YAZININ ÖZETİ
Dikkat ve anlama, hayatı yönetirken ihtiyaç duyduğumuz çok önemli iki temel beceridir. Alt yapısına herkesin doğuştan sahip olduğu bu beceriler geliştirilmediği takdirde, yani ham haliyle günümüz insanına yetmemektedir.
Diğer pek çok beceri gibi bu her iki becerinin bilimsel olarak geliştirildiği yer ise okullardır.
Ülkemizde gerek Türkçe Öğretim Programları gerekse okullarımızda yaptığımız geleneksel Türkçe çalışmaları ne yazık ki bu becerileri geliştirmekten uzaktır. Oysa çok sayıda okulda deneysel nitelikte yürüttüğümüz etkinliklerle bu becerilerin en üst düzeyde geliştirilebildiğini gururla gördük. Söz konusu çalışmalar şunlardır:
1) Bir Dinlemede Anlama çalışmaları
2) Bir Okumada anlama çalışmaları
3) Bir izlemede anlama çalışmaları
İlköğretim Türkçe Öğretim Programında yapılacak bir düzenlemeyle, bu çalışmaları bütün okullarımızda uygulanır hale getirmek, Millî Eğitim Bakanlığı’nın çocuklarımıza ve ülkemize karşı kaçınılmaz bir borcudur!
DİKKAT VE ANLAMAYI GELİŞTİREN ETKİNLİKLER
Günümüzde insanın ilgisini bölen uyaranların çok ve çeşitli olması nedeniyle, özellikle çocuklarda yaygın bir dikkat eksikliği gözlenmektedir. Ülkemizde bu sorunun çözümü, sınırlı sayıdaki uzmanın, yine sınırlı sürede yaptığı çalışmalarla yürütülmektedir. Okullarda ise bu amaca yönelik çalışmalar yok denecek kadar azdır.
Dikkat ve anlamayı geliştirmenin en etkili yöntemi okullarda uygulanması gereken teknik nitelikteki Bir Okumada Anlam, Bir dinlemede Anlama, Bir İzlemede Anlama çalışmalarıdır.
ÇAĞDAŞ OKULLARIN AMACI BECERİ KAZANDIRMAKTIR
Çağdaş öğretim programları ve okullar bilgiyi temel almakla birlikte, esas olarak zihinsel beceri kazandırmayı amaçlar.
Bilindiği gibi, insanlığa ait bilgi birikimi günümüzde inanılmaz büyüklüğe ulaşmıştır ve mevcut bilgiye her gün yeni boyutlar eklenmektedir. Öyle ki, bırakınız ortalama bir insanı, uzmanlar bile artık sadece kendi alanlarına ait bilgiyi izleme ve kullanmada zorlanmaktadır.
Bu olgu, “Bilgiyi Yönetme” olarak tanımlanan yeni ve çok önemli bir beceriyi gündeme getirmiştir. Günümüzde bilgisayar okuryazarı olan herkes, bir birkaç tuşla bilgi kaynaklarına ulaşabilmektedir. Ayrıca sadece bilgisayar değil, diğer mesaj kaynakları da kolaylıkla her türden bilgiye ulaşmamızı sağlamaktadır.
Ne var ki, bilgiyi yönetmek ona ulaştığımız kadar kolay olmamaktadır. Bunun için, ulaşılan bilgiyi filtreleme, anlama, yorumlama, ifade etme ve etkili şekilde kullanma gibi üst zihinsel becerilere gereksinim vardır. Zihin atölyesi, tüm bu becerilerin kayıt altına alındığı kişiye özel bir zihinsel kurulumdur. İnsanın sahip olduğu beceriler ne kadar yeterli ve işlevsel ise zihin atölyesi de o kadar niteliklidir. Nitelikli zihin atölyesi, kendini otomatik olarak günceller ve hayatı yönetmek için ihtiyaç duyduğumuz tüm çıktıları bize sunar.
Nitelikli ve işlevsel bir zihin atölyesi oluşturmak, emek isteyen bir iştir ve teknik çalışmalar gerektirir.
Nitelikli ve işlevsel bir zihin atölyesinin oluşturulmasında Türkçe dersinin çok önemli payı vardır. Bu derse ilişkin anlama ve anlatma becerileri, diğer pek çok becerinin kazanılmasında da ön koşul niteliğindedir. Bilinen o ki, bir insanın ana dili becerilerindeki üstünlüğü diğer alanlardaki başarılarını doğrudan etkilemektedir.
