Bütün engelleme çabalarına rağmen, geçtiğimiz yıl 11 Kasım’da Özbekistan’ın Semerkant kentinde yapılan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları 9. Zirve Toplantısı’nda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), teşkilata “Gözlemci Üye Ülke” olarak kabul edilmişti. Bu kabul, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası arenada tanınması açısından çok önemli bir adımdı.Kurulduğu 1983 yılından bu yana yalnızca Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) üye ve gözlemci üye olan devletler tarafından, dolaylı olarak tanınmış oluyordu.
6 Şubat’ta yaşadığımız büyük deprem felaketi sonrasında, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in çağrısıyla 16 Mart 2023 tarihinde, “Afet-Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım” gündemiyle, Ankara’da toplanan Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Olağanüstü Zirvesi’nde KKTC, “Gözlemci Üye Ülke” olarak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından temsil edildi.
Bütün engelleme çabalarına rağmen, geçtiğimiz yıl 11 Kasım’da Özbekistan’ın Semerkant kentinde yapılan Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) Devlet Başkanları 9. Zirve Toplantısı’nda, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC), teşkilata “Gözlemci Üye Ülke” olarak kabul edilmişti. Bu kabul, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin uluslararası arenada tanınması açısından çok önemli bir adımdı.
Kurulduğu 1983 yılından bu yana yalnızca Türkiye Cumhuriyeti tarafından tanınmış olan Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti, Türk Devletleri Teşkilatı’na (TDT) üye ve gözlemci üye olan devletler tarafından, dolaylı olarak tanınmış oluyordu. BM onaylı Zürih ve Londra anlaşmalarının “Kıbrıs, Türkiye’nin üye olmadığı bir topluluğa üye olamaz” ve AB Anayasası’nın “Sınır sorunları olan bir ülke topluluğa üye yapılamaz” hükümlerinerağmen, Rumları, Kıbrıs’ın tamamını temsilen birliğe üye yapan AB’nin büyük bir telaşa kapılmasının nedeni buydu. KKTC’nin kurulduğu 1983 yılından bu yana, Kıbrıs Türklerinin yurtdışı seyahatlerinde GKRY pasaportu kullanmaları kabul edilebilir bir durum değildi.
“Gözlemci Üye Ülke” olarak kabul edilmesi sonrasında TDT Genel Sekreterliği ile olan ilişkilerini giderek geliştiren KKTC, 15 Mart’ta Ankara’da gerçekleştirilen TDT Dışişleri Bakanları Konseyi Toplantısı’nda, Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu tarafından temsil edilmişti.
6 Şubat’ta yaşadığımız büyük deprem felaketi sonrasında, Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in çağrısıyla 16 Mart 2023 tarihinde, “Afet-Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım” gündemiyle, Ankara’da toplanan Türk Devletleri Teşkilatı Devlet Başkanları Olağanüstü Zirvesi’nde KKTC, “Gözlemci Üye Ülke” olarak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından temsil edildi.
KKTC ARTIK “GÖZLEMCİ ÜYE ÜLKE”
Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in, Kazakistan Cumhurbaşkanı Kasım Cömert Tokayev’in, Özbekistan Cumhurbaşkanı Şevket Mirzİyoyev’in, Kırgızistan Cumhurbaşkanı Sadır Çaparov’un, TDT’nın gözlemci üyesi olan KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın, Macaristan Başbakanı Viktor Orban’ın ve Türkmenistan Halk Maslahatı Başkanı Gurbanguli Berdimuhamedov’un önderliğinde seferber olan kardeş ülkelerin sergiledikleri bu dayanışma örneği, bizlerin yarınlara daha güvenli bakmamızı sağlamıştır.
“Afet Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım” temasıyla toplanan TDT Olağanüstü Zirvesi, ortak tarih ve kültürü paylaşan kardeş devletler açısından olduğu kadar, bölgesel ve küresel barış açısından da önemli bir olaydı.
