Putin’in akıl hocası AleksandırDugin’in kızı DaryaDugina’nın öldürüldüğü haberi, yedinci ayını dolduran Ukrayna-Rusya savaşının yakın bir gelecekte sona ereceğine ilişkin umutları dinamitleyiverdi
Suikast konusunda oldukça becerikli olan Ruslar, kendilerinin gururlarını kırmayı hedefleyen suikastlere genellikle aynı tonda yanıt vermişlerdir. O nedenle, Rus istihbaratı bu suikastin arkasında kimin ya da kimlerin olduğunu saptadığında, mutlaka can yakacak bir yanıt verecektir.
DaryaDuginasuikasti sonrasında, Rusya- Ukrayna savaşı, politik liderleri, bilimadamlarını, kanaat önderlerini hedef alan bir suikastler dizisine dönüşebilir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ses getiren cinayet haberleriyle sarsılabiliriz.
Kan davasına dönüşecek bu meydan okumaların ne gibi sonuçlar üretebileceğini bugünden kestirebilmek mümkün değildir. Fakat, dünya barışını tehlikeye düşürebilecek beklenmedik gelişmeler yaşanabileceğini söyleyebiliriz.
M. KEMAL SALLI
Cumhurbaşkanı Erdoğan ve BM Genel Sekreteri Guterres’in girişimiyle Rusya ve Ukrayna tahılının ihracatına bir çözüm bulununca, Avrupa’nın orta yerinde yaşanmakta olan insanlık dramının sona ereceğine ilişkin umutlarımız artmaya başlamıştı. Hatta, Rusya devlet Başkanı Putin ile Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski’nin nerede, ne zaman buluşabileceklerine ilişkin papatya falları tutulmaya başlanmıştı.
Putin’in akıl hocası AleksandırDugin’in kızı DaryaDugina’nın öldürüldüğü haberi, yedinci ayını dolduran Ukrayna-Rusya savaşının yakın bir gelecekte sona ereceğine ilişkin umutları dinamitleyiverdi. Rusya’nın aşırı sağcı biliminsanı ve politikacısı, Putin’in sağ kolu AleksandırDugin’in kızının arabasına yerleştirilen uzaktan kumandalı bir bombayla öldürülmesi, Rusya-Ukrayna savaşının boyut değiştirmesine neden olacaktır. Savaşı bundan sonraki gidişatı, Rusya’nın bu can yakıcı suikaste vereceği yanıtın biçimine ve şiddetine bağlı olarak şekillenecektir.
Dünkü yazımızda da belirttiğimiz gibi, savaşın uzaması birilerinin işine geliyor. Anlaşılan o ki, birileri, hedeflerine ulaşıncaya kadar,Rusya-Ukrayna savaşını körüklemeye devam edecektir.
Daha açık söylemek gerekirse, ABD, Çin’i küresel ekonominin lideri yapacak olan “Kuşak ve Yol” projesinin önüne set çekip Avrupa’ya uzanmasını engelleyinceye ve silah sektörünün 10 yıllık stokunu eritinceye kadar, Ukrayna coğrafyasında sahnelenmekte olan insanlık dramını seyretmeye devam edeceğiz.
2014 YILINDA MOSKOVA HAVAALANI’NDA YAŞANAN SUİKAST
Putin, Rusya istihbaratının vereceği bilgiler doğrultusunda, karşı tarafa aynı şiddette yanıt vereceği gibi, 2004’te, Moskova Havaalanı’nda Fransa petrol devi TOTAL’in CEO’su Christophe de Margeriehayatını kaybetmesine neden olan suikastte olduğu gibi, sessiz kalarak, “Ne yapmak istediğini gördüm, oyuna gelmeyeceğim” mesajı da verebilir.
Kısaca hatırlatalım; 20 Ekim 2014’te, Rusya'nın başkenti Moskova’daki Vnukova Havalimanı'nda meydana gelen uçak kazasında, Fransız petrol devi Total'in CEO'su Christophe de Margerie ve dört arkadaşı yaşamını yitirmişti. Birileri nükleer güç sahibi iki ülkenin aralarını bozmayı hedeflemişti.
O günlerde Kazakistan’da bulunan Fransa Cumhurbaşkanı Hollande, evinde konuk olduğu Nursultan Nazarbayev ile yaptığı değerlendirme sonucunda, ülkesine dönüş yolunda, Moskova’ya uğrayarak Putin ile görüşmüş, De Margerie'ninkaybını sineye çekerek, oyunu boşa çıkarmışlardı.
