Kadın veya erkek, bir yere giderken gardırobun karşısına geçip ‘şimdi ne giyinsem’ sorusu her gün kendini yeniler. Moda, stil, trend, her geçen gün eklenen akımlar özellikle bir kadının en özel hobisidir, mesleğidir, kendini özel hissettiği tek yerdir. Bugün kadınların dünyasına inip, dergilerin moda editörü Dilara İpek Şatır ile yeni yıla girerken bizi hangi tonlar, hangi giyim modelleri bekliyor, onları sordum. 10 yıldır mesleğini aşkla yapan İpek Hanım ‘Moda kendine yakışandır’ dedi. Gerçekten de bu çok doğru; çünkü etrafımda sırf popüler tarz artık bu diye kendini şekilden şekle sokan kadınlar tanıdım 

Günün bombası: İpek Hanım’dan kış sezonu ve yaz sezonu trendleri ile ilgili okunmadan geçilmeyecek birçok tüyo aldım. Evet, artık gardıropların karşısına geçtiğinizde kendinize yakışanı giyinmek çok da zor olmayacak.

Bilmeyenler için Dilara İpek Şatır kimdir?

Tekstil sektörünün içinde doğduğumu söyleyebilirim. Annem çok başarılı bir stilistti ve babamda çok uzun yıllar boyunca tekstil sektörünün içerisindeydi. Benimde moda sektöründe olmam aslında bir tesadüf değil diye düşünüyorum. Yaklaşık 10 yıla yakın bir süredir moda editörlüğü yapıyorum.  Madame Figaro dergisinin Moda Editörüyüm. Bunun yanı sıra freelance olarak markalarla, reklam ve katalog çekimlerinde de styling hizmeti sunuyorum. Çok sayıda fotoğrafçıyla çalışıyorum. Yaptığım işi gerçekten büyük bir özveri ve aşkla yaptığımı söyleyebilirim. 

Çocukken hepimiz, doktor, polis, öğretmen olmak isterdik. Siz küçükken ne olmak isterdiniz?

Okul dönemimde kişisel gelişim ve psikolojiye ilgim vardı. Hala ilgili ve alakalıyım. Aynı zamanda iyi bir dergi okuyucusuydum. Dergi arşivim vardı ve ilgi alakam hep ortaokul lise dönemlerimde başlayıp süregeldi. 

Lise döneminde hedeflerim ve hayallerim farklılaştı.  Reklamcılık okumak istediğime karar verdim ve bu alana yöneldim. Okulda okurken dergilerde yapmış olduğum staj ve asistanlık dönemlerimden sonra dergicilik sektörüne yöneldim.  Okuduğum bölüm ise bana çok farklı bir vizyon kazandırdı. 

Moda dünyasında yer almak istediğinizi ne zaman anladınız?

Bu dünya renkli bir dünya, eğlenceli bir dünya. Ben de renkli bir insanım. Farklı farklı renkleri barındırıyoruz aslında her birimiz.. Stabil çalışma saatleri içerisinde kurumsal bir firmada çalışamayacak biri olduğumu biliyordum aslında en başından beri. Ama kurumsal iş dünyasında da tecrübelerim oldu. Ama kariyerimi ve hedeflerimi beni gerçekten mutlu eden alana yönelttim. Moda dünyasında olmak keyifli bir ayrıcalık.  

Aksiyonu bol, hareketi çok değişken ve kendini sürekli update etmen gereken bir sektör moda sektörü..  Benim en büyük hayalim sürekli üreten biri olmaktı. Çünkü üretmeyi ve bir şeyler sunmayı çok seviyorum. Bu beni çok mutlu ediyor. Bunu deneyimledikten sonra moda sektörünün benim için çok uygun olduğuna karar verdim.

Günümüzde modanın hep eski enstantanelerini görüyoruz.  Moda kendini tekrar ediyor cümlesine katılıyor musunuz?

Kesinlikte katılıyorum.  Çünkü belirli bir yerden sonra yine kendi bütününe dönüyor. Evet, farklı farklı akımlar, vizyonlar oluşuyor, fakat 2000’li yıllardan sonra hep bir geriye dönüş ve hala gündemimizde 70’lere, 80’lere, 90’lara dönüş bence tesadüf değildir. İlerleyen yıllarda da hep bir geriye dönüş söz konusu olacak. 

Herkesin kendine göre belirlediği bir stili var. Ancak Türkiye’deki bazı ünlüler, yurtdışındaki ünlülerden sonra giydikleri aynı sahne kıyafetlerini taklit olarak mı yoksa akım olarak mı görüyorsunuz?