“Afet Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım” gündemiyle toplanan TDT Olağanüstü Zirvesi, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmasında KKTC’ye de değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “KKTC’nin aramıza katılmasıyla aile meclisimiz daha da güçlendi. Kıbrıs Türk halkına desteğimizi somutlaştırdık. KKTC’nin tanınması ve Kıbrıs Türk halkının maruz kaldığı izolasyonların kaldırılması için vermiş olduğumuz mücadeleyi sürdüreceğiz” dedi.
Erdoğan’ın konuşmasının ardından TDT üye ve gözlemcilerinin Türkiye’deki yardım faaliyetlerine ilişkin video gösterimi yapıldı ve depremde hayatını kaybedenler için saygı duruşunda bulunuldu.
Saygı duruşu sonrasında, konuk liderler, Aksakallar Konseyi Başkanı Binali Yıldırım ve TDT Genel Sekreteri Kırgızistan'ın Ankara Büyükelçisi Kubanıçbek Ömüraliyev, birer konuşma yaptılar.
“HALKIMA UYGULANAN İNSANLIKDIŞI İZOLASYONUN KALDIRILMASINI İSTİYORUM”
Cumhurbaşkanı Tatar: Yeni bir dünya düzeninin kurulmaya çalışıldığı, kartların yeniden dağıtıldığı bir süreçte, 9 kardeş ülke liderinin Ankara’da biraraya gelerek oluşturdukları bu tablo, arka planında binlerce yıllık ortak tarihi barındıran yeni bir güç odağının oluştuğunu ortaya koyması açısından da tarihi bir olaydı. KKTC’nin, “Gözlemci Üye Ülke” olarak Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından temsil edilmesi de, bizim açımızdan ayrıca önemliydi.
KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, olağanüstü zirvede yaptığı konuşmada, ülkesinin bağımsızlığını koruma ve eşit egemenlik konusunda ne kadar kararlı olduğunu bir kez daha duyurmuş oldu.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar olağanüstü toplanan zirvede yaptığı konuşmasına, KKTC halkı adına devlet başkanlarını selamlayarak ve KKTC olarak soydaşları ile birlikte böylesine önemli bir etkinlikte bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.
Türkiye’de 6 Şubat’ta yaşanan deprem felaketinden duyduğu üzüntüyü paylaşan Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin depremin hemen ardından diğer ülkeler gibi imkânları çerçevesinde ilgili kurumlardan uzman personeli olabildiğince hızlı bir şekilde bölgeye gönderdiğini, halkın da gönlünden kopan yardımları gönderdiğini anlattı. Cumhurbaşkanı Tatar, TDT üye devletleri de dahil olmak üzere onlarca devletin Türkiye’nin yardımına koştuğunu belirterek, bunu Türkiye Cumhuriyeti’nin uluslararası alanda kurduğu ilişkilerin ne kadar sağlam olduğunun göstergesi olarak değerlendirdi.
“TÜRKİYE CUMHURİYETİ YARALARINI EN KISA ZAMANDA SARMAYA MUKTEDİR YÜCE BİR DEVLETTİR”
KKTC’nin Doğu Akdeniz’deki Türk varlığının, Türk Dünyası’nın hak ve çıkarlarının temsilcisi ve yılmaz bekçisi olduğunu da vurgulayan Cumhurbaşkanı Tatar, “Afet-Acil Durum Yönetimi ve İnsani Yardım” temasıyla yapılan Türk Devletleri Teşkilatı Olağanüstü Zirvesi’nde yaptığı konuşmasında satır başlarıyla şunları söyledi:
“KKTC’nin resmi olarak tanınması ve halkıma uygulanan insanlık dışı izolasyonun kaldırılması çağrısı, inanıyorum ki siz üye devletler tahtında da büyük önem taşımaktadır”
“KKTC Doğu Akdeniz’deki Türk varlığının, Türk dünyasının hak ve çıkarlarının temsilcisi ve yılmaz bekçisidir”
“Müktesep haklarımızı, müktesep eşitliğimizi kabul etsinler, sonra gelsinler masaya oturalım ve bu sorunu çözelim”
“Bizim varlık mücadelemiz Kıbrıs Adası’ndaki Türk varlığını yok sayanlara karşıdır.”
