ABD’nin en ünlü işadamlarından Jeffrey Epstein, 9 Ağustos günü, tutuklu bulunduğu Manhattan’daki Metropolitan Correctional Center hapishanesindeki hücresinde ölü bulundu. Söylenenlere göre, “intihar etmişti.” 

İlişkili olduğu çok ünlü isimlerden dolayı, Jeffrey Epstein’ın ölmesi ya da öldürülmesine ilişkin dosya, kolay kapanacak bir dosya değildir. Dosyada, Bill Clinton, Donald Trump, Prens Andrew,  Alex Acosta ve Les Wexner gibi küresel çapta ünlü pekçok siyasetçi ve işadamının ismi geçiyor. Anlaşılan o ki,  Epstein’in “Lolita Ekspres” olarak anılan özel uçağında, “Pedofili Adası” olarak anılan Karayipler’deki Little St. James adlı özel  adasında, Göcek Koyu’nda demirlediği yatında ve Palm Beach’teki malikanesinde düzenlediği çılgın partiler bir şekilde görüntülenmiş ve savcıların dosyalarına girmişti. 

Epstein’in eski dostu olan Başkan Trump, Twitter hesabından paylaştığı mesajlarla eski Başkan Bill Clinton’ı hedef gösteriyor, ama önünü kesmeye çalıştığı Savcı Müeller’in dosyasında kendisiyle ilgili çok önemli belgelerin olduğu konuşuluyor. 

Devlet adamlarının, para babalarının, ünlü şirket sahiplerinin sırdaşıydı. Kimilerinin kaynağı belirsiz muazzam servetlerini yönetiyor, kimileriyle de de gözden uzak bakir koylarda demirleyen yatında, Karayipler’deki özel mülkü olan adada ya da binlerce kilometre yükseklerde saatlerce hedefsiz turalayan özel uçağı “Lolita Ekspres”te her türlü cinsel fantezi sınırlarını zorlayan çılgın partiler düzenliyordu. 

 9 Ağustos günü, tutuklu bulunduğu Manhattan’daki Metropolitan Correctional Center hapishanesinde, ağır suçluların bulunduğu “Güney10” bölgesindeki hücresinde ölü bulunan ABD’nin en ünlü işadamlarından, Wall Street’in en tanınmış simalarından Jeffrey Epstein’den söz ediyoruz. 

6 Temmuz günü, bilenler arasında “Lolita Ekspres” olarak anılan özel Boeing uçağının New Jersey’deki Teterboro Havaalanı’na inişinde uçağa baskın yapan polisler tarafından gözaltına alınmıştı. Uçaktan yarı çıplak olarak indirilirken çekilen fotoğrafları yalnız ABD’de değil, pekçok ülkede şok etkisi yaratmıştı. Çünkü, dünyanın en ünlü politikacı ve iş adamlarıyla çok derin dostlukları olan Jeffrey Epstein “dokunulmaz bir kişi” olarak biliniyordu. 

KÜRESEL ÇAPTA BİR HESAPLAŞMA

Jefffrey Epstein’in gözaltına alınması küresel çapta, çok yönlü bir hesaplaşmanın habercisiydi. Epstein’in dostlar listesi ve bu dostlarla gözden uzak koylarda demirleyen yatlarında, binlerde kilometre yükseklerde turalayan özel uçağında yaşananları bilenler, küresel çapta skandallara neden olabilecek bir sürecin başlatıldığını anlamışlardı. Epstein bir şekilde konuşursa ya da konuşturulursa, küresel çapta tanınmış pekçok siyasetçiyi ve iş adamını çok zor durumda bırakacak skandallar dizisi yaşanacaktı. Ünlü gazeteciler bu olayı, 1972’de yaşanan ve Başkan Richard Nixon’ın siyasi hayatını bitiren “Watergate skandalını gölgede bırakacak bir gelişme” olarak değerlendiriyorlardı. Epstein’in gözaltına alınıp tutuklanması, küresel çapta yankılar uyandıracak bir gelişmeydi. 

Jeffrey Ebstein hangi iş adamlarının servetini yönetiyordu, hangi ünlü siyasetçilerle ne tür partiler düzenliyordu? 

“LOLİTALI PARTİLER” BİLİNİYORDU, AMA BELGE YOKTU

Kulağı delik gazeteciler Epstein’in kendisine teslim edilen muazzam büyüklükteki paraları Bear Stearns bankası kanalıyla yönettiğini, yatlarında ve özel uçağında özel tutkuları olan ünlü siyasetçilerle “lolitalı çılgın partiler” düzenlediğini ana hatlarıyla biliyorlar, fakat ellerinde herhangi bir belge olmadığı için konuya fazla dalamıyorlardı. Karayipler’deki Vierge Adaları’nda özel bir adası olan Epstein daha çok Palm Beach’teki evinde yaşıyor, burada özel dostlarına özel partiler veriyordu. 

