YARIŞ HENÜZ BİTMEDİ

Geçtiğimiz Pazar günü ABD’de yapılan oylama, başkan seçimi değil, ABD’nin geleceğinin oylanmasıydı. ABD’nin beka sorununa dönüşen Yeni İpekyolu’nun önünü kesme konusunda kesin kararlı olan Pentagon şahinleri ile, “Yeni İpekyolu’nu ortak kullanalım” diyen Trump taraftarlarının savaşıydı.

Çeşitli nedenlerde,  ABD’nin zemininde bazı tehlikeli fay hatları oluşmuştu. Bunlar, 4 yıl süreyle göreve gele bir başkanın üstesinden gelebileceği sorunlar değildi. 7 kasım 2000’de ABD başkanı seçilen G. W. Bush döneminde yaşanan İkiz Kuleler şokuyla başlayan/başlatılan ve tek kutuplu bir dünya düzeni hedefleyen süreç, Pentagon şahinlerinin belirledikleri yol haritasını izleyerek devam ediyordu. 

İletişim teknolojisinin zirvesi olan bir ülkede, oyların mektupla kullanıldığı seçim sonuçlarını değerlendirirken, “3 Kasım’da ABD’de yapılan oylama, bir başkan seçimi değil, başkan seçimi görünümlü bir atamaydı” dememizin nedeni budur. 

Trump ya da Biden.. Beyaz Saray’da başkanlık koltuğuna kim oturursa otursun, ABD gemisinin kaptan köşkünde Pentagon şahinleri olacaktır. 

Ermenistan’ın 28 yıldır işgal altında tuttuğu Karabağ’dan çekilmesi, ABD’nin, kendisi açısından beka sorunu saydığı Yeni İpekyolu’nun en önemli geçitlerinden biri olan Karabağ’daki gelişmelere sessiz kalması, İngiliz Genelkurmay Başkanı Nick Carter’ın 3. Dünya Savaşı olasılığından söz etmesi ABD başkanlık seçimlerinin küresel barış açısından çok önemli sonuçlar üreteceğinin göstergeleridir. 

ABD seçim sisteminde her eyalet, başkanı belirleyecek olan 538 temsilcinin bulunduğu Seçiciler Kurulu’na, seçimlerde kazandığı oya ve o eyaletteki temsilci sayısına göre, belli sayıda temsilci göndermeye hak kazanıyor. Oylama sonucunda  270 delegeyi garantileyen aday başkan seçilmiş oluyor. 

3Kasım’da ABD ‘de yapılan başkanlık seçimlerinin açıklanan sonuçlarına göre delegelerin 290’ını alan Biden zaferini ilan etti. 

Başkanlık seçimlerini Biden’ın kazandığı ilan edilmiş olsa da, ABD’de başkanlık yarışı henüz bitmemiştir. Mektupla oylama, medyanın tarafsızlık ilkesine saygılı olmadığına ilişkin eleştiriler, seçmenlerin kimlikleri ve eğilimlerine ilişkin sonuçlar, “ABD’nin yönetimi vatandaşa bırakılmayacak kadar önemlidir” diyen bir seçim seçim sisteminin uygulandığı dikkate alındığında, “ABD’de başkanlık yarışı yeni başlamıştır” demek bile yanlış olmayacaktır. ABD seçim sisteminin özellikleri, Pentagon, Beyaz Saray  ve Kongre arasındaki rekabeti, ABD’nin beka sorununa dönüşen Bir Yol Bir Kuşak Projesi (Yeni İpekyolu), yeni bir digital para sistemine geçiş hazırlıkları, küresel konjonktürle birlikte değerlendirildiğinde, ABD’de kimin başkan seçildiğini değil, dünyamızı nasıl bir geleceğin beklediğini konuşmamız gerekiyor.

