Yönümü kaybettiğim zaman ve kendimi hesaba çekeceğim zaman rotamı bir çocuğun gözlerine çeviririm. Benim için huzur bulduğum en adil yerdir.

Tüm canlılarda bence kalbin sıcaklığını hissedebileceğimiz yerler “gözlerdir”. “Çocukların bakışını” esas kabul edip, diğer varlıkları değerlendirebiliriz.

İnsana salt insan olmasından dolayı değer vermenin başlangıç kabul edilmesi gerektiğini düşünüyorum. “Gözlerdeki” parametrelerimiz çocukların bakışı olduğu için, “o bakıştan sapmalar” sizin o canlının sizdeki yaratacağı duygu olacaktır.

Bizi basit anlamda genel geçer” insanı sevin “ romantik çerçeveden reel duruma geçirmek için ve kendi ilişkilerimizi güvenilir, geliştirici olması için rota “çocukların gözleridir”.

Romantik çerçevede çizilen insan figürü aslında biz sistemin dayattığı bir figürdür. En önemli ölçüsü de “değer” kısmından uzaklaştırıp “önemliliği” esas almasıdır. 

Bu durum rotamızın “Çocukların bakışından” uzaklaşıp kapitalizmin insan iradesini en önemli güç ilan etmiş olsa da aslında tanımlanan “kapitalist sistemin yarattığı önemli olma ile çerçevelenmiş iradedir.

Bürokratik, akademik, politik ve burjuva elbiseleri giydirilmiş önemli iradelerdir. Değer kısırlığı taşıyan iradelerdir.

İnsanı bir meta gibi ele alan ve sadece bize “Her insan sevilmelidir” anlayışı eşitlik yanlısı gözükür.

Gerçek durumda ise her insanın eşit olmadığı düşünülünce” bu düşüncenin “eşitsizlik yanlısı olduğu ve bu eşitsizliğin devamından yana bir tutum aldığı düşünülür”.

İnsanın iradesini ele geçiren sistem aslında insanı araç sallaştırmıştır. Bunu çılgınca yapmaktadır.

İnsana salt insan olmasından dolayı değer vermenin başlangıç kabul edilmesi kabul edilebilir durumdur. Sonrasında sessizce derinden verilen algı ”her insanı seveceksinizdir” 

Bu olgunun yaratmış olduğu sosyal ve politik anlayış “ gerçek insanı” görünmez kılar.

Gerçek insanın rotası; adalet, hayvan sever, masumiyetten yana, tarafı mazlumun yanı, ırk renk dil din sormayı kendinde hak görmeyen ve bunun sorulduğu yerde yüzü kızaran, mesleklere göre dostluk basamaklarını tarumar etmiş insandır.

Kısaca derdi; varlıklı değil var olmaya çalışan ve çocukların gözlerinde mahkemesini kurandır.