Hepimiz isyandayız. 21. Yüzyıl’da insanlIığın, tarihin derinliklerinde yaşanan veba salgınlarında olduğu gibi çaresiz kalmalarını kabullenemiyoruz. Makrokozmosdan mikrokozmoza kadar pekçok sırrı çözebilmiş olan insanoğlunun, bir mikroskobik yaratık karşısındaki bu çaresizliğini içimize sindiremiyoruz. Fakat, müjdeler beklediğimiz bilim insanlarının, tüm dünyanın sağlığından sorumlu Dünya Sağlık Örgütü’nün bu ölümcül salgın karşısındaki suskunluğu, çelişkili açıklamaları üzerimize çöken karabasanın karanlığını giderek artırıyor. 

Haklı olarak soruyoruz: “Ne zaman bitecek bu maskeli balo?”

Hepimizin aklındaki soru aynı: “Bu salgın ne zaman bitecek?”

“Yeni dünya düzeni”, “Yeni normal” deniyor, ama hiçkimse, insanlığa dayatılan bu “yeni dünya düzeni”ni ya da “Yeni normal”i gönüllü olarak kabullenmeye niyetli görünmüyor. 

Hepimiz isyandayız. 21. Yüzyıl’da insanlIığın, tarihin derinliklerinde yaşanan veba salgınlarında olduğu gibi çaresiz kalmalarını kabullenemiyoruz. Makrokozmosdan mikrokozmoza kadar pekçok sırrı çözebilmiş olan insanoğlunun, bir mikroskobik yaratık karşısındaki bu çaresizliğini içimize sindiremiyoruz. Fakat, müjdeler beklediğimiz bilim insanlarının, tüm dünyanın sağlığından sorumlu Dünya Sağlık Örgütü’nün bu ölümcül salgın karşısındaki suskunluğu, çelişkili açıklamaları üzerimize çöken karabasanın karanlığını giderek artırıyor. Haklı olarak soruyoruz: “Ne zaman bitecek bu maskeli balo?”

Çökerken tepeme demedin “alo?”,   

Ne zaman bitecek maskeli balo?

Uzayıp giderse bu kara tablo 

Tükenir sabrımız, bittik sayılır. 

Herkes, kuş gribi, domuz gribi, Ebola, HIV, SARS, MERS salgınlarının saltanat sürelerinden yola çıkarak, Covid-19 salgınının ne zaman zirve yaparak hız keseceğini kestirmeye çalışıyor. 

COVİD-19’A FARKLI BAKANLAR 

Küresel çapta etkili olan ölümcül salgının perde gerisinde yaşananların olası sonuçlarını görmeye çalışanların aklındaki soru 

Yaşananların, küresel güçler arasındaki bir üstünlük savaşı olduğunu savunanların akıllarındaki soru biraz farklı; onlar, “Yeni dünya düzenini kim kuracak?” sorusunun yanıtını bulmaya çalışıyorlar. Onlara göre, perde gerisindeki bu hesaplaşma sona ermeden, bu ölümcül salgının sona ermesi mümkün değil.

 “ABD derin devleti yani Pentagon şahinleri, bugüne kadar çeşitli makamlara taşıdığı adamlarıyla devlet yönetiminde oldukça etkili olmuş olan Rothschild Ailesi’nin, bu seçimlere herhangi bir şekilde etki etmesini önleme konusunda kararlı görünüyor. Pentagon Rockefeller Ailesi, Walton Ailesi, Koch Ailesi, Mars Ailesi, MacMillan Ailesi, DuPont Ailesi ve Duncan Ailesi dahil, pekçok ünlü aileyi yanına alarak cephesini güçlendirirken, Rothschildler de İngiltere, Fransa, İsrail ve Çin ile temelini attıkları cepheyi genişletmeye çalışıyor.” 

Covid-19 salgını sürecinde İngiltere’de de ABD’de yaşananlar paralelinde bir hareketlenmenin yaşandığına tanık oluyoruz. ABD’de olduğu gibi, İngiltere’de de yönetimlerin iki karşıt görüşlü gruba ayrıldıkları, derin devlet taraftarı şahinlerin, ülkelerinin yönetimlerinde etkili olan, paralarını basan küresel finans baronlarına kazan kaldırdıkları görüyoruz. ABD’de Başkan Yardımcısı Perle’nin ve Dışişleri Bakanı Pompeo’nun başını çektiği Pentagon şahinlerinin İngiltere’deki karşılığı, MI6 şahinleri. İki şahin grubunun da hedefleri,  ülkelerinin yönetimlerini ve ekonomilerini küresel finans baronlarından yörüngesinden kurtarmak. 

