Türkiye Emekli Subaylar Derneği TESUD’un ve Kıbrıs Gazileri Derneği’nin İstanbul şubeleri, Kıbrıs’ta Rumların soydaşlarımızı yok etmek için 21 Aralık 1963’te başlattıkları ve tarihe KANLI NOEL olarak geçen katliamı, her yıl, Aralık ayı son haftasında düzenlediği etkinliklerle anmaktadır. 

21-22 Aralık 1963’te, Kıbrıs’ta, Türk varlığını yok etmeyi hedefleyen bir katliam yaşanmıştı. Tarihe “KANLI NOEL” olarak geçen bu soykırıma yönelik katliamla Rum EOKA çetesi, tarihte hiçbir zaman Helen adası olmamış olan Kıbrıs’ı Yunanistan’a bağlamayı, ENOSİS’i hedefliyordu. 

Türkiye’nin çeşitli müdahalelerine rağmen adanın Türk yerleşim birimlerinde kundaktaki bebekten 80’lik yaşlılara kadar pek çok masum insan katledildi, toplu mezarlara gömüldü.  Kıbrıs Türkü, bütün çaresizliğine rağmen direndi, Anavatan’ın da desteği ile TMT çatısı altında teşkilatlanarak varlığını korumaya çalıştı.  Kıbrıs Türkleri, “KANLI NOEL”’e uzanan süreçte çok acılar yaşadı, ama bu süreçte tarihlere geçecek bir direniş destanı yazdılar.  

Rumlar çaresizlik içinde Toros Dağları’nın sülietine bakıp imdat bekleyen Türklerle dalga geçiyorlardı: “Bekledim de gelmedin..” 

Kıbrıs Türkü’nün imdat çağrısına Anadolu Türkü 24 Temmuz 1974 sabahı ses verdi: “Bir gece ansızın gelebilirim!”

KANLI NOEL’İN 56. YILI

Bu yıl da KANLI NOEL’in 56’ncı yılı, Kadıköy’de Kozzy Kültür Merkezi’nde düzenlenen geniş katılımlı bir etkinlikle anıldı. 

Geniş katılımla gerçekleştirilen etkinliğe, Kıbrıs gazi ve mücahitlerinin yanı sıra KKTC Başbakanı Sayın Ersin TATAR da katıldı ve Kıbrıs davamızın Türkiye ve Kıbrıs Türkleri açısından önemini vurgulayan bir konuşma yaptı.   

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’mızın okunmasının ardından, Türkiye Emekli Subaylar Derneği İstanbul Koordinatörü E.J.Tuğg. Ümit YILMAZ’ın açış konuşması ile başlayan törende, Kanlı Noel’e ilişkin anılar ve son gelişmeler paralelinde yaşanan gelişmeler anlatıldı.  

E. Tümgn. Cumhur Evcil’in başkanlığında gerçekleştirilen panelde,  Mücahitler Derneği Genel Sekreteri Çetin SEREZ ve TMT Mücahitler Derneği Gençlik Kolu Başkanı Veli Koreli, KANLI NOEL’e ilişkin anılarını ve görüşlerini dile getirdiler.  

Panelin ardından E.Tümg. Cem GÜRDENİZ, grafik yansılar eşliğinde, Mavi Vatan’daki son gelişmeleri anlattı.

Etkinliğin şeref konuğu KKTC Başbakanı Ersin TATAR da, yaptığı heyecanlı ve duygusal konuşmada, Anadolu Türkleri ile Kıbrıs Türklerinin tarih boyunca aynı kaderi paylaştıklarını ve bugün, her zamankinden daha fazla bir dayanışma içinde olmaları gerektiğini söyledi. 

