Her gülen ince yüzde kaybolursun. 

Kırılgan tahterevalli de seçtiğin figandan dolayı yerden kalkamazsın 

Karşındaki hüzün seni yanlılığına giydirilmiş.

Buruşuk bedende ki kalbin soluk rengindeki kefene sarılı, 

Kıvılcım bekleyen, kalbinin  barut pompalayan  damarlarında ki; 

“Hasret olmaya hasret” kalan,

Üstü toz tutmuş, benliğinde saklı 

maling melanom“ gibi hasretlikle yalnızlık ile beraber Yaşam denilen girdapta.

Unutmak çekiç ile döve döve, 

Gömülürsün.

Yılların önemi yok.

Bir yeşil bakış bakar.

Ve teslim alır seni. 

“Mahcubiyeti ile Kilitler seni.” 

O delici ve gizeminden haberi olmadan,

Bakışlarıyla,

Ürkek. 

Çocuksu.

Düşlerinde ki;

Sıska bedende gezinen pirelenmiş dildeki sözcüler gibi, 

“Ruhunu ömür boyu kaşır durursun”

“Mahcubiyet zindanı yargısız infazdır.“

Hiç kimse suçlu değildir.

Bir tek kaderde karşılaşmaması gerekenlerin, 

Gündüz ve gecenin karşılaşması gibidir.

Her taraf çığlık çığlığa figan ile seni bir incelikler manzumesi yakalar. 

Tekrar eder durur.

Her döngü seni yüceltmez dibe çeker. 

“Her dip şarabın yıllanmasındaki tat gibi güzelleşir.”

Analarsın ki aslında yükselebilmek değil marifet.

Derinlere dalıp birbirini nefessiz bırakıp, canlandırabilmektir.

Nefessiz bırakabilmek ancak canlandırmasını bilenler tarafından öğren bilinir.

Boğabildiğin. 

Masum.

Sebepsiz yaşamalı.

Sebebi olanı öldürebilirler çünkü.

“Sebepsiz sevmek sevmelerin en güzelidir.”

Sevilen senin sebebin olduğunda: 

Gökyüzünde nereden geldiği belli olmayan zılgıtlar yükselir.

Zılgıtlar aslında senin bundan sonraki hayattaki ritmini belirler. 

Zılgıt sevgine yalnızlık taşır,

Zılgıt sevdiğine sabır taşır.

Zılgıt bir fermanıdır.

Sevdiğinin,

Fermanda senin olamaman yazılıdır.

Yalnızlık şunu düşündürür yeşil gözlü aşk celladına;

“-Ben bu yeşil gözlerle kimseye böyle bakamam.

Baktığımı: 

Bensizlik cehennemine yolluyorum.

Cümle dağarcığım çok yok

Sessizim.

Sadece; 

Tebessümle “allahaısmarladık” diyebiliyorum. 

Bakarken; 

“Öldürdüklerimden mezarlıklarıma bakıp toplu tebessüm ediyorum.”

“Ayin gibi.”

“Bir sevgi katilinkinin kaybolma ayinidir aslında.”

Bana dokunmayın.

Güle,

Seven ben değilken, 

Bu ceza niye? 

Sessiz 

Kimsesiz dünyamda 

Yalanandan arta kalan, 

Yetindiğim doğrularla beslenirim. 

İnceliğim ondan.

“Hayal kurmayı sevemedim belli ki yetim bir rüyamda kaybolduğumdandır.”

Ama biliyorum ki, 

Soluduğum her nefeste bir yıldız kaydı dileksiz başı boş.

 Hiç kimse tanımadım.

Aman deyip yanmadım.

Düşlerimde bazen gördüğüm sen,

Can evimden yakaladın.

Anlamadım.

Kaçamadım 

Saklanamadım.

Gönlüme yuva yapacak olan sen, 

Kendimden sakladığım,

Hasretinden anladım.

Her mezarımda yatan gibi, 

Sevmeyi öğrendim, sevilmeyi değil.

İki yarım bir etmez kaybolan sevdalarda.

Öğrendim ki;

“Sebepsiz sevmek sevmelerin en güzelidir.”

Çünkü;

“Mahcubiyeti ile Kilitler seni.” 

Saygıyla