DUPONT ÜRETTİĞİ GAZI YASAKLATMAYA ÇALIŞIYOR!..

Mevsimleri artık, kitapların tanımladığı şekliyle yaşayamıyoruz. Yaz ya da kış dediğimiz aylarda, çok başka mevsimlerin fragmanlarını yaşadığımız da oluyor.

Mevsimler arasındaki geçkiler çok keskin olmaya başladı. Şarkılarda yaşadığımız o renkli ilkbaharları ve sonbaharları doya doya yaşayabiliyor muyuz?

Yağışlar giderek azalıyor; göller kuruyor, çöller genişliyor, yüksek dağlardaki ve kutuplardaki buzullar eriyor...

Küresel ısınma konusunda, bilimsel çevrelerden çelişkili açıklamalar geliyor. "20 yıl içinde denizler 50 cm, 50 yıl sonra da 2 metre yükselecek" diyenler de var, "tüm buzullar eridiğinde denizlerin en az 70 metre yükseleceğini" söyleyenler de...

Okyanuslardaki pekçok adanın yanı sıra, Avrupa'da ve Amerika'da deniz seviyesine yakın şehirlerin su altında kalma olasılığı insanların uykularını kaçırıyor. 

İşin ilginç yanı, "Artık kıyamete pek fazla zaman kalmadı" diyen pekçok felaket senaryosu yazarı mevsimlerin altüst olmasından insanları suçluyor; " Küresel ısınma yaşıyoruz, insanlar bunun temel nedeni" diyorlar.

Küresel ısınma konusunda bilim adamlarının öne sürdükleri nedenler birbirlerinden çok farklı. "Dünyamız neden ısınıyor?" konusunda araştırma ve tartışmalar sürüyor.

DÜNYAYI ISITAN POLİTİKACILAR MI, SANAYİCİLER Mİ?

Küresel ısınma konusunda öne sürülen nedenlerin farklı olması, işin içine politikanın ve paranın karışmasından kaynaklanıyor gibi..

Aslında küresel ısınma yani iklim değişikliği konusunda yorum yapabilmek, nedenlerini açıklayabilmek o kadar kolay değil. İklim konusu, 10 milyon yıllara dayanan verilerin incelenmesini, konuyla ilgili pekçok bilim dalının verileriyle ilişkilendirilerek yorumlanmasını gerektiriyor. Nitekim, ünlü buzbilimci Louis Reynaud, konuyla ilgili olarak yaptığı açıklamada, "Bilinmeyenler, bilinenlerden çok çok fazla" diyor ve "sıcaklık ölçümlerinin ancak 1850'lerden bu yana sağlıklı yapılabildiğine dikkat çekiyor. 

İklimle ilgili sırların çözülmesinde, yeni ve hızla gelişen bilim dallarının rolü büyük olacak.

İklim değişiklikleri, küresel ısınma konusundaki bilinmezlere inandırıcı yanıtlar bulabilmemiz için pek çok bilim dalının verilerine gerek duyuyoruz. Uzaybilimleri, okyanusbilim, mikro fizik, kimya, meteoroloji, buzbilimleri yanı sıra, bu verilere karşılaştırarak sonuçlar çıkarabilmemiz için de bilgisayar, elektronik, genel makine, modelleme ve uzay teknolojisine başvurmamız gerekmiyor. Çünkü, iklimi etkileyebilecek olası nedenleri saymakla bitiremiyoruz: kozmik ışınları etkisi, yerkürenin kuzey kutbunun yörünge düzlemine doğru eğilmesi, okyanuslar ve devinimleri, kutup buzulları, tektonik hareketler, barajlar, yeraltı suları, bitki suları, nükleer denemeler...

SUÇLU SPREYLER Mİ?

Küresel ısınma konusunda eskiden beri ön plana çıkarılmaya çalışılan tek suçlu sera gazları mı?

Sanayi atığı karbondioksit gazları mı değiştiriyor dünyamızın iklimini?

Yoksa, bir zamanlar popüler bir açıklama şekli olan CFC'mi sorumlu küresel ısınmadan? Hani şu klima, buzdolabı üretiminde ve spreylerde kullanılan chlorofluorocarbure (CFC) mü ısıttı mavi gezegenimizi?

Sprey sıkarak şu mavi gezegeni cehennem kazanına çevirmek mümkün mü?

Ünlü buzulbilimci Louis Reynaud CFC'yi suçlamanın inandırıcı bir açıklama olmadığını söylüyor. Örneğin, Alpler'deki buzulların 180 yıldan beri erdiğine dikkat çeken Reynaud, "Bu erime sera etkisiyle kıyas kabul etmeyecek derecede büyük bir enerji gerektirir" diyor.

Reynaud, "İklim değişikliğini sera gazlarının etkisine bağlamanın zor olduğunu vurguladıktan sonra işin gerçeğini işaret ediyor;

"Sera etkisi bilinçli olarak ön plana çıkarılıyor, 'havalar ısındı' buzullar eriyor, kıyamet yaklaşıyor' demek daha medyatik, daha ilgi çekici oluyor."

Ünlü buzulbilimcinin de dediği gibi, sprey sıkarak iklimleri değşitirmek mümkün değil, fakat böyle bilimsellikten uzak açıklamaları "doğru" olarak kabullendirip bundan büyük büyük paralar kazanmak pekala mümkün.

ÜRETTİĞİ GAZI YASAKLATTI, ZENGİN OLDU

Yıllarca insanların, küresel ısınmaya, sorumsuzca kullanılan CFC (Chlorofluorocarbure) gazlarının ozon tabakasındaki açtığı deliğin neden olduğu masalı söylendi.

Çeşitli ülkelerin bilim adamları toplandı, CFC'nin yasaklanması konusu tartışıldı.

İşin en ilginç yanı, CFC gazlarının yasaklanma kararından en kârlı çıkan, dünyada kullanılan CFC'nin dörtte birini üreten uluslararası kimya devi Dupont oldu!

İlk bakışta şaşırtıcı bir saptama gibi görünse de, doğru. Daha da ilginci, Dupont, CFC gazının yasaklanmasını el altından destekleyenlerin elebaşısı!

Dupont CFC'nin yasaklanmasını, yıllar önce yaptığı hazırlıklara dayanarak desteklemiş. Çünkü, CFC yerine kullanılabilecek HFC (Hydrofluorocarbure) gazı konusunda hazırlıklar yapmış, üretim tesisleri kurmuş. Bu nedenle Dupont, "CFC'nin ozon tabakasını deldiği kanıtlanırsa üretimi derhal durdururuz" diyor.

CFC yasaklanıp yerine HFC kullanılmaya başlandığında, Dupont piyasanın tek hakimi olacak.

Görüldüğü gibi, bazen bilim, "doğruları" politikacıların ve uluslararası dev şirketlerin çıkarlarıyla bağdaştırarak söyleyebiliyor.