(COVİD-19’UN HEDEFİ KİM?)

Yeni İpekyolu bağlamında ABD ile Çin arasında sürmekte olan savaş, Covid-19 virüsünün Wuhan’da neden olduğu ölümcül salgın ile zirve yapmıştır. Tüm dünya ülkelerini Çin ile olan ilişkileri derecesinde etkileyen bu salgın, bir küresel savaşa dönüşmüştür.

Biyolojik bir silahın etkili biçimde kullanıldığı bu küresel savaşın hedefi ve olası sonuçları henüz netleşmemiştir. O nedenle “Kim, ne yapmak istiyor?” sorusunun yanıtı, Covid-19’a karşı geliştirilecek ilaç ve aşının bulunmasından sonra netleşecektir. Çünkü ABD cephesi ile Çin cephesi arasında sürmekte olan savaşın sonucu, Çin’in hala direnmesi nedeniyle, henüz netleşmemiştir. 

Bütün dünya ölümcül bir virüs salgını karşısında çeresiz, sessiz. 

Kahredici bir çaresizlik yaşamaktayız. Ruh sağlığımız giderek sarsılıyor..

Kafalarda hep aynı soru: “Koronavirüs (Covid-19) bir biyolojik silahsa, bütün dünyayı etkileyen bu ölümcül salgının hedefi nedir? Kim ya da kimler ne yapmak istiyorlar?

Çinli yetkililer, bütün dünyayı etkisi altına almış bu ölümcül salgına neden olan Covid-19’u “Çin virüsü” olarak anmasına büyük tepki gösteriyorlar ve Çin’in Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Zhao Lijian, bu salgını geçtiğimiz yılın Aralık ayında Wuhan’ı ziyaret eden ABD’li askerlerin başlattığını savunuyorlar. 

İnsanlık, tarihin derinliklerinde ve yakın tarihlerde Covid-19 benzeri birçok ölümcül salgınlar yaşamış olmasına rağmen, bilgi birikimini ve enerjisini, ağırlıklı olarak, silah teknolojisini geliştirme yönünde kullandı. Bugün küresel çapta yaşanan çaresizliğin, teslimiyetin temelinde, insanlığın bu yanlış tercihinin de rolü büyüktür. Yakın bir geçmişte yaşadığımız SARS ve MERS gibi ölümcül salgılara neden olan virüslerin sırlarını çözecek, onlara karşı etkili olabilecek silahlar geliştirmek yerine, “faili meçhul cinayet dosyaları” olarak etiketleyip tıp literatürünün arşivine kaldırmayı tercih ettik. 

1918’deki İspanyol gribi salgınında 50 milyon kişinin hayatını kaybetmiş olması, insanlığının şuuraltlarında olması gereken derinlikte izler bırakmamıştı. Bugün yaşamakta olduğumuz çaresizlik, inşallah, bu mavi gezegende yaşamanın bir bedeli olduğu şuurunu kazanmamıza yardımcı olur. 

Koronavirüsün (Covid-19) bir biyolojik silah olduğu konusundaki iddiaları hala komplo teorisi olarak değerlendirenler, elbette bağlı oldukları zincirin emirlerine uygun yayın yapacaklardır. Fakat, Cvid-19’un kendiliğinden gelişen bir pandemi olduğuna ilişkin açıklamalar giderek kuşkuyla karşılanmakta, “Bu ölümcül salgınla kimler, neyi hedefliyor?” sorusu öne çıkmaktadır. 

KİM TESLİM OLACAK?

Tablo ortada.. 

ABD, uyguladığı yaptırımlara, açtığı ticaret savaşlarına rağmen, Çin’in küresel ekonominin lideri olmak amacıyla hayata geçirmeye devam ettiği Yeni İpekyolu ağlarının önünü kesemiyordu. Bazı devletlerin de destek verdikleri Yeni İpekyolu, ABD’nin beka sorununa dönüşmüştü. Yeni İpekyolu’nun tamamlanması Çin’in küresel ekonominin kaptanı olması, doların küresel rezerv para olma niteliğini kaybetmesi, yani ABD’nin içine çökmesi demekti. Çok yazdık, ABD derin devleti Pentagon’un böyle bir sonucu kolayca kabul etmesi mümkün değildi.

Dünyanın siyasi ve ekonomik görünümü, büyük savaşlar öncesi anımsattığından, uzmanlar, “Yeni bir küresel kapışma yaşanabilir” uyarısı yapıyorlardı.