Taklit olarak demek bana çok doğru gelmiyor, ama akım veya ilham diyebiliriz. Sonuçta herkes herkesten ilham stilini kendi gustosuna göre yorumlayabilir. Bu konuda özgür olabiliriz. Ancak birebir aynısını giyiniyor olmak çok doğru gelmiyor.  

Geçmişte moda olmuş, ama bir daha asla moda olmasını istemediğiniz bir detay var mı? 

Bolero ve sanırım beyaz çorap! Boleroyu nedense hiç kimseye yakıştıramadım, beyaz çoraplar da yazılı olmayanların dışında çok modern bulmuyorum. 

Türk kadınlarının giyimini nasıl buluyorsunuz?

Bunu bir Fransız arkadaşıma sormuştum ve şöyle söyledi; ‘Hepsi çok aynı gözüküyor. Hepsi birbirine o kadar çok benziyor ki, ayrıştıramıyorum’ demişti. 

Ben de buna zaman zaman katılıyorum. Çok güvenli bir alanda kalmayı tercih ediyoruz. Risk almayı kesinlikle sevmeyen bir toplumuz. Bununda biraz kültürel, yetiştiriliş tarzımız ve biraz da eğitimle ilgili olduğuna inanıyorum. Stil konusunda da geçerli bu durum. Beğendiğimiz bir ünlünün stilinin örnek alarak kendimize uyarlamaya çalışıyoruz. Bu hiç doğru değil, çünkü vücut porsiyonlarına göre giyinmek diye bir gerçek var. Vücut, renk ve doğru giyinmek adına kurallar var ve bu kurallar doğrultusunda giyinilmesi gerektiğini düşünüyorum. Doğru giyinmek demek; trendleri takip ederek uygulamak değil. Vücut proporsiyonlarını doğru analiz ederek ve size yakışan renkleri belirleyerek giyinirseniz çok daha iyi görünmeniz kaçınılmaz olacaktır.  

Sizce moda kendine yakışanı giyinmek mi?

Evet kendine yakışanı, kendini en iyi ifade edecek şekilde giyinmek diyebiliriz. 

Moda;  kendini çok doğru analiz ederek ve kendini çok iyi tanıyarak giyinmek. Giydiğiniz kıyafetler bir nevi sizin imzanızı taşır. Karşı tarafa ve dışarıya kendinizi nasıl ifade etmek isterseniz öyle giyinmenizi tavsiye ederim. Ama tutarlı olmakta önemli bir faktör. Dolasıyla imzanız ne kadar belirgin olursa karşı tarafın size duyduğu saygı, güven de bir o kadar etkili olur. 

70’lerin tek renk giyinme modası geçen yıllarda çok kullanıldı. Hatta çoğu dizilerde bu ayrıntıları da gördük. 2020 sezonu için tekrar moda olmaya başlar mı?

Tek renk için moda değil, ama trend diyebiliriz. Tek renk olmasa bile tonajlarda giyinmek her zaman karşımıza çıkan trendlerden birisi. Ben bunu da çok seviyorum. Herkese yakışan bir trend değil, doğru renkleri kullanarak giyinmek daha doğru olacaktır. 

Bu yılın trend renkleri hangi tonlar?

Bu senenin trend rengi; koyu sarı tonları, klasik mavi ve denim mavisi, safran ön plana çıkan renklerden birkaçı.. 

Sizin renginiz nedir? 

Renk analizi yaptırmış birisi olarak; tipik bir ilkbahar kadınıyım. Yaza dönük ilkbahar tonlarını taşıyorum. Benim en sevdiğim renkler, siyah ve beyaz. Kendimi hem güvende hissettiğim hem de kendimi en iyi şekilde ifade ettiğim renkler

Aksesuar sizin için ne kadar önemlidir?

Aksesuar, oldukça önemli bir detay.. Çünkü bir kombini çok ufak dokunuşlarla farklılaştıran ve verilen mesajı daha belirgin hale getiren olmazsa olmazların başında geliyor. Doğru aksesuarı seçmekte önemli. Karmaşadan ziyade kendinizi en iyi hissettiğiniz ve gardırobunuzda birçok kıyafetle uyumlu olabilecek aksesuarları tercih etmenizi tavsiye ederim.  

Önemli dergilerin moda editörlüğünü yapıyorsunuz. Özel isimleri giydiriyorsunuz. Sanatçının tarzına göre mi giydirirsiniz?