CUMHUR EVCİL PAŞA, KOD ADI “ZAFER BEY”

KANLI NOEL’in 56 yılını anma etkinliğinde paneli yöneten E. Tümgn. Cumhur EVCİL,  ZAFER BEY kod adıyla, 1974 öncesinde Kıbrıs Türkü’nü örgütleme çalışmaları içinde olmuş, Türk Mukavemet Teşkilatı’na bağlı olarak kurduğu MOHAÇ AKINCILARI kahramanlarıyla inanılmaz başarılar gerçekleştirmişti. Derme çatma silahlarla Kıbrıs Türkü’nü korumaya çalıştıkları o karanlık günlerde Rumlar, “Bekledim de gelmedin” şarkıları söylerken MOHAÇ AKINCILARI’na söz vermişti Cumhur Paşa: “Birgün Türk ordusu mutlaka gelecek ve ben o gece elimde MOHAÇ AKINCILARI flamasıyla atlayacağım uçaktan..”  

Ve sözünü tutmuştu Cumhur Paşa, 20 Temmuz 1974 gecesi paraşütünü açıp atladığında, elinde MOHAÇ AKINCILARI flaması vardı.. “Şu Çılgın Türkler” kitabına gururla eklenecek şanlı bir direniş hikayesiydi Cumhur Paşa’nın Kıbrıs’ta başardıkları..

KKTC Başbakanı Ersin TATAR da yaptığı konuşmada, “Ne mutlu bize ki, Cumhur EVCİL Paşa gibi fedakar, askerlerimiz var. Cumhur Paşa’yı tanımış olmaktan gurur duyuyorum” diyordu.

Cumhur Evcil Paşa, başkanlığını yaptığı paneldeki konuşmasında,  21 Aralık 1963 gecesi, Rumların savunmasız Kıbrıs Türküne saldırmasıyla Akritas Planı’nın uygulamaya konulduğunu ve 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı yapılana kadar Ada Türklerinin soykırıma varan katliamlarla yok edilmeye çalışıldığını anlattı ve o dönemde Rumların, Kıbrıs Türkü’ne yaptıklarını hiçbir zaman unutmamamız gerektiğini belirterek şöyle dedi: 

“Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’i paylaşma gayretlerini uzun bir süredir sadece seyrettiği zannedilen T.C.’nin, Crans Montana’dan sonra başlayan aktif tutumlarının, özellikle KKTC’de Sn. Ersin TATAR’ın başbakanlığı ile başlayan yeni dönemde etkili olmaya başladığını memnuniyetle izliyoruz.  

Artık araştırma ve sondaj gemilerimiz ve donanmamız; Rum-Yunan ikilisinin hak ve hukukumuzu gasp etmek peşinde koştuğu Mavi Vatan’da görev başındalar.” 

 “…Türkiye; geçtiğimiz günlerde, Libya ile Deniz Yetki Alanlarını sınırlandırma anlaşması yaparak Rum-Yunan ikilisinin Doğu Akdeniz’i paylaşma planlarına karşı önemli ve etkili bir atak yapmıştı. Şimdi de Kıbrıs’ta Geçitkale Hava Alanına insansız hava araçlarını (İHA) konuşlandırarak hem Rumlara misilleme yapmış hem de İHA’ları silahlandırabilme kabiliyeti ile bölgede stratejik yeni bir atağı da başlatmıştır.  

Aslında bu önemli atakların, KKTC’de Sn. Ersin TATAR’ın başbakanlık döneminin hemen ardından, Türkiye ile çok daha ileri seviyede yakın bir işbirliğinin katkısı olduğunu değerlendiriyorum.”

EVCİL Paşa’nın ardından, Mücahitler Derneği Genel Sekreteri Çetin SEREZ ve TMT Mücahitler Derneği Gençlik Kolu Başkanı Veli KORELİ, KANLI NOEL’e ilişkin anıları ile görüşler dile getirdiler.

