Kredi kartı dağıtımının yasayla denetim altına alınmasının çağdaş bir uygulama olmadığını savunanların gerekçelerini özetleyelim.  

Şöyle deniyor:  

"a) Kredi kartı verme, tüketici kredisi kullandırma işlemi, tarafları olan ticari bir ilişkidir. İkili ticari bir ilişkinin devlet eliyle düzenlenmesine destek verenler, bilgiden uzak bir mercekten bakıp, serbestçe belirlenen fiata müdahale çağrısı yapmaktadırlar.  

b) Kredi kartı, sahibine kendisinde olmayan bir satın alma gücü ya da geliriyle uyumlu olmayan bir kredi sağlamamaktadır. Kredi kartı, nakit taşıma ya da ödeme yerine, cüzdanda taşınan bir ödeme aracı işlevi görmektedir. Kredi kartının ödeme aracı olmaktan başka, bir diğer işlevi de, ilerde beklenen gelirlerin bugünden peşin olarak mal ve hizmet alabilmesine olanak sağlamasıdır.  

c) Dalkavukların (yani kredi kartlarının sebil gibi dağıtılmasının ilerde çok ciddi sorunlar yaratabileceğini söyleyen bizlerin K.S.) tartışma çıkarmalarının nedeni, binlerce kart mağduru aile yaratılması endişesi ve yüksek kredi faizidir. Bu dalkavuklar, asıl eşlevleri fon arzedenlerle (mevduat sahipleri ile) fon talep edenleri (kredi kullananları) buluşturmak olan bankaları, işlevlerini yerine getirdikleri için suçlamaktadırlar.  

d) Bankaların, herhangi bir nedenle, sistemden çıkmak zorunda kalmaları (yani batmaları demek isteniyor-K.S.) durumda, zararın kamuya malolacağı (milletin sırtına yükleneceği K.S.) dikkate alınırsa, bankaların 'hayır kurumu' gibi çalışmaları beklenemez. Borcunu ödemeyen, ödeyemeyen kredi sahiplerine uygulanan cezai faizin yüksek oranlı olması, pratikte yaşananlardan ortaya çıkmış bir kuraldır."  

KARŞI ÇIKANLARIN ÖZEL BİR NİYETLERİ YA DA HİZMETLERİ Mİ VAR?  

Kredi kartları dağıtılmasına yasayla denetim getirilmesine karşı çıkan ekonomistler, ayrıca, "Asıl sorun tüketici kredileri değil, ticari kredilerdir. Olmayan sermaye ile kayıtdışı sermayeye güvenerek bir masa iki sandalyeden başka varlıkları olmayan şirketlere, tek bir imza ile, trilyonlarca kredi verilmektedir" diyorlar.  

Doğrudur; doğru söze ne denir?  

Hükümetin sorunun kökenine ineceği yerde, iç talepteki büyümenin düşürülmesi için, tüketim kredilerini kısma, denetim getirme kolaycılığını tercih ettiği iddiaları da doğru olabilir.  

Fakat, "Ticari krediler yanında tüketici kredilerinin lafı bile olmaz" değerlendirmesine hiç bir şekilde katılmamız mümkün değildir.  

Yukarda aktardığımız gerekçelerle, kredi kartları dağıtımına yasayla düzenleme getirilmesine karşı çıkanların özel bir niyetleri ya da hizmet verme endişeleri yoksa, dünyada, yakın bir geçmişte yaşanan çok olumsuz örneklerden, Türkiye'de pek çok ailenin kredi kartı mağduru olduklarından, kredi kartı şebekelerinin nasıl çalıştıklarından haberleri yoktur demektir.  

Bu ekonomistlerin, tüketici kredileri kullanımının hızla artmasının, cari açık üzerindeki olumsuz etkilerini niçin gözardı ettiklerini de anlamak mümkün değildir.  

2000 yılında yaşadığımız krizde, konut ve otomotiv başta olmak üzere, yoğun tüketici kredisi kullanımının etkisi yok mudur?  

Ayrıntıları ile anlatacağımız Kore örneğini yok sayabilir miyiz? 1997-98 Asya krizinden olumsuz etkilenen Kore'nin, ekonomik durgunluğu aşabilmek için körüklediği tüketici kredileri kullanımı sonrasında yaşananlardan haberimiz var mı? Alınan son önlemler de bir işe yaramazsa, Kore'de bir ekonomik kriz yaşanmasının kaçınılmaz olduğunu biliyor muyuz?  

Kredi kartı ve tüketici kredisi furyası konusunda Akbank'ın yaptığı araştırmanın sonuçları neler anlatıyor?  

Türkiye'de, 1999 yılında toplam kredi kartı sayısı yalnızca 10 milyondu. Bugün bu rakam 23.2 milyona ulaştı. 50 katrilyonluk pazarı paylaşma kavgasında olan bankalar, kredi kartı verirlerken gerekli araştırmayı yapıyorlar mı?  

VİSA, MASTER CARD YÖNETİCİLERİ "SORUN YOK" DİYORLAR  

Visa ve Master Card'ın Amerika'daki ve İngiltere'deki merkezlerini gezen ekonomistlerimiz, bu merkezlerde, dünyanın her köşesindeki kredi kartlı alışverişlerin anında izlendiğini büyük bir mutlulukla anlatıyorlar.  

Endişelerimizi azaltan bir ayrıntı. Fakat, dikkatinizi çekeriz, anlatılanlar, kredi kartları kullanımının nasıl izlendiği ile ilgili bilgiler. Bizim ısrarla yinelediğimiz soru ise, aynı titizliğin kredi kartları dağıtılırken gösterilip gösterilmediğidir.  

Master Card Avrasya Genel Müdürü Özlem İmece de, "Dünyada 'tek maaşa tek kart' gibi uygulama yok. Bu bankaların ne kadar risk alacakları ile ilgili. Neden sayı sınırlaması olsun?" diyor.  

Doğrudur.  

Bankalar hayır kurumları değildir. Topladıkları mevduatı birilerine kullandırarak para kazanmaları gerekir.  

Bütün mesele bu alış verişin sağlıklı yürütülmesidir.  

Konunun tartışılması da tabu sayılmamalıdır.  

Yarın devam edeceğiz.  

 

Küpe: Mutlu olmanın iki yolu vardır; ya isteklerinizi azaltmak ya da olanaklarınızı çoğaltmak.  

Benjamin Franklin