Görünen o ki, Covid-19’un baskılanması sonrasında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Covid-19 salgınının Milat olacağı bu topyekun savaş süreci sonrasında bizleri, hiç de mutlu olmayacağımız bir dizi zorluklar bekliyor olacak. 

Covid-19’un kontrol altına alınması sonrasında insanlık, kendisine, Ortaçağdaki veba salgınlarında yaşanan korku ve çaresizliği yaşatan salgının arka planındaki dinamikleri görmek, bilmek isteyecektir. 

Şu bir gerçek ki, salgının baskılanması sonrasında, ister eski düzen sürdürülsün, ister yeni bir düzen tedavüle sokulsun, taşların yerine oturması zaman alacaktır.

Bu, ‘nesebi gayri sahih’ Covid-19 namlı yaratığın neden olduğu ölümcül salgını, birbirimize dayanarak, elele vererek baskılayacağız. Sağlık ordumuzun önerilerine uyarak, birlikte yeneceğiz inşallah. 

Koronavirüsün yayılma hızına ilişkin grafikler bütün dünyada çok can sıkıcı bir yükseliş sergiliyor. Çin’in koronavirüs (Covid-19) salgınını baskıladığına ilişkin haberler pek inandırıcı olmadığından, yarına umutla bakmamıza yeterli olmuyor. 

Aklımızın bir köşesinde “koronavirüs ailesinin kontrol edilemez üyesi Covid-19, bir laboratuvar ürünü mü, bir biyolojik silah mı?” sorusunu saklı tutarak, Sağlık Bakanlığı’nın belirlediği savaş düzenine uyacağız. Uymak zorundayız. Covid-19’dan etkilenenlerin sayısı giderek artarken kendi önlemlerimizi alma konusunda çok daha titiz davranmak zorundayız. 

Bir küresel savaş yaşadığımızın, hepimizin ateş hattında olduğumuzun bilincinde olacağız. Düşmana cephane taşımamış olmak için evlerimizde yaşamaya devam edeceğiz. 

Türkiye Genel Koronavirüs Tablosu’nda, füze gibi yükselen grafiğin tepe noktasına çarparak inişe geçmesine kadar, önerilere harfiyen uymak zorundayız.  

Covid-19’un “Virüs kuşağı” olarak anılan Wuhan’dan başlayan virüs salgınlarından biri ya da belli hedeflere yönelik olarak laboratuvarda kurgulanmış bir biyolojik silah olduğuna ilişkin değişik görüşler okuyor ve dinliyoruz. 

SALGIN SONRASI ÖNEMLİ

Covid-19 bir biyolojk silah olarak kullanılıyorsa, kimin ne gibi bir sonuç hedeflediğini henüz net olarak bilemiyoruz, ama salgının kontrol altına alınma sonrasında oluşacak ekonomik tablonun bizleri enaz Covid-19 kadar olumsuz etkileyeceği bir gerçektir.

Koronavirüs ailesinin “nesebi gayri sahih” (babası bilinmeyen) üyesi olan Covid-19’un arkasındaki olası dinamiklerin, laborantların, finansörlerin ve kullanıcıların kimliğini sorgularken, öncelikle bu ölümcül salgının zamanlamasını ve başlangıç noktasının neden Çin olduğunu bilmemiz gerekiyor. 

Covid-19 ölümcül salgının Çin’in Wuhan bölgesinde daha önceleri başgösteren SARS, MERS salgınlarının bir devamı olduğunu savunanların yanıtını vermekte pek zorlanmayacakları bir sorumuz var: 

Kontrolsüz bir çoğalma sergileyen Covid-19’un neden olduğu ölümcül salgınının, Çin’in küresel ekonominin lideri olmaya hazırlandığı ve Yeni İpekyolu’nun ABD’nin beka sorunu haline geldiği aşamada başlaması bir rastlantı mıdır? 

Yukardakinin devamı olarak bir soru daha:  

ABD’de bir içsavaş şeklinde sürdürülmekte olan mücadelede, Amerika derin devleti Pentagon’un Başkan Trump hakkında azil süreci başlatarak neleri sağladığını, küresel çapta ünlü şirket yöneticilerinin hangi nedenle peşpeşe istifa ettiklerini, pekçok işadamanın yurtdışında, servetlerini tranfer edebilecekleri güvenli limanlar aramalarının nedenlerini bilmemiz gerek miyor mu? 

‘Yurtiçinde Covid-19’a karşı savunma yöntemlerini konuşurken, komplo teorisi ürünü bu gibi sorulara ne gerek var?’ denilebilir. Fakat, salgının baskılanması sonrasında karşı karşıya kalabileceğimiz ve komplo teorilerini aşan bazı çok önemli gerçekler var

Geçen yılın Aralık ayında, Wuhan bölgesinde koronavirüs salgını başladığında Çin yönetimi, kasasındaki 130 milyar dolarlık Amerika devlet tahvilini geri vererek nakit para istediğinde, Washington bu isteğe olumsuz yanıt vermişti. 

