Ne zaman bir bayram kokusu duysam, rengi kırmızı  iki katlı, bahçeli evimizde geçen bayramlar burnumun direğini sızlatır. Çocukluğumda iple çektiğim bayramlar ve anılarım depreşir. İçimdeki dalgalar titrer. Yağmurda ıslanan bir serçe gibi.  Biraz ürkek, biraz çekingen  anılarla baş başa…
Annem,  bizi severken “Kurban olurum size.” cümlesini kullanırdı. Anlamazdım derinliğini, çok küçüktüm. Büyüyünce anladım ki Kurban Allah'a yakınlaşmak.
Şu anda annem -  babam ve diğer canımın parçaları cennetteler, onlarla geçirdiğim bayramlara gitmek istedim.
Bayramdan bir - iki gün önce eve getirilmiş olan kurbanlık hayvanlarla aramızda kurulan duygusal bağı düşünüyorum. Kurbanlık hayvanı  severdik. Boynuna renkli eşarp, kurdele ne varsa güzel görünen, yakışanı bağlardık kardeşlerimle. Ona gözümüz gibi bakardık.  Arka bahçemizde geceyi geçireceği mekâna çeke çeke götürürdük sevgiyle şefkatle.  Meee meeeeee.. sesi gelince koşardık. Suyu mu tükendi acaba? diye. Ot yemesi, kuyruk sallaması ayrı bir zarafetti. Sonra kapısını kapatır evimize dönerdik.  Yatağımıza girdiğimizde uykuya dalmadan önce pür dikkat gülümseyen, meraklı gözlerle annemi dinlerdik.
Annem, kurbanın niçin kesildiğini şöyle anlatırdı.” Biz cennete giderken, o koyun bizi sırat köprüsünden geçirecek.” diye başlardı. Sırat Köprüsünün ne  köprüsü olduğunu sormadan cennet bahçesinde olduğumuzu anlayınca  anlatmaya devam ederdi.” Hazreti İbrahim’in çocuğu olmuyormuş, Allah'ım, bir çocuğum olsun her istediğini yapacağım,  sana kurban edeceğim.”  diye çok dua etmiş. Duaları kabul olmuş, oğlu İsmail doğmuş. Hazreti İbrahim çok sevinmiş.  Oğlunu çok seviyor ve Allaha şükrediyormuş. Verdiği sözü yerine getirmek için oğlunu kurban ederken, Cebrail melek oğlunu değil, koyunu kesmesini istemiş.  Böylece kurban bayramı başlamış.” derdi. İçim sızlayarak, İsmail ve İbrahim’in teslimiyeti ile uykuya dalardım.  O sahneyi gösteren tablolar satılırdı pazar yerlerinde kurban bayramı yaklaşırken. Kuralsız, önyargısız bir teslimiyet.  Yaratana karşı evlat ve evlat sevgisiyle teslim olma.
Dini bayramlarımız, kimsesizleri ve hastaları ziyaret ederek onları sevindirip, çok yoğun insani duygular yaşamamıza vesile oluyor. Bazen huzurevi ziyaretinde yaşlılarımızın anılarını dinliyorum.  Bayram  günümde onlarla paylaştığım saatleri önemsiyorum.
Toplumsal bir hareketin, inanç ve amaçlarının açık ifadesi kısacası bayram manifestosundan yüz yıllarca sürecek tartışmaların dışında İnsan hak ve inançlarına uygun nice bayramlara…