V. ULUSLARARASI BAKÜ DİYALOG FORUMU

V. DÜNYA MEDENİYETLERARASI DİYALOG FRUMU Bakü’de gerçekleştirildi. 

M. KEMAL SALLI

Açılış konuşmasını Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in yaptığı uluslararası foruma UNESCO, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği, ISESCO, Dünya Turizm Kurumu temsilcileriyle 100’den çok ülkenin siyaset ve bilimadamları katıldılar. 

2008 yılında Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev’in girişimi ile hayata geçirilen Forum, 10 yıldır dünyanın faklı kıtalarında ve farklı ülkelerinde yaşayan farklı etnisite ve medeniyetlere, farklı dinlere mensup insanlar ve gruplar arasında karşılıklı anlayış çerçevesinde samimiyet ve karşılıklı saygıya dayalı fikir alışverişini hedefliyor. 

Her yıl forumun coğrafyası genişlemekte ve katılımcı sayısı artmaktadır. Forumu’nun hedefi, insanlar arasında dayanışma ve yardımlaşma sağlamak, her türlü ayrımcılığa karşı medeniyetlerarası diyaloğu geliştirmektir. 

Forum 3 ana başlık altında çalışmalarını sürdürmektedir. 

Forumun fikir babası Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, bu yılki Forum’un açılışında yaptığı konuşmada, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen konuklara katılımlarından dolayı teşekkür ederek, özetle şunları söyledi: 

“Sekiz yıl önce gerçekleştirdiğimiz ilk Forum’da, medeniyetlerarası diyalog çağrımızın bu kadar rağbet göreceğini düşünmemiştik; gösterdiğiniz ilgiye teşekkür ederim. 2011’de, medeniyetlerarası diyaloğu sağlayabilmek için yola çıkarken tarihimizden, coğrafyamızdan ve düşüncelerimizden güç alıyorduk. Küresel barışın güvenliği için, çeşitli etnik grup ve dinler arasında diyaloğu geliştirebilmek için çok çalışmamız gerektiğini biliyorduk. 

Foruma gösterilen uluslararası ilgi bize güç vermektedir. Bugün Forumun katılımcıları arasındaki uluslararası kurumlar medeniyetlerarası diyaloğun geliştirilmesine destek vermektedirler. 

Azerbaycan, yüzyıllar boyunca çeşitli medeniyetlerin, halkların ve dinlerin birarada, barış içinde yaşadıkları bir coğrafyadır. 

Tarihimiz ve coğrafyamız bizlere, karşılıklı sevgi ve saygı çerçevesinde, huzur içinde  birarada yaşayabilme yeteneği kazandırmıştır. Azerbaycan’ın bugünkü süratli gelişmesinin temelinde tarihimizin ve kültürümüzün bizlere kazandırdığı dayanışma ve yardımlaşma ruhunu etkisi büyüktür. Ülkemizdeki çeşitli medeniyetlere mensup tarihi eserlerden de anlaşıldığı gibi, bu coğrafyada, yüzyıllar boyunca çeşitli dini inançlardaki insanlar birarada yaşamışlardır. Dünyanın en eski mescitlerinden biri eski Samahı kentindedir. Kafkasya’nın tarihi kiliselerinden biri olan Kafkas Albaniyası’na ait kilise Şeki kentindedir. 

Bizim tarihimiz, medeni çeşitlilik tarihidir ve bu tarihi miras sayesinde Azerbaycan, dünyaya, medeniyetlerarası diyaloğun, ülkelerin yakınlaşmasında, çeşitli medeniyetlerin arasında yeni köprülerin kurulmasında en geçerli yol olduğunu göstermektedir. 

Çok kültürlülük, bizim için hayat tarzıdır. Diyalog çağrısı yeni olsa da, biz bu çağrının gereğini yüzyıllar boyu yaşamışızdır. 2016 yılının “Çokkültürlülük Yılı” ilan edilmesi de gösteriyor ki, biz dünyanın dikkatini bu konuya çekmeyi arzulamaktayız. Bu çerçevede, 2017 yılı da “İslam Dayanışma Yılı” ilan edilmiştir. Bu da bizim tarihi kimliğimizi, kökümüzü ve dünyaya açık olduğumuzu gösteren bir adımdı. Düşünüyorum ki, bu eğilimler küresel çapta üstün kabul gördüğünde, dünyada güven ortamı artar ve küresel barış kökleşir. 

Çokkültürlülük bizim siyasetimizin ana unsurlarındandır. Azerbaycan Çokkültürlülüğün küresel merkezi olma yolundadır. Biz bu değerleri teşvik ediyoruz ve çokkültürlülüğün büyük geleceğinin olduğuna inanıyoruz. Bu konuda bizi destekleyen fikirler vardır. Bizim Forumumuz ve dünyanın çeşitli ülkelerinde gerçekleştirilen uluslararası etkinlikler, çokkültürlülük değerlerinin benimsenmesi konusunda yaptıklarımızın önemini göstermektedir. 