Öncelikle çalıştığım derginin hedef kitlesini ve derginin marka kimliğini doğru bir şekilde analiz ediyorum. Bu doğrultuda çalışacağım kişiyle öncesinde tanışıp, menajeriyle konuşarak uygun olabilecek en uygun konsept örnekleri belirliyorum. Bir konsepte karar verdikten sonra bir moodboard hazırlıyorum ve çekim hazırlığına bu doğrultuda devam ediyorum. Tüm bunların yanı sıra çalışacağım kişinin vücut porsiyonlarına uygun olabilecek parçaları ve renkleri seçmeye özen gösteriyorum.  Aslında hem çok keyifli hem de detayları fazlasıyla olan bir iş.

Televizyonda birçok dizi izleniyor. Sizce televizyondaki oyuncuların giyimi trendlere göre mi belirleniyor?

Sezon trendlerini de takip ederek styling yapıyorlar. Ancak dizilerde oyuncuların karakterlerine göre kostümler seçildiği için zaman zaman trendler değil de daha çok o karakteri en doğru yansıtan parçaları seçtiklerini görüyorum. 

Siz bu giyimleri nasıl buluyorsunuz?

Eğer dizideki karakterleri doğru yansıtan bir styling yapılıyorsa doğru buluyorum. Fakat sadece ‘moda’ diye giydiriliyorsa ve giydirilen parçalar oyuncunun dizideki karakteriyle örtüşmüyorsa doğru bulmuyorum. Önemli olan,  o karakteri yansıtan parçaları seçip giydirmek.. 

2020 yaz trendleriyle ilgili bize birkaç ipucu verir misiniz?

Bu sezon canlı renkler çok seçiliyor. Floral desenler, 2020 koleksiyonunda çok fazla gördüğümüz desenlerden biri. Yazılı elbiseler, pastel tonlar, gold ve metalik kumaşlarda yeni sezonda sıklıkla karşımıza çıkacak. Futuristic parçalar, maskülen takımlar ve ton sür ton parçalarla yeni sezonda ağırlıklı olarak 70’lerin bohem ve güçlü kadın imajı sahnede. 

Stilinizi 3 kelime ile nasıl tanımlarsınız?

Maskülen, güçlü ve zamansız.

Her zaman iyi bir giyimde gerekli olan şeyin vücut yapısına göre giyinmek olduğunu söylüyorsunuz. Buradan okurlarınıza 2019-2020 kış sezonuyla ilgili verebilecek küçük tüyolarınız var mı?

Özellikle kısa boylu ve kilolu bayanlar için öneri vereceğim; daha ince ve uzun gözükmek için kesinlikle siyah boru paça ve siyah dar kesim giyinmelerini tavsiye ederim. Siyah boru paça pantolonlar her zaman kişiyi daha ince ve uzun gösterir. Fakat paça boyunu çok doğru bir şekilde ayarlamaları gerekiyor. Ne yere sürünecek kadar uzun ne de topuk boyunu gösterecek kadar kısa. Mesafeyi doğru ayarlamanız önemli.  Vücut dengesini korumak ve daha ince gözükmek için; siyah boru paça pantolonun üstünde mutlaka bol kesim bluz ve tişört olabilir.  Böyle bir kombini smart casual bir stile dönüştürmek isterseniz anahtar parçanız şık siyah blazer ceket yeterli olacaktır. Ceketin duruşu ise; vücudu tamamen sarmamalı çok genişte durmamalı.. Oversize kesim ceketlerle gün boyu daha rahat edebilirsiniz. Cekete alternatif olarak; ister yazın ister ilkbahar sonbahar aylarında giyebileceğiniz deri montunuzu şık aksesuarlarla ve uzun şallarla kombinleyerek yine daha uzun ve ince görünebilirsiniz.  Ayakkabı seçiminde bilekte biten ankle boots modelini tavsiye ederim. Ya da bu yılın en çok ön plana çıkan kovboy çizmeleriyle de gün boyu daha rahat edebilirsiniz.

Stilettoları da tavsiye edebilirim. Kış aylarında olduğumuz için sizi bütün kış kurtaracak şık bir kabana yatırım yapabilirsiniz. Kabanın kumaşı çok kalın olmasın. Mümkünse boyu da uzun durmayacak, diz hizasında kalacak şekilde yüksek bel skinny jean pantolonlarınızla rahatlıkla tercih edebilirsiniz. 

RÖPORTAJ: GİZEM YILDIZ