YARIŞ HENÜZ BİTMEDİ

“Henüz yarış itmedi” dememizin nedeni, ABD başkanlık seçimlerinin temel yapısı ve ABD’deki çocuk nüfusundaki siyah-beyaz oranıyla ilişkili. Deniliyor ki, Trump, bu seçimlerde oylamanın, koronavirüs salgını gerekçe gösterilerek, mektupla yapılacağını öğrendiğini anda, kurulan tuzağı farketti ve gerekli önlemleri aldı. Bu nedenle, bu yıl yapılan başkanlık seçimi sonuçlarının, 7 Kasım 2000’de yapılan başkanlık seçimlerinde olduğu gibi, uzun zaman sonra açıklanacağı konuşuluyor. Trump’ın bir mucize oluşturma olasılığı zayıf görünüyor, ama şansını sonuna kadar zorlayacağı anlaşılıyor. 

Önce 2000 yılındaki başkanlık seçimlerini kısaca hatırlayalım.. 7 Kasım 2000 seçimlerinde Clinton’ın başkan yardımcısı olan Demokratların adayı Al Gore ile eski Cumhuriyetçi başkan Bush’un oğlu Teksas Valisi George W. Bush birbirlerine çok yakın oylar almışlardı. Gore, G.W. Bush’tan 547 biz fazla oy almıştı, ama başkanı seçecek Seçiciler Kurulu’na 270 temsilci gönderememişti. 

Sonuçları belirleme açısından Florida oyları belirleyici konumdaydı ve karşılıklı yapılan itirazlar nedeniyle, Florida oyları defalarca yeniden sayılıyordu. Florida’nın 29 delegesini kazanan başkanlığı da kazanmış olacaktı. 1 ay boyunca yapılan itirazlar nedeniyle devamlı yinelenen sayma maratonu, ABD Anayasa Mahkemesi’nin kararıyla 12 Aralık 2000 son bulmuş, G.W. Bush, 537 oy fazlalığı ile Florida’nın 29 delegesini de alarak delege sayısını 271’e yükselterek başkanlığı kazanmıştı. 

BAŞKANIN DEĞİL PENTAGON’UN İZLEYECEĞİ YOL HARİTASI 

G. W. BUSH İLE BAŞLAYAN SÜREÇ DEVAM EDİYOR

O seçimlerde Al Gore oyların yüzde 48.4’ünü, G.W. Bush da yüzde 47.9’unu almıştı. Oy farkı çok az olduğu için Al Gore Florida eyaletinde oyların yeniden sayılası için mahkemeye gitti. 

Oylar defalarca sayıldı ve sayımda farkl sonuçlar ilan edildi. Bunun üzerine ABD Yüksek Mahkemesi devreye girdi ve 12 Aralık 2000 günü 4’e karşı 5 oyla aldığı kararla başkanlığı G. W. Bush’un kazandığını açıkladı. 

2000’deki bu tartışmalı başkanlık seçimi sonrasında ABD’de, 11 Eylül 2001’de İkiz Kuleler şoku yaşandı. 2003’te de, İslam coğrafyası potansiyel terör bataklığı ilan edilerek, “Demokrasi götürüyoruz” kandırmacasıyla Afganistan ve Irak işgal edildi. Böylece, sancılı sonuçları günümüze uzanan tek kutuplu yeni bir dünya düzeni kurma çalışmaları başlatıldı. Anlaşılan o ki, benzer tabloların yaşandığı 2020 başkanlık seçimleri sonrasında da, G. W. Bush döneminde başlatılan süreç devam ettirilecektir. 

Büyük Ortadoğu Projesi’yle (BOP) başlatılan tek kutuplu yeni bir dünya düzeni kurma çalışmaları ABD’nin planladığı gibi yürümedi. ABD’nin Türkiye’nin güney sınırları boyunca uzanarak Akdeniz’e ulaşan Kürdistan görünümlü garnizon devlet koridoru Türkiye, Rusya ve İran’ın karşı durmalarıyla hayata geçirilemedi. 

ABD’nin Ukrayna’yı karıştırma hamlesine Putin Kırım’ı ilhak ederek karşılık verdi. Ardından Kazakistan Kurucu Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev’in girişimiyle başlatılan Astana Süreci, ABD’nin önünde daha güçlü bir set oluşmasına neden oldu. 