ABD’DE HAZİNE BAKANI, İNGİLTERE’DE MERKEZ BANKASI BAŞKANI

“Trump Tuzağa mı Düşürüldü?” başlıklı yazımızda, Pentagon şahinlerinin Trump’a, Hazine Bakanı’nı acilen görevden alması konusunda baskı yaptığını anlatmıştık: “Pentagon, Trump’tan, ABD hazinesini 5.3 trilyon zarara soktuğu gerekçesiyle, Hazine Bakanı Steve Mnuchin’i acilen görevden almasını istiyor. Söylenenlere göre Mnuchin, Covid-19 salgınından olumsuz etkilenen ve çoğu Rothschild kuruluşu olan bankalara, yatırım fonlarına ve şirketlere 5.3 trilyon dolar pompalamış. ABD yönetiminde Rothschildlerin etkisini sıfırlamaya çalışan Pentagon, bu dağıtıma büyük tepki gösterdi.”  

Konusu aynı olan benzer bir gelişme İngiltere’de de yaşandı. İngiliz İstihbarat örgütü MI6’in eski Başkanı Richard Dearlove, küresel finans baronlarının İngiltere yönetim kadrolarındaki ve ekonomisindeki etkilerini sıfırlamak amacıyla yaptığı bir yönlendirmeyle, Merkez Bankası Başkanı Mark Corney’in görevden alınmasını, yerine A. John Bailey’in atanmasını sağladı. (Ergün Diler: Takvim:19.06.2020) 

Bu İngiltere tarihinde çok önemli bir gelişmeydi; bir makas değiştirmeydi. 

ABD ve İngiltere başta olmak üzere, pekçok ülkenin merkez bankalarının sahibi ya da güçlü ortağı olan Rothschild Ailesi’ne vurulmuş çok güçlü bir darbeydi. 

Yansıması elbette olacaktır. 

BU ADIMI NASIL OKUMALIYIZ?

Küresel finanas baronlarının bu operasyona verecekleri yanıt, küresel ekonomiyi, Yeni İpekyolu’nun geleceğini, virüs salgının seyrini olduğu kadar, küresel barışı da etkileyecektir. 

Düne kadar, perde arkasında kalmaya çalışarak, ABD’nin bekâ sorununa dönüşen Yeni İpekyolu’nun hayata geçirilmesine Londra merkezli Rothschild Ailesiyle birlikte güçlü destek veren İngiltere’nin bu hamlesi, küresel dengelerin altüst olması demekti. 

Yalnız, bu gelişmede önemli olan, ABD ve İngiliz şahinlerinin ortak düşmana karşı birlikte mi, yoksa ayrı ayrı mı mücadele edecekleri konusudur. ABD’de Hazine Bakanı Steve Mnuchin’e ve İngiltere Merkez Bankası Başkanı Mark Corney’e yapılan operasyonlar da küresel finans baronlarına karşı bir darbe olsa da, iki ülke şahinleri birbirinden ilham alarak hareket etmiş olabilirler. Çünkü ABD’nin, Ortadoğu’nun, Doğu Akdeniz’in, Afrika’nın zenginliklerini kimseyle paylaşmak gibi bir niyeti yok. İngiltere’nin de, Prens Andrew’in CIA’in arşivlerindeki kasetleri nedeniyle ABD’nin dümen suyuna girmesi düşünülemez. Bu durumda, iki ülke şahinlerinin de, küresel finans baronlarından bağımsız bir gelecek planlamayı hedefledikleri anlaşılıyor. 

NE ZAMAN BİTER?

Yukarda sözünü ettiğimiz gelişmelerin sonuçlarına ilişkin bu olasılıklar, koronavirüs salgınının ömrü konusundaki kaygıların artmasına neden oluyor. 

“Covid-19 salgını ne zaman biter?” sorusunun yanıtı, küresel çapta yaşanan gelişmelerin gidişatıyla, oluşan cepheleşmelerle yakından ilgili. Uzakdoğu’daki, Asya içlerindeki, Ortadoğu, Doğu Akdeniz, Avrupa ve Libya’daki hareketlenmeleri, ABD’nin de SSCB gibi bölünüp bölünmeyeceğini bu gelişmeler çerçevesinde değerlendirmek gerekiyor.