İşte Yunan Demokrasisi Gümülcine, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Derneğini ziyaret ettik. Burada dikkati çeken durum; Türk Öğretmenler Birliği Derneği'nin resmi olarak tanınmıyor. Çünkü Yunan yetkilileri, önünde Türk kelimesi yer alan bir derneğin çalışmasına izin vermiyor. Bu yüzden Dernek resmi olarak faaliyetlerini sürdüremiyor. Yunan yasalarının etnik azınlıkları daha çok baskı altında tuttuğu anlaşılıyor. Derneğin bulunduğu mekânın çevresinde ise sürekli sivil yunan polisleri görev yapıyorlar. Hatta aracımızın Gümülcine'de bulunduğu sırada sivil Yunan polisi bizleri sürekli takip etti. ------------- Edirne'den kuşluk vaktinde bir minibüs dolusu akademisyenle birlikte Yunanistan'a hareket ediyoruz. Rehberimiz Trakya Üniversitesi Eğitim Fakültesi Dekanı Prof.Dr.Hilmi İbar ve eşi Bedia Hanım. İki rehberimizi kısaca tanıtacak olursak; Hilmi Bey, Kosova doğumlu, ilk ve ortaöğrenimi memleketinde, lisan öğrenimini Priştine Üniversitesi'nde, yüksek lisan ve doktarasını ise Zagrep Üniversitesi'n de tamamlamış. Türk vatandaşı da olan Hilmi Bey 1994 yılından beri Trakya Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak çalışıyor. 30 yıldan beri Balkanları adım adım dolaşmış, Balkan dillerine hâkim ve aynı zamanda çok iyi derecede İngilizce biliyor. Eşi Bedia Hanım'da Kosovalı. Uzunlar Kosova'da devlet televizyonunda çekim asistanı olarak çalışmış. Bölgeyi ve özelliklerini yakinen biliyor. Pazarkule sınırkapısından Batı Trakya'ya revan olurken, yollarda çiftçilerin traktörlü protestolarını görünce şaşırmadan edemedik. Dedeağaç'tan geçerken deniz kenarında zeytin ağaçları ve sahil boyunca Türkiyede'deki cep telefon hatlarının net bir şekilde yurtiçi gibi çekiyor olması bir başka güzellikti. Gümülcine, Batı Trakya Türk Öğretmenler Birliği Derneğini ziyaret ettik. Burada dikkati çeken durum; Türk Öğretmenler Birliği Derneği'nin resmi olarak tanınmıyor. Çünkü Yunan yetkilileri, önünde Türk kelimesi yer alan bir derneğin çalışmasına izin vermiyor. Bu yüzden Dernek resmi olarak faaliyetlerini sürdüremiyor. Yunan yasalarının etnik azınlıkları daha çok baskı altında tuttuğu anlaşılıyor. Derneğin bulunduğu mekânın çevresinde ise sürekli sivil yunan polisleri görev yapıyorlar. Hatta aracımızın Gümülcine'de bulunduğu sırada sivil Yunan polisi bizleri sürekli takip etti. Daha sonra Gümülcine Başkonsolosu Mustafa Sarınç ve Gümülcine seçilmiş müftüsü İbrahim Bey ile de görüştük. Gümülcine'de dikkatimizi çeken bir husus ta günlük çıkan Türk gazetelerin bayilerde satılıyor olmasıydı. Türklerin bulunduğu kahvahenede Türk takımlarının bayrak ve flamaların asılı olması bir başka sevindirici husustu. Türk nüfusun yoğun olarak bulunduğu İskeçe'den geçerek Kavala'ya vardık. Kavala, meşhur Mehmet Ali Paşa'nın doğduğu belde, denize kıyısı bulunan güzel ve şirin bir şehir. Tarihi yapılar göz kamaştırıyor. Kavala kalesi ve su kemeri tarihi yapıların en önemlilerinden biri olarak görünüyor.. Yine Kavala'da görülmesi gereken en önemli tarihi yapılardan biri Kanu Sultan Süleyman Su Kemeri. Ayrıca Kavala kalesinde Yunanlılar Mehmet Ali Paşa'nın heykelini dikmişler. Kavala'nın virajlı yollarından geçerken dikkatimizi çeken bir şey de yol kenarında kan akan bir Kuzey Kıbrıs haritasının