ÇİN VE HİNDİSTAN'IN "DÜNYA EKONOMİSİ'NDE BİZ DE VARIZ" DEMESİNDEN SONRA PETROL İHTİYACI ARTIVERDİ, PETROL FİATLARI KONTROLDEN ÇIKTI.  

Dünyada sessiz sedasız, ama tüm ülkeleri yakından ilgilendiren bir savaş yaşanıyor, toprağın siyah kanının paylaşımı konusunda..  

İlk Çağ, Orta Çağ, Yeni Çağ. Yakın Çağ.. derken Sanayi Devrimi'nin baş tetikçisi buharın yerini petrolün almasıyla başlayan zaman dilimine ne ad vereceğiz?  

Buharın yerini petrolün almasıyla açtığımız parantezi hangi tarihte kapayacağımız henüz belli değil, fakat kalkınmanın, konforlu yaşamanın, sanayileşmenin temeli sayılan "enerji" olarak petrolün kullanıldığı döneme verilecek en doğru ad "petrol çağı" olmalı...  

Bugüne kadar olduğu gibi, petrolün yerini yeni bir enerjinin almasına kadar uzanacak zaman diliminde de ekonomik ve siyasi olayların orkestra şefi petrol olacaktır.  

Petrolün benzin ya da mazot şekline dönüştürülmesi yani rafine edilmesi oldukça karmaşık bir süreç. Uluslararası bir organizasyon işi.  

Silah sanayiinden sonra, dünyanın en büyük bütçeli şirketleri petrol üreticileri; devlet içinde devlet gibiler. Hükümetlerin yapılarının şekillendirilmesinde, dolayısıyla devletlerin dış politikalarında etkili olabiliyorlar.  

Günümüzde dünyanın çeşitli bölgelerindeki, özellikle petrol kaynakları çevresindeki yaşanan çalkantıları "enerji kaynakları savaşı" olarak değerlendirmek hiç de yanlış olmayacaktır.  

Enerji kaynaklarının kontrolü konusundaki savaş giderek büyüyor.  

Çin'in ve Hindistan'ın son yıllardaki rekor büyümelerinin ardından petrole duyulan ihtiyaç giderek artınca, enerji kaynaklarının paylaşımı konusundaki rekabet, giderek adı konmamış düşük yoğunluklu bir dünya savaşına dönüşmekte.  

Amerika gibi bir "süper güç" bile, ekonomisini ayakta tutabilmek amacıyla başlatmayı göze aldığı Ortadoğu petrollerini kontrol altına alma operasyonuna gerekçe yaratabilmek adına, "İkiz Kuleler'in canlı yayında vurulması" gibi inandırıcılığı çok tartışmalı bir senaryonun uygulamaya konulmasına razı olabilmiştir.  

Amerika'nın bu konudaki "mecburiyeti"(!) bazı bilim adamları tarafından da kabul görmüş olmalı ki, 90'ıncı katına uçaklar çarpan İkiz Kuleler'in, nasıl olup da, temelleri dinamitlenmişcesine, dikey bir şekilde çöküverdikleri hiç sorgulanmadı bile...  

KAVGANIN NEDENİ BELLİ  

Günümüzde, dünyaya hakim olan ekonomik ve siyasi kaynaklı kaynaşmaların yönünü ve yoğunluğunu yine petrol yatakları, petrol dağıtım kanalları belirliyor.  

Sovyetlerin dağılmasından sonra, önemli bir petrol üreticisi olan Rusya'nın kendini toparlama çabasına ağırlık vermesi, Asya ve Ortadoğu'daki petrol ve doğalgaz alanlarının kontrolünü hedefleyen çekişme, peşpeşe yüzde 8-9 civarında büyüme rekorları kıran "Uyanan Dev" Çin ile ABD arasında sürüyor.  

Amerika daha çok işletilen petrol kaynaklarının kontrolünü hedeflerken, Çin, henüz el değmemiş petrol yataklarının peşinde. Asya'da Afrika'da petrol alanları satın alıyor ya da kiralıyor.  

Amerika Birleşik Devletleri ile Çin arasındaki petrol savaşı giderek derinleşeceğe benziyor. Çünkü, petrol yerine konabilecek ciddi bir alternatif henüz bulunamadı. O nedenle petrol fiatlarının nerede duracağı kestirilemiyor.  

ABD eski arka bahçesi Meksika ve Güney Amerika'da eskisi kadar rahat değil. Venezüella Putin'in izinde yürüyor, petrol yataklarını millileştirdi. Bu nedenle Ortadoğu, Kafkasya ve Asya içlerindeki petrol kaynakları dağıtım yolları konusundaki daha etkin olmak isteyen ABD'nin önündeki en güçlü engel Şangay Beşlisi. İran petrolünü ve doğal gazını Çin'e ulaştırmak üzere harekete geçen Hindistan'ı engelleyip kendi tarafına çekebilmek için, elinden geleni yapıyor.  

TÜRKİYE HALA UYUYACAK MI?  

Kredi derecelendirme kuruluşları ve aklı başında ekonomistler, giderek artma eğiliminde olan petrol fiatlarının, sonunda, tüm dünya gibi Türkiye'yi de zorlayabileceğini ısrarla vurguluyorlar.  

Petrol fiatlarının giderek tırmanması, ABD Merkez Bankası FED'in faiz arttırımıyla (yüzde 4.53'ü buldu) birleşince, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerin mali piyasalarından önemli miktarda para çıkışına neden olursa, bu para trafiği yeni ekonomik krizlere neden olabilir.  

Türkiye biran önce petrol aramalarına hız vermelidir.  

Türkiye Irak ve Azerbaycan konusunda yaptığı tarihi hatalarının cezasını çekiyor. Onlara da bir başka "sohbet"imizde değiniriz.  

 

KÜPE: Fikirler herkesin malıdır.  

Anatole France