SÜLEYMAN  EFENDİ  HAZRET’LERİ  HAKKINDAKİ,  YALAN,  İFTİRA  VE  BUHTAN’LARA  CEVAPLAR !... ( 18 )

“ Lût’u da ( Peygamber gönderdik). Kavmine dedi ki: “ Sizden önceki milletlerden hiçbirinin yapmadığı fuhşu mu yapıyorsunuz? “  “ Çünkü siz, şehveti tatmin için kadınları bırakıp erkeklere yanaşıyorsunuz. Doğrusu siz taşkın(sapkın) bir milletsiniz.” ( A’raf  /7 /80,81)  “ Kavminin  cevabı( Lût’u ve taraftarlarını) memleketinizden çıkarın: çünkü onlar fazla temizlenen insanlarmış! Demelerinden başka bir şey olmadı.”  “ Biz de onu ve karısından başka aile efradını kurtardık: Çünkü karısı geride kalanlardan( kâfirlerden) idi. “  “ Ve üzerlerine(taş) yağmuru yağdırdık. Bak ki günahkârların sonu nasıl oldu! “ ( A’raf /82,83,84)

( Hazreti İbrahim’in kardeşinin torunu olan Hazreti  Lût, Humus’ta bulunan “ Sodom,” şehri halkına Peygamber olarak gönderilmişti. Bu şehir halkı başka hiçbir milletin yapmadığı bir fuhuş( homoseksüellik, L.G.B.T.’lik) yapıyorlardı. Lût aleyhisselâm’ın nasihatlerini dinlemediler. Kötülüklerine devam ettiler. Nihayet Lût Peygamber  kendine inananlarla beraber geceleyin şehri terketti. Kavmi ise zelzele, başlarına yağan müthiş taş ve yağmur ile helâk olup gittiler. İşte küfür ve fuhşun sonu böyle neticelendi.)

“ Elçilerimiz Lût’a gelince,( Lût) onların yüzünden üzüldü ve onlardan dolayı içi daraldı da “Bu çetin bir gündür,” dedi.” Hûd /11/77) ( Meleklerin genç delikanlılar şeklinde geldiğini gören Lût aleyhisselâm onları insan sanmış ve kavminin onlara tecavüz etmelerinden korkmuştu. Cünkü A’raf suresinin 80 ve 81. Âyet’lerinde bildirildiğine göre Lût’un irkarcı kavminde cinsî  sapıklık yaygındı.)

“ Lût’un kavmi, koşarak onun yanına geldiler. Daha önce de o kötü işleri yapmakta idiler. ( Lût): “ Ey kavmim! İşte şunlar kızlarımdır(onlarla evlenin) sizin için onlar daha temizdir. Allah’tan korkun ve misafirlerimin önünde beni rezil etmeyin! İçinizde aklı başında bir adam yok mu!” dedi.( Ba’zı tefsircilere göre Haz. Lût’un halkına evlenmelerini tavsiye ettiği kızlarından maksad kendi öz kızları değil, kavminin kızlarıdır. Çünkü onun sadece iki kızı vardı. Her Peygamber kendi kavminin büyüğü ve ma’nevî  babası sayıldığından Haz Lût: “ İşte bunlar kızlarımdır,” demiştir.)...

“ Dediler ki: Senin kızlarında bizim bin hakkımız olmadığını biliyorsun. V e sen bizim ne iustediğimizi elbette bilirsin.”  “( Lût)  keşke benim size karşı(koyacak) bir gücüm olsaydı veya güçlü bir kaleye sığnabilseydim! Dedi.”  “  ( Melekler) dediler ki: Ey  Lût! Biz  Rabbi’nin elçileriyiz. Onlar sana asla dokunamazlar. Sen gecenin bir kısmında ailenle ( yol çıkıp) yürü. Karından başka sizden hiçbiri geride kalmasın. Çünkü onlara gelecek olan ( azab) şüphesiz ona da isabet edecektir. Onlara vâ’dolunan (helâk) zamanı sabah vaktidir. Sabah yakın değil mi? “ Hûd / 11/ 77,78,79,80,81)

“ Emrimiz gelince, oranın altını üstüne getirdik ve üzerlerine( balçıktan) pişirilip istif edilmiş taşlar yağdırdık.”  “ ( O taşlar:)  Rabbin katında işaretlenerek( yağdırılmıştır) onlar zalimlerden uzak değildir.” ( Hûd / 11/82,83)

