O al bayrak, bu toprakları vatan bilmiş herkesin namusudur.
Bu milletin bağımsızlık sembolü olan o al bayrağın yüzü maskeli bir maymun tarafından gönderden indirilmesi, bu toprakları vatan bilmiş kerkesin yüreğini dağlamıştır.
İndirilen o bayrağın Diyarbakır 2. Hava Kuvvetleri Komutanlığı'nın kışlasında olması, yürek yangınımızı yanardağ patlamasına dönüştürmüştür.
Hangi hesabın, hangi kurgunun eseridir, henüz netleşmediği için bilemiyoruz, ama Büyük Ortadoğu Projesi bağlamında Ortadoğu haritasının yeniden şekillendirildiği bir süreçte yaşanan bu yürek yakan görüntüler gazete sayfalarına, televizyon ekranlarına düşmemeliydi. Bu kadar büyük bir tahrikin toplumun şuuraltında ne gibi travmalar yaratabileceğini, dolaysıyla ne gibi olumsuz geri dönüşler yaratbileceğini anlatmaya gerek yok.
O al bayrağın oradan indirilmesi, bu ülkenin yüzyıllar boyu et-tırnak olmuş insanlarını ayrıştırma operasyonlarının bir uygulaması, bir toplum mühendiği eseridir. Ayni tarihi, ayni kültürü paylaşan insanların üzerine çok vahim sonuçlar doğurabilecek molotof kokteyl görünümlü bir atom bombası atılmıştır. Bilinçli bir provakasyon da olabilir; fotoğraflar özel olarak çekilip servis edilmiş de olabilir.

ÇOK TEHLİKELİ BİR OYUN

Çok tehlikeli bir oyun tezgahlanmıştır; elbette yakında netleşecektir.
Yalnız şunu bilelim; gönderde dalgalanan o bayrak bu toprakları vatan bilmiş herkesin namusudur.
Yüzünü maskeleyip o albayrağa el uzatma cüreti gösteren maymun, göndere tırmanmışken başını kaldır da güney sınırlarımızın ötesine bir bak ve aklını başına topla!
Geceleri çoluğunla, çocuğunla rahat uyuyabiliyorsan...
Gecenin bir vaktinde kapın, üzerinde asker üniforması bulunan eli silahlı eroinmanlar tarafından tekmelenip kırılmıyorsa, yatak odana girilmiyorsa bu, gönderde dalgalanan o bayrak sayesindedir.
Bilelim ve hiçbir zaman unutmayalım; her türlü olumsuzluklara rağmen, vatan bildiğimiz bu topraklarda başımız dik dolaşabiliyorsak, yarınlara umutla bakabilirsak bu, el uzatmaya cüret ettiğin bu albayrak sayesindedir.

O BAYRAK BU TOPRAKLARI VATAN YAPABİLMEK İÇİN EN KIYMETLİ VARLIĞI OLAN CANINI FEDA ETMİŞ ŞEHİTLERİMİZİN EMANETİDİR

O albayrak, bu toprakları sana, bana, gelecekte hiç tanımayacağı insanlara vatan yapabilmek için en kıymetli varlığı olan canını gözünü kırpmadan feda etmiş aziz şehitlerimizin emanetidir. O insanlara saygı göstermek hepimizin görevidir.
O albayrak, aynı tarihi, aynı kültürü paylaşan insanların oluşturdukları milletin bağımsızlık simgesidir.
Oynanmak istenen oyunu görmek zorundayız; geri dönüşü olmayan yarınlarda duyulacak pişmanlığın hiçbir faydası olmayacaktır.

BU TOPRAKLARI VATAN BİLMİŞ İNSANLARI AYRIŞTIRMA PLANI YENİ BİRŞEY DEĞİL

Bu toprakları vatan bilmiş insanları ayrıştırma planı, I. Haçlı Seferi'nden bu yana bilinçli olarak sürdürülmektedir.
Bu topraklarda yaşayan insanların Türk-Kürt ekseninde ayrıştırılması planları, operasyonları Kırım Savaşı'nın (11853-56) hemen sonrasında, Boğazlar üzerinden Akdeniz'e ineme umutları yok olan Rusların Kafkaslar üzerinden Basra Körfezi'ne uzanmalarını engellemek amacıyla "Büyük Kürdistan" paravanası oluşturma hazırlıklarıyla birlikte başlamıştır.
Bir sonraki aşamada "Vaad edilmiş Topraklar"a dönüştürülmesi planlanan ve Türkiye'nin doğusundan Akdeniz'e uzanan "Büyük Kürdistan"ın hayata geçirilmesi operasyonları da, I. Körfez Savaşı (1990) sonrasında Irak'ın 36. paralel boyunca bölünmesiyle başlatılmıştır.
"Çözüm süreci" sakızı çiğnerken aslında hangi amaca hizmet etmiş olabileceğimizi görelim artık!

O ALBAYRAK HEPİMİZİN NAMUSUDUR


Kuzey Afrika'dan Afganistan'a uzanan Müslüman coğrafyanın kan gölüne döndüğü, dönüştürüldüğü bir süreçte, gönderde dalagalan o albayrağın hepimizin namusu olduğu olduğu gerçeğini hiçbir zaman unutmayalım.
"Çatma, kurban olayım çehreni ey nazlı hilal!"