Irak'ta Telafer'in IŞİD'ın eline geçmesinin ardından, hayatları tehlikeye giren binlerce Türkmen, 45 derece sıcakta, çoluk çocuk yollara düştü, daha güvenli gördükleri bölgelere doğru kaçıyorlar.
Yalnız Irak'taki değil, bütün Ortadoğu'daki Türkmen dediğimiz kardeşlerimiz, canlarımız tehdit altındadır.
Kırım Savaşı sonrasında hazırlanıp adım adım yürürlüğe konan ve I.Dünya Savaşı sonrasında belli bir aşamaya gelen Osmanlı'yı dünya haritasından silme planı, Türk Kurtuluş Savaşı nedeniyle rafa kaldırılmak zorunda kalmıştı.
Sovyetler Birliği'nin dağılması sonrasında tek kutuplu hale gelmesiyle eski defterler yeniden açıldı.
Türkler, Ortadoğu'daki binlerce yıllık Türk yerleşim birimlerinden kovuluyorlar. Ortadoğu'nun demografik yapısı, I. Körfez Svaşı'ndan (1991) bu yana, belli bir amaç doğrultusunda değiştiriliyor. Türk varlığı Ortadoğu coğrafyasından siliniyor. İlerki aşamada "Vaadedilmiş Topraklar"a dönüştürülecek "Büyük Kürdistan", Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) bağlamında adım adım hayata geçiriliyor.
İnsanlığa yazı yazmayı öğreten Türk'ün  binlerce yıldır yaşadığı topraklardan sökülüp atılamasına yönelik operasyonları yalnızca seyrettik, seyrediyoruz. Musul, Kerkük, Telafer,Erbil, Samarra konularındaki kırmızı çizgilerimiz bir bir silinirken "susma hakkımı" kullanmayı tercih ettik. Bu demografik yapı değiştirme operasyonlarının bir sonraki aşamada doğrudan Anadolu coğrafyasını hedef aldığını göremedik,  görmek istemedik. Büyük Ortadoğu Projesi'nin (BOP) ve onun genişletilmiş şekli olan Genişletilmiş Büyük Ortadoğu Projesi'nin (GOP) Kuzey Afrika'dan Afganistan'a uzanan coğrafyada yer alan ülkelerin sınırlarını değiştirmeyi hedeflediği dönemin ABD Dışişleri Bakanı G. Rice tarafından ilan edilmiş olmasına rağmen, biz Türkiye olarak bu projede görev aldığımızı söyledik, ama 22 ülkenin parçalanmasının ülkemize nasıl yansıyacağını hiç sorgulamadık.

IŞİD'İN GÖÇE ZORLADIĞI TÜRK YERLEŞİM BİRİMLERİNİN II. ABDÜLHAMİT'İN PETROL HARİTASIYLA ÖRTÜŞTÜĞÜNÜN FARKINDA MIYIZ?


Günümüzde IŞİD eliyle Tahran-Bağdat-Şam Şii kuşağını güneyden kuşatan Sünni kuşağın İsrail'in Güvenlik Kuşağı ile örtüştüğünün farkında mıyız?
Bir önemli noktaya daha dikkat çekmek isteriz; IŞİD eliyle oluşturulmakta olan Sünni kuşakta yer alan ve katliam uygulanan Türk yerleşim birimlerinin, II. Abdülhamit'in yüzyıl önce Alman uzmanlara çizdirdiği petrol haritasıyla örtüştüğünün farkında mıyız?
II. Abdülhamit'in petrol haritası bir define avcısının hayallerini yansıtan bir harita değildir. Bu harita, dönemin Alman mühendislerinin geniş bir ekiple bugünkü Irak ve Güneydoğu Anadolu topraklarında titiz bir alan taraması yaparak hazırladıkları bir haritadır. Bu harita, Güneydoğu Anadolu'da ve Irak'taki Türk yerleşim birimlerinde zengin petrol yataklarının bulunduğunu söylemektedir.
Türk yerleşim birimlerine yönelik katliama varan saldırıların, "parçalanan Irak'ta Türkmenler de kendi özer bölgelerini oluşturmalıdırlar" çağrıları sonrasında artması yalnızca bir rastlantı mıdır?
IŞİD militanları eliyle gerçekleştirilen ve Türkleri göçe zorlayan bu saldırılar, Irak'ın işgali sırasında Musul ve Kerkük'teki tapu ve nüfus müdürlerinin yağmalanmasıyla başlatılan Ortadoğu'yu Türk varlığından temizleme operasyonlarının devamı mıdır?
Bunlar sorgulanması gereken sorulardır..