dikilmiş olmasıydı. Selanik ve Atatürk'ün Evi Akşam vakti Selanik'e varıyoruz. Selanik denize kıvısı olan İzmir'i andırıyor. Özellikle sahildeki kordon boyu İzmir'e çok benziyor. Sahilde Büyük İskenderin heykeli tüm görkemiyle ayakta dururken Yunanlılar ve Makedonyalılar tarafından paylaşılamamanın tartışmasından bihaber insanları geçmişe götürüyor. Selanik tarihi yapıları ve modern binalarıyla iki devri bir arada yaşatıyor. Osmanlı'dan kalma hayli eser var, bir kısmı cafeye çevrilmiş, bir kısmı kiliseye, bir kısmı kamu binaları, kalan binalar ise harabe halde kurtarılmayı bekliyor. Selanik'te Atatürk Evi'nin kapısında Türkçe Yunança ve İngilizçe olarak şu ifade yer alıyor; "Türk Milletinin Büyük Müceddidi ve Balkan İttihadının Müzahiri Gazi Mustafa Kemal Burada Dünyaya Gelmiştir. İşbu Levha Türkiye Cumhuriyeti'nin Onuncu Yıldönümü Münasebetiyle Konulmuştur. Selanik, 29 Birinci Teşrin 1933." Selanik'te Atatürk'ün evini ziyaret ettik. Evin etrafı çok katlı binalarla kaplı olduğu için adeta kaybolmuş. Atatürk evi aslına uygun bir şekilde restore edilmiş. Tarihi Ev Türk Konsolosluğunun içinde yer alıyor. Akşam ziyaret esnasında Yunanlı gençlerin konsolosluk civarında Türkiye aleyhinde gösterisine şahit olduk. Bir Yunan gencinin öldürülmesi aslında olayları başlatan bir kıvılcımdı. Öncesinde bizim de tanık olduğumuz devrimci gençlerin Selanik'teki eylemleri böyle bir ayaklanmanın habercisiydi. Elvada Rumeli ve Ohri Nihayet gece geç vakit Yunanistan'dan ayrılarak Makedonya'nın Gevgeli şehrine ulaştık. Geceyi burada geçirdik. Denize ulaşımı olmayan bir kara devleti olan Makedonya, Orta Vardar adı verilen vadinin iki yakasından uzanıyor. Başkent Üsküp dışında Manastır, Kalkandelen, Resne, Ohri, Kumanova ve Struga gibi şehirleri olan Makedonya, tarihte önemini hiç yitirmemiş bir cografya üzerinde bulunuyor. Gevgeli ovası, tünelleri, Vardar nehri ve Resne'den (İttihat ve Terakkinin kurucularından Resne'li Niyazi'nin doğup yaşadığı şehir) geçerek tarihi Ohri şehrine ulaştık. Hani şu anda televizyonda "Elveda Rumeli" dizisinin çekildiği güzel şehir Ohri, görülmeye değer bir mekân. Buram buram tarih kokan şehirde, Osmanlı'dan kalma camiler, tekke ve zaviyeler, köprü, han ve hamamlar göz dolduruyor. Dükkânlarda alışveriş yaptığınızda veya sokakta dolaştığınızda Türkçe'nin yoğun kullanımına şahit oluyorsunuz. Etrafı büyük bir göl ve dağın eteğine kurulu olan ve ismini Ohri gölünden alan şehir görenleri hayran bırakıyor. Ohri gölü haritadan bakınca bir fasulyeye benzetiliyor. Gölün bir kısmı Makedonya sınırında diğer kısmı ise Arnavutluk topraklarında kalıyor. Ohri inci ve zümrütleriyle de meşhur bir şirin şehir. Ohri'de Halveti Tarikatı'nın bir kolu olan Hayati Tekkesi Horasan'dan gelen Pir Hayati Muhammed tarafından kurulmuş. Turgut Özal zamanında bu tekkede Osmanlı İmparatorluğunun sancağını bulup Türkiye'ye gönderdiklerini öğreniyoruz. Yine şehirde Osmanlı'dan kalan Türk eserlerinden bazıları şunlar; Haydar Paşa, Kuloğlu, Hacı Hamza, Ali Paşa ve Hacı Durgut Camileri şu anda ibadete açık ve beş vakit ezan okunup namaz kılınıyor. Şehirde arı duru Türkçe konuşabilirsiniz, camide ve tekkede Türk ve Arnavut kökenli Müslümanlarla sohbet ettik. Ohri şehri çok sayıda turistin ilgisini çekiyor.