ABD derin devleti, başta İngiltere, İran, Rusya, İtalya, Fransa, Almanya ve Türkiye olmak üzere, Çin’e destek veren ülkelere, ”Ekonominizi mahvederim” uyarıları yaptı, yanına çekmeye çalıştı. 

Fakat ABD’nin, başta enerji kaynakları olmak üzere, mavi gezegenimizin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini kimseyle paylaşmaya niyetl olmaması, ABD karşıtı cephenin giderek genişlemesine, Çin’in güçlenmesine neden oluyordu. 

VE SAVAŞ BAŞLADI

Ve ABD derin devleti, bütün dünya devletlerini hedef alan saldırıyı, laboratuvar ürünü mikroskobik bir canavar kullanarak başlattı. 

Bütün dünya narkoz yemişçesine dondu kaldı. Bütün dünya ekonomileri durdu. 

Kahredici bir bekleyiş başladı. 

Kimse yarınlarda neler olacağını söyleyemiyor. 

Adını koymakta hala çok mahcup davranıyoruz, ama bu bir küresel savaştır. Ne gibi sonuçlar üretebileceğini bilemiyoruz, ama insanlığı mutlu günlerin beklediğini söyleyemeyiz.

İnsanlık insani değerlerin hiçe sayıldığı günler yaşamak zorunda kaldı. İngiltere gibi bir devlet bile vatandaşlarına yaygın ve etkin bir koruma önlemi sunamıyor. Covid-19 salgınına önlem olarak, “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” diye özetlenebilecek “sürü bağışıklığı” yöntemini uygulamak zorunda kalıyor. Brexit’ten sorumlu 70 yaşüstü İngilizler evlere hapsedilirken, daha genç olanlar Allah’a emanet ediliyor. 

Vatikan’ı yanlarına çekemeyen, Çin’i desteklemesine engel olamayan Pentagon’un Katolik şahinleri, İtalya’yı bütünüyle cezalandırıyorlar. İtalya istihbarat kurumu SISMI, salgına neden olan virüslerin, İran’da olduğu gibi, dronlarla atıldığını savunurken, saldırganın kimliğinden söz etmemeye özen gösteriyorlar.  

ÇİN KURTULDU MU, MÜJDE YAKIN MI?

Salgının ilk başgösterdiği Çin, Covid-19’un kontrol altına alındığını müjdeliyor, ama henüz kesin bir savunma silahı açıklayabilmiş değil. O nedenle, gazete sayfalarına ve televizyon ekranlarına yansıyan toplu maske atma gösterileri pek sevindirici etki yapamıyor. 

Bütün dünya aşı ve ilaç bulabilmek için seferber olmuş durumda. Bu ölümcül salgının gelişme aşamaları, laboratuvar ürünü bir biyolojik silah olduğu iddiaları ve olası hedefleri dikkate alındığında, Arşimed heyecanıyla, “Buldum!” diye ortaya çıkacak bilimadamlarının koruma altına alınacaklarını umuyoruz. Çünkü bu normal, kendiliğinden gelişen bir salgın değil.  

Çağdaş haramiler, birkaç gemi ile çıktıkları Amerika kıtasını, o toprakların gerçek sahipleri olan Kızılderililere armağan ettikleri çiçek virüsü bulaştırılmış battaniyelerle katlederek ele geçirmişlerdi. Şimdi aynı akbabalar, yeryüzündeki tüm canlıları, Covid-19 benzeri virüslerle, orman yangınlarıyla seyrelterek yeni bir dünya düzeni kurmaya çalışıyorlar. 

Yeni İpekyolu bağlamında ABD ile Çin arasında sürmekte olan savaş, Covid-19 virüsünün Wuhan’da neden olduğu ölümcül salgın ile zirve yapmıştır. Tüm dünya ülkelerini Çin ile olan ilişkileri derecesinde etkileyen bu salgın, bir küresel savaşa dönüşmüştür.

Biyolojik bir silahın etkili biçimde kullanıldığı bu küresel savaşın hedefi ve olası sonuçları henüz netleşmemiştir. O nedenle “Kim, ne yapmak istiyor?” sorusunun yanıtı, Covid-19’a karşı geliştirilecek ilaç ve aşının bulunmasından sonra netleşecektir. Çünkü ABD cephesi ile Çin cephesi arasında sürmekte olan savaşın sonucu, Çin’in hala direnmesi nedeniyle, henüz netleşmemiştir.