İŞTE TÜPRAŞ GERÇEKLERİ (I)
M. Kemal SALLI
Aklı eren varsa lütfen yanıt versin. Yenisini kurabilmemiz için en az 5 milyar dolar harcamamız gereken TÜPRAŞ'ı, dünya çapında 8. sırada olan bir petrol rafinerisini 1.3 milyar dolara satmak için çırpınmanın anlamı nedir sizce?
Dünya devi bir şirketin, üstelik de kâr eden bir şirketin Türkiye'nin pörtföyünde bulunmasının kime ne zararı var ki?
Bugüne kadar yaptığımız tüm özelleştirmelerden -masraflar çıktıktan sonra- devletin kasasına kaç kuruş girdi, söyler misiniz?
Tüpraş'ın "satışından" kasamıza bir tek kuruş bile girmeyecek; konsorsiyumdan gelecek para, belki de, özelleştirme idaresi'nin bu iş için görevlendirdiği yabancı danışmanların ücretlerini bile karşılamayacak.
Tüpraş'ın satışı tam bir beceriksizlik örneği.
Tüpraş'ın satışı tam bir peşkeş çekme olayı.
Tüpraş'ın satışı tam bir enayilik!
Tüpraş'ın satışı uluslararası mafyanın Türkiye'nin zenginliklerine el atması olayıdır!
Ayrıntılarına geçmeden önce vereceğimiz küçük bir alıntıda, Tüpraş'ı satmakla kendi kendimizi nasıl kazıkladığımızı açıkça görmek mümkün...
Buyrun birlikte okuyalım ve değerlendirelim..
Özelleştirme İdaresi Başkanı Metin Kilci'ye bir röportajda soruluyor:
"Efremov ortaklığının TÜPRAŞ'ın 1.3 milyar dolarlık özelleştirme parasını bulmakta zorlandığı, bankalardan oluşan konsorsiyum bileşiminin hemen hergün değişmesi nedeniyle, ödemenin yapılamayacağı dedikodusu size de ulaştı mı?"
Kilci'nin yanıtı gözümüzü açmalı:
"Bankalar krediyi alıcı şirketlere değil, Tüpraş hisseleri karşılığı verecekler. Kimin ne kadar kredilibitesi olduğunu bankalar yakından biliyorlar."
Evet, bankalar krediyi alıcı şirketlere değil, Tüpraş'ın hisse senetlerine veriyorlar.
Tüpraş dünya çapında dev bir kuruluş ve de kâr ediyor. O zaman devlet, bu dev şirketi, ne olduğu bilinmeyen tartışmalı şirketlere bizim bankalarımızın açacakları krediler karşılığında satacağı yerde, eldeki hisse senetlerini halka satıp özerkleştirse daha akılcı olmaz mı?
Dünya devi Tüpraş gibi kâr eden bir kuruluşu, bizim mevduatımızla kredilendirip adresi Virgin Adaları'nda bir posta kutusu olan mafyaya satmanın anlamı ne?
ŞAKA GİBİ AMA GERÇEK, DEVLETİN MUHATABI BİR POSTA KUTUSU
Şaka gibi gelebilir, ama gerçek; Tüpraş Özelleştirmesinde korsorsiyuma dahil şirketlerden birinin adresi, vergi cenneti olarak bilinen Virgin Adaları'nda bir posta kutusu!
Bu gerçek aylardır gazetelerimizde yazılıyor, çiziliyor, ama Rekabet Kurulu'nun bunlardan haberi yok(!).
Rekabet Kurulu Başkanı Mustafa Parlak, Ankara 10. İdare Mahkemesi'nin Tüpraş'ın devrine ilişkin yürütmeyi durdurma kararına atıfta bulunarak, "Rekabet ortamı bakımından gerekli incelemeleri yapıp karar verdik. Kurumumun verdiği kararların arkasındayım." diyor.
Mustafa Parlak, Tüpraş gibi dünya devi bir kuruluşun "Üç Kuruşa" satılmasına o kadar gönül vermiş ki, posta kutusu şirketlerine satışın iptal kararına nasıl itiraz edebilecekleri konusunda yol gösteriyor:
"Ankara 10. İdare Mahkemesi Rekabet Kurulu kararına atıfta bulunmakla birlikte, muhatabı Özelleştirme İdaresi'dir. Rekabet Kurulu'nun kararına itiraz merici Danıştay'dır."
Satışın yargıdan döneceğine inanan Petrol-İş Hukuk Müşaviri Gökhan Gündoğan da, "Rekabet Kurulu, Tüpraş'a talip olan konsorsiyumdan yalnızca Kautschuk'a mali ve teknik açıdan değerlendirerek karar almıştır. Oysa değerlendirmenin tam ve sağlıklı olması için, konsorsiyumun diğer ortaklarının durumlarının da incelenmesi gerekir" diyor.
TÜPRAŞ'A TALİP OLAN KONSORSİYUMUN YABANCI ORTAKLARINI TANIYOR MUYUZ?
Peşkeş çekercesine elden çıkarmak için can attığımız Tüpraş'a talip olan konsorsiyumun yabancı ortağı Efremov Kautschuk Gmb H, kağıtüstünde bir Alman-Rus ortak şirketi olarak görünüyor. Fakat Efremov'un asıl sahibi, Rusya Federasyonu özerk Cumhuriyeti Tataristan'ın bir petrol şirketi olan TATNEFT.
Tatneft'in geçmişi, ilişkileri, gelecekle ilgili projeleri tam Nobel'lik bir roman konusu.
Özelleştirme İdaresi Başkanlığı, akıl almaz paralar ödeyerek görevlendirdiği yabancı uzmanlara ilgili şirketlerin bilanço ve gelir durumlarını inceltmesine rağmen, kuruluş yasasındaki şeffaflık ilkesine uymayarak, bu bilgileri milletten gizlemiştir.
TÜPRAŞ'a talip olan konsorsiyumun yabancı ortaklarının ilginç kimliklerini ve ilişkilerini yarın anlatacağız.
KÜPE: Özgürlüğün yolu; bütün dünyaya karşı tek başına bile olsa, kendi inancına bağlı kalmaktır.
Stephane Zweig
Yorumlar