Lût kavmine, ahbes’lere,L.G.B.T.,eşcinsel, cinsî  sapıklara, Allah’ın gazabı, dünya tarihinde hiç görülmemiş şiddette tecelli etmiştir. Gökten başlarına, balçıktan sertleştirilmiş ve herbir ahbes için işaretlenmiş, bir nev’i güdümlü mermi gibi, herbir taş hedefine ulaşmış  tepesinden girmiş ayaklarından çıkmış ve bütün iç organlarını bütünüyle tahrip etmiştir. Sadece  başlarına taş yağmamış, şiddetli ve gürültülü bir yağmurla birlikte, yeryüzünün derinliklerine batırılmışlardır.Dünya Coğrafyası, sık sık, değişmiş, eskiden deniz veya düz ovalar olan yerlerde dağların infitarıyla, dağlık bölgeler oluşmuş, karalar denizler, suların çekilmesiyle denizler karalara dönüşmüştür.Ancak,Hazreti İbrahim’in ateşe atıldığı yer, Şanlıurfa’da Balıklıgöl, Nuh Tufanı’nın uğradığı bölgeler, Nuhun gemisinin oturduğu Cudî Dağı,Lût kavminin helâk edildiği ve yere batırıldığı Lût gölü, İsrail Ürdün arasında hâlen muhafaza edilmektedir. Lût Gölünün suyu acı –pis içilmez ve kullanışa elverişli değildir. Gölün derinliğine halen ulaşılamamıştır. Rivayetlere göre Lût Gölünün dibi cehenneme kadar uzamaktadır.

“ Medyen’e de kardeşleri Şuayb’ı( gönderdik). Dedi ki: Ey Kavmim! Allah’a kulluk edin. Sizin ondan başka ilahınız yoktur. Size Rabbinizden açık delil gelmiştir, artık ölçüyü, tartıyı tam yapın, insanların eşyasını eksik vermeyin. Düzeltilmesinden sonra yeryüzünde bozgunculuk yapmayın. Eğer inananlar iseniz bunlar sizin için daha hayırlıdır.”  “ Tehdit ederek, insanları Allah yolundan alıkoyarak ve o yolu eğip bükmek isteyerek öyle her yolun başında durmayın. Düşünün ki, siz az idiniz de O  sizi çoğalttı. Bakın ki, bozguncuların sonu nasıl olmuştur? “  “Eğer içinizden bir grup benimle gönderilene inanır, bir grup’da iunanmazsa, Allah aranıza hükmedinceye kadar bekleyin. O hakimlerin en iyisidir.”  “ Kavminden ileri gelen kibirliler dediler ki: “ Ey Şuayb! Seni ve seninle beraber inananları memleketimizden kesinlikle çıkaracağız veya dinimize döneceksiniz.”( Şayb) : İstemesek demi? dedi.”  (A’raf/ 7 /85,86,87,88)

“ Doğrusu Allah bizi ondan kurtardıktan sonra tekrar sizin dininize dönersek Allah’a karşı yalan uydurmuş oluruz. Rabbimiz Allah dilemiş başka, yoksa ona geri dönmemiz bizim için olacak şey değildir. Rabbimizin ilmi her şeyi kuşatmıştıor. Biz sadece Allah’a dayanırız. Rabbimiz bizimle kavmimiz arasında adaletle hükmet! Sen hükmedenlerin en hayırlısısın.” “ Kavminden ileri gelen kafirler dediler ki: Eğer Şuayb’e uyarsanız o takdirde siz mutlaka ziyana uğrarsınız.”  “ Derken o şiddetli deprem onları yakalayıverdi de yurtlarında dizüstü donakaldılar. “  “ Şuayb’ı yalanlayanlar sanki yurtlarında hiç oturmamış gibiydiler. Asıl ziyana uğrayanlar Şuayb’ı yalanlayanların kendileridir.”  “ ( Şuayb) onlardan yüz çevirdi ve ( içinden) dedi ki: “ Ey Kavmim! Ben size Rabbimin gönderdiği gerçekleri duyurdum ve size öğüt verdim. Artık kafir bir kavme nasıl acırım!”

( Medyen, İbrahim aleyhisselâm’ın oğlu’nun adıdır. Bunun torunlarına Medyen Kabilesi, bu kabilenin ikamet ettiği şehre de Medyen şehri denilmiştir. Bu şehir, Filiztin ile Hicaz arasında ve kızıldeniz sahilinde bulunmakta idi. Devriunde dünya’nın en müreffeh ülkesi olmasına rağmen, bu Medyen kabilesi, Ticarî  ahlakı hiçe sayıyor, tartıda ölçüde alırken tam olarak tartıyor, ölçüyorları ve fakat verirken eksik tartıyor, eksik ölçüyorlardı.Şiddetli bir deprem neticesiunde bulundukları yerde dizüstü çöküp donakaldılar ve böylece helâk edildiler.

Geçmiş Peygamber’lerden ba’zılarının kavimlerinin helâ edilmesi için vazifelendirilen melekler, o kavme indiklerinde, kavmin ekserisinin ibadette, itaatta, rükû’da, secdede olduğunu görürler. Rabbimiz hikmetinden sual olunmaz, ama  burada böyle bir durum var, diye ilticada bulunduklarında Cenab-ı Hak, içlerinhden ba’zıları küçük bir grup, Benim gazabımı mucib  fi’illerde bulunuyorlar. Ekseriyyet bunları önleyebilecek kuvvete sahip oldukları halde onlara mani olmadıkları için hepsi helâki hakketmişlerdir. Buyuirur ve topyekûn bütün kavim helâk edilir...