ORTDOĞU'DAKİ TÜRK VARLIĞI YOK EDİLMEK İSTENİYOR


Ortadoğu'da Türk yerleşim birimleri tek tek işgal ediliyor, insanlar göçe zorlanıyor, direnenler katlediliyor.
Irak'ın işgali başlar başlamaz Musul, Kerkük, Erbil gibi Türk yerleşim birimlerinde planlı bir şekilde tapu ve nüfus müdürlüklerinin yağmalanması, yakılması ve buralarda yaşayan Türklerin göçe zorlanması, belli amaca yönelik demografik değişikleri uygulama operasyonlarıydı. IŞİD eliyle oluşturulan Sünni kuşak, Irak'ın kalıcı olarak üçe bölünmesiyle elbette ilgilidir. Bu Sünni kuşak, kendini İsrail'in güvenliğinden birinci derecede sorumlu gören ABD'nin oluşmasına destek verdiği bir kuşaktır. Irak'ın kalıcı olarak üçe bölünmesini sağlayacak bu kuşak, aynı zamanda, Ortadoğu enerji kaynaklarını ve dağıtım yollarını onyıllar sürecek bir kaos ortamı, bir mezhepler çatışması üzerinden kontrol etmeyi hedefleyen küresel sistemin onay verdiği bir yapılanmadır.
Binlerce yıllık Türk yerleşim alanı olan Irak'ın kuzeyinde adım adım uygulanan demografik değişimlerle bir Kürdistan iklimi oluşturuldu. Şimdi, IŞİD eliyle oluşturulan Sünni kuşak içindeki Türk varlığı göçe zorlanıyor. Ortadoğu'daki Türk varlığı yok ediliyor. Bütün bu operasyonların ülkemize olumsuz yansımaları olacaktır. Bölgemizdeki gelişmeleri dikkatle okumamız ve önlemini almamız gerekiyor.
Ortadoğu'da yaşanmakta olan sosyopolitik fay kırılmaları, bölgemizde yüzyıllarca sürecek etnik ve mezhepsel çatışmalara ortam hazırlamaktadır.
Yüzyıl öncesinde Balkanlarda, Osmanlı'yı tarih sahnesinden silmek ve mirasını paylaşmak üzere kurgulanan etnik ve mezhepsel çatışmalar, milyonlarca masum  insanın katledilmesine neden olmuştu. Bu çatışmalar bugün, Ortadoğu'da, eski Osmanlı coğrafyasında belli bir amacı gerçekleştirmek üzere sürdürülmektedir.
Irak, IŞİD militanları eliyle düzenlenen saldırılarla ve katliamlarla Osmanlı dönemindeki vilayetlere bölünürken, Ortadoğu'yu yüzyıllar boyunca barış ikliminde yönetmiş olan Türk varlığı bölgeden uzaklaştırılmak isteniyor, saldırılar giderek artıyor. Bir ülkenin güvenlik sınırlarının siyasi sınırlarının çok ötesinden başladığı bilinciyle Türkmen kardeşlerimize sahip çıkmak zorundayız. Türkmen kardeşlerimizi yalnız ve çaresiz bırakmanın bedeli çok ağır olur.
Çok geç kalmamış olduğumuza inanmak istiyoruz.