Herkesin ve her şeyin birbiri ile etki içerisinde olduğu öyle bir evrende yaşıyoruz ki, potansiyelimizi açığa çıkarmak için kendimiz ile kurduğumuz ilişki aslında evrensel bir görev. Yavaş yavaş kendini keşfeden bir insanın en küçük halkadan başlayarak en büyük halkaya doğru yaydığı titreşimler, kendisinin öngörmediği birçok etkiye de vesile oluyor. Çünkü her birimiz aslında aynı özü taşıyoruz ve öze dokunan her cesur adım, diğer tanıklık edenlerde de aynı yerlere dokunup çoğalıyor.

Kendimi tanıma ve kendimde değişimi tetikleme yolculuğum, gelen talepler sonrası, topluma hizmet etme değerim ile bağlantılı olarak koçluğa çıktı. Başlangıçta ismini koçluk diye direk koyamadığım bu yolculukta kafa karışıklığı yaşadığımı, ön yargılar ve sabotörler içinde bir süre yüzdüğümü itiraf etmeliyim. 

İnsanların potansiyellerine dokunmalarına ve kendilerinde değişimi tetiklemelerine nasıl vesile olabilirim? Bu işin adı nedir? Eğitimi nereden alınır? Meslek etiği ve hukuki kuralları nelerdir? Bunlar, hayati sorularım oldu.

Uluslararası platformda ICF gibi dernekler, bu durumu dikkate almış, koçluk mesleği, mesleğin işlev ve katkıları hakkında toplumda farkındalığı yükseltmek ve üye koçların etkinlik ve yetkinliğini artırmak için çalışıyorlar. (1) ICF’in sitesine ulaşmak bile, aklımdaki birçok soru için yeterli cevabı bulmamı sağladı. Değişik koçluk ünvanları için getirilen gereklilikler, nasıl bir ciddiyet ile konunun ele alındığını, kriterlerin neler olabileceğini ve en iyi hizmetin nasıl verilebileceğini fark etmemi sağladı. 

ICF web sitesinde akredite eğitim kurumlarının bir listesini veriyor (2) böylelikle onlardan birini tercih edip eğitime başlıyorsunuz. Her okulun eğitim modeli, süresi ve kabul gereklilikleri birbirinden farklı. Nasıl bir eğitimden geçmek istediğimi, ne kadar bütçe ve zaman ayırabilecek olduğumu belirleyip bu kurumlardan kendime bir ‘ilk üç listesi’ yapmak iyi bir başlangıç oldu. Ardından bu üç eğitim kurumu ile görüşmeler talep ettim, her biri de oldukça ilgili ve alanında bilgi ve tecrübe sahibi kurumlardı. Aralarından CTI (3) tercihim oldu.

Eğitim kurumunu seçmenin çok şahsi bir yolculuk olduğunu belirtmeliyim. Bu akredite kurumların hepsinin belli incelemelerden geçirildiğine ve mesleğe doğru isimler kazandırdığına şüphe yok ancak hangisinin sizin için en ideal olduğunu ancak en iyi siz hissedersiniz. Ben belki de yeni bir online eğitim sürecini tamamlamanın zorluklarının bilinciyle ve bir okul ortamına bu nedenle duyulan özlemle, öncelikle bulunduğum şehirde şubesi olan, tıpkı bir okul gibi gidilebilecek, diğer koç adayları ve eğitmenlerle temasta olunabilecek bir yer tercih ettim. Sonrasında ise sadece teori anlatmayan uygulama da öğreten, sol beyin kadar sağ beyini de programına almış (sezgiyi de kullanan), her insanın potansiyeline saygı duyan bir eğitim modeli hedefledim. CTI’in bu alanda beklentilerimi karşıladığını netlikle söyleyebilirim.

CTI’da 6 aylık bir Co-active model eğitimi var ancak üzerine bir 6 ay daha okuyup tecrübe kazanıp kendinizi daha da geliştirebiliyorsunuz. Aldığınız eğitim süreleri ve koçileriniz ile tecrübe ettiğiniz saatler de ICF’de değişik kategorilerde ünvan kazanmanız için size yardımcı oluyor. Uluslararası standartların oturtulması için bence oldukça etkili bir yöntem.

Henüz standartlar oturmadığı için, karşınıza her alt yapıdan bir koç çıkabilir bu dünyada. Meslektaşlarım arasında, birçok üniversite ve farklı koçluk okullarında eğitimini tamamlamış olanlar olduğu gibi koçluğu tamamen bir iki saatlik sertifika programları ve sezgilerinin gücüyle yapanlar da mevcut. Ve şu ana kadar ki tecrübem, her türlü de oldukça başarılı koçların çıkabildiği yönünde.

Eğitimler sürerken aklımdaki başka diğer sorular da yukarıdaki gibi yanıtlanmış oldu geriye ise koçluk mesleğinin hukuki çerçevesi kaldı. Bir koçun ya bir şirkete bağlı çalışan olarak ya da kendi şirketinde ya da serbest meslek ruhsatı/lisansı ile bu işten para kazanıyor olmasının gerekliliğine inandım, kendi yolculuğum için. Bu da yeni bir araştırma sürecini beraberinde getirdi çünkü her ülkenin hukuku kendisine özel. Dubai’de yeni getirilen bir serbest bölge yönetmeliği ile koçlara serbest meslek lisansı verilmeye başlandığını öğrendim ve bu gelir sağlayacağım bir işi hukuki bir çerçevede yürütmek için kendi adıma en ideal yöntemdi. 

Sıraladıklarım bu koçluk yolcuğuna başlamadan önce ve yolda ilerler iken içsel sorgulamalarım ve cevaplarımdı. Lakin bu kadarı ile bitmiyor bir de dışarıda yanıtlanması gereken sorunlar var o da koçluk mesleğinin ne olduğuna dair toplumun da çok bilinçli olmaması. Yaşam koçluğu genelde, basketbol koçları, kişisel spor eğitmenleri ve sağlık koçları ile karıştırılıyor. Bu yazılış benzerliği sorunu aşıldıktan sonra ise montörler ve terapistler ile -çalışılan alan benzerliği itibari ile- karıştırılıyor ki kanımca bu her üç meslek grubuna da haksızlıktır. Bu alanlardaki ayrıma ilişkin genel bilgiye, ICF internet sitesi üzerinden ulaşabilirsiniz. (3)

Ben koçluk yolculuğuma emekleye emekleye hala bir öğrenci olarak devam ederken yazımı bir küçük ışık olması dileğiyle ICF Türkiye’nin koçluk tanımı ile noktalayayım, ilerleyen günlerde bu konuya farklı boyutlardan yine döneceğim.

“ICF tarafından koçluk, günümüzün belirsiz ve karmaşık ortamlarında özellikle önemli olan, kişisel ve mesleki potansiyeli en üst düzeye çıkarmak için ilham veren, düşünmeye teşvik eden ve yaratıcı bir süreçte müşteri ile ortaklık ilişkisi olarak tanımlanmaktadır.” (4)

  • https://coachfederation.org/
  • https://coachfederation.org/icf-credential/find-a-training-program
  • https://coactive.com/
  • http://www.icfturkey.org/kocluk-hakkinda/profesyonel-kocluk-nedir/
  • http://www.icfturkey.org/kocluk-hakkinda/kocluk-mesleginin-farki-nedir/