Polisin Epstein’a yönelik ilk operasyonu, 13 yaşındaki bir kızın şikayeti üzerine, 2005 yılının Mart ayında yapmıştı. Epstein’in kartvizitindeki sıfatlardan etkilenmeyen Palm Beach polis şefi ünlü işadamının malikanesine yaptığı baskından cesaret bulan 13-17 yaşlarındaki 17 kız, polise başvurarak yaşadıklarını ayrıntılarıyla anlatmışlardı. 

Canları sıkıldıkça Epstein’in Karayiplerdeki özel adasında, kuytu koylarda demirleyen yatında ya da onbin kilometre yükseklikte turalayan özel uçağında düzenlediği “Lolitalı partiler”e katılan ünlüler, Epstein’ın arkasında durmuşlar, onu koruyup kollamışlardı. 

Bu koruma kalkanı sayesinde Epstein, 2008’de reşit olmayan kızlara tecavüz suçlamasıyla çıkarıldığı mahkemede suçunu itiraf ederek savcılık makamıyla anlaşmış, yalnızca küçük kızlarla ilişki kurmakla suçlanarak, 13 aylık bir hapis cezasıyla kurtulmuştu. O dönem avukat olan Trump’ın Çalışma Bakanı Alex Acosta, tartışmalı anlaşma nedeniyle istifa etmek zorunda kalmıştı. 

Duruşmada ifade vermesi beklenen iki tanığa yüklü miktarda rüşvet vermekle suçlanan Epstein, suçlu bulunması halinde 45 yıl hapis yatacaktı.  

SAVCILARIN DOSYALARINDA GÖRÜNTÜ KAYITLARININ OLDUĞU DOĞRU MU?

Epstein’in yatlarında ve özellikle “Lolite Ekspres” olarak anılan Boeing uçağında düzenlediği çılgın partilere katılan dünyaca ünlü siyasetçiler ve iş adamları buralarda yaşadıkları çılgınlıkların, görüntüleriyle birlikte, birgün savcılık dosyalarına düşebileceğini hiç düşünmemişlerdi; çünkü yıllardır tanıdıkları ve en mahrem sırlarını paylaştıkları Ebstein’e çok güveniyorlardı. 

Bill Clinton, Prens Andrew, Donald Trump, Alex Acosta ve Victoria’s Secret’ın sahibi Les Wexner… gibi ünlü isimler, kendileriyle aynı cinsel fantezileri paylaşmaktan büyük zevk alan Epstein’ın yatlarında ve “Lolita Ekspres”te yaşananların filme alınabileceğini akıllarının ucundan bile geçirmemişlerdi. Herhalde, “Böyle birşeye cesaret edemez” diye düşünüyorlardı. 

Fakat, bu çok ünlü siyasetçi ve işadamlarının,  Epstein’ın cesaret edemeyeceği konulara, çeşitli istihbarat kuruluşlarının çok özel ilgi duyabileceklerini düşünmeleri gerekmez miydi? Nitekim Epstein’in gözden uzak kuytularda, uzayın derinliklerinde düzenlediği “Lolitalı parti” görüntüleri bugün savcılık dosyalarında yerini almış durumda. 

EPSTEIN’IN YATLARINDA VE ÖZEL UÇAĞINDA DÜZENLEDİĞİ

LOLİTALI PARTİLERDE GÖRÜNTÜLERİ KİM ÇEKMİŞTİ?

Epstein, 6 Temmuz 2019 günü gözaltına alındığında, 2005’teki kadar şanslı değildi. 9 Ağustos günü, ağır suçluların tutulduğu “Güney 10” bölümündeki hücresinde intihar etmişti. 

İngiliz Daily Mail gazetesi, hapishane görevlilerinin Epstein gibi intihar gözetimi altındaki kişileri her 15 dakikada bir, diğer makumları ise her yarım saatte bir kontrol etmeleri gerekirken bunu yapmadıklarını yazdı. Çünkü 23 Temmuz’da intihar girişiminde bulunmasından dolayı gözetim altına alınan Epstein, 29 Temmuz’da gözetimden çıkarılmış ve hapishanenin özel güvenlikli bir başka bölümüne alınmıştı. Epstein, 9 Ağustos günü, bu özel güvenlikli hücresinde baygın bulunmuş, bütün çalışmalara rağmen kurtulamamıştı.  