E. TÜMAMİRAL CEM GÜRDENİZ: MAVİ VATAN’A SAHİP ÇIKMALIYIZ

Emekli Tümamiral Cem GÜRDENİZ, özenle hazırlanmış grafik yansılar eşliğinde yaptığı iki bölümlü konuşmasında, hem KANLI NOEL’i hem de son gelişmeler paralelinde Türkiye’nin jeopolitiğini, Mavi Vatan’ı anlattı. Emekli Tümamiral GÜRDENİZ’in sunumunun satırbaşları şöyleydi:  

“Kıta sahanlığımıza sahip çıkmazsak, yüzde 75 olan açık deniz alanımız yüzde 49’a ve Yunanistan’ın karasularını 12 mile çıkarması durumunda da, yüzde 20’lere düşüyor. 21’nci Yüzyıl’da gündemimizde olacak sorunları şöyle sıralayabiliriz:

• Denize çıkışı olan sözde Kürdistan, 

• Mavi Vatan’ımızdan 150 bin kilometrekare çalınması,

• KKTC’nin ve oradaki askeri varlığımızın sonlandırılması.” 

“…Türkiye Doğu Akdeniz’deki hak ve çıkarlarına sahip çıkmaz, AB ve ABD’nin dayatmalarına boyun eğer ve Meis Adası yüzünden Antalya Körfezi’ne hapsolursa, Akdeniz’in dip zenginlikleriyle birlikte, kabaca 150 bin kilometrekare alan kaybeder. AB tüm resmi dökümanlarında Türk deniz yetki alanlarını kısıtlı yayınlamaya devam etmektedir.” 

Doğu Akdeniz’de tehdidin giderek büyüdüğüne dikkat çeken Emekli Tümamiral GÜRDENİZ, bu konudaki gelişmeleri şu başlıklarla özetledi:

• 1991-2004 Çekiç Güç ve ilk sismik denemeler,

• 1 Mart Tezkeresi’nin reddi ve ardından Annan Planı’nın gündeme gelmesi, Fransa’nın GKRY ile üs anlaşması imzalaması

• Kumpas davaları (2007-2014)

• 15 Temmuz 206 darbe teşebbüsü,

• Şubat 2018 (Dolar operasyonu)”

“…14 Ocak 2018’de Kahire yapılan Doğu Akdeniz Doğalgaz Forumu’nda biraraya gelen Mısır, GKRY, İsrail, Ürdün, Filistin ve İtalya’nın enerji bakanları seviyesinde gerçekleştirdikleri toplantı, bölgedeki doğalgaz kaynaklarının geliştirilmesi konusunda işbirliğini amaçlıyordu. 

Kıbrıs’ın kuzeyindeki bağımsız Türk varlığı, Ege ve Doğu Akdeniz’deki deniz jeopolitiği ile yakından ilişkilidir.” 

Emekli olmasına rağmen yüreğinde yanan vatan ateşinin giderek yükselmesinden aldığı güçle araştırma ve çalışmalarını sürdüren, MAVİ VATAN savunmasıyla Ege ve Doğu Akdeniz’deki haklarımıza sahip çıkmamızı sağlayan dökümanlar üreten ve Akdeniz’in karşı yakasındaki Libya ile komşu olduğumuzu hatırlatan Emekli Tümamiral Cem ERDENİZ gibi komutanlarımızı saygıyla selamlıyoruz.   

BAŞBAKAN TATAR: “KIBRIS DAVASI KİMSENİN ŞAHSİ GÖRÜŞÜNE BIRAKILAMAZ”

KKTC Başbakanı Ersin TATAR da, törende yaptığı duygusal ve heyecanlı konuşmada, son gelişmelerin ışığında Kıbrıs’ın, Türkiye ve Kıbrıs Türkü açısından önemini vurguladı. 

Gençlik döneminde 10 yıl kadar İstanbul’da yaşadığını, Kıbrıs Türk Kültür Derneği Başkanı olarak yaptığı çalışmalar sırasında Cumhur EVCİL Paşa’yı tanıdığını anlatan Başbakan TATAR, “Cumhur EVCİL Paşa 1963’te TMT kurulurken de oradaydı, 1974 Barış Harekatı’nda da oradaydı, şimdi de her fırsatta oradadır. Kendisine minnet duygularımı ifade etmek istiyorum. 

