Eskiden, herkes kılıç, gürbüz kullanırdı. Ama padişah 4 üncü Murat farklı kullanırmış. Sıradan olmak istememiş. Fark yaratmış çünkü buna ihtiyacı da varmış. Kılıcını, gürbüzünü herkes gibi kullanmamış… Farklı antreman metodları uygulamış. Azmetmiş, çok çalışmış… 

Ve zamanın yazar ve şairlerine göre; “Ok ile cirit ile birkaç kalkanı delmek, bir kılıç darbesiyle merkebi ikiye bölmek, ikiyüz okka gürbüzü sallamak gibi insan gücünün ötesinde” ifadeleri ile anlatılmaktadır. 

Neden mi bu kadar çalışma? Elbette birçok sebebi var ama ilk olarak huzursuzluk yaratan Yeniçeri’lere kendini kabul ettirebilmek… 

Zor günleri aşabilmek için daha çok çalışmak gerek çok…

Bak ne güzel dolar düşüyor… Demek ki zor günlerde değiliz… Demek ki yeterince çalışıyoruz. Demeden önce de iyice sorgulamak lazım… Elle tutulur, gözle görülür veriler lazım… 

Bu durumda dolara değer kaybettiren, Türk Lirasına değer kazandıran gelişmeleri sorgulayalım. Hızla, 1 doların 5,84’e TL’ye kadar gerilemesi nicedir anlayalım.

İlk soru tabi ki üretimimizde artış mı oldu?

İstihdam mı arttı?

Tarım’da kendi tohumlarımız, kendi ilaçlarımız ile ekip biçmeye mi başladık?

İşsizlik mi azaldı?

Kendi topraklarımızda bolca bulunan petrol ve doğalgazı son sürat çıkartmaya, işlemeye mi başladık?

Fabrikalarımız sıfır ithalat ile üretim yapmaya mı başladı?

Kaya gazı zengini Marmara bölgemizde gerekli tesisleri mi kurduk?

Her türlü hammaddemizi kendimiz üretir mi olduk?

Akıllı telefon mu ürettik?

Hiç kimsede olmayan bir teknoloji mi bulduk?

Cari fazla mı verdik?

%100 yerli ürünlerimiz ile ihracat rekorları mı kırdık?

Yabancı fon yatırımcısının göz bebeği mi olduk?

Nakit döviz rezervlerimiz mi arttı?

Elbette bu sorgulamaların sebebi, doların düşme eğiliminin doğallağını ölçebilmek… 

Bu düşüş doğal mı?.. Yoksa yapay mı?..

Dolar, para piyasalarında saygınlık kazanan Türk Lirası karşısında kendiliğinde mi düşüyor? Yoksa arkasında bir “el” mi var?..

Ah keşke yukarıdaki sorgulamaları hayata geçirebilmiş olsaydık. O zaman bize hiçbir yabancı el zaten uzanamazdı… Dış güç olamazdı… 

Ama maalesef bunların şimdilik olmadığını biliyoruz. 

Peki o zaman ne oldu?

Reuters’in haberine göre; “Ruslar ile, S-400 füzeleri hakkında görüşmeler başladı. Bir komisyon kurulacak. Alım, ileri ki bir zamana ertelenecek”. ABD başkanı ile yapılan görüşmelerinde bu yönde olduğu belirtiliyor. Belki de alım durdurulacak. 

Ayrıca Fetö suçu ile hapiste olan Türk ama ABD vatandaşı gazetecinin serbest bırakılması da doların üzerindeki baskıyı azaltılmış görünüyor… Çünkü ABD başkanı Trump bu hafta yaptığı açıklamada “Çok yakında evinde olacak” dedi. Demek ki konuyu kendisi görüşmüş… Hatırlarsanız ABD’li rahibin serbest kalmasının ardından da dolar hızla düşmüştü.

Ve birde son olarak 4,2 milyar dolar Merkez Bankası tarafından ama özel banka karşılıkları ile, piyasalara sunuldu. Piyasalar geçici olarak rahatlatıldı.

Son sözü yine 4 üncü Murat ile noktalayalım; 

4 üncü Murat günün koşullarında devlet-i Aliye’ye zorluk yaşatan Yeniçerilere hiç taviz vermedi. Çok çalıştı, çabaladı. Güçlendi. Onların saygısını kazandı… Ve ardından sorun çıkartmayan ordusu ile seferlere çıktı, zaferlere koştu…

Türk Lirasının ilelebet değerli kalması için, dalgalanmaların bitmesi için, taviz vermeden, çok ama çok çalışmamız gerekir…

Ah yukarıdaki sorgulamaları bir hayata geçirebilsek!.. ABD halkı yatırım yapabilmek için her yerde Türk Lirası arar ama pahalı gelir, alamaz…