Not: 24 Şubat 2007 tarihinde bu sütunlarda neşredilen yazının tekrarıdır. Önemine binaen yeniden neşrediyoruz.
NAMAZ VAKİTLERİ (2)
Mustafa AKKOCA
Öyleyse, “Salavaât” Edatı, cem’î (çoğul) olduğuna göre, üç’ten fazla olmak üzere sayısız çokluğu ifade eder, ama, sarahet bulunmadığı hallerde (on, otuz, kırk, yüz, bin vb.) gibi en az basamak dikkate alınır, en az çoğul basamağı üç’tür, fakat orta basamağı yoktur. Üç’ten sonra en az çoğul basamağı üç’dür, fakat dördün de ortası yoktur. O halde “Salavât dört vakti,” Salât-ı Vustâ’da beşinci vakti ifade eder ki, namaz vakitlerin beş olduğu kat’î olarak tesbit edilir. Namaz vakitlerinin beş olduğu bu âyet-i kerime ile sâbittir. Ayrıca, namaz vakitlerinin beş olduğu hususunda bütün Müslümanların ittifakı vardır, bu da “Edille-i Şer’iyye”den “İcmâ-i Ümmettir.” Bu Âyet-i Kerime beş namazın farziyyetine delâlet etse de, namaz vakitlerine delâlet etmez. Bu bakımdan namaz vakitlerinin beş olduğuna ve vakitlerine delâlet eden dört âyet-i kerime daha vardır: “Günümüzün iki ucunda, gecenin de ilk saatlerinde namaz kıl. Çünkü iyilikler kötülükleri (günahları) giderir. Bu öğüt almak isteyenlere bir hatırlatmadır.” (Hûd Suresi 11/114) (Müfessirlere (yorumcular) göre, gündüzün iki tarafındaki namazlar, sabah, öğle ve ikindi; gecenin yakın saatlerindekiler de akşam va yatsı namazlarıdır. Âyette belirtilen iyiliklerden biri beş vakit namazdır. Resûlüllah salla’llâhu aleyhi ve sellem buyurmuştur ki; Ne dersiniz, sizden birisinin kapısı önünde bir ırmak bulunsa da, her gün beş def’ onda yıkansa kendisinde kir namına bir şey kalır mı? Sahâbî’ler “hayır” dediler, bunun üzerine Resûlüllâh buyurdu ki: İşte beş vakit namaz da bunun gibidir ki, Allah o sâyede bütün hataları arıtır.) “Gündüzün güneş dönüp gecenin karanlığı bastırıncaya kadar (belli vakitlerde) namaz kıl; bir de sabah namazını. Çünkü sabah namazı şahitlidir.” (İsrâ 15/78) (Müfessirlere (yorumcular) göre bu ayet de beş vakit namazı ifade eder. Şöyle ki: Güneşin dönmesi yâni zeval vaktinden sonra öğle ve ikindi namazı, güneşin batmasından sonra akşam ve yatsı namazları vardır. Sabah namazı ise ayrıca zikredilmiştir ve bu namazın şahitli olduğu belirtilmiştir. Tefsircilerin beyanına göre, gece melekleriyle gündüz melekleri sabah namazında buluşup, hep birlikte bu namazın kılındığına şahit olduktan sonra gündüz melekleri kalır, gece melekleri ise semâya yükselirlermiş...) “(Resulüm!) Sen onların söylediklerine sabret. Güneşin doğmasından önce de batmasından önce de Rabbini övgüyle tesbîh et; gecenin bir kısım saatleriyle gündüzün etrafında (iki ucunda) da tesbih et ki, sen, Allah’tan hoşnud olasın, (Allah da senden!). (Tefsirciler, bu âyette “övgüyle tesbih”ten maksadın, namaz olduğunda müttefiktirler. Çünkü namaz en kâmil ve en büyük zikirdir, Allah’ı tesbih, tekbir, yakarış ile anma, O’na, yalnız O’na ibâdet ve kulluğu arzetmektir. Büyük Müfessir Kâdî Beyzâvî’ye göre, güneşin doğmasından önceki tesbih, sabah namazı; gecenin bir kısım saatlerinde ise akşam namazı ve yatsı namazıdır.”Gündüzün etrafında yâni başında ve sonunda tesbih et” ifadesi ile önemine binaen, sabah ve akşam namazlarına ikinci defa dikkat çekilmiştir.) Bilindiği gibi zaman, ya güneş doğmadan önce ya da güneş doğduktan sonraki gündüzden ibarettir. “Haydi siz, akşama ulaştığınızda (akşam ve yatsı vaktinde) sabaha kavuştuğunuzda, gündüzün sonunda ve öğle vaktine eriştiğinizde Allah’ı tesbih edin (namaz kılın), ki göklerde ve yerde hamd O’na mahsustur.” (Rûm Suresi 30/17,18) (Abdullah b.Abbas radiya’llâhu anh’den gelen rivayete göre, bu âyet beş vakit namazı içine almaktadır. Bu sebeple ekseri âlimler beş vakit namazın Mekke’de, Mi’rac Mûcizesinin akabinde farz kılındığını beyan etmişlerdir. Hazret-i Peygamber salla’llâhû aleyhi ve sellem, bir hadis-i şerifte büyük sevap kazanmak isteyenlere bu âyet-i Kerime’yi okumalarını tavsiye etmiştir.)
Yorumlar