Artık ülke nüfusu insanlar evlere kapatılmadan hayat cıvıl cıvıl yaşanırken yapılıyor. Nüfusumuz geçen yıla nazaran 903 bin artmış, 75 milyon 627 bine ulaşmış. Bu nüfusun 1/3’ünden fazlası İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve Adana’da yaşıyor. İstanbul’un nüfusu 13 milyon 854 bin. Aslında her gün İstanbul’a girenler de ilave edilirse bu rakamın 15 milyona ulaşacağı ifade edilebilir. Yani İstanbul’da Yunanistan’ın nüfusunun bir buçuk katı insan yaşıyor. Bunun yüksek bir yoğunluk ifade ettiği ortada. 

Geçtiğimiz günlerde gazetelerde, geçen yıl devlet bütçesinden illere yapılan harcamalar da açıklandı. Bu açıklamaya göre bütçeden İstanbul’a kişi başına 1187 TL, Tunceli’ye ise, 7031 TL harcamış. Oysa İstanbul, bütçe gelirimizin % 40’ını (131 milyar 764 milyon 656 bin TL) karşılamış. Kişi başına sağlanan gelir 9671 TL. Ancak devlet İstanbul’a kişi başına geçen yıl sadece 1187 TL harcanmış. Tabii bu harcama oranının bütün illerde eşit olması beklenmemekle birlikte bir dünya şehri olan İstanbul’a, hiç de yeterli ödenek tahsis edilmediği de ortada. 

İstanbul aleyhine olan bu durum kim bilir kaç senedir devam etmekte?

İstanbul’un en hayati sorunları tadat edild6iğinde ilk sıralarda yer alan depremle ilgili sorunların ardından, İstanbullu’nun yaşam kalitesini sınırlayan ve İstanbullu’yu adeta bezdiren sorunlar öne çıkıyor. Bunlar arasında da tahmin edileceği gibi ulaşım.

İşine, okuluna, hastaneye ulaşmak için İstanbullu’nun çilesi gerçekten görülmeli ve çözülmelidir. Yollar ve toplu taşıma araçları, yetersiz. Toplu taşıma araçlarında insanlar üstüste. Trafikte sürüccüler, yolcular ayrı bir alem. Bir de plansız ve özensiz onarımlar, sanki tüy dikiyor. 

Geçen Haziran ayında Minibüs Caddesi olarak bilinen Kadıköy’ün en önemli arterlerinden birinde başlayan kaldırım onarımı dokuz aydır devam ediyor. Henüz 2-3 km ancak yapıldı. Daha 5-6 km onarım devam edecekmiş. Caddenin onarılan bölümende gidiş geliş bir şeritten yapılabiliyor. Özellikle sabah ve akşam saatlerinde trafik adım adım ancak ilerliyor. 

Bu onarım devam ederken, trafiğin alternatif yollara yönlendirilmesi için hiç bir tedbir de alınmıyor. Ve sadece gündüz çalışılıyor. Oysa gece çalışılsa, trafik bu kadar sıkışmaz. 

Niçin bu kadar yavaş çalışılır? Bu çalışmayı süratlendirecek önlem yok mu?

İlgililerin dikkatine sunulur.