Bu suikasta Putin’in vereceği yanıtın desibelini Rus istihbaratının vereceği rapor belirleyecek.
Putin’n can dostu, akıl hocası AleksandrDugin’i hedef alan bu suikasti kim planlamış olabilir? Bir süredir babasını yerini almak üzere hazırlandığından, doğrudan DaryaDugina da hedef alınmış olabilir.
Peki, Putin’in canını yakacak bu suikastikim yapmış olabilir?
Ukrayna kökenli Rus vatandaşları da olabilir, Çeçen muhalif grupları da.. Savaşın uzamasından yarar uman başka güçler de olabilir. Suikastin, Rus muhalif lider Novaldi’nin zehirlendiği günün yıldönümünde yapılmış olması, “Kim yapmış olabilir?” sorusuna yanıt aranırken dikkat edilmesi gereken bir ayrıntıdır.
DARYA DUGİNA, “UKRAYA’DA ABD’NİN SUİKASTÇİ TİMLERİ VAR” DEMİŞTİ.
DaryaDugina, kendisiyle yapılan bir söyleşide, “Ukrayna’da, ABD’nin kontrolünde, her türlü suikastı yapabilecek şekilde eğitilmiş timler var” demişti.
Dugina suikastıyla Rusya-Ukrayna savaşı boyut değiştirmiştir.
2014 yılında, ABD’nin, Ukrayna’da yönetim değişikliği ile sonuçlanan MAIDAN kalkışmasına Kırım’ı ilhak ederek karşılık veren Putin’in, can dostunun kızını hedef alan suikaste nasıl bir karşılık vereceği merak ediliyor. Bu karşılık, 2014’teki TOTAL CEO’sunu hedef alan suikastte olduğu gibi “sessiz bir yanıt” olabileceği gibi, 27 Kasım 1999’da Çeçenistan Başkenti Grozni’nin haritadan silmesi ya da 2014’te Kırım’ı ilhak etmesi kadar sert bir karşılık da olabilir.
Suikast konusunda oldukça becerikli olan Ruslar, kendilerinin gururlarını kırmayı hedefleyen suikastlere genellikle aynı tonda yanıt vermişlerdir. O nedenle, Rus istihbaratı bu suikastin arkasında kimin ya da kimlerin olduğunu saptadığında, mutlaka can yakacak bir yanıt verecektir.
DaryaDuginasuikasti sonrasında, Rusya- Ukrayna savaşı, politik liderleri, bilimadamlarını, kanaat önderlerini hedef alan bir suikastler dizisine dönüşebilir. Dünyanın çeşitli ülkelerinde ses getiren cinayet haberleriyle sarsılabiliriz. Kan davasına dönüşecek bu meydan okumaların ne gibi sonuçlar üretebileceğini bugünden kestirebilmek mümkün değildir.Fakat, dünya barışını tehlikeye düşürebilecek beklenmedik gelişmeler yaşanabileceğini söyleyebiliriz.
RUSYA’NIN HEDEFLERİ
Rusya’nın hedefinin, Ukrayna’nın batı coğrafyasını oluşturan Donbas’ı ve Odesa’yı kontrolü altına alarak, Ukrayna’nın Karadeniz’le olan ilişkisini kesmek, Rusya yanlısı bir yönetimi iktidara taşımak olduğu biliniyor.
Bu sayede, Avrupa’nın en büyük enerji tedarikçisi olan Rusya, NATO’nun doğuya doğru daha fazla ilerlemesini önleyecek, küresel ısınma nedeniyle giderek büyümekte olan gıda krizi konusunda kilit ülke konumuna gelecek, küresel ekonominin geleceğini şekillendirecek olan “Kuşak ve Yol” projesinin en önemli iki geçidinde (Karabağ ve Ukrayna) söz sahibi olacaktır.
Tarafsız bir gözle bakacak olursak, Kırım’ın ilhakından, özellikle 24 Şubatta başlayan işgalden bu yana yaşananlar, ABD’nin “Olur”u almadan yapılabilecek operasyonlar değildir. Biden’ın yılbaşından beri yaptığı konuşmalarda sürekli olarak, Rusya’nın yakın bir zamanda Ukrayna’yı işgal edeceğini “müjdelemesi”, dünya kamuoyunu böyle bir sonuca hazırlamayı hedefliyordu.