Bu nedenle, gelişmiş eğitim sistemlerinde ana dili öğretimine diğer derslerden daha fazla süre ayrılmaktadır. Ülkemiz eğitiminde de ana dili, yani Türkçe derslerine daha fazla ders saati ayrılmaktadır. Ancak, amaçlara ulaşmada önemli olan bir derse ayrılan süreden çok, o sürenin doğru ve verimli kullanılmasıdır.
Bugünkü işleyiş içinde okullarımızda Türkçe dersi için ayrılan sürenin verimli kullanıldığını söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Bunun için öncelikle, geleneksel ve bilgi aktarımlı Türkçe öğretimi yerine, teknik içerikli anlama ve anlatma etkinliklerine ihtiyaç vardır. Bu etkinlikler, anlama ve anlatımla birlikte dikkat becerisini de son derecede geliştiren çalışmalardır.
ANLAMA BECERİSİNİN ÖNEMİ
İzleyerek, okuyarak veya dinleyerek anlama, görsel ve işitsel yollarla beyne ulaşan mesajların bellek verileriyle ilişkilendirilip, algılanmasıdır. Araştırmalara göre, sahip olduğumuz bilgilerin %83 ü görsel, %11’ i işitsel kaynaklıdır. Buna göre, her iki mesaj kaynağının öğrenmedeki toplam payı %94 gibi çok yüksek bir orandadır. Bu durum hem görsel hem de işitsel becerilerimizin önemini ortaya koymaktadır. Öte yandan, bilgi birikimdeki artış ile görsel ve işitsel araçların yaygınlaşması da bu duyularımıza ait becerileri son sınırlarına kadar geliştirmemizi zorunlu kılmaktadır.
DİKKAT- ANLAMA İLİŞKİSİ
Bilinen o ki, zihinsel ve fiziksel engeli olmayan her insan, düzeyine uygun görsel ve işitsel mesajları bir dinlemede, bir okumada, bir izlemede anlayabilmektedir. Kısaca, normal her insan, düzeyine uygun tüm mesajları bir dinlemede, bir izlemede veya bir okumada anlayabilecek zihinsel yeterliktedir. Sağlıklı bir insan, beynine ulaşan mesajları anlayamıyorsa, bunun nedeni zihinsel değil, zihnin uyanık tutulamaması, yani dikkat eksikliğidir.
Çağımızda dikkat hakkında pek çok şey bilinmektedir. Dikkat süresi ve yoğunluğunun kişiden kişiye ve insanın yaşına göre değişkenlik gösterdiği de bu bilgiler arasındadır. Yine bilinmektedir ki, uygun yöntem ve teknikler kullanılarak dikkat, yani zihnin uyanık tutulması önemli ölçüde geliştirilebilmektedir.
Günümüzde insanın ilgisini bölen uyaranların çok ve çeşitli olması nedeniyle, özellikle çocuklarda yaygın bir dikkat eksikliği gözlenmektedir. Bu çocuklardan pek azı uzman desteği alarak ya da okul çalışmalarıyla dikkat sorununu aşmaya çalışmaktadır. Bu nedenle sistem içinde, dikkat kaynaklı başarısızlıklar her yıl biraz daha artmaktadır. Gelişmiş eğitim sistemlerinde, bir yandan akademik hedefler gerçekleştirilirken, diğer yandan dikkat süresi ve dikkat yoğunluğunu artıran çalışmalar yapılmaktadır.
Ülkemizde dikkati yönetme sorunu, sınırlı sayıdaki uzmanın, yine sınırlı sürede yaptığı çalışmalarla yürütülmektedir. Okullarda ise bu amaca yönelik çalışmalar yok denecek kadar azdır. Bunlardan biri, başta Özel Sezin Okulu olmak üzere daha pek çok okulda bizzat uyguladığımız, Bir Okumada Anlam, Bir dinlemede Anlama, bir izlemede anlama çalışmalarıdır. Türkçe derslerinde yapılan bu çalışmalar, teknik gerekleri yerine getirilerek örnek biçimde yürütülmüş ve öğrencilerdeki gelişmeler düzenli şekilde kayıt altına alınmıştır. Sonuçta hem ana dili dersine ilişkin anlama ve anlatım becerilerinin üst düzeyde gerçekleştiği hem de dikkatin alabildiğine geliştiği saptanmıştır.