olarak değerlendiriliyor.

Evangelist Hıristiyanlar, kıyametten hemen önce Hz. İsa’nın yeryüzüne geleceğine ve Tel Aviv yakınlarında Armageddon denilen yerde Deccal ile savaşacağına ve bu savaşın bütün dünyayı saracağına inanırlar. Rusya’nın Ukrayna’yı işgale başladığında bir açıklama yapan Evanjelik Lider Pat Robertson, Putin’in Ukrayna’dan sonra Ortadoğu’ya yöneleceğini ve böylece “Kıyamet Savaşı”nı (Armageddon) başlatacağını söylemişti. 

PUTİN DİNAMİK BİR ORDU KURMAK İSTEMİŞTİ, AMA…

Ukrayna’nın bu başarıları Rus ordusunun hantallığını ortaya koyduğu gibi, Putin’in doğalgaz vanalarını kapatmasına rağmen, Batılıların çeşitli nedenlerle Ukrayna’yı desteklemekte olduklarını da ortaya koyuyor. Ukrayna topçuları, ABD’nin verdiği HIMARS ve M777 obüsleriyle, Temmuz ayından bu yana, Rus askerlerinden 7 kilometre daha uzak hedefleri rahatça vurma yeteneği kazanmış oldu.

Putin’in kısmi seferberlik ilan etmesi sonrasında Rus gençleri komşu ülkelere sığınmanın yollarını arıyorlar. Putin, Rus ordusunu hantallaştığını 2008’deki Gürcistan’a yapılan müdahale sırasında da görmüş ve 350 bin kişilik değil de, 150 bin kişilik fakat çok daha aktif olan bir ordu kurmaya karar vermişti. 2021’de Rusya’nın 1 milyon 15 bin askeri vardı, ama bunların yalnızca 400 bini cepheye gönderilecek şekilde eğitilmişti.

 Ukrayna operasyonunda sahaya sürülen askerlerin çoğunun Rus olmadıkları da biliniyor. Ukraynalılar vatanlarını savunmak için savaşırken, 60 kilometrelik askeri konvoy şeklinde Ukrayna’ya giren “Rus askerleri” tatbikata gittiklerini sanıyorlardı. Rus askeri kurmay heyeti Ukrayna’yı1 haftada teslim alacaklarına gerçekten inanmışlar mıydı? Yoksa siyasi baskılar mı ağır basmıştı?

Bilemiyoruz. Bilmek istediğimiz en önemli şey, “Putin Kerç Köprüsü saldırısına nasıl karşılık verecek?” sorusunun yanıtıdır. “Putin ne yapacak?” sorusu, konunun ruhani boyutunu, Başkan Biden’ın sözünü ettiği Armageddon Savaşı’nı gündeme getiriyor.

IRAK’I EVENGELİZM’İN MERKEZİ YAPMAK İSTİYORLAR

Sıkı bir Evanjelik olduğu bilinen George W. Bush’un Beyaz Saray’da göreve başladığı gün,“Tanrı bize İsa Mesih’i Ortadoğu’ya getirme şansı doğurdu. Bu bana verilen bir emir.!”diye dualar ettiği biliniyor.

BaşkanTrump’ın, Kudüs'ü İsrail’in başkenti ilan etmesi öncesinde Evangelist yemin etmesi de, bu tarikatın ABD siyasetinde ne kadar etkili olduklarının bir göstergesidir.

Evanjeliklerin en büyük amaçlarından biri de, Irak’ı Ortadoğu’da Evanjelizmin merkezi yapmak ve tıpkı İncil’de sözü edildiği gibi dünyanın bütün kavimlerini burada toplamaktır.Evanjelikler, kutsal kaynaklarından aldıkları referansla Armageddon ve Arz-ı Mev’udhedeflerini gerçekleştirmek için pekçok uygarlığın beşiği olan Ortadoğu topraklarını kan gölüne çevirmişler, milyonlarca masum insanınınhayatlatlarını kaybetmelerine, ülkelerini terk etmelerine neden olmuş, bölgenin demografik yapısını değiştirmişlerdir

Ukrayna’daki gelişmeleri, Putin’i nükleer bir yanıt vermeye zorlama operasyonlarını, ABD’li ideologların belli bir amaca yönelik olarak hazırladıkları Büyük Ortadoğu Projesi’nin (BOP) hayata geçirilmeye başlandığı 1991’deki I. Körfez Savaşı’ndan, 2001’de Irak’ın işgal edilmesinden günümüze uzanan zaman diliminde yaşananlarıEvangelist inanç açısından değerlendirmek, yarınlarda yaşayabileceklerimizi görmek açısından yararlı olacaktır.