Medeniyetlerarası Diyalog Forumu, küresel çapta ve elbette ülkemiz açısından çok önemli küresel etkinliklerdir. Azerbaycan, son yıllarda, çok sayıda uluslararası etkinliklere ev sahipliği yapmaktadır.

Dünya Dini Liderler Forumu, 7 kez Bakü’de gerçekleştirildi. Nizami Gencevi Merkezi tarafından gerçekleştirilen forumlar siyasi gelişme medeniyetler arası diyalog konularının müzakeresi için çok önemli ve yararlı platformlardır. Dünya kamuoyunun dikkatini uluslararası diyalog konusuna yönlendirmeye çalışıyoruz.

Eminim ki, Forum çerçevesinde gerçekleştirilen etkinlikler, sorunların belirlenmesinde ve çözüm yollarının bulunmasında, uluslararası dayanışma ve yardımlaşmayı güçlendirecek bir köprü olacaktır. 

Geçen yıl biz, “Bakü Prosesi”nin 10.’ncusunu gerçekleştirdik. Bu etkinlik, Azerbaycan Avrupa Şurası’na ve İslam İşbirliği Teşkilatı’na (İİT) üye ülkelerin kültür bakanlarını biraraya getirdi. 100’ü aşkın ülke temsilcisi Bakü’de biraraya gelerek işbirliği imkanlarını araştırdılar. Bakü Prosesi, Avrupa ile İslam Alemi arasında diyalog için önemli bir kuruluştur. 

Hem İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) hem de Avrupa kurumlarına üye olan Azerbaycan, uluslararası diyaloğun sağlanmasında yapıcı bir rol oynamaktadır. Bizim diyaloğa ihtiyacımız var. Medeniyetler ve dinlerarası ilişkiler, siyasi ve ekonomik konularda dayanışmalar ve küresel barış için diyalog gereklidir. Diyalog Forumu uluslararası desteğe sahip bir forumdur. 

Bakü Prosesi, Birleşmiş Milletler ve diğer uluslararası kuruluşlar tarafından desteklenmektedir. 

Azerbaycan hem içeride hem de dışarıda karşılıklı anlayışa ve işbirliğine dayanan bir politika izlemektedir. Biz Asya ile Avrupa arasında köprüler oluşturuyoruz. Siyasi, ekonomik, aynı zamanda ulaşım köprüleri oluşturmaktayız. 

Geçen yıl bağımsızlığımızın 27. Yılını kutladık. Bu kısa sürede Azerbaycan siyasi ve ekonomik alanlarda giderek gelişen bir ülke olmuştur. Uzun süredir bizi üzen problem, Dağlık Karabağ’ın Ermeniler tarafından işgal edilmesidir. Karabağ Azerbaycan toprağıdır. Ermenistan bizim tarihi Dağlık Karabağ’mızı ve Azerbaycan’ın diğer 7 reyonunu işgal altında tutmaktadır. Bu durum uluslararası hukuka aykırı bir durumdur. Bizim insanlarımıza karşı etnik temizlik uygulanmaktadır. Ermenistan saldırıları sonucunda 1 milyonu aşkın insanımız evini, yurdunu terketmek durumunda kalmıştır. ATİT’in, işgal edilmiş topraklarda yaptığı incelemelerde pekçok arihi ve dini eserimizin yıkılmış olduğunu tespit etmiştir. 

  Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, ATİT, Avrupa Birliği ve diğer uluslararası kuruluşlar Azerbaycan’ın toprak bütünlüğüne ilişkin kararlar kabul etmişlerdir. Azerbaycan’ın toprak bütünlüğü bütün dünya ülkeleri tarafından kabul edilmekedir. Dağlık Karabağ sorunu BM Güvenlik Konseyi ve Helsinki İnsan Hakları Sözlemesi çerçevesinde halledilmelidir. 

Bu büyük problemimize rağmen Azerbaycan her alanda gözkamaştırıcı atılımlar gerçekleştirmektedir. Uyguladığımız ekonomi politikaları halkımızın refah seviyesini yükseltmeyi hedeflemektedir. Uluslararası arenada Azerbaycan saygın bir ülke konumundadır. Biz İslam İşbirliği Teşkilatı’nın faal bir üyesiyiz. Bizim Avrupa Birliği ile yakın ilişkilerimiz var. Avrupa Birliği’nin 9 üyesiyle Azerbaycan arasında stratejik ortaklık anlaşması vardır. Bakü Prosesi, Avrupa ülkeleri ile İslam Alemi arasında köprülerin kurulmasına aracılık etmektedir ki, bu da bizim gururumuzdur. 

