SÜLEYMAN EFENDİ HAZRET’LERİ HAKKINDAKİ, YALAN, İFTİRA VE BUHTAN’LARA CEVAPLAR!... ( 16 )
“Andolsun biz İsrahim’e daha önce rüşdünü vermiştik: Biz onu iyi tanığrdık.” ( Enbiya / 21/51) ( Mu’teber tefsirlerde, Âyetteki, “Rüşd,” kelimesinin Peygamberlik anlamığna, yahut, haz. İbrahim’in risaletten önce de sahip olduğu hidayet ve doğruluk ma’nasına geldiği belirtilmiştir.) “ O, babasına ve kavmine: Şu karşısına geçip tapmakta olduğunuz heykeller de ne oluyor? Demişti.” “ Dedilerki: Biz, babalarımızı bunlara tapar kimseler bulduk.” “ Doğrusu, siz de, babalarınız da açık bir sapıklık içindesiniz, dedi.” “ Dediler ki: bize gerçeği mi getirdin, yoksa sen oyunbazlardan biri misin?” “ Hayır, dedi, sizin Rabbiniz yarattığı göklerin ve yerin de Rabbidir ve ben buna şahidlik edenlerdenim.” “ Allah’a yemin ederim ki, siz ayrılıp gittikten sonra putlarınıza bir oyun oynayacağım,” ( Enbiya / 21/52,53,54,55,56,57) ( Hazreti İbrahim’in bu sözü gizli olarak söylediği ve kendisini sadece bir kişinin duyduğu rivayeti de vardır.) “Sonunda İbrahim onları(putları) paramparça etti. Yalnız en büyük putu bıraktı; ona müracaat ederler,diye” ( Enbiya/ 21/58) ( Tefsirlerde nakledildiğine göre, Haz.İbrahim putları kırdıktan sonra baltayı sağlam bıraktığı büyük putun boynuna asmıştı. Bir bayram şenliğne giden putperest halk dönüşte biri hariç bütün putlarının tuzbuz olduklarını görmüştü.)
“ Bunu tanrılarımıza kim yaptı? Muhakkak o, zalimlerden biridir,dediler.” “ (Bir kısmı) Bunları diline dolayan bir genç duyduk; kendisine İbrahim deniulirmiş, dediler.” “O halde, dediler, onu hemen insanların gözü önüne getirin. Belki şahidlik ederler.” “ Bunu ilahlarımıza sen mi yaptın ey İbrahim? Dediler.” “ Belki de bu işi şu büyük yapmıştır. Hadi onlara sorun; eğer konuşuyorlarsa! dedi.” “ Bunun üzerine kendi vicdanlarına dönüp( kendi kendilerine) “ Zalimler sizlersiniz, sizler” dediler.” “ (Enbiya/21/ 59,60,61,62,63,64) ( Âyet, şu şekilde de anlaşılmıştır: sonra biribirlerine dönerek, “ Putları yalnız ve savunmasız bıraktığımız için) asıl siz zalimsiniz,” diyerek biribirlerini suçladılar.)
“ Sonra teker teker eski inanç ve tartışmalarına döndüler. Sen bunların konuşmadığını pek â’lâ biliyorsun, dediler. “ “ İbrahim: Öyleyse, dedi, Allah’ı bırakıp da, size hiçbir fayda ve zarar vermeyen bir şeye hâlâ tapacak mısınız? “ “ Size de, Allah’ı bırakıp tapmakta olduğunuz şeylere de yuh olsun, siz akıllanmaz mısınız? “ ( Bir kısmı:) Eğer iş yapacaksanız, yakın onu da tanrılarımıza yardım edin! Dediler.” ( Enbiya/21/ 65,66,67,68) Hazreti İbrahim’in kavmi bu teklifi kabul ederek onu yakmak için büyük( cehennemî) bir ateş hazırladılar. Elleri, kolları ve ayakları bağlı olarak, çok yüksekten bin mancınık vasıtasıyla bu cehennemî ateşin tam ortasına attılar. Haz. İbrahim ise,” Bana Allah’ın sahip çıkması yeter; O ne güzel bir sahip!” diyerek Allah’a sığındı.
