11.16 MAYIS'TA GERÇEKLEŞTİRİLECEK BU YILKİ MONACO FİLM FESTİVALİ, GALA GECESİ GÖSTERİLECEK OLAN YÖNETMENLİĞİNİ TOLGA ÖRNEK'İN YAPTIĞI "DEVRİM ARABALARI" FİLMİYLE BAŞLIYOR. FİLMCİLİK AÇISINDAN BAKILDIĞINDA, BİR GENÇ YÖNETMENİMİZİN BAŞARISI OLARAK ALKIŞLANABİLECEK "DEVRİM ARABALARI", EKONOMİ TARİHİ PENCERESİNDEN BAKILDIĞINDA İBRET VERİCİ BİR BAŞARISIZLIĞIN, BİR İHANETİN BELGESELİDİR. Monaco Film Festivali bu yıl 11-16 Mayıs tarihleri arasında gerçekleştirilecek. Monaco'da geleneksel olarak gerçekleştirilen film festivalleri sanatseverlerin dikkatle izledikleri bir sanat olayıdır. Festivalde gösterilecek film seçiminde gösterilen titizlik, Monaco film festivallerinin saygınlık kazanmasında büyük rol oynamaktadır. Bu açıdan bakıldığında, bu yılki Monaco Film Festivali'nin gala gecesinde gösterilecek olan bir Türk filmiyle açılacak olması gurur verici bir olay. Filmin yönetmeni Tolga Örnek. Tolga Örnek'i daha çok yaptığı belgesellerle tanıdık: Atatürk Belgeseli (19989), Fenerbahçe Spor Kulübü Belgeseli (1998), Tanrıların Tahtı Nemrut (1999), Hititler (2002) ve Gelibolu (2004). 1972 doğumlu olan Tolga Örnek İstanbul Teknik Üniversitesi Metalurji bölümü mezunu. Sinema eğitimini University of Washington'da yapmış. Bu yıl Monaco Film Festivali'nin gala gecesinde gösterilecek "Devrim Arabaları"nı 2008'e çekmiş. Monaco Film Festivali Program Direktörü Georges Chamchum'un yaptığı açıklamaya göre, Örnek'in filmi, hem senaryo ve yönetim hem de oyuncuların başarıları nedeniyle, Monaco Film Festivali'nin ruhuna uygun bulunduğundan, gala gecesinde gösterilmeye hak kazanmış. Bilindiği gibi festival, hem genç sinemacıların yapıtlarını tanıtmalarına ve finansman sağlamalarına, hem de yardıma muhtaç çocuklara fon toplamaya yardımcı oluyor. Peki, Monaco Film Festivali'nin gala gecesinde gösterilecek "Devrim Arabaları"nda ne anlatılıyor, Türkiye'nin tanıtılmasına ne gibi katkıları olacak? "Devrim Arabaları"nda 1960 Askeri darbesi sonrasında devlet başkanı olan Cemal Gürsel döneminde Türkiye'nin kendi markasıyla bir otomobil yaratma macerası anlatılıyor. Cemal Gürsel, "Bu ülke kendi gücünü kullanarak bir otomobil modeli üretebilir ve de üretmelidir. En kısa zamanda bir yerli otomobil üretilsin" diyor. Askerlikte "emir demiri keser"; hazırlıklar derhal başlatılıyor. Yıl 1961. Eskişehir Vagon Fabrikası'nda görevli 23 mühendis bir toplantı için Ankara'ya davet ediliyor ve kendilerine tamamen yerli malzemeden bir otomobil üretmeleri ve de 129 gün sonraki Cumhuriyet Bayramı'na yetiştirmeleri talimatı veriliyor. Sanayicilerin ve basının olumsuz yorumlarına rağmen, "Cemal Aga" gibi düşünen genç mühendisler, büyük bir heyecan ve özveri ile gece gündüz çalışarak çoğu parçası yerli olan dört otomobil üretiyorlar ve modelin adını "Devrim" koyuyorlar. Otomobillerin hepsi de test sürüşlerinde başarılı oluyorlar. Otomobiller 1961 Cumhuriyet Bayramı törenlerine katılmak üzere vagonlara yüklenip Ankara'ya gönderiliyorlar. "Devrim"ler Türk gücü ile üretilmiş arabalar olarak törenlere katılıyorlar. Eskişehir'de dağ bayır demeden yol alan "Devrim"ler, tören sırasında 100 metre kadar gittikten sonra duruyorlar ve çalıştırılamıyorlar! Baştan beri, Türkiye'de tamamen yerli olan otomobil üretmenin mümkün olmadığını savunan sanayiciler ve basın, haklı çıkmış olmanın sevincini yaşıyorlar.. Acı gerçek yıllar sonra ortaya çıkıyor. Meğer, herhangi bir kaza olasılığına karşı benzinsiz olarak vagonlara yüklenen arabaları Ankara'da tören alanına götürenler, bu arabaların benzini var mı, yok mu diye kontrol etmeyi akıllarına getirmemişler. Bu ihmalkarlık yüzünden, tören alanında hareketsiz kalan "Devrim Arabaları" milletin moralinin bozulmasına, "Ne olacak işte, yerli araba bu kadar yürür" dedikodularının inandırıcı olmasına neden olmuştu. ARADAN 48 YIL GEÇTİ; "DEVRİM ARABALARI" HALA ÇALIŞIYORLAR "Devrim Arabaları" 1961'de üretilmişlerdi. Yıl: 2009; aradan 48 yıl geçmiş ve Devrim" plakalı arabalar hala çalışıyor! Çıkarları uğruna bir ülkenin kaderiyle oynayanların pekçoğu bugün hayatta değiller, ama "Devrim"ler bize birşeyler anlatmak istercesine, zamana meydan okuyorlar, kontak anahtarını çevirince çalışıyorlar, yürüyorlar.. Gelelim günümüze.. 60'lı yıllarda "Devrim"lerin üretilmesini engelleyen zihniyet bugün ülkenin kaderinde hala egemen.. "Avrupa'nın otomotiv üssü olduk" diye öğünüyoruz. Küresel ısınmanın, hava kirliliğinin büyük bir sorun olduğu bir dönemde, Avrupa'nın para babalarına ucuz işgücü sağlayarak, topraklarımızı, havamızı, suyumuzu kirletmelerine göz yumarak Avrupa'nın çöplüğü olmuşuz, bunu bir başarı tablosu olarak gösteriyoruz. "Peki arkadaş, Avrupa'nın otomotiv üssü oldun, ama senin sokaklarında Türk markası taşıyan bir tek araba niçin yok?" sorusuna verilecek yanıtımız var mı? 1950'lerde NATO ülkeleriyle birlikte asker göndererek hürriyetlerine kavuşmalarına yardımcı olduğumuz Güney Kore'nin ürettiği Hyundai, bugün bir dünya markası ve ülkemizde üretim yaparak bize otomobil satıyor. Tolga Örnek'in çektiği "Devrim Arabaları", Monaco Film Festivalinin gala gecesinde gösterilmeye hak kazanmış.. Ne müthiş bir aptallık hikayesidir ki, filmi bile Avrupa'nın en saygın festivallerinin gala gecelerinde gösterilerek taçlandırılıyor! "Devrim Arabaları" gerçekten ibret almamız, dersler çıkarmamız gereken bir belgesel..