Bizim dış politikamız işbirliği ve dayanışmanın güçlendirilmesi ve karşılıklı fayda üzerine kurulmuştur. Komşularımız ve ortaklarımızla birlikte gerçekleştirdiğimiz petrol ve doğalgaz nakil hatlarımızla Hazar Denizi’ni Karadeniz’le ve Hazer’i Aralık Denizi’yle birleştirdik. Bu durum bizim, komşularımızın ve birçok ülkenin enerji güvenliğinin sağlanması demektir. 7 ülkeyi birleştirecek olan Güney Gaz Hattı’nın hayata geçirilmesine çalışmaktayız. 

Azerbaycan, ekonomi alanında, son 15 yılda en hızlı büyüyen ülkeler arasındadır. Hayata geçirdiğimiz reformlar sayesinde işadamlarımızın gelişmesini ve yabancı sermaye celbini sağlamaktadır. Dünya Bankası’nın verilerine göre, Azerbaycan dünyanın en büyük 25. Ekonomisidir. 15 yıl önce halkımızın yüzde 50’si yoksulluk sınırında yaşarken, bugün bu oran yüzde 5-6 düzeyine gerilemiştir. 

AZERBAYCAN VE TARİHİ İPEK YOLU

Azerbaycan tarihi İpek Yolu üzerindedir. Son yıllarda çeşitli alanlarda yaptığımız yatırımlarla ülkemiz bu yol üzerinde çok önemli bir transit ülke konumuna gelmiştir. Yakın komşu ülkeler ve müttefiklerimizle işbirliği yapmasaydık transit ülkeye dönüşemezdik. Bizim politikamız, işbirliğine, karşılıklı dayanışma ve karşılıklı faydaya dayalı olarak hedeflerimize ulaşmak ve ülkemizi güçlendirmektir. 

Enerji güvenliğine ilişkin politikamız da her zaman üretici ve transit ülkelerle tüketiciler arasında uyumu gerçekleştirmeye çalıştık. Bu konuda her iki tarafında fayda sağlamasına özen gösterdik. Biz her zaman müttefiklerimizin ihtiyaçlarını sağlamaya hazır olduk. İhtiyacımız olduğunda, onlardan da aynı duyarlılığı bekliyoruz. 

Haritaya baktığımızda, doğudan batıya, güneyden kuzeye uzanan ulaşım hatlarının ülkemizden geçtiğini görmekteyiz. Bunu sağlamak için çok ciddi çalışmalar, yatırımlar yaptık. Bu ulaşım hatlarında limanlar, havalimanları, demiryolları inşa ettik. Bu sayede Azerbaycan müttefiklerine ve ortaklarına çok önemli imkanlar sağlamaktadır. 

Forum’a katılan ülke temsilcilerine, politikacılara, bilimadamlarına, aydınlara, sivil toplum kuruluşlarına ve tüm katılımcılara teşekkür ediyorum. İnanıyorum ki Forum çerçevesinde yapılan konuşmalar, yapılan öneriler faydalı olacak ve ülkelerin geleceği ve gelişmesine ilişkin karar alıcılar bizim burada dile getrilen tavsiyeleri dikkate alacaklar ve böylelikle dünyamız daha istikrarlı ve güvenli olacaktır.”

CAN AZERBAYCAN EMİN ADIMLARLA YÜRÜYOR

Kardeş ülke Azerbaycan, bağımsızlığına kavuşmasından bu yana ekonomi ve siyaset alanında gerçekleştirdiği başarılarla küresel çapta saygın bir ülke konumuna gelmiştir. ABD ile Çin arasında büyük bir rekabete neden olan Yeni İpek Yolu’nun gündeme gelmesiyle birlikte, bu hat üzerinde Azerbaycan-Türkiye geçidi çok önem kazanmıştır. 

Pekin’den yola çıkarak bütün Asya’yı geçen ve Azerbaycan- Türkiye üzerinden Londra’ya uzanan Yeni İpek Demiryolu, yeni dünya düzeninin en önemli ulaşım, iletişim ve enerji hatlarından biri olacaktır. 

Pekin-Londra demiryolu hattını kontrolü altına alma konusunda ABD ile Çin arasındaki mücadele giderek derinleşmektedir. Küresel barışı tehdit eden bu mücadele derinleştikçe, bu hattın en önemli geçit noktasını oluşturan Azerbaycan ile Türkiye’nin dayanışması da giderek daha önemli olacaktır. 

Küresel aktörler arasında yaşanan egemenlik mücadelesinin giderek dernleştiği bir dönemde, BAKÜ DİYALOG FORUMU etkinlikleri, Küresel barışa yaptığı ve yapacağı katkılar açısından önem kazanmaktadır.