HÜKÜMET TOPLAMAYI HEDEFLEDİĞİ 106 KATRİLYONLUK VERGİNİN DÖRTTE BİRİNİ PETROL VE PETROL ÜRÜNÜ KULLANANLARDAN ALACAK.

Amerika'nın petrolün, petrol ürünlerinin fiatını ekonomik bir silah olarak kullanmak istediği gerçeği giderek netleşiyor.

Son zamanlardaki petrol fiatlarının 60-70 dolarlarda dolaşmasının nedenini, Katrina kasırgasının ABD'nin petrol giriş kapısı Arizona'yı haritadan silmiş olmasına bağlayanlar var, ama bu etki abartıldığı kadar fazla değil.

Petrol fiatlarının 60-70 dolarlarda dolaşıyor olması, dünya petrol üretimi ve pazarlamasının büyük bir bölümünü kontrol eden ABD'li petrol şirketlerinin de ABD yönetiminin de işine gelmektedir. Bu yolla, 89 cente mal ettikleri 1 varil petrolü 60-70 kat kârla satan petrol şirketleri kasalarını doldururlarken, ABD yönetimi de, Çin gibi, petrol üreticisi olmayan rakiplerini ekonomik açıdan kontrol altında tutabilmektedir.

Anımsayanlarınız olacaktır, 70'li, 80'li yıllarda hızla gelişen ve ABD'nin pazarlarına ortak olmaya başlayan Almanya ve Japonya, 1. Körfez Savaşı'nın patlaması sonunda, petrol fiatlarının aşırı yükselmesiyle hız kesmek zorunda kalmışlardı. ABD bu iki rakibini, Irak petrollerini kontrol almtına alarak ve petrol fiatlarını dopingleyerek saf dışı bırakıvermişti.

ABD, bugünlerde, petrol silahını, son 25 yıldan beri hızlı bir tempoyla büyüyen Çin'e ve son 10 yılda "bu yarışta ben de varım" diyen Hindistan'a karşı kullanıyor.

Petrol fiatlarının öngörülen rakamların üzerinde yürümesi, dünyanın en büyük petrol tüketicisi olan ABD'nin ekonomisini olumsuz etkiliyor gibi görünse de, petrol sahibi olmayan ülkeleri daha çok yıpratmaktadır. (Dünyanın yıllık 3.5 milyar ton olman petrol üretiminin yüzde 25.5'ini ABD tüketiyor.)

PETROL FİATLARI BELİRLEYİCİ

Dün olduğu gibi bugün de petrol üretimi ve petrol fiatları dünya ekonomisi ve mali piyasaları üzerinde belirleyici bir rol oynamaya devam ediyor.

Dünyanın stratejik enerji kaynaklarının yüzde 80'inin İslam coğrafyasında (yüzde 65.3'ü Ortadoğu'da) olmasına rağmen, dünyanın en yoksul insanlarının yine bu bölgelerdeki ülkelerde yaşıyor olması nasıl açıklanabilir?

Sorunun devamını kendimizi odaklayım:

Yüzyıllar boyunca söz konusu petrol coğrafyasını yönetmiş olan, petrol yüzünden kargaşalar, iç isyanlar, savaşlar yaşayan, bütün komşuları petrol üreticisi olduğu halde önemli bir petrol üretimi olmayan Türkiye'nin petrol fakiri bir ülke olması inandırıcı mıdır?

MTA üzerinden Doğu Karadeniz'de yoğun petrol aramalarına girişen Türkiye'nin 1954 tarihli 6326 sayılı Petrol Yasası'nda yapmaya hazırlandığı değişikliklerle, topraklarımızın siyah kanını yabancılara hediye etmekte olduğunu, kendini topuğundan vurduğunu görebilecek ve savunabilecek bir tek milletvekili yok mu? (Konu çok önemli, Petrol Dosyası'nda ayrıca değineceğiz)

Petrol fiatlarının yükselmesi Türk ekonomisi üzerinde kezzap etkisi yapıyor. Petrolde varil başına her 5 dolarlık artış, yıllık bazda, Türkiye'nin ekonomik büyüme hızını  0.3 puan düşürüyor. Petrol fitları 50 doların üstünde kalırsa, Türkiye'nin bu yılki büyüme oranı 1.3 puan azalabilir.

Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) Başekonomisti Fatih Birol, Türkiye'nin petrol faturasının bu yıl yaklaşık 6 milyar dolar artışla 11.5 dolar olacağını açıkladı. Sanayileşmiş 26 ülkeye enerji konusunda danışmanlık yapan Fatih Birol, "Petrol fiatları 50 doların altına gerilemezse, bu durum, dünya ekonomik büyümesinden 0.8 puan götürür. Bu olumsuzluk, Türkiye gibi gelişmekte olan ülkelerde cari açıkların büyümesine neden olur" diyor.

Ekonomistlerde, 2004 yılında yüzde 9.9 gibi rekor bir büyüme oranı yakalayan Türkiye'nin, bu yıl önemli ölçüde hız keserek yüzde 5 hedefinin de altında kalma olasılığında, 60-70 cent dolayında dolaşan petrol fiatlarının önemli rol oynadığını belirtiyorlar.

Dünyanın petrolde 60-70 cent üzerinde kalıcı yüksek fiat dönemine girdiğini kabul ediyorsak, hesaplarımızı bu olasılığa göre yeniden gözden geçirmeniz gerekmiyor mu?

Hükümet petrol arama çalışmalarını yoğunlaştıracağı yerde, her benzin istasyonunu bir petrol kuyusu olarak kullanma kolaycılığını seçiyor. Bu yıl 106 katrilyon vergi toplamayı hedefleyen hükümet, bunun dörtte birini petrol ve petrol ürünleri kullanan vatandaştan alıyor.

Dünyanın en pahalı benzininin satıldığı ülke olan Türkiye'nin enerji faturası giderek kabarıyor.

- Devam edeceğiz-

 

KÜPE :

 

Tembellik o kadar yavaş hareket eder ki, yoksulluk çok geçmeden ona yetişir.

 

Benjamin Franklin