Muhammet Ceyhan
Stratejik araştırma merkezi / Orta Asya uzmanı
Mayıs sonunda Kazakistan’da dünya ve geleneksel din liderlerinin IV.Kurultayı çalışmalarına başlayacaktır.
Kazakistan, dünyanın emsalsiz ülkelerinden biridir. 16 milyon kişi nüfuslu ülkede 42 din ve mezhep temsil edilmekte ve yaklaşık 4,5 bin dini birlik başarıla faaliyet göstermektedir. İnanç farklılığına bakılmaksızın ülkede barış ve birlik hâkimdir. Ve günümüzde Kazakistan’ın dinlerarası ve uluslar arası hoşgörülüğü koruma alanındaki başarılı deneyimi diğer ülkelerde uygulanmaktadır.
2003 yılında Kazakistan’ın başkenti Astana dünya dinleri liderlerinin üst düzey buluşma yeri olmuştur. O dönemde İslam ve Müslüman olmayan dünya temsilcileri arasında artan gerilim ortamında benzer etkinliğin yapılmasına gereksinim duyulmuştur. Gerilimin başlıca nedeni “El Kaide” tarafından organize edilen terör eylemleri olmuştur.
Genel anlamıyla, birinci kurultay farklı din temsilcilerinin bir fincan çay yudumlarken konuşabilmelerinin yanı sıra değerlerin birleşme noktalarını bulabilecekleri, bazı konularda müzakere edebilecekleri arena olmuştur. Bu kurultayın sonunda tüm katılımcılar: “din adına yapılan aşırıcılık, terör ve diğer zulüm şekillerinin gerçek din anlayışı ile herhangi bağlantısının olmadığı, insanlık için tehdit oluşturduğu ve dolayısıyla kınanması gerektiğini” vurgulamıştır.
Din liderlerinin müteakip buluşmaları teologların zirvesi olmaktan çıktığını göstermektedir. Daha ziyade, esas konunun din liderlerinin barışı tesis etme süreçlerindeki rolünün müzakere edildiği siyasi rauntlar halini almıştır. Örneğin, İslam ve Musevilik arasındaki barışçıl diyaloglara rağmen İsrail ve Filistin’in dini temsilcileri karşılıklı sitem ve suçlamalardan kaçınamamaktadır. Tüm kurultayların çalışmaları sırasında söz konusu ülkelerin din adamları bir birlerine birkaç metreden öteye yaklaşmamış, masa başında ise farklı uçlarda oturmayı tercih etmişlerdir.
Planlanan Kurultayın konusu : “İnsanlığın seçimi barış ve birlik”. Tematik bloklardan biri “Din ve çok kültürlülük” olarak belirlenmiştir. Avrupa sınırlarındaki çok kültürlülüğün krizini uzun zaman önce dile getirmiştir. Ve bu konu çerçevesinde halkların ulusal birliği, çok kültürlülük ideolojisi ışığında kendi kendilerini tanımlama ve gelişim konularının görüşülmesi öngörülmektedir.
Elbette ki, karşılıklı suçlamaların kaçınılmaz olacağı önceden kestirilebilmektedir. Örneğin, Hıristiyan temsilcileri Avrupa’daki sayısız “Hicap skandalları” sırasında İslam ülkelerine gidenlerin bağlayıcı kıyafet tarzına riayet edilmesi örneklerini göstererek, İslam taraftarlarını “bulundukları ülkenin geleneklerine riayet etmeye” davet etmiştir. Müslüman liderler ise muhtemelen Avrupalılara inanç özgürlüğü ile ilgili vazgeçilmez demokratik şart ve dolayısıyla da dini kıyafet seçimindeki özgürlüğü hatırlatacaktır.
Kadın konusu da din adamlarının müzakere edeceği konulardan biri olarak önerilmektedir. Kurultay organizatörleri kadının aile ve toplumdaki rolünün, ayrıca kadının ulusun, dünyanın geleceği için sorumluluğunun, ayrıca kadın ve kadın örgütlerinin kültürlerarası ve dinlerarası birliğin sağlanması alanındaki görevlerinin görüşülmesini teklif etmektedir.
Her şeye rağmen, buluşmanın temel konusunu din liderlerinin dünyada kalıcı barışın sağlanmasındaki rolü oluşturacaktır. Kazakistan’ın önayak ettiği ve ülkenin başkentinde düzenlenen dünya ve geleneksel din liderleri Kurultayı alanının artan popülerliği ekonomik olarak istikrarsız dünyada dinin kilit faktör olduğunu göstermektedir. Bu gün dünya fiilen dinin dünyevi çıkarların gerisine atıldığı XX.yüzyılın hatalarını düzeltmek ve farklı dinler arası diyalog vasıtasıyla yeniden barış içinde yaşamayı öğrenmek zorundadır.