Denilir ki, "Siyasetçi-politikacı günübirlik muvaffakiyetlerle tatmin edilir. Devlet adamları, kendi iktidarlarından onlarca yıl sonrasını düşünerek icraat yaparlar." Türkiye Cumhuriyeti'nin 8. Cumhurbaşkanı Merhum Turgut Özal gerek Başbakanlığı, gerekse de Cumhurbaşkanlığı sırasında en fazla tenkide maruz kalmış bir devlet adamımızdır. Beyinleri, 1920'li, 40'lı, 50'li yıllarda donup kalmış, mütegallibe, Merhum Özal'ın bütün icraatına peşin hükümle karşı çıktıkları için onların tenkitlerini fazla dikkate almıyorum, ama memleketimizin-milletimizin yıllarca sonrasını düşünerek attığı adımları en yakınlarının bile tenkit ettiğine şâhid olmuştuk; 1990 yılında, Cumhurbaşkanlığı sırasında, 40 yaşlarında bir ekonomist olan Muhterem Haşim Kılıç'ı Anayasa Mahkemesi Üyeliği'ne getirdiğinde, devrim yobazları, mütegallibe yalakaları tarafından şiddetli bir şekilde tenkit edildi. Merhum Özal'a yakın çevreler, yazarlar-çizerler takımı da "Efendim, genç ve hukuk nosyunu bulunmayan birisi yerine, yaşını-başını almış, hukuk nosyunu olan birisini atasaydı, hem bu tenkitlere maruz kalmazdı, hem de istikbal vaad eden başarılı ve Sayıştay üyesi genç bir arkadaş bu denli üzülmemiş olurdu" demişlerdi. Doğru bildiğinden şaşmayan, gözünü budaktan esirgemeyen Merhum Özal, en yakınlarının dahi telkînlerine kulak asmadı, kimseyi dinlemedi. Haşim Kılıç Bey'i Anayasa Mahkemesi Üyeliği'ne atadı. Haşim Kılıç Kimdir? 1950, Çiçekdağ-Kırşehir doğumlu Haşim Kılıç ilk ve orta öğrenimini Yozgat’ta tamamladı. 1968 yılında Eskişehir İktisâdî ve Ticârî İlimler Akademisinde başladığı yüksek öğrenimini 1972 yılında bitirdi. 1974 yılında Sayıştay'da müfettiş yardımcısı olarak vazifeye başladı. Denetici-başdenetici unvanlarını aldıktan sonra 1985’te Sayıştay üyeliğine seçildi. Beş yıl Sayıştay üyeliği yaptıktan sonra 1990'da Cumhurbaşkanı tarafından Anayasa Mahkemesi Üyeliğine atandı. 07.12.1999'da Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliğine seçildi. Anayasa Mahkemesi Başkanvekilliği Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçildiği güne (22.10.2007) kadar devam etti. Haşim Kılıç evli ve dört çocuk babasıdır. Merhum Özal, 40 yaşındaki Haşim Kılıç'ı Anayasa Mahkemesi üyeliğine atadığında kendisinden sonrasını düşünmüştü. Hoş, Merhum Özal o tarihlerde kimi tayin etseydi, devrim yobazları onu da tenkide tâbi tutacaklardı. Onlar için şu isim, bu isim, şu ismin, bu ismin ehil olup olmadığı önemli değildi, önemli olan Kamu alanının bütün kulelerinde tek parti mütegallibe zihniyetli, elitist, militarist birisinin bulunmasıydı. Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi üyeliğinde çok kısa bir zaman zarfında, çalışkanlığı, hâdisata bakışı ve demokrat kişiliğiyle temayüz etmiş, anlı-şanlı hukuk misyonlu zevatın bulunduğu Mahkeme’de, Anayasa Mahkemesi karar taslaklarını, Anayasa Mahkemesi’nin kuruluş yıldönümlerindeki Başkan’ın konuşmalarını, önemli vak'alarda Anayasa Mahkemesi’nin bildirimlerini hazırlar olmuştu. Haşim Kılıç, bir iktisatçıydı, hukukçu değildi, fakat Anayasa Mahkemesi üyeliği sırasında her hangi bir hukuk fakültesinde lisans, lisansüstü, doktora, doçentlik, profesörlük