“Asrın felaketinde on binlerce soydaşımızı ne yazık ki kaybettik. Sayın Cumhurbaşkanı nezdinde, yüce Türk Milleti’ne geçmiş olsun derken, hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet, yaralılarımıza acil şifalar ve acılı ailelere de sabırlar diliyorum. Bu depremde biz de vatandaşlarımızı kaybettik. Gazimağusa Türk Maarif Koleji’nden ülkemizi temsilen turnuvaya katılmak üzere Adıyaman’da bulunan iki takımımızı, Şampiyon Meleklerimizi, onların değerli hocalarını, çocuklarıyla birlikte orada bulunan aileleri kaybettik. Bunun yanında depremin etkilediği bölgelerde bulunan insanlarımızı ve vatandaşlarımızın yakınlarını kaybettik. Bu çok büyük bir acıdır, yitirdiğimiz tüm canlara Allah’tan bir kez daha rahmet diliyorum. Hepimizin başı sağ olsun.”
“Türkiye Cumhuriyeti yaralarını en kısa zamanda sarmaya muktedir yüce bir devlettir. Bu çabalarında, şüphem yoktur ki, bizler KKTC olarak ve hepimiz Türk Devletleri Teşkilatı’nı oluşturan ülkeler olarak, Türkiye Cumhuriyeti’yle dayanışma içerisinde üzerimize düşen ne varsa tüm imkanlarımızı seferber ederek yerine getireceğiz. Deprem felaketinin yaralarının sarılmasına yoğun şekilde devam ettiği bu günlerde düzenlenen bu zirve hem zamanlama hem de dayanışmanın arttırılması açısından bize göre çok önemlidir.”
“DEPREM BİZLERE HER AN HAZIRLIKLI OLMAMIZI HATİRLATTI
Cumhurbaşkanı Tatar, 6 Şubat depreminin kendilerine her an doğal afetlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğini hatırlattığını kaydederek, depremle karşı karşıya kalınması halinde bunun zararlarının en aza indirilebilmesi için nelerin yapılması gerektiğini bilim ve kurumsal hafızayla belirlenmesinin önemine vurgu yaptı:
“Halkımızın bekası, ülkemizin savunması ve her türlü doğal afete karşı verilen mücadelenin ne denli önemli olduğunu, yaşadığımız felaketle bir kere daha idrak ettiğimiz bu dönemde etkili, yeterli, eğitimli ve bilinçli hizmet sunan, hayat kurtarma görevinde, teknolojiyi ve dünyayı yakından takip eden, her olasılığa hazır, her koşulda aktif, hızlı ve sistemli bir çalışma mekanizmasına sahip olmanın önemi bir kez daha ortaya çıkmıştır. Deprem bizlere her an doğal afetlere karşı hazırlıklı olunması gerektiğini hatırlattı.”
Afet ve acil durum yönetimi alanında yapılacak iş birliği ile yaşanacak söz konusu durumlarda Türk dünyasının daha yakın bir ilişki kuracağına inanç belirten Cumhurbaşkanı Tatar, KKTC’nin Birleşmiş Milletler ve Avrupa Birliği çatısı altına oluşturulan benzer insani girişimlerden haksız siyasi gerekçelerle dışlandığına işaret etti ve TDT çatısı altında böylesi hayati bir girişimin parçası olmaktan onur duyduğunu vurguladı.
Cumhurbaşkanı Tatar, Olağanüstü Zirve ile yapılan girişimle Türk coğrafyasında yaşanması muhtemel afetlere karşı koordineli ve etkin iş birliği sağlanması ile birbirlerine gönül bağı ile bağlı olan halkların zor zamanlarda da soydaşlarının yanında olabilmesine imkan sağlanmasını temenni etti.
Ankara’daki olağanüstü zirveye KKTC Cumhurbaşkanı Ersin Tatar'ın yanı sıra, KKTC Dışişleri Bakanı Tahsin Ertuğruloğlu, KKTC Anakara Büyükelçisi İsmet Korukoğlu, KKTC Cumhurbaşkanı Özel Danışmanı Gökhan Güler ile KKTC Cumhurbaşkanlığı ve KKTC Dışişleri Bakanlığı üst düzey yöneticileri katıldılar.