20 trilyon dolar borcu olan ABD’nin, kendi parasını isteyen Çin’e olumsuz yanıt vermesi küresel çapta “Ne oluyor?” sorgulamasının başlamasına neden olmuştu. Washington, ABD devlet tahvillerinin karşılığını neden ödemiyordu? 

YENİ BİR KÜRESEL EKONOMİK KRİZ Mİ?

Washington’ın, 130 milyar dolarlık devlet tahvilinin karşılığını isteyen Çin’e olumsuz yanıt vermesi, küresel çapta ve 2008 küresel ekonomik krizini gölgede bırakacak yeni bir ekonomik krizin habercisi olarak değerlendiriliyor. 

10 gün kadar Soyuz roketiyle 34 uyduyu yakın yörüngeye oturtan OneWeb sitesinin, Japon Softbank’tan istediği krediyi alamaması nedeniyle 27 Mart günü iflasını ilan etmesi, Covid-19 salgınının baskılanması sonrasında dünyanın ekonomik tablosunda çok olumsuz değişimler yaşanacağını gösteriyor. 

Çünkü, OneWeb’in vizyonu, herkes için, her yerde kolayca ulaşılabilen kaliteli internet erişimi sağlayabilmekti. Dünyanın dört bir yanındaki işletmeler ve devletler için uygun fiyatlı, hızlı, yüksek bant genişliğine ve düşük gecikme süresine sahip iletişim hizmeti sunmayı amaçlıyordu. 

OneWeb’in önü kesildi; küresel iletişim sistemini tümüyle kontrolleri altıda tutmak isteyen güç, bu alana kendilerinden başkasının el atmasına kesinlikle karşı çıkıyorlardı. 

Covid-19 salgını sonrasında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Gelişmelerin yönüne bakınca, ‘Covid-19’un arka planında, küresel çapta bir egemenlik savaşı yaşanıyor’ duygusuna kapılmamak elde değil. 

Covid-19’un, koronavirüs ailesinin kontrolden çıkmış asi üyesi olduğuna inanmak istiyoruz, fakat gelişmeler bu konuda fazla iyimser olmamıza izin vermiyor. 

BİRLİKTE YENECEĞİZ

Görünen o ki, Covid-19’un baskılanması sonrasında hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Covid-19 salgınının Milat olacağı bu topyekun savaş süreci sonrasında bizleri, hiç de mutlu olmayacağımız bir dizi zorluklar bekliyor olacak. 

Covid-19’un kontrol altına alınması sonrasında insanlık, kendisine, Ortaçağdaki veba salgınlarında yaşanan korku ve çaresizliği yaşatan salgının arka planındaki dinamikleri görmek, bilmek isteyecektir. 

Şu bir gerçek ki, salgının baskılanması sonrasında, ister eski düzen sürdürülsün, ister yeni bir düzen tedavüle sokulsun, taşların yerine oturması zaman alacaktır.

Bu, ‘nesebi gayri sahih’ Covid-19 namlı yaratığın neden olduğu ölümcül salgını, birbirimize dayanarak, elele vererek baskılayacağız. Sağlık ordumuzun önerilerine uyarak, birlikte yeneceğiz inşallah. 

Büyük ekonomik krizlerin neden oduğu I. ve II. dünya savaşları sonrasında yaşanan siyasi ve ekonomik zorlukları yeniden yaşamamak için, her zamankinden çok dayanışma içinde olmamız gerekiyor. 

Bu ölümcül salgının güvenlik, ekonomik ve siyasi sorunlar da üretebileceğini hesaba katarak, “Bana bulaşmaz” rehavetinine kapılmadan saflarımızı sıklaştırmalıyız. 

Bu konuda zorlanacağımızı sanmıyorum. Çünkü, dayanışma, büyüklere saygı, küçüklere sevgi bizim genetik özelliklerimiz. Özümüzü keşfederek zorlukları daha kolay aşabiliriz.  

RAHMET VE SAYGIYLA ANIYORUZ

ONLARA CAN BORÇLUYUZ

Koronavirüs serisinin en karmaşık yapılı üyesi Covid-19’un neden olduğu ölümcül salgın karşısında bizlerin sağlığını koruyabilmek için fedakarca çalışan sağlık ordumuzun en ön saflarında savaşan dört değerli hocamızı peşpeşe kaybettik. Hepsine Allah’tan rahmet diliyoruz; mekanları Cennet olsun. 

Prof. Dr. Fevzi Aksoy’a, Prof. Dr. Cemil Taşçıoğlu’na, Prof. Dr. Sedat Tellaloğlu’na ve Prof. Dr. Feriha Öz’e Allahtan rahmet diliyoruz. Mekanları Cennet olsun. 

Covid-19 salgını ile fedakarca savaşırken virüs bulaşması nedeniyle tedavi gören sağlık personelimize acil şifalar diliyoruz.