“ Ey ateş! İbrahim için serinlik ve esenlik ol!” dedik.” “ Böylece ona bir tuzak kurmak istediler, fakat biz onları, daha çok husrana uğrayanlar durumuna soktuk.” “ Biz onu ve Lût’u kurtararak, içinde cümle aleme bereketler verdiğimiz ülkeye ulaştırdık.” ( Enbiya /21/69,70,71)
Hazreti İbrahim’im içine atıldığı cehennemî ateş, Allah’ın izniyle-emriyle güllük gülistanlık oldu, alevler gül ve çiçekler, odunlar balık, ateşin harladığı yerlerden sular fışkırdı.Hazreti İbrahim, Zevcesi Sâre ve yeğeni veya amcazâde’si, Lût, putperest’lerin elinden kurtarılmış irşad ve hidayetlerini yayacak bir ülkeye ulaştırılmışlardı.) ( Müfessirlere göre bu bereketli ülke, Şam ve Filistin yöreleridir. Bu yörelerin cümle alem için bereketli olması ise, Peygamberlerin pek çoğunun oralarda yetişmesi ve Allah’ın dinini oralardan yaymalarnıdan ileri gelmektedir.) Böylece Hazreti İbdahim ve inananlar kurtulmuş, Nemrud, burnuna giren bir sivrisenek sebebiyle başını taşlara vurarak helak edilmiş, kavmi de onunla birlikte topyekûn helak edilmiştir...
Musa aleyhisselâm’ın Mısır’da Firavun ve kavmini tevhid dinine da’veti ve İsrailoğullarının Mısır esaretinden kurtulma mücadelesi: “ Sonra onlların ardından Musa’yı Mu’cizelerimizle Firavun ve kavmine gönderdik de o mu’cizeleri inkâr ettiler, ama, bak ki, fesatçıların sonu ne oldu! “ “ Musa dedi
gerçekten başkasını söylememek benim üzerime borçtur. Size Rabbinizden açık bir delil getirdim; artık İsrailoğullarını benimle bırak.” ( A’raf / /103,104,105) ( İsrailoğulları, daha önce Yusuf aleyhisselam Mısır’da Hazine yetkilisi iken babaları Ya’kup Peygamber’le beraber Filistinden göçüp Mısır’a yerleşmişlerdi. Bilahere, Mısır Firavunları İsrailoğullarını parya sınıfı olarak geri ve ağır işlerde istihdam ettiler. Şimdi aynı milletten Peygamber olarak gelmiş olan Musa aleyhisselâm kendi kavmini Firavun zulmünden kurtarmak için Mısır’dan çıkarıp Filistin’e götürmeyi ona teklif etti.)
“ Firavun’a git. Çünkü o iyice azdı.” “ Musa Rabbim! dedi, yüreğime genişlik ver.” “ İşimi bana kolaylaştır.” “ Dilimden şu bağı çöz.” “Ki. Sözümü anlasıonlar.” “ Bana ailemden bir de vezir( yardımcı ver. “ “ Kardeşim Harun’u.” “ Onun sayesinde arkamı kuvvetlendir.” “ Ve onu işime ortak kıl.” “ Böylece seni bol bol tesbih edelim.” “ Ve çok analım. Seni.” “ Şüphesiz sen bizi görmektesin.” “ Allah Ey Musa! Dedi. İstediğin sana verildi.” “ Andolsun biz, sana bir def’a daha lütufta bulunmuştuk.” ‘ Tahâ/ 20/25-37) “Sen ve kardeşin birlikte âyet’lerimi götürün. Beni zikretmeyi de ihmal etmeyin.” “ Firavun’a gidin. Çünkü o, iyiden iyiye azdı.”( Taha/ 20/42,43) “ Ona yumuşak söz söyleyin. Belki o. aklını başına alır veya korkar.” “ Dediler ki: Rabbimiz! Doğrusu biz, onun bize aşırı derecede kötü davranmasından yahut iyice azmasından endişe ediyoruz.” “ Buyurdu ki: Korkmayın,çünkü ben sizinle beraberim; işitir ve görürüm.” “ Haydi ona gidin de deyin ki: Biz, senin Rabbinin elçileriyiz. İsrailoğullarını hemen bizimle birlikte gönder.Onlara eziyet etme! Biz senin Rabbinden bir âyet getirdik. Kurtuluş, hidayete uyanlarındır.” ( Taha/20/44,45,46,47) ( Tefsircilerin ekserisine göre âyet’in son cümlesi bir du’a ve dilek cümlesi olmayıp, hidayete uyanların, Firavun’un eziyetinden er-geç kurtulacaklarını bildiren bir haber cümlesidir. İşte bu söz ile Musa ve Harun, Firavun’a bunu hatırlatmaktadırlar.)
