Altınordu Cumhuriyetin ilanıyla yaşıt bir camiadır. 26 Aralık 1923 yılında İzmir'de kurulan kulüp, Kırmızı Lacivert rengiyle kan ve çeliği çağrıştırır. Kurucuları Süleyman Ferit Bey (Eczacıbaşı), Ahmet Şerafettin Bey, Kemal Kamil Bey (Aktaş), Edip Berkant Bey, Eczacı Sermet Bey, Numanzade Ali Rıza Bey, Muallim Mehmet Rıza Bey, Doktor Hacı Hasanzade Ethem Bey, Katip Selami Bey, Cerrah Necipzade Ali Bey ve Eczacı Rıza Bey'dir. Türkiye Cumhuriyetin kurulmasının ardından Kurtuluş Savaşı nedeniyle duran spor faaliyetleri yeniden canlandırmış Türkiye futbol liglerinde başarıyla mücadele etmiştir.
Özellikle son dönemde yaptığı işlerle yeniden o parlak günlerine dönme sinyalleri veren Altınordu’nun tüm kulüplerimize örnek oluşturacak, organizasyonu U12 İzmir Cup’ı Selçuk’ta canlı izleme şansı buldum. 21 ülkeden 48 takımın mücadelesi, geleceğin Arda, Messi, Salih Uçan ve Ronaldo gibi yıldızlarının ter akıttığı bir dünya kupası tadındaydı.
Almanya’dan Borussia Mönchengladbach, Hoffenheim, Werder Bremen, Nürnberg, 1860 Münih, Wattenscheid ve Augsburg, Hollanda’dan Ajax, Twente ve Vitesse, Danimarka’dan Brondby ve Nordsjaelland, Yunanistan’dan Panathinaikos ve AEK, İngiltere’den Sheffield United, Avusturya’dan Admira Wacker, Fransa’dan PSG, İsveç’ten Hammarby, İspanya’dan Athletic Bilbao, Portekiz’den Porto, Rusya’dan Dinamo Kiev, Finlandiya’dan Vestia, Romanya’dan Hagi FA, Bulgaristan’dan Ariston Ruse, Katar’dan Aspire Academy, Avustralya’dan Amity FC, Azerbaycan’dan Gabala, Kosova’dan Korriku, Kırgızistan’dan Nur FC ile ülkemizden Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş, Trabzonspor, Altınordu, Bursaspor, Eskişehirspor, Kasımpaşa, Başakşehir, Göztepe, Altay, İzmirspor, Karşıyaka, Balçova Yaşamspor, Bucaspor, Bornovaspor ve İzmir Büyükşehir Belediyespor kulüplerinin 12 yaş altı futbolcuları kelimenin tam karşılığı nefes kesen mücadeleler verdiler. Finalini Athletic Bilabao ile Paris Saint Germain’in oynayıp, mutlu sona İspanyol ekibi Bilbao’nun ulaştığı organizasyonda, Almanya’dan Hoffenheim üçüncü Yunanistan’ın AEK takımı da dördüncü sırada yer aldı.
Kafilelerin toplam 1250 kişiyle yer aldığı yüzü profesyonel, 150’si gönüllü kapsamında 250 insanın görev yaptığı ve üçte birini İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin üstlendiği 900 bin liralık muhteşem organizasyonun, üçte ikisini harcayan Altınordu Kulübü Başkanı Seyit Mehmet Özkan, kocaman bir alkışı hak ediyor. Kendisine ‘Başkan’ denmesinden pek hoşlanmayan ve “Ben bu kulübün sahibi değil, armanın yeddi eminiyim. Çocuklar da benim hayatım. Onlara hizmet etmek, onlarla birlikte olmak benim için yaşam biçimi. 5 bin çocuğu Altınordu kanatlarının altına topladık. Onların hepsi benim çocuğum. Kendimi dünyanın en mutlu babası hissediyorum” diyen başkan Özkan, tüm kafilelere parmak ısırtan bir işin üstesinden gelmenin onuruna sahip. Günlük yaşamının çok büyük bir bölümünü gönül verdiği futbola, özellikle de altyapıya ayıran Başkan Özkan, her ay bu uğurda 700 bin liranın üzerinde bir rakamı Altınordu çocukları uğruna harcamakta.
Özkan, “Altınordu mucizesi beş yıl içinde gerçekleşecek. Bu kulüp, Türkiye’nin futbolcu fabrikası olacak. Büyük kulüplere inat bu işin üstesinden gelip, meyveleri toplamaya başlayacağız” diyerek önemli de bir iddianın altına imzasını atıyor.
Bize de bu futbol aşığı gönül adamına hak ettiği alkışı göndermek düşüyor.
Bu arada, bu satırları karalarken, Fenerbahçe’nin Rize deplasmanından dönüşünde Trabzon Hava Limanı’na giderken yolda silahlı saldırıya uğraması gündeme bomba gibi düştü. Pek tabidir ki çok büyük bir hadise. Ancak yukarıdaki olayı ezeceği düşüncesiyle, bu saldırı vahşetini şiddetle kınıyor, bu konuya dair düşüncelerimi gelecek haftaki yazıya bırakıyorum.
Hoşçakalın…