Dostlar listesinin özelliği ve bu dostlarıyla yaşadığı “lolitalı maceralar” nedeniyle Epstein’in intiharı pek inandırıcı bulunmadı; FBI ve Adalet Bakanlığı soruşturma başlattı. ABD Savunma Bakanı William Barr, “Epstein’in ölümü yanıtlanmak zorunda olan bir dizi soruyu beraberinde getiriyor” diyordu. ABD Senatosu Adalet Komitesi üyelerinden Cumhuriyetçi Ben Sasse daha net konuşuyordu: “Adalet Bakanlığı’nda gardiyanından merkez çalışanına kadar herkes bu adamın intihar riskinin olduğunu ve Epstein’in karanlık sırlarının onunla birlikte ölmesine izin verilmemesi gerektiğini biliyorlardı.” Neresinden bakarsanız bakın, Senatör Sasse’nin bu sözleri açıkça bir ihmal ve cinayet suçlaması değil mi? Birilerinin Epstein’in ölmesini istediğini ima etmiyor mu? 

TRUMP ESKİ DOSTU EPSTEIN’IN ÖLÜMÜ HAKKINDA NELER DİYOR?

Epstein’in, “Lolita Ekspres” ve Karayiplerdeki “Pedofili Adası”nda düzenlediği çılgın partilere katıldığı söylenen Başkan Trump, Epstein’in intiharıyla yakından ilgileniyor. Epstein ile yakın ilişkileri olduğu bilinen Trump, dostunun intiharıyla ilgili olarak, doğrudan açıklama yapmak yerine, başkalarının bu konuda attıkları mesajları paylaşmayı tercih ediyor. 63 milyon takipçisi olan Başkan Trump’ın, Twitter hesabından paylaştığı mesajda şöyle deniliyor: “SON DAKİKA: Dün ortaya çıkarılan belgeler, Bill Clinton’ın da aralarında bulunduğu üst düzey Demokratların Jeffrey Epstein’ın Karayipler’deki ‘Pedofili Adası’na özel ziyaret düzenlediğini gösteriyor.”

Başkan Trump’ın paylaştığı bir başka mesajda Epstein’in ölümünün intihar olmadığı, işlediği cinsel suçlar bağlamında eski ABD Başkanı Bill Clinton le ilişkisi olduğu savunuluyor, “Jeffrey Epstein Bill Clinton hakkında bilgi sahibiydi, ancak şimdi öldü” deniliyor.

TRUMP KİMDEN, NEDEN KORKUYOR?

Jeffrey Epstein’in intiharı basit bir olay değildir. Küresel aktörler arasındaki, hatta aynı ülkenin yönetim kadroları arasındaki savaşın hangi boyutlara ulaştığının çok çarpıcı bir örneğidir. 

Mavi gezegenimiz bir küresel ısıma felaketine hızla sürüklenirken, insanlık açlık sorunuyla boğuşurken, ülkeler uluslararası hukuk çiğnenerek işgal edilirken, masum insanlar, topraklarına göz koyan küresel aktörlerin kurguladığı terör örgütleri tarafından katledilirken, küresel sorunlara çözüm üretmesi beklenen bir grup siyasetçi ve iş adamının Göcek koylarında, Epstein’ın Karyipler’deki “Pedofili Adası”nda ya da “Lolita Ekspres”inde çılgın partiler düzenlediklerini yazmak da okumak da yarınlarımıza ilişkin kaygılarımızın artmasına neden oluyor. 

9 Ağustos günü, tutuklu bulunduğu Manhattan’daki Metropolitan Correctional Center hapishanesindeki hücresinde ölü bulunan ABD’nin en ünlü işadamlarından Jeffrey Epstein merkezli anlatılan olayların hiçbiri komplo teorisi değil, hepsi de, “Dünyanın çivisi çıkmış” dedirten yaşanmış gerçekler.

İlişkili olduğu çok ünlü isimlerden dolayı, Jeffrey Epstein’ın ölmesi ya da öldürülmesine ilişkin dosya, kolay kapanacak bir dosya değildir. Dosyada, Bill Clinton, Donald Trump, Prens Andrew,  Alex Acosta ve Les Wexner gibi küresel çapta ünlü pekçok siyasetçi ve işadamının ismi geçiyor. Anlaşılan o ki,  Epstein’in “Lolita Ekspres” olarak anılan özel uçağında, “Pedofili Adası” olarak anılan Karayipler’deki Little St. James adlı özel  adasında, Göcek Koyu’nda demirlediği yatında ve Palm Beach’teki malikanesinde düzenlediği çılgın partiler bir şekilde görüntülenmiş ve savcıların dosyalarına girmişti.

Epstein’in eski dostu olan Başkan Trump, Twitter hesabından paylaştığı mesajlarla eski Başkan Bill Clinton’ı hedef gösteriyor, ama önünü kesmeye çalıştığı Savcı Müeller’in dosyasında kendisiyle ilgili çok önemli belgelerin olduğu konuşuluyor.

Trump’ın başkanlığına, yıllar önce Göcek koyunda demirleyen bir yatta karar verildiğini, yine bu koyda demirleyen bir yatta Rus dilberlerle düzenlenen bir çılgın partinin MİT baskınına uğradığını not ederek, Epstein olayına ilişkin gelişmeleri izlemeye devam delim.