Kıbrıs davamıza hizmet edenleri saygıyla anmak, vefa göstermek boynumuzun borcudur. 21-21 Aralık, Mücadele ve Şehitler Haftası’dır. Her yıl Kıbrıs’ta şehitlerimiz ve gazilerimiz için törenler düzenlemektedir. Geçen gün Ayvasıl’daydık. Orada, 1963’lü yıllarda insanların canlı canlı mezarlara nasıl gömüldüklerini canlı şahitlerden dinledik. Bu anılar, düzenlenen törenlerde anlatılmaktadır, anlatılacaktır. Çünkü Kıbrıs Türkü yaşananları unutmayacaktır ve unutmaması gerekmektedir. 

Şehitlerimizi bir kez daha rahmetle anarken ben, Cem GÜRDENİZ komutanıma da özellikle teşekkür etmek istiyorum. Mavi Vatan kavramlarını geliştiren, bu kavramları paylaşan ve Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin geldiği aşamada ne kadar da isabetli ve ne kadar da doğru bir politikanın ortaya çıktığını ve haliyle Türk milletinin bu çağda, bu coğrafyada güvenli bir şekilde yoluna devam edecekse, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetine de sahip çıkmamız gerektiğini söylüyorlar. Bu kavramlar, bu strateji giderek daha başarılı bir şekilde ortaya çıkmıştır. 

Sayın Cumhurbaşkanımız, bu stratejinin bir gelişimi, bir hamlesi olarak, dün Tunus’taydı. Doğu Akdeniz’deki bu zenginliklerin paylaşımında, hak ve çıkarlarımızın korunmasında, ilk önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti ile imzalanan ruhsatlandırma faaliyetleri, ardından Libya ile yapılan anlaşma Rum-Yunan ikilisinin ezberini bozmuştur. Çünkü, Rum-Yunan ikilisi, Kıbrıs’ta yaptıklarından sonra Ege’de yaptıklarından sonra şimdi de haksızca ve uluslararası hukuku çiğneyerek Doğu Akdeniz’deki, Mavi Vatan’daki haklarımızı ve çıkarlarımızı gaspederek kendi politikalarını yürütmeye çalışıyorlar.” 

“…Şehitlerimizi ve gazileri rahmet ve saygıyla anarken onların ödedikleri bedeller sayesinde bugünkü kazanımlar elde edilmiştir. Şöyle bir söz vardır, ‘Bedel ödemeden hiçbir şey kazanamazsınız.’ Eğer Kuzey Kıbrıs Tür Cumhuriyeti Devleti varsa, ve bu devletimiz sayesinde Doğu Akdeniz’in derinlerindeki hidrokarbon serveti konusunda biz de hak iddia edebiliyorsak, o noktaya gelebildiysek, Türkiye ile birlikte o bedeli ödeyen şehitlerimizdir, o nedenle bir kez daha ‘Mekanları Cennet olsun’ diyorum.” 

“…Kıbrıs davası kimsenin şahsi düşüncesine bırakılamayacak çok önemli bir davadır. Biz ulusalcılar Kıbrıs’ta, Dr. Fazıl Küçük’ten başlayarak, davaya hizmeti geçen herkesi rahmet ve saygıyla anıyoruz. Çünkü esas mücadeleyi, İngiliz sömürge döneminde Dr. Fazıl Küçük ve arkadaşları başlatmıştır. 

Gençlik günlerimde Mehmet Ali Birant’a Kıbrıs davamızı anlata bir belgesel hazırlatmış ve görüşlerini almak için Denktaş Bey’e göndermiştim. Denktaş Bey beni aradı ve ‘Tatar’ dedi, ‘ben bayrağı Dr. Küçük’ten devraldım; onu da belgeselde belirtmek gerekir’ demişti.” 

Konuşmaların ardından katılımcılara Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti Başbakanı Tatar’a teşekkür plaketleri sunuldu.

TESUD KOROSUNDAN ŞARKILAR VE MARŞLAR 

Kıbrıs Gazisi E.Hv.Plt.Kur.Alb. Aydın ALAGAŞ yönetimindeki TESUD Türk Sanat Müziği Korosu, günün anlamına uygun eserlerden oluşan bir program sundu ve dakikalarca alkışlandı.