kademelerini büyük bir muvaffakıyetle geçmiş birisi kadar hukuk nosyonuna sahip olmuştur. Anayasa Mahkemesi üyeliğinin son sekiz yılını Anayasa Mahkemesi Başkan vekili olarak geçirmesi ve tamamlaması bunun bariz delilidir. Haşim Kılıç, Anayasa Mahkemesi üyeliği sırasında, Yekta Güngör Özden gibi sivri isimlerle çalışmış, tam bir uyum içinde çalışmış, 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Anayasa Mahkemesi Başkanı olduğu sırada Başkanvekilliği yapmış, Ahmet Necdet Sezer'i, Cumhurbaşkanı seçilmesi hususunda politikacıların aklına ilk sokan ve Ahmet Necdet Sezer’in çekingenliğini ve tereddütlerini izale eden de Muhterem Haşim Kılıç Bey’di. Geriye doğru baktığımızda bunlardan dolayı pişmanlık duyup duymadığı ciddî merak konusudur. Haşim Kılıç, 22.10.2007 tarihinde, birisi hariç, tamamı, Ahmet Necdet Sezer’in tâyin ettiği üyeler -ki Anayasa Mahkemesi üyelerinden Sacid Adalı, Merhum Turgut Özal tarafından seçilmişti- 10. Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından seçilen üyeler tarafından Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmiştir. Devrim yobazlarını, mütegallibeyi hayrete düşüren de budur. "Nasıl olur da, mütegallibe, Ahmet Necdet Sezer tarafından tâyin edilen ve her biri birer mütegallibe olması gereken Anayasa Mahkemesi üyeleri, kendilerine göre 'gerici' birisini Anayasa Mahkemesi Başkanlığı'na seçerdi?.." Haşim Kılıç Bey, 4 yıllık bir süre için bu makama seçilmiştir. Dört yıl sonra tekrar bir dört yıl için yeniden seçilmesi mümkündür, muhtemelen de bir dört yıl için yeniden seçilecek ve 21 yıllık tecrübesiyle Aziz Milletimize ve Devletimize hizmet verecektir. Haşim Kılıç Bey'i, 17 yıl önce Anayasa Mahkemesi üyeliğine tayin eden Merhum Özal'ı şiddetle tenkit edenlerin, Haşim Kılıç'ın Anayasa Mahkemesine Başkan olarak seçildiğini görenlerin, başta bu satırların muharriri olmak üzere, Merhum Özal'ın basireti, ileri görüşlülüğü hususunda şapkalarını çıkarıp Özal'ın manevî huzurunda eğilip, ruhaniyyetinden özür dileme borçları vardır. Haşim Kılıç Bey'in Anayasa Mahkemesi Başkanlığına seçilmesine şiddetle karşı çıkanlardan birisi de beyni 1830'lu 40'lı yıllara göre mermerleşmiş, mumyalaşmış ihtilâllerin kurucu meclis değişmez üyelerinden Oktay Ekşi, Haşim Kılıç Bey'in Eskişehir İktisadî ve Ticarî İlimler Akademisi me'zunu olduğunu bahane ederek kendisinden önce bu makama getirilenlerin tamamının Hukuk eğitimi ve hukuk formasyonu aldıkları yorumunu yaptıktan sonra, Kılıç'ın, Refah Partisi'yle Fazilet Partisi'nin kapatılması davalarında, Mahkeme kararlarına karşı oy kullandığını ifadeyle imalarda bulunuyor. Arşivlere müracaat etseydi, Haşim Kılıç Bey'in sadece Refah ve Fazilet Partilerinin kapatılması değil, sol tandanslı partilerin kapatılmasına da karşı oy kullandığını görürdü. Haşim Kılıç'ın bu tavrı demokrasi tarafına konulmuş, demokratik bir tavırdır. Tabiî ki, her hangi bir mütegallibeden demokratik bir tavır beklemek, demokratik tavırlara saygı göstermeyi beklemek boşunadır. Haşim Kılıç Bey'in Anayasa Mahkemesi Başkanlığı’na seçilmiş olması, uzun zamandan beridir özlemi çekilen, devletin zirvesindeki mutabakata katkı verecektir.