Kuzey Afrika'dan Afganistan'a uzanan ve dünyanın en önemli hidrokarbon yataklarını barındıran coğrafyada sürdürülen işgallerin, savaşların, yağmaların gerçek nedeni, SSCB'nin dağılmasından sonra tek kutuplu hale gelen dünyamızad küresel liderliğini sürdürmek isteyen ABD'nin doların saygınlığını koruma savaşıdır; ABD'nin ölüm-kalım savaşıdır. 2016'da dünyanın ekonomik lideri olacak olan Çin'in dünya enerji yataklarını kontrolü altına alması ve petrol satışlarında dolar dışında bir başaka para biriminin kullanılması korkusudur. Bölgemizdeki gelişmelere bu açıdan bakarsak gelecekte yapılmak istenenleri daha net görebiliriz.
Dünya nefesini tutmuş beklerken, Amerikan Dış İlişkiler Komitesi Suriye'ye operasyon tasarısını kabul etti. Komite, savaşın kurallara göre yapılan bir gösteri olmadığını da göz önüne alarak, müdahaleyi 30 günle sınırlı tutmuş, ama "30 günlük bir ek uzatma da olabilir" demiş. Bu arada, ABD kamuoyunu rahatlatmak için olacak, Suriye operasyonuna hiçbir Amerikan askerinin gönderilmemesi de karara bağlanmış.
Şimdi Rusya'nın kültür başkenti olarak anılan kenti St. Petersburg'da küresel krizin olumsuz etkilerinin bir an önce çözüme kavuşturmak, çözüm üretmek üzere toplanan dünyanın en zengin 20 ülkesinin temsilcileri, öyle görünüyor ki, Suriye krizi dışında birşey konuşmaya zaman bulamayacaklar. G20 zirvesine Suriye krizi damgasını vuracak.
G20 zirvesinden hangi konularda ne gibi kararlar, öneriler çıkacak, bilemeyiz. Şimdi bütün dikkatler 9 Ekim'de ABD Senatosu'nun kararını bekleyecek..
Senato, Amerikan Dış İlişkiler Komitesi'nin kararını onayladı diyelim.
Peki bu durumda ne yapılacak?
60 gün boyunca bombalanacak bir ülkede düzen, huzur kalır mı? O ülke hiçkimsenin yaşamak istemeyeceği bir Cehennem'e dönüşmez mi?
Savaşı bitiremeyecek bir askeri operasyon, mezhep kavgaları nedeniyle, her gün bir yöresinden katliam haberleri gelen bir Suriye oluşturmuş olmayacak mı?
Giderek Afganistanlaşacak bir Suriye coğrafyasında birbirine üstün gelmek için kıyasıya savaşa tutuşacak Şii ve Sunni destekli İslami cihat örgütleri, Ortadoğu'yu, Ortaçağ Avrupasında olduğu gibi, 30 yıl, 100 yıl süren mezhep savaşlarına ortam hazırlamaış olmayacaklar mı?
Kendini İsrail'in güvenliğinden birinci derecede sorumlu tutuan ABD, Suriye'de oluşacak ve İsrail'in güvenliği açısından büyük bir tehdit oluşturacak bu kaos ortamına ne kadar seyirci kalabilecektir?
Görülüyor ki, 60+30 gün (+30+30... olabilir) boyunca ABD'nin havadan vuracağı Suriye'de Esad da gitmeyecek, iç savaş da bitmeyecek; bitirilmeyecek.
Ya ne olacak?
Suriye'de de, Libya'da olduğu gibi, iç savaşın dışardan bir müdahaleyi kurtarıcı olarak bekleyeceği bir kaos ortamına sürüklenecek. Bu taktik, günümüzde devlet olarak örgütlenmiş yağmacılarının başarıyla uyguladıkları ve sonuç aldıkları bir taktik.