Ortadoğu’da bunlar yaşanırken Çin’in hayata geçirilen Çin’in Yeni İpekyolu Projesi ABD’nin beka sorununa dönüştü. Başkan Trump döneminde ABD, daha doğrusu ABD derin devleti, dışarda Yeni İpekyolu’nun önünü kesebilmek için Çin’e destek veren AB ülkeleri, İran, Rusya, İsrail ve Türkiye ile uğraşırken, içerde de, Çin ile birlikte yürümek isteyenlerle mücadele etmek durumunda kaldı.  

Beyaz Saray ile ABD derin devleti Pentagon arasındaki köprüler atıldı. Damadı Kushner’in yönlendirmesiyle İsrail’e peşpeşe ödünler veren başakan Trump’ı topal ördek durumuna düşürmek isteyen Dışişleri Bakanı Pompeo, başkandan bağımsız, karşı partinin başkan adayı Joe Biden’in söylemlerini anmsatan bir dış politika izlemeye başladı. Cumhuriyetçi Trump’ın dışişleri Bakanı Pompeo ile Demokratların başkan adayı Biden aynı frekansta konuşuyorlardı. Bu durum, bir büyük dış tehlikeye karşı siyasi partilerin ortak bir çatı altında birleştiklerinin göstergesiydi.

ABD’NİN FAY HATLARI 

Bu durum, hangi partiden olursa olsun, seçilecek başkanın Pentagon saptayacağı bir yol haritası izlemek zorunda olduğu anlamına geliyordu. Çünkü, çeşitli nedenlerde,  ABD’nin zemininde bazı tehlikeli fay hatları oluşmuştu.:

1) ABD’deki 74 milyon çocuğun yarıdan fazlası siyahtı ve 2040 yılında Afrika kökenli ABD vatandaşlarının sayısı beyazların sayısını geçiyordu. 

2) Bütün engellemelere rağmen hayata geçirilen Çin’in Yeni İpekyolu ABD’nin beka sorununa dönüşmüştü; Çin küresel ekonominin lideri olma yolunda hızla ilerliyordu.  

3) Çin, Yeni İpekyolu hatlarında dolar dışında yeni bir dijital para birimini tedavüle sokuyordu. 

İşte Biden’ın izleyeceği yol haritası, dolayısıyla yaşayacağımız olası gelişmelerin fay hatları.. Bunlar, 4 yıl süreyle göreve gele bir başkanın üstesinden gelebileceği sorunlar değildir. 7 kasım 2000’de ABD başkanı seçilen G. W. Bush döneminde yaşanan İkiz Kuleler şokuyla başlayan/başlatılan ve tek kutuplu bir dünya düzeni hedefleyen süreç, Pentagon şahinlerinin belirledikleri yol haritasını izleyerek devam ediyor. 

Ermenistan’ın 28 yıldır işgal altında tuttuğu Karabağ’dan çekilmesi, ABD’nin, kendisi açısından beka sorunu saydığı Yeni İpekyolu’nun en önemli geçitlerinden biri olan Karabağ’daki gelişmelere sessiz kalması, İngiliz Genelkurmay Başkanı Nick Carter’ın 3. Dünya Savaşı olasılığından söz etmesi ABD başkanlık seçimlerinin küresel barış açısından çok önemli sonuçlar üreteceğinin göstergeleridir.

Gördüğünüz gibi yarış yeni başlıyor.

Trump ya da Biden.. Beyaz Saray’da başkanlık koltuğuna kim oturursa otursun, ABD gemisinin kaptan köşkünde Pentagon şahinleri olacaktır. Türkiye ve Kafkasya’da sergilenen Türkiye-Azerbaycan ve Pakistan dayanışması Biden’ın öncelikli hedeflerinden biri olacaktır.  

Ressam arkadaşların bu gerçekleri dikkate alarak çizecekleri tablo, daha gerçekçi bir “Amerika Hatırası” olacaktır.