Firavun, Yeryüzünde öylesine azmış, öylesine kudurmuştu ki: “ Firavun’a git! Çünkü o çok azdı.” “ De ki: Arınmayı ve seni Rabbimin yoluna iletmemi ister misin? Böylece ondan korkarsın.” “ Ve ona en büyük mu’cizeyi gösterdi.” “( O ise) hemen yalanladı ve ısyan etti.” “ Sonra( inkâr için) olanca çabasını göstererek sırtını döndü.” “ Derhal( adamlarını) topladı ve (onlara) bağırdı.” “ Ben sizin en yüce Rabbinizim! Dedi.” “ Allah onu,( herkese ibret olacak) dünya ve ahiret azabıyla cezalandırdı.”( Taha /20/17-25)...
Firavun devrinde sihir çok revaçta büyücüler altın devrini yaşıyorlardı.En seri’ ve en mahir göz boyayıcılar Firavun nezdinde en i’tibarlı olanlardı. Onlara, maddî imkanlar veriyor, maiyyetinde taşıyordu. “ ( Firavun) dedi ki: Eğer bir mu’cize getirdiysen ve gerçekten doğru söyliyorsan onu göster bakalım.” “ Bunun üzerine Musa asasını yere attı. O hemen apaaçık bir ejderha oluverdi.” “ Ve elini(cebinden) çıkardı. Birden bire o da seyredenlere bembeyaz görünüverdi.” (A’raf/106,107,108) (Baston ve el beyazlığı Hazreti Musa’ya verilen iki mu’cize’dir.) “ Firavun’un kavminden ileri gelenler dediler ki: Bu çok bilgili bir sihribazdır. Sizi yurdunuzdan çıkarmak istiyor. Ne buyurursunuz? “ “ Dediler ki: Onu da kardeşini de beklet; şehirlere toplayıcılar( me’murlar) yolla. Bütün bilgili sihirbazları sana getirsinler.” ( AI’raf/7/109,110,112) ( Hazreti Musa’nın kardeşi Harun aleyhisselâm’dır. O da kardeşine yardımcı olrak gönderilmiş bir Peygamber’dir.) “ Sihirbazlar Firavun’a geldi ve: eğerüstün gelen biz olursak, bize kesin bir mükafaât var mı? dediler.” “ ( Firavun): Evet hem de siz mutlaka yakınlarımdan olacaksınız, dedi.” “( Sihirbazlar), Ey Musa sen mi (önce) atacaksın, yoksa atanlar biz mi olalım, dediler.” “ Siz atın, dedi. Onlar atınca insanların gözlerini büyülediler, onları korkuttular ve büyük bir sihir gösterdiler.” ( A’raf/7/113,114,115,116) ( Sihirbazlar ip ve odun parçalarını ortaya attılar, fakat halkın gözlerini büyüledikleri için bu attıkları şeyler onlara yılan gibi gözüktü.) “ Biz de Musa’ya, “ Asanı at,” diye vahyettik. Bir de baktılar ki bu ohların uydurduklarını yakalayıp yutuyor.” “ Böylece gerçek ortaya çıktı ve onların yapmakta oldukları yok olup gitti.” “ İşte Firavun ve kavmi, orada yenildi ve küçük düşerek geri döndüler. “ “ Sihirbazlar ise secdeye kapandılar.” ( A’raf / 7 /117,118,119,120)....