ABD böyle bir olasılık karşısında, Ukrayna sahasında bayrak göstermek yerine, asker vatandaşlarını, büyükelçisini Polonya’ya taşımayı tercih etmiştir. ABD’nin niyeti Rusya’nın Ukrayna’yı işgalini önlemek olsaydı, Ukrayna’yı silahlandırması gerekmezdi; yalnızca bayrak göstermesi bile yeterli olurdu. Fakat, dünyada yeni bir düzen kurulurken ABD’nin öncelikli hedefi, Çi’in “Kuşak ve Yol” projesi üzerinden AB ülkeleriyle elele vermesini, Avrupa’da ve Pasifik’te kendisine rakip olacak kutuplar oluşmasını engellemektir.
“Kuşak ve Yol”un en önemli kolları, Pekin’den yola çıkarak Türkistan, Azerbaycan-Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan karayolu ve demiryolu kuşağı ile, Pasifik’ten kuzeye yönelerek Arktik Okyanusu, Kuzey Buz Denizi üzerinden Avrupa’ya uzanacak Deniz İpekyolu kuşağıdır.
ABD, kendisi açısından bir beka sorununa dönüşen “Kuşak ve Yol”un bu iki önemli kolunu kontrolü altına alabilmesi ancak Rusya sayesinde mümkündür. Rusya’nın, Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki Karabağ savaşını sona erdiren 9-10 Kasım 2021 tarihli ateşkes anlaşmasıyla Zengezur koridorunda, bu yılın Ocak ayında doğalgaz fiyatlarını protesto gösterilerine sahne olan Kazakistan’da bayrak göstermesi, Çin’i, 2023 yılında küresel ekonominin lideri yapabilecek olan “Kuşak ve Yol” projesi çerçevesinde değerlendirilmelidir. Bu konuda ABD ile Rusya’nın çıkarlarının çakıştığı unutulmamalıdır.
Rusya’nın, Karabağ ve Kazakistan’da bayrak göstermesinden sonra 24 Şubat’ta Ukrayna’yı işgale başlaması, arka planındaki dinamiklerle birlikte irdelenmesi gereken gelişmeler dizisidir.
ABD, Rusya’nın işgali başlattığı 24 Şubat öncesine kadar, Ukrayna’ya ciddi bir silah yardımı yapmamıştır. İşgal sonrasında yaptığı ve toplam 9.8 milyar dolara ulaşan silah yardımı çerçevesinde verilen silahlar da, caydırıcı gücü ve savaş bitirici niteliği olmayan silahlardır. Bu silahların faturası da, günü geldiğinde, Zelenski’nin önüne konacaktır.
Hatırlanacağı gibi, I. Körfez Savaşı’nda da, Kuveyt çöllerine boşaltılan ABD silah sektörünün 10 yıllı silah stokunun faturası Kuveyt şeyhinin önüne konmuştu. Kuveyt petrolleri, bu borcu ödeyebilmek için, uzun yıllar boyunca ABD’li petrol şirketlerinin kasasına akmıştı.
ABD, NATO’YU DEĞİL, NATO MANEVRALARINI UKRAYNA’YA KAYDIRMIŞ OLSAYDI, BU İNSANLIK DRAMI YAŞANIR MIYDI?
Sözü daha fazla uzatmadan soralım; ABD, “NATO’nun doğu kanadını desteklemek” gerekçesiyle Girit, Yunanistan, Batı Trakya, Bulgaristan ve Romanya’ya yığdığı “caydırıcı” nitelikli silahların bir kısmını, “manevra” gerekçesiyle Ukrayna coğrafyasına kaydırmış olsaydı, Avrupa’nın orta yerinde yaşanan ve binlerce masum insanın hayatlarını kaybetmelerine neden olan insanlık dramı yaşanır mıydı?
DaryaDugina’yı, daha doğrusu, Putin’in akıl hocası AleksandrDugin’i hedef alan suikastin izini sürerken bu gerçekleri dikkate alarak sorgulama yapmak durumundayız.
SherlockHolmes romanları kadar heyecanlı, Agatha Cristie romanları kadar gizemli ve evlat acısını barındırmasından dolayı hüzünlü olan bir suikastin uzun zaman karanlıkta kalması mümkün değildir.
Çok fazla bekleyeceğimizi sanmıyoruz.