Yeri gelmişken, "Obama Neden Yalan Söylüyor?" başlıklı yazımızı hatırlatmak isteriz. ABD, doların saygınlığını korumak açısından, dünyanın en önenli enerji kaynaklarını barındıran Ortadoğu ülkelerini ve enerji dasğıtım yollarını kontrol altında tutma savaşını bütün imkanlarını kullanarak sürdürecektir. Bu savaş hem kendisi hem de güvenliğinden sorumlu olduğu İsrail açısından hayati önemdedir; bir varlığını sürdürme savaşıdır.
RUSYA VE ÇİN NE YAPABİLİR?
Peki küresel çapta söz sahibi olmak isteyen Rusya ve Çin ne yapacaktır?
İttifaklar kurarak güçlenme çabası içinde olan Rusya, henüz, ABD'ye ekonomik ve askeri açıdan karşı duracak güçte değildir. Rusya'nın yüzyıllık Akdeniz'e inma hedefinden de ödün vermemek adına, başta Tartus üssünü elde tutma çabası olmak üzere, sonuna kadar direnecektir. BM'de veto hakkını kullanarak engellemeler yapacak, yağmadan pay kapmaya çalışacaktır.
2016'da dünyanın ekonomik lideri olacak olan Çin, Suriye ile mezhep bağı olan İran'ın tenzilatlı petrolüne ihtiyacı olduğundan, Esad'ı desteklemeye devam edecektir. Bu desteğin boyutunu perde arkasındaki hesaplar belirleyeceğinden, bu konuda net birşey söylemek zordur.
I. Dünya Savaşı öncesinde Skykes-Picot Anlaşması ile Osmanlı'nın Ortadoğu topraklarını kendi aralarında paylaşmış olan İngiltere ve Fransa da, eski defterler üzerinden pay koparmak istiyorlar.
Osmanlı'nın varisi olan Türkiye giderek etkisizleştirilmeye, bölgedeki stratejik derinliği silinmeye çalışıyor. Bir süre sonra, iyice Cehennem kazanına dönüşecek Suriye'den ülkemize çok olumsuz yansımalar olacaktır.
Şii ve Sunni destekli İslami cihat örgütleri üzerinden Suriye coğrafyasında sonu nereye varacağı kestirilemeyen bir mezhep kavgası, İslam Alemi'nde yüzyıllarca kanayacak yaralar açmayacak mı? Biraraya gelip Esad'ı masaya oturmaya zorlayacak yerde, Haçlı ordusunun bir Müslüman ülkeyi askeri operasyonla yola getirmesini tercih eden İslam ülkeleri, bu davranışlarının nedenini tarih önünde açıklayabilecekler midir?
III DÜNYA SAVAŞI
HİÇ BEKLEMEDİĞİMİZ BİR ANDA SU YÜZÜNE ÇIKABİLİR
Bölgemide 1990'dan bu yana sürmekte olan III. Dünya Savaşı hiç belklemediğimiz bir anda, hiç beklemediğimiz bir şekilde su yüzüne çıkabilir. Çünkü, ABD'nin yatırım bankaları CEO'ları eliyle üretip bütün dünyaya pazarladığı sanal değerlerin miktarı kesin olarak saptanabilmiş değildir ve dünya ekonomisinin bu miktar sanal değeri hazmedip etmeyeceği henüz netleşmemiştir.
Kuzey Afrika'dan Afganistan'a uzanan ve dünyanın en önemli hidrokarbon yataklarını barındıran coğrafyada sürdürülen işgallerin, savaşların, yağmaların gerçek nedeni, SSCB'nin dağılmasından sonra tek kutuplu hale gelen dünyamızad küresel liderliğini sürdürmek isteyen ABD'nin doların saygınlığını koruma savaşıdır; ABD'nin ölüm-kalım savaşıdır. 2016'da dünyanın ekonomik lideri olacak olan Çin'in dünya enerji yataklarını kontrolü altına alması ve petrol satışlarında dolar dışında bir başaka para biriminin kullanılması korkusudur. Bölgemizdeki gelişmelere bu açıdan bakarsak gelecekte yapılmak istenenleri daha net görebiliriz.